İran’dan sınır nehrindeki su hakları konusunda Taliban'a uyarı

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan
TT

İran’dan sınır nehrindeki su hakları konusunda Taliban'a uyarı

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan

İran Dışişleri Bakanlığı, Cuma günü yaptığı açıklamada, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın, Afganistan'daki Taliban geçici hükümeti Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki ile telefonda görüştüğünü açıkladı. Abdullahiyan Muttaki’yi, İran’ın sınırdaki Helmand Nehri’nden su hakkını elde edememesi halinde iki ülke ilişkilerinin olumsuz etkileneceği konusunda uyardı.
İran resmi haber ajansı IRNA’nın aktardığına göre Abdullahiyan, son zamanlarda bölgedeki yağışlara dikkat çekerek, suyun İran'a ulaşması ve İran'ın su haklarıyla ilgili talebinin karşılanması için engeller çıkarılmamasını umduğunu kaydetti.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre, Abdullahiyan, “İran'ın Helmand Nehri'nden suya erişimi, Afganistan'daki yeni yönetimin uluslararası yükümlülüklere bağlılığını doğrulama adına önemli bir gösterge olacaktır” dedi.
Açıklamalarını İran'ın güneydoğusundaki Belucistan eyaleti halkı ve eyaletin İran parlamentosundaki temsilcilerinin taleplerine dayandırdığını belirten Abdullahiyan “Helmand Nehri üzerindeki hakkı sorunu ‘hızlı ve ciddi’ bir şekilde çözülmezse iki ülke ilişkileri bundan olumsuz etkilenecektir” ifadelerini kullandı.
Afgan mevkidaşına nehri doğru rotasına döndürmek için ortak bir ekip kurulmasını öneren Abdullahiyan, İran Enerji Bakanlığı'ndan üst düzey bir heyetin konuyla ilgili mevcut engelleri incelemek ve Afgan yetkililerle istişarelerde bulunmak üzere yakında Afganistan'a gideceğini belirtti.
İran’ın söz konusu açıklamaları, Taliban hükümetinin çarşamba günü Helmand Nehri üzerindeki Kajeki Barajı'nın ikinci aşamasının açılışını duyurması sonrası yapıldı.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri ve Enerji Bakanlıklarına Afganistan ile sınır suları meselesini takip etmeleri talimatını verdi.



İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
TT

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera vilayeti kırsalında yer alan Yermuk Havzası'ndaki çeşitli noktaları işgal etti.

Suriye devlet televizyonu, ‘İsrail güçlerine ait altı aracın Dera'nın batısındaki Yermuk Havzası'nda bulunan Saysun köyüne girdiğini’ duyurdu.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi, ‘üç araçtan oluşan bir İsrail kuvvetinin Yermuk Havzası'ndaki Ayn Zikr köyünün eteklerinde bulunan devrik rejim güçlerinin 112. Tugayı’na ait eski bir askeri alana girdiğini’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçlerinin söz konusu bölgeye girmesi, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşen ikinci ihlal. Zira daha önce de askeri bölgeye girmişler ve içinde sabotaj ve buldozer operasyonları gerçekleştirmişlerdi.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre İsrail güçleri, 2 Temmuz'da Kuneytra'nın güneyindeki Mezraa el-Basali'de gözaltına aldıkları üç Suriye vatandaşını birkaç saat sonra serbest bıraktı.

İsrail ordu güçleri çarşamba günü güney Kuneytra kırsalındaki bir çiftliğe saldırı düzenleyerek üç vatandaşı gözaltına aldı; Tel Aviv bu kişilerin İran'la bağlantılı olduğunu iddia etti.

28 Haziran'da bir İsrail ordu gücü güney Kuneytra kırsalındaki Ruveyhine köyünü işgal ederek evlerde arama yaptı ve evlerin içini tahrip etti.

Dera 24 televizyon kanalı, iki tank ve iki araçtan oluşan bir İsrail gücünün köye girdiğini ve bazı evlerde arama yaptığını bildirdi.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları Esed rejiminin devrilmesinden sonra önemli ölçüde arttı. İsrail ordusu Suriye ordusuna ait askeri mevzileri hedef alarak buraları imha etti. İsrail ayrıca, Şam, Kuneytra ve Dera kırsalında kara saldırılarıyla eş zamanlı olarak tampon bölgeyi kontrol altına aldı, ardından sınır bölgelerinde operasyonlar düzenlemeye başladı.