Hafter, Dibeybe ve Başağa hükümetleri arasındaki çatışmada taraf olmadı

Başağa ve Dibeybe’ye bağlı güçlerin karşılıklı tehditleri çatışma ihtimalini güçlendirdi.

Trablus’ta askeri önlemler alındı. (Reuters)
Trablus’ta askeri önlemler alındı. (Reuters)
TT

Hafter, Dibeybe ve Başağa hükümetleri arasındaki çatışmada taraf olmadı

Trablus’ta askeri önlemler alındı. (Reuters)
Trablus’ta askeri önlemler alındı. (Reuters)

Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu, başkent Trablus'ta iki rakip hükümete yakın güçlerin çatışmasına taraf olmamayı tercih etti. ABD'nin Trablus Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland da duruma dair yaptığı açıklamada ‘Libya’daki durumun dayanılmaz bir hale geldiğini’ söyledi.  
Libya Ulusal Ordusu (LUO) komutanlarından Tuğgeneral Halid el-Mahcub, LUO’ya bağlı güçlerin Batı’ya doğru hareket ettiğine dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirttiği önceki günkü açıklamasında “Birliklerimize Batı bölgelerinde, özellikle Şuveyrif’te herhangi bir operasyonla ilgili talimat vermiş değiliz. Bu yönde çıkan haberler söylentilerden ibarettir ve dikkate alınmamalıdır” dedi.  
Bu arada Fethi Başağa’ya yakınlığıyla bilinen Libya Ordusu Batı Bölgesi Komutanı Usame el-Cuveyli, çatışma sinyali vererek, bazı milis güçlerinin İstikrar Hükümeti’nin Trablus’taki çalışmalarını silah gücüyle engellemeye çalıştığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe tarafından Askeri İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevinden alınan Cuveyli’nin açıklaması şöyle oldu:
“Dibeybe ‘anayasayı koruma güçleri’ oluşturdu. Eğer iktidara zorla tutunmaya devam ederse savaş ihtimali vardır. Yarın Dibeybe’ye bağlı milis güçlerinin liderleriyle yapacağımız görüşme, Başağa Hükümeti’nin Trablus’a girip girmeyeceği ile güç kullanımının olup olmayacağını belirleyecektir.”
Dibeybe ve Hafter arasında bir yakınlaşma olduğunu düşünmediğini belirten Cuveyli, Abdulhamid Dibeybe’nin (bir önceki Başbakan Faiz Serrac gibi) görev süresi tamamlandığı için iktidarı teslim etmesinin gerektiğini savundu. Cuveyli daha önceki açıklamalarında, bir çatışma çıkmasının önleyecek tek çözüm yolunun, Dibeybe’nin iktidarı barışçıl bir şekilde Başağa’ya teslim etmesi olduğunu belirtmiş, olası çatışmaların sorumluluğunun UBH hükümetine ait olacağını iddia etmişti. Başkanlık Konseyi’nin talimatlarına muhalefet etmekle ilgili ise, “Eğer talimatlara uyacak olsaydık Albay Kaddafi’ye karşı gelmezdik” demişti.  
Anayasa ve Seçimleri Destekleme Gücü Komutanı Muhsin ez-Zuveyk, Cuveyli’nin açıklamalarını eleştirdiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Her türlü askeri harekata karşı koymaya hazırız. Bu sözlere yanıtımızı medya üzerinden değil, sahada hazırlık yaparak vereceğiz. Paralel hükümet projeleri başarısız olunca güç kullanmakla ve başkenti basmakla tehdit etmeye başladılar. Karşılıklı tehditler barışçıl çözümlere varılmasına fayda etmez. Cuveyli ile ilerleyen saatlerde yapacağımız toplantının Trablus’u savaş belasının dışında tutacak bir çözümle sonuçlanmasını umuyoruz.”  
ABD'nin Trablus Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland,başkent Trablus'a yaptığı ziyarette, Libyalı yetkililerle, ‘istikrar ve güvenliği korumanın önemi hakkında’ görüştüğünü söyledi. 
Norland’ın ABD Büyükelçiliği tarafından yayımlanan açıklaması şöyle oldu:
“ABD, seçimlerin yapılmasını bekleyen ve suçluların hesap vermesini isteyen Libyalıların ezici çoğunluğunu desteklemeye devam ediyor. Trablus ve Misrata’daki çatışmaların daha geniş bir savaşa evrilmemesi olumludur. Bundan bir yıl önce seçimler için bir anayasal zemin hazırlanmasında acele edilmesi gerektiğiyle ilgili, ‘zaman kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser’ deyimini kullanmıştım. Şu an ülke dayanılmaz bir hal içinde. Seçimlerin yapılması ve etkili bir yönetimin oluşmasını sağlayacak anlaşmalar yapılmadan geçen her gün Libyalıların güvenliğinin daha fazla tehdit edilmesi anlamına geliyor.” 
İngiltere'nin Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile görüştü. Hurndall, “Dibeybe ile görüşmemizde, Libya’nın yeniden birliğinin tesis edilmesi ve seçimlerin yapılabilmesi için diyalogun sürdürülmesinin zorunlu olduğunu vurguladım. Herkesin şiddete başvurmaktan kaçınması gerekir” dedi.  



İsrail ‘kırmızı çizgileri’ aşarak Rıdvan Gücü liderliğine suikast düzenledi

 İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
TT

İsrail ‘kırmızı çizgileri’ aşarak Rıdvan Gücü liderliğine suikast düzenledi

 İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)

İsrail, Beyrut'un güney banliyölerinin kalbinde Hizbullah'ın Rıdvan Gücü liderliğini hedef alarak ‘kırmızı çizgileri’ aştı. İki binayı yerle bir eden, aralarında çocukların da bulunduğu en az 15 kişinin ölümüne ve Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre 8'i ağır 59 kişinin yaralanmasına yol açan saldırıyla, Hizbullah’ın elit birliği Rıdvan Gücü'nün komutanı İbrahim Akil öldürüldü.

Hizbullah'a yakın bir kaynak, Rıdvan Gücü Komutanı İbrahim Akil'in saldırıda öldürüldüğünü açıklarken, ABD tarafından aranan Akil'in Fuad Şükür'den sonra örgütün ikinci ismi olduğunu kaydetti. İsrail Yayın Kurumu, ordunun Rıdvan Gücü'nün tüm lider kadrosunun nadiren yapılan gizli bir toplantısını öğrendikten sonra bu fırsatı değerlendirdiğini belirtti.

Sarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre suikastın ardından İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail'in kuzey sakinlerinin güvenli bir şekilde evlerine dönmesi hedefine ulaşana kadar yeni aşamadaki önlemleri sürdüreceğini söyledi.

Suikasttan saatler önce, Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalar perşembe akşamından beri görülmemiş bir tırmanışa sahne oldu. İsrail uçakları 8 Ekim'de savaşın başlamasından bu yana en ağır saldırılar olarak nitelendirilen onlarca saldırı düzenlerken, Hizbullah da İsrail'in kuzeyine 200'den fazla roket fırlattı.

İsrail ordusu, perşembe günü Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın, savaşçılar tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazının patlatılmasından sonra İsrail'e ‘zor bir hesap’ sözü verdiği Hizbullah'a ait yaklaşık 100 hedefi vurduğunu duyurdu.