Sudan’da ordu kontrolünde bir ‘teknokrat hükümet’ kurulabileceğine yönelik işaretler var

Muhalefet bu yönde atılacak adımlara karşı çıkarak gösterilere hız vermeye hazırlanıyor.

Hartum'da iktidarın sivillere devredilmesi çağrısıyla gösteriler sürüyor. (AP)
Hartum'da iktidarın sivillere devredilmesi çağrısıyla gösteriler sürüyor. (AP)
TT

Sudan’da ordu kontrolünde bir ‘teknokrat hükümet’ kurulabileceğine yönelik işaretler var

Hartum'da iktidarın sivillere devredilmesi çağrısıyla gösteriler sürüyor. (AP)
Hartum'da iktidarın sivillere devredilmesi çağrısıyla gösteriler sürüyor. (AP)

Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan’ın, Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesinden (IGAD) oluşan ‘üçlü mekanizmanın’ himayesinde gerçekleşen diyalog görüşmelerinden çekildiğini duyurmasından bu yana ülkedeki siyaset sahnesinde donukluk yaşanıyor. Diyalog görüşmelerinden çekilen Burhan, ülkede bağımsız bir teknokrat hükümeti kurulmasını desteklediklerini belirtmişti. Ancak muhalif güçler Burhan’ın bu açıklamasını, ‘zaman kazanma amaçlı bir taktik manevra’ olarak değerlendirdi. 
Ülkedeki sivil muhalif unsurlar, askeri yönetim karşıtı gösterilerine hız verirken ‘üçlü mekanizma’ söz verdiği üzere Kurban Bayramı’nın ardından yürütülecek ‘diyalog müzakerelerini’ henüz başlatmadı. Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan, muhalif güçlere, ‘parti geçmişi olmayan kişilerden ulusal bir teknokrat hükümeti kurulması üzerinde’ uzlaşmaları için bir aylık süre tanımıştı. Burhan ayrıca ordu ve Hızlı Destek Güçleri’ni içerecek yeni bir Yüksek Askeri Konsey oluşturulacağını kaydetmişti. Ana muhalefet koalisyonu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden (ÖDBG) bir yetkili şu açıklamada bulundu:
"Ordu komutanı Burhan’ın, teknokrat bir hükümetin kurulması için başbakan adayını belirlemek için istişarelere başladığı haberleri var. Görünen o ki ordu kendi güdümünde bir teknokrat hükümet kurmak için adımlar atıyor.”
ÖDBG Merkez Konseyi üyesi Ahmed Hazret açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ordu komutanı, sivil güçlerin şu anda bir geçiş hükümeti oluşturabilmesi için şartların uygun olmadığını biliyor ve muhalifler arasındaki çelişkiler ve farklılıkların üzerine oynuyor. Üçlü mekanizmanın diyalog görüşmelerinde bazı tarafların yer alması ve bazılarının dışlanması tartışma konusu olmaya devam ediyor. Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin bu diyalog müzakereleri ile çekinceleri var. Abdulfettah el-Burhan hızlı bir şekilde teknokrat bir hükümet oluşturarak, sivil demokratik geçiş sürecinin önünü tıkamak istiyor.”  
Askeri yönetimin ‘şeklen bir başbakan adayı atayacağını’ öngören Ahmed Hazre sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ordu, Yüksek Askeri Konsey aracılığıyla yürütme ve egemenlik aygıtı üzerindeki tam kontrolü sıkılaştırmak için teknokratik bir hükümet kuracak ve yetkisiz bir başbakan atayacak. Bu hükümetin bazı uluslararası güçler tarafından tanınması da muhtemel. Bazı ülkelere göre Sudan’da görece bir istikrarın olması, demokratik dönüşümden daha önemli. Ancak bu adımın sivil güçler tarafından kabul edileceğini sanmıyorum. Siviller askeri yönetime güvenmiyor, dolayısıyla darbeci yönetim devrilene kadar gösteriler sürecektir. ÖDBG anayasa bildirgesinde önemli adımlar attı, önümüzdeki günlerde diğer sivil hareketlere sunarak tartışmaya açacağız.”
Yerel İntibah gazetesi, askeri yönetimin, sivil güçlerin ‘teknokrat hükümet’ üzerinde uzlaşamaması durumunda ‘geçici bir hükümet’ atayacağını ve erken seçim kararı alacağını iddia etti. Gazetenin haberinde, söz konusu kararın önümüzdeki ayın ilk haftalarında açıklanacağı ileri sürüldü. Haberde, Abdulfettah el-Burhan'ın ‘teknokrat hükümet’ kurulması için tanıdığı bir aylık sürenin bitmek üzere olduğu da hatırlatıldı.  



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.