Suudi Arabistan’ın GSYİH’sı ikinci çeyrekte yüzde 11,8 arttı

Petrol dışı faaliyetlerin reel GSYİH yüzde 5,4 arttı (Şarku'l Avsat)
Petrol dışı faaliyetlerin reel GSYİH yüzde 5,4 arttı (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’ın GSYİH’sı ikinci çeyrekte yüzde 11,8 arttı

Petrol dışı faaliyetlerin reel GSYİH yüzde 5,4 arttı (Şarku'l Avsat)
Petrol dışı faaliyetlerin reel GSYİH yüzde 5,4 arttı (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Genel İstatistik Kurumu (GASTAT) verilerine göre, gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH), 2021’in aynı dönemine kıyasla bu yıl ikinci çeyrekte yüzde 11,8 arttı.
GASTAT, bu büyümenin büyük ölçüde petrol faaliyetlerindeki yüzde 23,1’lik artıştan kaynaklandığını bildirdi.
Verilere göre, petrol dışı faaliyetlerin reel GSYİH’si ise yüzde 5,4 arttı.
 



Moody's: Küresel bankalar için 2024'te emlak stresi ve negatif görünüm riski var

AA
AA
TT

Moody's: Küresel bankalar için 2024'te emlak stresi ve negatif görünüm riski var

AA
AA

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s'in, küresel bankacılık sektörü görünümüne ilişkin yayımladığı raporda, küresel ekonomide görülen zayıflık ve borçluların kredi ödemelerini gerçekleştirememelerinin bankaların karlılıkları üzerinde baskı oluşmasının beklendiği, bunun da bankaların 2024 yılında negatif bir görünüm ile karşı karşıya kalması anlamına geldiği ifade edildi.

Raporda, merkez bankalarının gerçekleştirdiği faiz artışlarının ve gelişmiş ekonomilerde artan işsizlik oranlarının küresel bankaların varlık kalitelerini zayıflatabileceği belirtildi.

Moody’s raporunda, ABD ve Avrupa'daki gayrimenkul sektörü pozisyonlarının küresel bankaların gelecek seneye ilişkin görünümü açısından artan bir risk oluşturduğu da vurgulandı.

Parasal politikanın önümüzdeki yıl sıkı kalmasının beklendiği belirtilen raporda, bunun da merkez bankalarının ileride faiz indirimlerine gideceği yönündeki mevcut öngörülere rağmen küresel ekonomide yavaşlamaya neden olacağı kaydedildi.

Raporda, “Çin'in büyümesinin, (gelecek sene) tüketicilerin ve işletmelerin durgun harcamaları, zayıf ihracatı ve devam eden emlak krizi nedeniyle yavaşlaması bekleniyor.” ifadesine yer verildi.

Moody’s raporunda, küresel bankaların gelecek sene karlılıklarının ise yüksek finansman maliyetleri, düşük kredi büyümesi ve potansiyel temerrütleri karşılamak için bankaların rezerv birikmesi nedeniyle büyük olasılıkla baskılanacağı öngörüsüne yer verildi.

Raporda değerlendirmelerine yer verilen Moody’s Kıdemli Kredi Yetkilisi Felipe Carvallo, “(Gelecek sene) Finansman ve likidite (sektör açısından) zorluklar yaratsa da organik sermaye üretimi ve ılımlı kredi büyümesinden yararlanarak ve ABD'nin en büyük bankalarından bazılarının sermaye biriktirmesinin de etkisiyle bankaların sermayelendirmesi istikrarlı kalacak." değerlendirmesinde bulundu.


Dünyanın en zengin ülkesi iflas eder mi?

ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)
ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)
TT

Dünyanın en zengin ülkesi iflas eder mi?

ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)
ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)

ABD’nin kamu borcu sorunu ve hızla artan faiz oranları, ülkedeki birçok yatırımcının dikkatini çekiyor. ABD’liler yıl sonu yaklaşırken gelecekteki belirsiz ekonomik koşullar karşısında servetlerini korumanın ve kârlarını en üst düzeye çıkarmanın en iyi yollarını bulmak amacıyla yatırım tavsiyesi programlarını takip ediyorlar.

ABD vatandaşlarının takip ettiği kaynaklardan biri de iş insanı ve yatırım uzmanı Robert Toru Kiyosaki'nin sunduğu ‘The Rich Dad’ (Zengin Baba) adlı radyo programı.

Radyo programının son bölümünde dünyanın en zengin ülkesi olan ABD’nin mali güvenliğini tehdit eden risklerden bahseden Kiyosaki, “ABD artık iflas etti” sonucuna vardı.

Kiyosaki programına “Bugün ‘bir zamanlar dünyanın en zengin ülkesi olan ABD nasıl oldu da iflas etti?’ sorusuna cevap vermek istiyorum” sözleriyle başladı.

ABD’nin henüz iflasını ilan etmediği ve yükümlülüklerini yerine getirmede temerrüde düşmediği doğru olsa da Kiyosaki'nin sorusu birçok ekonomistin, analistin ve yatırımcının aklına kazındı. Bir yandan temel faiz oranlarının yüzde 5’in üzerine çıkmasıyla birlikte borçlanma maliyeti ve devasa kamu borcunun ödenmesine ilişkin aidatlar artarken diğer yandan tahvil piyasası aynı zamanda artan getiri oranları ve düşen fiyatlar ile benzeri görülmemiş bir dalgalanmaya tanık oluyor.

Kiyosaki'nin program konuğu olan Republic Monetary Exchange (RME) CEO’su Jim Clark, ABD'nin ulusal borcunun 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaşmasına rağmen faiz ödemeleri ve tahvil getirileri de dahil olmak üzere ABD’nin toplam kredi taahhütlerinin kamu borcunu 200 trilyon dolara çıkarabileceğini söyledi.

Yatırımcıları riskten koruma

ABD Merkez Bankası’nın (FED) geçtiğimiz yılın başlarından bu yana faiz oranlarının yükseltilmesini ve bankanın elindeki borçlanma senetlerini satarak piyasadan likidite çekilmesini de içeren bir parasal sıkılaştırma politikası izliyor. Bu politikayla ABD kamu borcunu ödemenin maliyeti de hızla arttı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre ABD kamu borcunun 2023 mali yılı faiz ödemeleri geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 39 artarak 659 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, 2020 yılı kamu borcu faiz ödemelerinin yaklaşık iki katına tekabül ediyor.

Bu gibi durumlarda ve birçok ABD’linin şu ya da bu şekilde piyasalara yatırım yapması nedeniyle herkes, borcunu ödeyememe ihtimalinden kaynaklanan durgunluk ya da ekonomik ve mali dalgalanma risklerine karşı korunmanın en iyi yollarını armaya başladı. Bu gibi durumlarda yatırımcılar için en güvenli liman fiziki yatırım araçları olarak ön plana çıkıyor. Bundan dolayı Kiyosaki ve diğer finans uzmanları, fiziki yatırım araçlarına yatırım yapılmasını tavsiye ediyorlar.

ABD’li birçok yatırımcı, hisse senedi, menkul kıymet, kripto para gibi yatırım araçlarından elde edilen kârlardan daha az kar ettirse bile sabit getirili yatırımlara yönelmeye başladı. Sabit getirili gayrimenkullere yapılan bu yatırımlar arasında altın, gümüş gibi değerli madenlere yapılan yatırımların yanı sıra elbette yüzde 7,5 ila 9 arasında değişen yüksek ve sabit tahvil getirisi olan gayrimenkul sektörü menkul kıymetleri de yer alıyor.

Kıymetli maden ve gayrimenkul

Kiyosaki ve diğer analistler ve uzmanlar, ABD’nin mali sorunlarının 1971 yılında altın standardından vazgeçilmesiyle başladığını düşünüyorlar ve bu yüzden altın ve gümüş yatırımına ilgi gösteriyorlar. Mevcut fiyatların iyi olmasının insanları servetlerini enflasyon oranlarındaki dalgalanmalardan ve döviz kurundaki değişikliklerden korumak için altın ve gümüş satın almaya teşvik ettiğine inanıyorlar.

Değerli madenler herkes için uygun bir yatırım yöntemi olmasa da bu, diğer yatırım araçlarının getirdiği risklerin çoğundan uzak bir seçenek olarak görülüyor. Değerli maden yatırımının yanı sıra gayrimenkul sektörü de yatırım konusunda popüler olmaya başladı. Gayrimenkul sektörü zaman zaman fiyatlarda dalgalanmalara ve hatta bazen çöküşlere tanık olsa da yatırımın tarihi seyri gayrimenkulü servetin korunması için güvenli bir liman haline getiriyor.

FED’in geçmiş verilerine göre tüketici fiyat endeksi (enflasyon oranı) 1963'ten bu yana kademeli yükselerek yüzde 896 oranında arttı. Bu dönemde ABD'de ev satış fiyatları ortalama yüzde 2,353,93 oranında artış gösterdi. Konut kiraları kademeli yükselerek yüzde 892 oranında artışa tanık oldu. Bu da gayrimenkul fiyatlarının enflasyonla birlikte artmakla kalmayıp hatta enflasyonu aşabildiği anlamına geliyor.

Bireysel yatırımcıların sektöre 100 dolar aralığında bir hisse ya da tahvil senediyle girmelerine olanak tanıyan gayrimenkul yatırım fonlarının ortaya çıkmasıyla ABD’lilerin emlak sektörüne, tahvillerine ve diğer menkul kıymetlere yatırım yapması kolaylaştı. Böylece gayrimenkul fiyatları yükseldikçe kira getirisi ya da satış farklarından yararlanmaya başladılar. Bunun yanında fonlarına yatırım yaptıkları mülklerin değeri arttıkça yatırımlarının değeri de artıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.


Suudi Arabistan Yatırım Bakanı: Dünyadaki en az zararlı petrolü üretiyoruz

Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)
Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı: Dünyadaki en az zararlı petrolü üretiyoruz

Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)
Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid Al-Falih, ülkesinin dünyadaki en az zararlı petrolü ürettiğini söyledi.

Falih, Dubai’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP28) oturum aralarında düzenlenen Yeşil Suudi Arabistan Girişimi Forumu’nda yaptığı konuşmada, hükümetin enerji üretiminin kaynaklarını yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan, yüzde 50’sini ise sıvılaştırılmış gazdan sağlayacak şekilde çeşitlendirebildiğini ifade etti.

Yatırım Bakanı, ülkesinin Suudi pazarındaki tüm araçları elektriğe dönüştürmek için zaman içinde hükümet sermayesi ve yatırımcılardan on milyonlarca dolar harcamayı taahhüt ettiğine dikkat çekti. Ayrıca, bütün bunların çevreye karşı sorumluluğu temsil eden çok büyük bir proje olduğunun altını çizdi.

Enerji Bakanlığı’nın daha düşük bir maliyetle karbonu azaltmayı amaçladığını belirten Falih, Saudi Aramco’nun dünya çapında en temiz ve en düşük metan emisyonuna sahip olması için belirli standartlara göre sıkı politikalar uyguladığını söyledi.

Suudi Arabistan’ın NEOM şehrinde dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalıştığını söyleyen Falih, “Yatırım sektörü, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik başarılı girişimlerin desteklenmesine katkı sağlıyor” dedi.

Bakan, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve etkili politikaların varlığının sıfır karbon emisyonuna ulaşmanın anahtarı olduğunu söyledi. Falih, “Bu ülkeye güneş ve hidrojen enerjisi gibi diğer çevresel kaynaklardan yararlanma fırsatı sağlıyor. Aynı zamanda ülkenin diğer yollarla enerji üretme maliyetinin çok altında bir maliyetle yeşil ve mavi hidrojen üretmesine de olanak tanıyacak” diye ekledi.


SIPRI'nın ilk 100 savunma sanayisi şirketi listesinde 4 Türk firması yer aldı

(AA)
(AA)
TT

SIPRI'nın ilk 100 savunma sanayisi şirketi listesinde 4 Türk firması yer aldı

(AA)
(AA)

SIPRI, 2022 yılında en çok silah ve askeri hizmet satışı yapan ilk 100 savunma sanayisi şirketini açıkladı.

Buna göre, savunma sektöründeki en büyük 100 şirketin 2022'de silah ve askeri hizmet satışları bir önceki yıla göre yüzde 3,5'lik düşüşle 597 milyar dolara geriledi. Böylece satışlar 7 yıldır kaydedilen artışın ardından düşüş gösterdi.

Raporda, Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ve dünya çapında jeopolitik gerilimlerin geçen yıl silah ve askeri teçhizata olan talebin güçlü şekilde artmasına sebep olduğuna dikkat çekilirken, "Ancak yeni siparişler almasına rağmen birçok ABD ve Avrupalı silah şirketi, iş gücü eksikliği, artan maliyetler ve Ukrayna'daki savaşın tedarik zincirindeki sıkıntıları kötüleştirmesi nedeniyle üretim kapasitesini önemli ölçüde artıramadı." denildi.

Bunların yanında ülkelerin yıl sonuna doğru yeni siparişler vermesi ve siparişlerle üretim arasındaki zaman farkının talep artışının bu şirketlerin geçen yıl gelirlerine yansımamasına neden olduğuna işaret edilen raporda, geçen yılki söz konusu düşüşün temel olarak ABD'deki büyük şirketlerin silah gelirlerindeki gerilemeden kaynaklandığı, mevcut birikmiş siparişler ve üretim kapasitesini artırmadaki zorluklar nedeniyle bu siparişlerden elde edilen gelirin muhtemelen 2-3 yıl içinde şirket hesaplarına yansıyacağı belirtildi.

Asya ve Orta Doğu'daki şirketlerin silah gelirlerinin 2022'de önemli ölçüde arttığına yer verilen raporda, bunun bölgelerdeki şirketlerin "artan talebe daha kısa sürede yanıt verme yeteneklerinden" kaynaklandığı vurgulandı.

Raporda, "Asya, Okyanusya ve Orta Doğu'da silah şirketlerinin gelirleri önemli ölçüde arttı. Bekleyen siparişler ve yeni sözleşmelerdeki artış, küresel silah şirketlerinin gelirlerinin önümüzdeki birkaç yıl içinde önemli ölçüde artabileceğine işaret ediyor." ifadelerine yer verildi.

SIPRI'nın Askeri Harcama ve Silah Üretim Programı Direktörü Lucie Beraud-Sudreau, "Birçok silah şirketi, yüksek yoğunluklu çatışmalara yönelik üretime uyum sağlama konusunda engellerle karşılaştı. Ancak özellikle mühimmatlar için yeni sözleşmeler imzalandı ve bunun 2023 ve sonrasında daha yüksek gelire dönüşmesi beklenebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Listenin tepesinde ABD şirketleri var

2018'den bu yana listenin başındaki 5 firmanın tamamının ABD merkezli olması dikkati çekti. Bu firmalar Lockheed Martin, Raytheon Techologies, Northrop Grumman, Boeing ve General Dynamics olarak sıralandı.

Küresel savunma sektöründeki en büyük 100 şirket içindeki ABD'li toplam 42 şirket, 2022'de 302 milyar dolarlık silah satışı yaparak, reel olarak bir önceki yıla göre yüzde 7,9 düşüşle tüm satışların yüzde 51'ini karşıladı.

Listedeki 8 Çinli silah şirketinin toplam satışlarının bir önceki yıla göre yüzde 2,7 artışla 108 milyar dolara yükselmesi dikkati çekti. Çinli üreticilerinden 3'ü (NORINCO, AVIC, CASC) listede ilk 10'da yer aldı.

İlk 100 şirket içinde merkezi Avrupa'da bulunan 26 şirket bulunurken, bunların toplam silah satışları yüzde 0,9 artarak 121 milyar dolara ulaştı.

Rusya-Ukrayna savaşından sonra ordusuna yeni silah almaya başlayan Almanya'da, Rheinmetall, ThyssenKrupp, Hensoldt ve Diehl'in silah satışları geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 1,1 artarak 9,1 milyar dolara çıktı.

Veri eksikliği nedeniyle 2022'de en büyük 100 listesine yalnızca iki Rus şirketi dahil edildi. Bunların toplam silah gelirleri yüzde 12 düşüşle 20,8 milyar dolara geriledi.

Türk şirketleri satışlarını artırdı

SIPRI'nın geçen yıl en çok silah ve askeri hizmet satışı yapan ilk 100 savunma sanayisi şirketi listesine 4 Türk firması girdi.

Listede ASELSAN 60, Baykar 76, Türk Havacılık Uzay Sanayii 82 ve Roketsan 100. sırada yer aldı.

Türk şirketlerinin toplam gelirleri geçen yıl 2021'e göre yüzde 22 artarak 5,5 milyar dolara ulaştı.

Raporda insansız hava aracı (İHA) üretimiyle tanınan Baykar'a dikkat çekilerek, Türk şirketin gelirlerinde yüzde 94'e ulaşan bir artışla listede 76. sırada yer aldığı vurgulandı.

SIPRI, kurulduğu 1966'dan bugüne çatışma, silahlanma, silah kontrolü ve silahsızlanma gibi alanlarda araştırma, rapor ve analizler hazırlıyor.


Suudi Arabistan Enerji Bakanı: Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik NEOM projesinin ilk aşaması tamamlandı

Suudi Arabistan Enerji Bakanı, 2024 yılında 20 gigawatt kapasiteli yenilenebilir enerji ihalelerinin açılacağını duyurdu (Reuters)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı, 2024 yılında 20 gigawatt kapasiteli yenilenebilir enerji ihalelerinin açılacağını duyurdu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan Enerji Bakanı: Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik NEOM projesinin ilk aşaması tamamlandı

Suudi Arabistan Enerji Bakanı, 2024 yılında 20 gigawatt kapasiteli yenilenebilir enerji ihalelerinin açılacağını duyurdu (Reuters)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı, 2024 yılında 20 gigawatt kapasiteli yenilenebilir enerji ihalelerinin açılacağını duyurdu (Reuters)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, toplam 8,5 milyar dolarlık yatırımla karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik NEOM projesinin ilk aşamasının tamamlandığını duyurdu.

Prens Abdulaziz, Dubai’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP28) yaptığı konuşmada, “Suudi Arabistan, dünya çapında yeşil hidrojenin ana ihracatçısı olmayı hedefliyor” dedi.

Bakan, Hindistan ile Avrupa arasındaki ekonomik koridor projesinin, Suudi Arabistan’ın yeşil elektrik ve hidrojen ihraç etme isteğini desteklediğini de söyledi.

Suudi Bakan, “20 GW kapasiteli yenilenebilir enerji ihalesini 2024 yılında yapmayı planlıyoruz. Milyonlarca insana temiz pişirme yakıtı sağlamak için bir dizi Afrika ülkesiyle birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

FOTO: Yeşil Suudi Arabistan oturumları COP28 konferansının oturum aralarında düzenleniyor (Şarku’l Avsat)
Yeşil Suudi Arabistan oturumları COP28 konferansının oturum aralarında düzenleniyor (Şarku’l Avsat)

Prens Abdulaziz, Suudi Arabistan’ın iklim değişikliğiyle mücadele için 50 milyar dolar tahsis ettiğini dile getirerek, ülkede karbon azaltan araçların ekonomisinde önemli bir iyileşme olduğuna dikkat çekti.

Enerji Bakanı, Suudi Arabistan’ın 2024’te bir coğrafi araştırma projesi başlatacağını da sözlerine ekledi.

2023 Yeşil Suudi Arabistan girişim forumunun faaliyetleri, COP28 konferansıyla birlikte bugün Dubai’de başladı.

Bu yılki etkinlik, Suudi Arabistan’daki kara ve deniz alanlarının korunmasına ek olarak iklim eylem faaliyetlerinin finansmanına ve temiz enerji çözümlerinin yenilenmesine odaklanıyor.


THY ile Riyadh Air arasında işbirliği anlaşması imzalandı

(AA)
(AA)
TT

THY ile Riyadh Air arasında işbirliği anlaşması imzalandı

(AA)
(AA)

THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, THY ve Riyadh Air arasında Türkiye ve Suudi Arabistan iç hatları ile İstanbul ve Riyad ötesi noktalara seyahat eden yolculara avantajlar sunma, aynı zamanda derin işbirliklerini temellendirmeyi hedefleyen mutabakat zaptı, ICAN 2023 (ICAO Air Services Negotiation Event) etkinlikleri kapsamında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da imzalandı.

Anlaşma, 1 Ocak 2024 itibarıyla yürürlüğe girecek ve Riyadh Air'in faaliyetlerine başlamasının akabinde uygulanacak.

THY Yatırım ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Konukcu ve Riyadh Air Üst Yöneticisi (CEO) Tony Douglas'ın imzalarıyla yürürlüğe giren mutabakat zaptıyla her iki hava yolunun sadakat programı üyeleri, şirketlerin uçuşlarından da mil kazanabilecek.

İki hava yolu şirketi, ticari işbirliklerinin yanı sıra kargo, eğitim, teknik ve dijital gibi alanlarda da muhtemel işbirlikleri üzerine çalışmalara başlayacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Konukcu, Türkiye'nin bayrak taşıyıcı markası olarak Riyadh Air ile imzalanan bu anlaşmadan mutluluk duygunu belirtti.

Yolcuların her iki şirketin imkanlarından faydalanabileceğini kaydeden Konukçu, "Interline ve codeshare gibi fırsatların değerlendirilmesiyle yakın gelecekte yolcularımız iki hava yolunun da networkünden faydalanabilecek. Riyadh Air'in 2025 yılı ortasında faaliyete geçmesiyle birlikte yapılacak işbirlikleri sayesinde misafirlerimize geniş bağlantı seçenekleri sunularak seyahat deneyimlerine olumlu katkı sağlanacaktır." ifadelerini kullandı.

"THY dünya standartlarında bir havacılık markasıdır"

Riyadh Air CEO'su Tony Douglas ise bu anlaşmanın hizmet verilen destinasyonlar açısından dünyanın en büyük küresel hava yolu şirketiyle ortaklık kuran Riyadh Air'in gelişiminde çok önemli bir adım olduğunu belirtti.

Anlaşmanın yolcularına önemli imkanlar sunacağına dikkati çeken Douglas, şunları kaydetti:

Yolcu odaklı, pazar lideri, küresel bir hava yolu markası olan Türk Hava Yolları ile kurulacak olan yakın ilişkimiz İstanbul Havalimanı gibi global bir network merkezi aracılığıyla, özellikle Türkiye, Avrupa ve Amerika'da olmak üzere dünya çapında yaklaşık 130 noktaya kesintisiz bağlantı sağlayacaktır. Yapılan anlaşmalar, son derece önemli olup çokça faydası bulunmaktadır. THY, dünya standartlarında bir havacılık markasıdır ve Riyadh Air'in hikayesinde rol almasından gurur duyuyoruz.

Mutabakat zaptı ile yolcu memnuniyetinin artırılmasının yanı sıra havacılıkla ilgili hizmetlerde, kargo ve dijital gelişim gibi birçok alanda da fayda sağlanması bekleniyor.


Otomotiv satışlarında 1 milyon barajı aşılarak tüm zamanların yıllık rekoru kırıldı

(AA)
(AA)
TT

Otomotiv satışlarında 1 milyon barajı aşılarak tüm zamanların yıllık rekoru kırıldı

(AA)
(AA)

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneğinin (ODMD) kasım ayı verilerine göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, ocak-kasım döneminde yıllık bazda yüzde 60,8 büyüdü. Böylece Türkiye otomotiv pazarı tarihinde ilk kez 1 milyon rakamı aşılarak 1 milyon 73 bin 982 satışa imza atıldı. Daha önce en yüksek satış 983 bin 720 adetle 2016 yılında yapılmıştı.

Bu yılın 11 ayında otomobil satışları yüzde 66,2 artarak 840 bin 925, hafif ticari araç satışları ise yüzde 43,7 yükselişle 233 bin 57 adet oldu.

Kasım ayı özelinde bakıldığında ise otomobil ve hafif ticari araç satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,8 artarak 115 bin 40'a yükseldi. Geçen ay otomobil satışları yüzde 54,4 artışla 91 bin 424, hafif ticari araç satışları da yüzde 2,3 yükselerek 23 bin 616 olarak kayıtlara geçti.

10 yıllık ortalama satışlar

Otomobil ve hafif ticari araç satışları 10 yıllık kasım ayı ortalamasına göre yüzde 42,6 artarken, artış oranı otomobilde yüzde 47,8, hafif ticaride ise yüzde 25,5 oldu.

Otomobil pazarı segmentlere göre değerlendirildiğinde, pazarın yüzde 89'unu vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlar oluşturdu. Gövde tiplerine göre bakıldığında en çok tercih edilen gövde tipi SUV otomobiller oldu. SUV otomobilleri sedan ve hatchback araçlar takip etti.

Motor tipine göre satışlar

Otomobil satışlarında motor tipine göre bakıldığında benzinli araçlar 561 bin 53 adetle yüzde 66,7 pay aldı. Dizel otomobil satışları 121 bin 511'le yüzde 14,4 paya sahip olurken, otogazlı otomobil satışlarının payı 9 bin 247 ile yüzde 1,1 oldu.

Hibrit otomobiller pazardan 89 bin 13 satışla yüzde 10,6 pay alırken, 11 ayda 60 bin 101 rakamına ulaşan elektrikli otomobil satışlarının pazardan aldığı pay yüzde 7,1 olarak gerçekleşti.

Togg elektrikli satışlarında ilk sırada

Markaların satış rakamlarına bakıldığında ise Togg, kasımda aylık teslimat rekorunu tazeledi. Geçen ay 4 bin 401, mayıstan bu yana ise toplam 13 bin 572 T10X kullanıcılarla buluşturuldu.

Böylece Togg, 11 ayda elektrikli otomobil satışlarında zirvede yer alırken, onu 11 bin 600 satışla Tesla izledi. ODMD raporunda, Tesla markasına ait verilerin, kamuoyuna yapılan açıklamalar ışığında tahmini olarak belirlendiği kaydedildi.


Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı

(AA)
(AA)
TT

Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı

(AA)
(AA)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kasım itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 53,40, yurt içi üretici fiyatları yüzde 53,15 arttı.

Aylık bazda TÜFE yüzde 3,28, Yİ-ÜFE yüzde 2,81 yükseldi.

TÜFE, kasımda geçen yılın aralık ayına göre yüzde 60,09, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 61,98 artış gösterdi.

Yİ-ÜFE ise Aralık 2022'ye göre yüzde 42,59, geçen yılın kasım ayına kıyasla yüzde 42,25 arttı.

Beklentiler

AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, kasımda TÜFE'nin yüzde 3,68 artacağını öngörmüştü. Bu ortalamaya göre kasımda yıllık enflasyonun yüzde 62,61'e yükseleceği hesaplanmıştı.


Bitcoin'in fiyatı ETF ivmesiyle 41 bin doları aştı

(AA)
(AA)
TT

Bitcoin'in fiyatı ETF ivmesiyle 41 bin doları aştı

(AA)
(AA)

Analiz şirketi Coinmarketcap'in verilerine göre, Bitcoin dahil küresel kripto para piyasasının değeri 24 saatte yüzde 3,77 artarak 1 trilyon 540 milyar doları aştı.

En büyük kripto para birimi olan Bitcoin'in fiyatı, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonunun (SEC) Bitcoin spot ETF'sini (borsa yatırım fonu) yakında onaylayacağına ilişkin beklentilerin artmasının etkisiyle son 24 saatte yüzde 5,65’ten fazla değer kazandı. ABD'de enflasyonun yavaşladığını gösteren verilerin Fed'in faiz artırımlarını tamamladığına ilişkin öngörüleri desteklemesi de Bitcoin'deki artışı destekledi.

Bugün TSİ 8.30 itibarıyla 41 bin 688 dolardan işlem gören Bitcoin, Nisan 2022’den beri en yüksek değerine ulaştı. Bitcoin'in haftalık değer kazancı ise yüzde 11'i aştı.

Bitcoin, Ekim 2023’ten beri yüzde 50'den fazla değer kazandı ancak Kasım 2021'deki 68 bin 990 dolar olan rekor seviyesinden hala çok uzakta duruyor.

Ekimde başlayan Bitcoin'deki yükselişin, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonunun, spot Bitcoin ETF'leri olarak bilinen ve doğrudan Bitcoin'i tutan ETF'leri onaylayacağı yönündeki beklentilerle devam etmesi dikkati çekiyor.

Fed'in sıkılaştırma döngüsünün sonuna geldiğine dair beklentilerle riskli yatırımlar ve düşük faiz oranları, faiz getirmeyen altının sert yükselmesine sebep olmuştu.

Analistler, Bitcoin'de spot ETF'nin kullanıma sunulmasını, dijital para biriminin daha fazla dağıtımına ve kabulüne yönelik önemli bir adım olarak görüyor.

Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi Blackrock ile VanEck, WisdomTree (WT.N), Fidelity, Bitwise, Grayscale Investmens ve Invesco, SEC'e Bitcoin spot ETF'si için başvurmuştu.

Kasım 2021'de tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 68 bin 990 dolarda bulunan Bitcoin, söz konusu tarihten bu yana yaklaşık yüzde 39 değer kaybetti.

Piyasa değeri bakımından ikinci sırada yer alan Ethereum da son 24 saatte yüzde 5,45'ten fazla değer kazanarak 2 bin 254 dolar seviyesine ulaştı. Etherum, 2021'de 4 bin doların üzerine çıkarak rekor kırmıştı.

Öte yandan, Bitcoin yatırımcısı MicroStrategy, kasımda yaklaşık 600 milyon dolarlık Bitcoin satın aldığını açıkladı.


Gıda ve tarım nasıl iklim değişikliğine neden oluyor?

Beslenme milyarlarca metreküp sera gazı emisyonu üretiyor (Reuters)
Beslenme milyarlarca metreküp sera gazı emisyonu üretiyor (Reuters)
TT

Gıda ve tarım nasıl iklim değişikliğine neden oluyor?

Beslenme milyarlarca metreküp sera gazı emisyonu üretiyor (Reuters)
Beslenme milyarlarca metreküp sera gazı emisyonu üretiyor (Reuters)

Küresel beslenme, her yıl milyarlarca metreküp sera gazı emisyonu üreten ve toplam küresel emisyonların yaklaşık üçte birini temsil eden devasa bir girişimdir.

Gıda üretimi büyük bir iklim sorununa neden olmasına rağmen, bugüne kadar bu sorunu çözmek için çok az çaba sarf edilmiştir.

Dubai'deki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP28, gıda üretiminin iklim üzerindeki etkisinin nasıl azaltılacağının tartışılacağı ilk tam gün olacak ve çevre koruma grupları ülkelere gerçek çözümler üretmeleri için baskı yapıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre gıda ve tarım sektöründen kaynaklanan emisyonların kaynaklarına ilişkin bazı ayrıntılar aşağıda yer almakta.

Beslenmeden ne kadar emisyon ortaya çıkıyor?

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda sistemlerinin 2019 yılında insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının 17 milyar ton karbondioksit eşdeğerinden veya yüzde 31'inden sorumlu olduğunu açıkladı.

Kuruluş, bunun tarım, arazi kullanımı, mahsul üretimi ve hayvancılıkla ilgili emisyonların yanı sıra aileler tarafından tüketilen gıdaları, geride bıraktıkları atıkları ve çiftliklerde, gıda hazırlamada ve gıda nakliyesinde kullanılan enerjiyi de içerdiğini açıkladı.

Bu sektörlerin toplamda dünyadaki toplam karbondioksit emisyonlarının yüzde 21'ine, dünyadaki toplam metan emisyonlarının yüzde 53'üne ve dünyadaki toplam azot oksit emisyonlarının yüzde 78'ine yol açtığını ifade etti.

Hayvancılık

Hayvancılık en büyük salımcılardan biridir. FAO, küresel hayvancılık faaliyetlerinin insan faaliyetlerinden kaynaklanan toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 14,5'ini saldığını açıkladı.

Bu emisyonların yüzde 65'inden, çoğunlukla metan gazı şeklinde olmak üzere, hayvancılık sorumludur. İnek ve koyun gibi geviş getiren hayvanlar yiyecekleri sindirirken geğirme şeklinde metan gazı salgılarlar. Atıkların özellikle büyük havuzlarda depolanması da metan gazı salınımına yol açar.

Emisyonlar ayrıca, toprakta depolanan karbondioksiti serbest bırakan yem bitkileri yetiştirmek için arazinin sürülmesi de dahil olmak üzere hayvan yemi üretimi ve işlenmesinden kaynaklanmakta.

Arazi kullanımı

FAO'ya göre, ormansızlaşma veya turbalıkların sömürülmesi gibi tarımı destekleyen faaliyetler yılda 3,5 milyar ton karbondioksit eşdeğeri salmakta.

Ormanlar, hayvan yetiştirmek veya mahsul yetiştirmek gibi tarımsal amaçlar için temizlendiğinde, depolanan karbon atmosfere salınır.

Örneğin dünyanın en büyük sığır eti ve soya fasulyesi ihracatçısı olan Brezilya'da gıda üretiminden kaynaklanan emisyonların yaklaşık yüzde 80'i ormansızlaşmadan kaynaklanmakta.

Öte yandan asidik torf toprağından oluşan, ölmüş bitkilerden meydana gelmiş sulak turbalık alanların, dünyadaki ormanların iki katı kadar büyük miktarda karbon depolamakta.

Birleşmiş Milletler'in 2021 tarihli bir raporuna göre, turbalık alanların ekin yetiştirmek veya hayvan yetiştirmek gibi amaçlarla kurutulması veya yakılması, insanların neden olduğu tüm emisyonların yaklaşık yüzde 5'inden sorumlu.

Gıda atıkları

Birleşmiş Milletler, dünyada yetiştirilen gıdanın yaklaşık üçte birinin israf edildiğini, bunun yüzde 13'ünün hasat ve perakende aşamalarında, yüzde 17'sinin ise ev, gıda hizmeti ve perakende sektörlerinde israf edildiğini açıkladı.

Geçtiğimiz Mart ayında yapılan ve Nature Food dergisinde yayınlanan bir araştırma, israf edilen gıdaların, hazırlanırken ve taşınırken tüketilen enerji, nakliye sırasında yok olanlar ve ev buzdolaplarında çürüdükten sonra atılan gıdalar da dahil olmak üzere küresel gıda sisteminin toplam emisyonlarının yarısına neden olduğunu gösterdi.

Bu emisyonların büyük bir kısmı, gıdalar çöp sahalarında çürüdüğünde oluşan metan gazından kaynaklanmaktadır. Çevre Koruma Ajansı'nın yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre, gıda atıkları ABD'deki çöp sahalarındaki katı atıkların yaklaşık yüzde 25'ini oluşturuyor.