Hamideti’den Darfur barışını başlatma sözü

Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (SUNA)
Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (SUNA)
TT

Hamideti’den Darfur barışını başlatma sözü

Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (SUNA)
Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (SUNA)

Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), devletin prestijini dayatmak, uzlaşmaları sonuçlandırmak ve yerinden edilenleri kendi bölgelerine geri göndermek sözü verdi. Ayrıca Batı Darfur eyaletinin ev sahipliğinde düzenlenen Barış Festivali’ni, devletin üç yıldır devam eden çatışmalardan ‘kurtulmasının’ başlangıcı ve tüm sorunlu bölgede hoşgörü ve bağışlama ruhunu yaymak için bir mesaj olarak değerlendi.
SUNA haber ajansına göre Hamideti, isim vermeden barışın sağlanmasına ve bir gerçeklik haline getirilmesine katkıda bulunanların övgüyü hakkettiğini belirterek, devlet oluşumlarının diaspora ve nefreti kabul etmediğini, uzlaşma ve hoşgörü ruhunun hakim olduğunu dile getirdi.
Hamideti, Sudan'ın ‘isyan’ olarak adlandırdığı durum yüzünden çok acı çektiğini, hükümetinin Darfur bölgesinde kabile uzlaşmalarını sağladıktan sonra devletin prestijini dayatmaya kararlı olduğunu ve yerinden edilmişleri kişileri kendi köy ve bölgelerine geri döndürmek için çalıştığını vurguladı.
Güney Sudan'ın başkenti Cuba'da Sudan hükümeti ile aralarında Darfur hareketlerinin de yer aldığı isyancı hareketler arasında imzalanan barış anlaşması, 2003 yılından bu yana Sudan ordusu ve silahlı güçler arasında bir savaşa sahne olan Darfur bölgesindeki çatışmaları durdurmayı başaramadı. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre iki milyondan fazla kişi ülkeyi terk ederken, ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler ve mülteciler arasından yaklaşık 300 bin kişi yaşamını yitirdi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, azledilen Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir de dahil olmak üzere üst düzey yetkilileri savaş suçları, insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve etnik temizlik suçları işlemekle itham etti ve hakkında tutuklama emri çıkardı. Ancak geçiş hükümeti, Beşir ve yardımcılarını mahkemeye teslim etmedi.
Diğer yandan son üç yılda bölgede yüzlerce cana mal olan ve binlerce kişiyi yerinden eden kabile ve sivil çatışmalar patlak verdi. Raporlar, devletteki partilerin siyasi kazanımlar elde etmek amacıyla bu çatışmaları körüklediğine işaret ediyor. Bunlardan en sonuncusu, Darfurlu aktivistlerin Hızlı Destek Güçlerini arkalarında olmakla suçladığı Batı Darfur olaylarıydı.
Geçtiğimiz haziran ayından bu yana Darfur'da ikamet eden Hamideti, üç ay kalabileceğini ve bölgede güvenliği sağlamadan, uzlaşmaları sağlamadan ve yerinden edilenleri köylerine geri göndermeden önce Hartum'daki işlerine geri dönmeyeceğini söyledi. Daklu’nun ziyareti, Sudan futbol zirvesi ekiplerinin yanı sıra bir dizi kıdemli şarkıcı ve oyun yazarının katılmasının beklendiği spor, kültür ve sanat festivaliyle sonuçlandı.
Hamideti, Batı Darfur’un başkenti el- Geneina’da kültürel ve sportif etkinliği düzenleme amacının tüm Darfur eyaletlerinde hoşgörünün yayılması, nefret, bölünme ve diasporadan vazgeçilmesi mesajı vermek olduğunu bildirdi. Yetkili açıklamasında, yaklaşık iki aydır bölgede sahada barışı sağlamaya çalıştıklarını kaydetti.
Darfur bölgesindeki olayları toprak ve spekülasyon çatışmasına bağlayan Hamideti, Cuba Anlaşması’nın bu sorunları arazi komisyonları aracılığıyla çözdüğünü söyledi.
Sorunun kökeninin ele alınması, Beşir rejiminin değişmesi ve düşmesinden sonra şiddetlenen haksız çekişmenin durdurulması çağrısında bulunan Hamideti, özgürlüğün kaos anlamına gelmediğini dile getirdi.
Hamideti, Darfur'da silahların yayılmasını bölgenin doğasına, 2003 isyanı sürecine ve daha önce engellenen Halk Savunma Kuvvetleri, sınır muhafızları ve güvenliğin yanı sıra Beşir tarafından kurulan düzensiz güçlerin oluşumuna bağladı.
Darfur’un başta Libya'daki istikrarsızlık olmak üzere çevre ülkelerdeki çatışmalardan etkilendiğine işaret eden Hamideti, bölge ülkelerinin istikrarını ve burada işlenen suçun durdurulmasını güvenlik ve barışın sağlanması için bir zorunluluk olarak gördüğünü vurguladı.
Yetkili, barış anlaşmasını imzalayan taraflardan bazılarının yasa dışı hareketleri, silahların ruhsatlandırılması ve yasallaştırılması ve bölgeye zırhlı araçların girişi konularını eleştirerek, silahları bölgeye kimin getirdiğinin bilinmesinin ve silahlı kuvvetlerin orduya entegrasyonunu sağlayan güvenlik düzenlemeleri maddesinin uygulanmasının öneminin altını çizdi.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.