İran: Seller nedeniyle ölü sayısı 53'e yükselirken kurtarma ekipleri kayıp 30 kişiyi arıyor

İran Kızılayı kurtarma ekipleri Tahran'ın kuzeybatısında selden etkilenen bir köyde çalışıyor (AFP)
İran Kızılayı kurtarma ekipleri Tahran'ın kuzeybatısında selden etkilenen bir köyde çalışıyor (AFP)
TT

İran: Seller nedeniyle ölü sayısı 53'e yükselirken kurtarma ekipleri kayıp 30 kişiyi arıyor

İran Kızılayı kurtarma ekipleri Tahran'ın kuzeybatısında selden etkilenen bir köyde çalışıyor (AFP)
İran Kızılayı kurtarma ekipleri Tahran'ın kuzeybatısında selden etkilenen bir köyde çalışıyor (AFP)

İran'da sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısı 53'e yükseldi. Kurtarma ekipleri, sağanak yağışların neden olduğu sellerin boyutunun artmasıyla birlikte taşan nehirlerde ve moloz yığınlarında heyelan sonrası kaybolan kişileri bulmak için çalışma başlattı.
Devlet medyası, İran Kızılay Kurumu başkanının ülke genelinde kurbanların sayısının 53'e yükseldiğini ve yaklaşık 16 kayıp kişiyi arama çalışmalarının devam ettiğini söylediğini aktardı.
Yetkililer vatandaşların dikkatli olmaları gerektiğini ifade ederek 31 eyaletten 21’inin selden etkilenmesinin beklendiğini açıkladılar. Kızılay Acil Durum Operasyonları Başkanı Mehdi Velipur, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Son günlerde İran'ın 18 eyaletinde 100 kasaba ve 300 köy selden etkilendi. Ülkenin otoyollarının çoğu kapatıldı” dedi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Tahran Valisi Muhsin Mansuri, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Cuma günü yağışlardan en çok etkilenen bölge, Tahran'nın kuzeydoğundaki Elburz Dağları'nın eteklerinde bulunan ve en az on kişinin öldüğü Firuzkuh. Şehirde selden dolayı kaybolan 16 kişi de henüz bulunamadı” ifadelerini kullandı. Mansuri, sağanak yağışların Cuma günü Tahran’ın kuzey bölgelerini etkilemeye devam ettiğini, tekrarlanan uyarılara rağmen gezinti ve piknik yapanların hala Firuzkuh'a gittiğini de sözlerine ekledi.
Tahran'a yaklaşık 140 kilometre uzaklıkta bulunan serin Firuzkuh kasabası, yaz sıcaklıklarında gözde bir tatil beldesi. Çiçeklerle süslü, yeşil caddeleri yürüyüş yapanlarla dolup taşıyor. Mansuri, başkentin yaklaşık 130 km doğusundaki bu dağlık bölgenin kaya erozyonundan en çok etkilenen bölge olduğunu açıkladı. İran'ın geniş bölgeleri, Çarşamba gününden bu yana, sellere ve toprak erozyonuna neden olan şiddetli yağmurlardan etkileniyor.
İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi, Cuma günü yaptığı açıklamada, Tahran'ın yanı sıra Mazenderan, Elburz, Markazi, İsfehan, Yezd eyaletleri de dâhil olmak üzere ülkenin 31 eyaletinden 18’inin şiddetli yağmurlara maruz kaldığını belirtti. Fransız Haber Ajansı’na göre (AFP), Cuma günü Yezd'e giden İçişleri Bakanı Vahidi, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki kentin, özellikle tarihi merkezindeki yollarının sular altında kaldığını açıkladı.
Devlet medyası, Perşembe günü, Tahran’ın kuzeybatısında yer alan İmamzade Davud köyünde şiddetli yağışların yol açtığı sel ve toprak kayması sonucu en az 8 kişi hayatını kaybettiğini ve 14 kişinin de kayıp olduğunu, ayrıca yağışların orada bulunan bir türbeyi tahrip ettiğini açıkladı.
Güneyde bulunan Fars eyaletinde, Cumartesi günü meydana gelen selde 22 kişi hayatını kaybetti.
Güney ve orta İran'da iklim büyük ölçüde kuru. Ancak, bu bölgeler, sonuncusu geçen hafta olmak üzere, birden fazla sel felaketine tanık oldu. Yetkililer, Cumartesi günü, Fars Eyaletinde sağanak yağışlar sonucu en az 22 kişinin öldüğünü duyurdu.
Ocak ayında, şiddetli yağışların yol açtığı seller sonucu çoğu Fars eyaletinde olmak üzere en az sekiz kişi hayatını kaybetmişti.
İran'da 2019 yılının Mart ve Nisan aylarında meydana gelen büyük ölçekli sel felaketleri, 76 kişinin ölümüne ve yaklaşık 2 milyar dolar olduğu tahmin edilen maddi hasara neden oldu.
Bilim adamları, fırtına ve yağmur yoğunluğunun artması ve kuraklık dahil iklim değişikliğinin belirtilerinin arttığına inanıyor.
​​İran Kızılayı yaptığı yazılı açıklama, İranlıları beklenen yağışlardan dolayı Pazartesi gününe kadar nehir yataklarına yaklaşmamaya ve dağlarda yürüyüş yapmaktan kaçınmaya çağırdı.



Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
TT

Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)

Güney Suriye'deki Dera vilayetinin sağlık müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, Dera kırsalının batısındaki Abidin kasabasında bir düğün merasimi sırasında meydana gelen ve kaynağı bilinmeyen patlamada 33 kişinin yaralandığını duyurdu.

Dera Sağlık Müdürü Ziyad el-Mehamid, yaralılar arasında çocukların da bulunduğunu söyledi.

Dera Ulusal Hastanesi 19, Tafas Ulusal Hastanesi 6 ve el-Şecere kasabasındaki sağlık merkezi 8 yaralıyı tedavi altına aldı.

Abidin kasabası sakinleri Alman Basın Ajansı'na (DPA) şunları söyledi: “Ne olduğunu bilmiyoruz. Patlayıcı bir cihaz mıydı yoksa bir top mermisi miydi? Bazıları düğün kutlaması sırasında patlayan bir el bombası olduğunu söyledi ve çoğunluğu çocuk olmak üzere yüzlerce insan toplanmıştı.”

Suriye medyası, İsrail ordusuna ait bir devriyenin batı Dera kırsalındaki patlama bölgesine doğru ilerlediğini bildirdi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Bu arada, Suriye devlet televizyonu, güneydeki Süveyda vilayetinde silahlı grupların el-Mezra kasabasında İç Güvenlik Güçlerine ait bir aracı silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) hedef aldığını bildirdi.

Bir güvenlik kaynağı televizyon kanalına, "isyancı grupların bombardımanı ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor ve güvenlik güçleri bu ihlallere kararlı bir şekilde karşılık verecektir" ifadelerini kullandı.


İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.