Yemen Başkanlık Konseyi ‘sabır’ savaşı yürütüyor

Yemen Başkanlık Konseyi’nin kuruluşundan buyana 100 gün geçti

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman 7 Nisan 2022'de Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Raşid el-Alimi'yi kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman 7 Nisan 2022'de Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Raşid el-Alimi'yi kabul etti (SPA)
TT

Yemen Başkanlık Konseyi ‘sabır’ savaşı yürütüyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman 7 Nisan 2022'de Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Raşid el-Alimi'yi kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman 7 Nisan 2022'de Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Raşid el-Alimi'yi kabul etti (SPA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Raşid el-Alimi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman il 7 Nisan 2022'de görüşmesinin üzerinden 100 gün geçti. Yemen Başkanlık Konseyi'nin kuruluşundaki ana motivasyon bu görüşme oldu. Alimi ve Veliaht Prens arasındaki görüşmenin gecesinde 7 Nisan 2022'de Yemen Başkanlık Konseyi kuruldu.
Savaşın ortasındaki bir ülkenin verileri göz önüne alındığında, Başkanlık Konseyi'nin 100 günde çok başarı elde ettiğinden bahsetmek zor olabilir. Hiçbir konsey veya başkan onların yerine geçip böyle bir mirası devralmak istemez. Yemen Başkanlık Konseyi ve başkanı, "kalkınma, hizmet ve sabır savaşları" yürütüyor.
Dr. Raşid el-Alimi ve yedi yardımcısı, Başkanlık Konseyi'nin liderliğini devraldı ve tek bir hedef belirlediler: Yemen'i savaş durumundan barış durumuna taşımak.

Söylemesi ne kolay uygulaması ise ne zor!
Konsey, toplantılarını yürütmeye devam etti ve çalışmalarını geçici Yemen başkenti Aden'den gerçekleştirmeye başladı. Yemenliler ister ileri gelen ister memur ister aydın olsun başkanla doğrudan iletişim halindeler. Devletin ruhu geri döndü ve biraz umut da geri döndü. Konsey, Suudi Arabistan ve BAE'nin sağlamayı ve desteklemeyi taahhüt ettiği kalkınma projeleri paketini ortaya koymayı başardı.
Gözlemcilere göre, Alimi yurt dışı ziyaret turları ile Yemen'i Arap çıkar haritasına dönüştürmeyi başardı. Gözlemciler Alimi’nin BM'nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'i ve Aden'deki Avrupa ve ABD heyetini kabul ederek Yemen devletinin modelini ve Yemenlilerin “savaştan barışa” arzusunu sunduğuna inanıyorlar.

Tüm Yemenlilerin Başkanı
Karar çevrelerine yakın bir Yemenli kaynağın Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeler yer aldı: “Konsey ve başkanın açıklamaları ne kışkırtıcı ne de kutuplaştırıcı. Çünkü o Husiler de dahil tüm Yemenlilerin başkanı. Konsey kendi içinde uyumunu korumayı başardı. Takım ruhu içinde çalışmayı, önündeki sorunları çözmek için ortaklık temelinde yürümeyi başardı. Ayrıca geçici başkent Aden'den çalışma taahhüdünü yerine getirdi ve hakimlerin grevini sona erdirmek gibi adımlarla kurumları yeniden inşa etmeye ve istikrara kavuşturmaya kademeli olarak başladı.”
Güvenlik açısından, ismini açıklamamayı tercih eden kaynak, “Konsey, askeri ve güvenlik komitelerinin oluşturulmasında ve bu iki ulusal kurumun onaylanmış standartlara uygun olarak yeniden inşası ile ilgili profesyonel vizyonların hazırlanmasında önemli ilerleme kaydetti. Bu, terörle ve organize suça mücadele dosyasını içeriyor. Güvenlik başarısı olarak hâlâ konuşacak çok şey var, ancak bunlar şimdilik yeterli” diye konuştu.
Konsey, tüm kamu hizmeti çalışanlarının, meşru hükümet bölgelerindeki silahlı ve güvenlik güçlerinin ve yerinden edilmiş kişilerin yanı sıra diplomatik misyonların ve yurtdışında öğrenim gören burslu öğrencilerin ücretlerinin düzenli olarak ödenmesi konusunda kararlı. Bu, Konseyin Husi milisleri tarafından kontrol edilen bölgelerde çalışanlara maaş ödenmesine yönelik çözümler bulma çabalarıyla ilişkilidir. Hükümetten ve askeri kurumlardan gelen şikayetlere rağmen, bu endişe Başkan'ın hükümetle yaptığı resmi veya yan görüşmelerde her zaman gündeminde yer almakta.
Konsey, hükümetle iş birliği içinde, hizmetlerin iyileştirilmesi, malların nispi fiyatlarının ve ulusal para biriminin kontrol edilmesi ve özellikle enerji alanında yavaş yavaş akmaya başlayan yardımların getirilmesi için gösterilen çabalara öncülük ediyor.
Suudi acil durum fonu, elektrik santralleri için yakıt satın almak üzere onaylandı. Yemen’de Suudi fonlarıyla yaklaşık 400 milyon dolarlık 17 acil durum projesi var. Buna ek olarak, hükümet Suudi Arabistan’dan 600 milyon dolar ve BAE’den 300 milyon dolar olmak üzere 900 milyon dolar değerinde petrol türevleri için fon kurma prosedürlerini tamamladı. Merkez Bankası da bu iki ülkenin iki milyar dolarlık mevduatını almaya hazırlanıyor.

Esneklik ve Barış mümkün mü?
Uluslararası toplum, konseyin kurulmasından beş gün önce başlatılan BM destekli ateşkes anlaşmasında konseyi test etti.
Yemen liderliği, Husi makamlarınca verilen pasaportların Sana Havaalanı’nda kabul edilmesi ve Hudeyde'ye akaryakıt akışının sağlanması gibi ateşkesin bazı dönüm noktalarında barışa olan bağlılığının ve esnekliğinin önemli bir yönünü ortaya koydu.
ABD’li yazar ve siyasi analist Adam Barron, Başkanlık Konseyi'nin Yemen siyasi tarihinde yeni bir sayfa açtığını söylüyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan Barron şunları söyledi: “Ancak 100 gün sonra güvenlik sorunları, temel hizmetlerin güvence altına alınması ve ekonomi gibi günlük faktörlerin başkanlığın gelecekteki performansını belirleyeceğini görüyoruz. Daha geniş diplomatik süreç de dahil olmak üzere siyasi konular daha fazla uluslararası ilgi görüyor.
Konseyin çalışmalarını takip edenler, paydaşlarla yapılan yoğun toplantıların Sana ve Husilerin kontrolü altındaki diğer valiliklerde yaşayanların çoğu arasında umutları artırdığını görüyor. Yemenliler, eğer kurumlar istikrarlı olursa özgürleştirilmiş bölgelere göç edeceklerine inanıyorlar. 
Yemen Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Hamza el-Kemali, "barışın faydalarının her zamankinden daha yakın olduğuna" inanıyor. Bu öngörüsünü uluslararası ivme ve Yemen'i barışa doğru itmeye yönelik gerçek bölgesel arzu ile gerekçelendiren Yemenli Müsteşar, “Husiler devletin çerçevesi dışındaki herhangi bir milis veya silahlı hareketin, siyasi hareketler ve partilerin aksine, hızla sona ermeye mahkum. Çünkü Başkanlık Konseyi'nin barış için gerçek bir arzusu var. Bunu, gerek gösterdiği esneklik ve verdiği tavizlerde gerekse açıklamalarında gördük. Bu, kaçırılmaması gereken gerçek bir fırsat ve umarım Husiler bu sefer akıllıca hareket eder” dedi.



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”