Uncoupled'daki penis fotoğrafı sahnesi hakkında konuşan Neil Patrick Harris: Gurur duyuyorum

"Benden penis fotoğrafını seçmem istendi"

49 yaşındaki Neil Patrick Harris, Uncoupled'da ilk kez gey bir karakteri canlandırıyor (Netflix)
49 yaşındaki Neil Patrick Harris, Uncoupled'da ilk kez gey bir karakteri canlandırıyor (Netflix)
TT

Uncoupled'daki penis fotoğrafı sahnesi hakkında konuşan Neil Patrick Harris: Gurur duyuyorum

49 yaşındaki Neil Patrick Harris, Uncoupled'da ilk kez gey bir karakteri canlandırıyor (Netflix)
49 yaşındaki Neil Patrick Harris, Uncoupled'da ilk kez gey bir karakteri canlandırıyor (Netflix)

The Independent'ta yer alan habere göre Neil Patrick Harris yeni romantik komedi dizisi Uncoupled'daki karakterinin penis fotoğrafının seçilmesindeki rolünü açıkladı.
How I Met Your Mother'ın eski yıldızı, 17 yıllık bir ilişkinin sona ermesinden sonra hayata adapte olan bir adamı konu alan yeni Netflix yapımının başrol oyuncusu.
Harris, yeni bir röportajda, dizideki karakteri Michael'ın flört uygulaması profiline penisinin fotoğrafını eklediği belli bir sahne hakkında konuştu.
Senaryoya doğrudan dahil olan Harris'in, hangi penisin Michael'ınki olarak kullanılacağının seçilmesinde aktif bir rolü vardı.
"Sadece onay almakla kalmadım," diyen oyuncu şöyle devam etti: 
"Aynı zamanda benden bahsi geçen s** fotoğrafını seçmem istendi, ki bu sandığınızdan daha sertti. Kelime oyunu yapmıyorum."
Harris daha sonra Page Six'e, kilit sahne için sunulan seçeneklerden birinin "soyunma odasına bırakılan, gevşek, lateks bir penis" olduğunu söyledi.
Fakat oyuncu incelemeden sonra sahte penisin amaca uygun olmadığına karar verdi, bunun daha gerçekçi gözükeceğini hayal etmişti.
Harris şunları ekledi:
"Bunu kabul edemezdim çünkü Michael'ın penisiyle çevrimiçi satın alabileceğiniz, seri üretilen bir şeyden daha fazla gurur duyuyorum. Soyunma odalarında aletlerinin fotoğrafını çekenlerin çektiklerini incelemeye başladık. Ve doğru açıyı, kalınlığı ve tıraşı bulmak zorundaydık."
Nihayetinde Harris, dizi için seçilen uzuvdan memnun kaldı. Oyuncu şu ifadeleri kullandı:
"Sanırım doğru karışımı bulduk; aşağıda sakladığım malımla gurur duyuyorum."
 



Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
TT

Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)

Köpekbalığı derisinden ilhamla uçaklara film kaplama geliştiren Avustralyalı bilim insanları, sürükleme kuvvetini azaltabileceklerini ve havayolu endüstrisinde milyarlarca dolarlık yakıt tasarrufu sağlayabileceklerini iddia ediyor.

Delta Air Lines, Avustralya merkezli havacılık şirketi MicroTau'yla işbirliği yaparak yakıt verimliliğini artırmak üzere uçaklara uygulanabilecek özel bir filmin kullanımını araştırdı.

Avustralya Ulusal İmalat Tesisi'yle (ANFF) birlikte geliştirilen teknoloji, köpekbalıklarının suda sorunsuzca süzülmesini sağlayan, üst üste binmiş binlerce küçük pula sahip derisini taklit ediyor.

Araştırmacılar yapay film kaplamanın da benzer şekilde uçakların türbülansı azaltmasına, uçuş hızını artırmasına ve yakıt maliyetlerini düşürmesine katkı sağladığını söylüyor.

Bir uçağın içinde ilerlediği hava, uçağın yüzeyini ovalayıp direnç yaratan, saç tokası girdabı (hairpin vortex) adlı küçük girdaplar oluşturur.

Yeni film kaplamasının üzerinde, bu girdaplardan daha dar olan ve girdapların uçak yüzeyinin yakınında oluşmasını engelleyen küçük oluklar var.

İşin zor kısmı filmi sürtünmeye dirençli hale getiren bu tür minik olukların olduğu bölümler oluşturmaktı.

Özel lazer üretim teknolojisini kullanan MicroTau, köpekbalığı derisi benzeri deseni hafif bir malzemeyle hızla üretip bunları kendinden yapışkanlı yamalar haline getirerek bu engeli aştı.

Şirket film kaplamanın, mevcut ulaşım araçlarına uyarlanabilen ölçeklenebilir bir çözüm sunarak taşımacılık endüstrilerinin karbon ayak izini en aza indirebileceğini belirtiyor.

Firma bu teknoloji sayesinde ticari havacılık ve nakliye şirketlerinin yakıt maliyetlerinde 34 milyar doların üzerinde tasarruf sağlayabileceğini ve yüzlerce milyon ton civarında karbondioksit emisyonunu azaltabileceğini iddia ediyor.

MicroTau, örneğin filmin Airbus A380 gibi bir uçağa uygulanması halinde, Sidney'den Los Angeles'a uçuş başına 5 bin dolardan fazla yakıt ve 18 tondan fazla karbondioksit emisyonu tasarrufu sağlanabileceğini ifade ediyor.

Şirket, bu rakamın bir uçağın ömrü boyunca milyonları bulabileceğini dile getiriyor.

MicroTau, kaplamayı Lockheed Martin'in devasa C-130J nakliye uçakları ve Boom Supersonic'in şık XB-1 prototipi de dahil bir dizi hava aracında halihazırda test ediyor.

New Scientist'e konuşan Boom Supersonic sözcüsü "Yamalar gözle görülür bir bozulma olmadan bu koşullara rahatlıkla dayandı" diyor.

Delta'nın Sürdürülebilir Gökyüzü Laboratuvarı Direktörü Sangita Sharma ise CBC News'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

Köpekbalığı derisini taklit eden teknoloji, bu mikro oluklardan yararlanarak yüzeydeki bir tür sürükleme kuvvetini azaltıyor. Yüzeydeki bu sürükleme kuvveti yüzde 4'e varan bir yakıt avantajı sağlayabilir.

Sharma'ya göre havayolu şirketleri bu sayede yılda 15 milyar litre yakıt tasarrufu yapabilir. 

Avustralya merkezli şirket, teknolojinin daha da geliştirilmesiyle havayolu şirketlerinin verimliliği yüzde 10'a kadar artırmasını sağlamayı umuyor.

Independent Türkçe