Yiyecek ve içeceklerdeki şeker oranı artıyor

Yiyecek ve içeceklerdeki şeker oranı artıyor
TT

Yiyecek ve içeceklerdeki şeker oranı artıyor

Yiyecek ve içeceklerdeki şeker oranı artıyor

Son araştırmalar, paketlenmiş yiyecek ve içeceklerdeki şeker oranının ve besleyici olmayan maddelerin oranının son 10 yılda artığını ortaya koydu.
Science Alert’te yayımlanan habere göre Çin ve Hindistan gibi orta gelirli nüfusun oranın yüksek olduğu ülkeler ile Asya-Pasifik bölgesinde tüketilen yiyecek ve içeceklerdeki şeker oranı gün geçtikçe artıyor.
Araştırmacılar, dünyanın dört bir yanından gelen satış verilerini kullanarak 2007 - 2019 arasında satılan paketli yiyecek ve içeceklerdeki ilave şeker ve tatlandırıcı oranını inceledi. Araştırma sonucunda içeceklerdeki ek şeker oranının dünya çapında kişi başına yüzde 36 oranında arttığı gözler önüne serildi. Zaman içerisinde paketli gıdalardaki ek şeker oranı ise kişi başına yüzde 9 oranında arttı.
Paketli gıda ve içeceklerdeki ek şekerler, çoğunlukla tatlı ürünlere ekleniyor. Dondurma ve bisküviler, tatlandırıcı oranı en fazla artan gıdalar oldu.
Son on yılda paketli gıda ve içeceklerdeki şeker ve tatlandırıcı oranının artması, paketli gıdalara olan talebin arttığı anlamına geliyor.
Çalışma, içeceklerin daha tatlı bir hale gelmesi için kullanılan şeker miktarının küresel çapta arttığını gösteriyor. Çin ve Hindistan gibi orta gelirli ülkelerde kullanılan şeker oranı yüzde 50 oranında artarken Avustralya ve ABD gibi ülkelerde ise bu oran nispeten azaldı.
Erkeklerin günde dokuz çay, kadınların ise altı çay kaşığından fazla şeker tüketmemesi tavsiye ediliyor. Bu orana, diğer yiyecek ve içeceklerdeki şeker oranı eklenince Avustralya halkının yarısından fazlası günde ortalama 14 çay kaşığı şeker tüketiyor.
İlave şeker, gazlı içecek ve şişelerdeki içeceklerde daha fazla. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), şekersiz tatlandırıcıların kullanımına ilişkin çalışmalar yapıyor.

Zengin ve yoksul ülkeler arasındaki fark
Zengin ve yoksul ülkeler arasında ilave şeker ve tatlandırıcı kullanımında fark var. Yüksek gelirli ülkelerde paketlenmiş yiyecek ve içecek oranı gün geçtikçe azalıyor. Bundan dolayı büyük yiyecek ve içecek şirketleri orta gelirli ülkelere yönelmiş durumda.
Çalışmaya göre zengin ülkelerde daha az tatlı ve daha fazla sağlıklı ürünler sunuluyor. Bu durum, gıda kaynaklarındaki şeker oranının azaltılmasında çifte standart olduğunu gösteriyor. 

Kontrolün beklenmeyen sonuçları
Birçok hükümet, çok miktarda şeker tüketmenin neden olduğu sağlık sorunları ile mücadele etmek ve şekerli gıda tüketilmesini azaltmak için çalışmalar yürütüyor. Örneğin halk bu konuda bilinçlendiriliyor. Reklamlara kısıtlama getiriliyor ve şekerden vergi alınıyor. Ancak üreticiler, ceza almamak ve tüketicilerin isteklerini karşılamak için ürün içerisindeki şekeri, besleyici değeri olmayan tatlandırıcılar ile değiştiriyor.
Yeni çalışmada insanların şeker tüketmesini azaltmak için çok sayıda politikanın uygulandığı bölgelerde, içeceklerde satılan tatlandırıcı oranında artış olduğu gözlemlendi.

Şeker neden sorun oluşturuyor?
Çok fazla şeker tüketmenin zararları herkesçe bilinirken insanların, besleyici değeri olmayan tatlandırıcılara güvenmesi sağlık açısından risk taşıyor. Yapılan son incelemelerde, zararlı tatlandırıcı tüketiminin tip 2 diyabet ve kalp hastalığına neden olabileceği ayrıca bağırsak mikrobiyomuna zarar verebileceği keşfedildi.
Zararlı tatlandırıcılar, damak zevkimizi etkiliyor ve kişinin daha fazla şeker tüketmek istemesine neden oluyor. Bu durum, tatlı tüketmeyi seven çocuklar ile ilgili endişeleri artırıyor.
Besleyici değeri olmayan tatlandırıcılar, aşırı derecede işlenmiş gıdalarda ve içeceklerde bulunuyor. Bu ürünler, mutfağımızda bulamayacağımız malzemelere sahip ve aslında son derece lezzetli. Ancak fazla işlenmiş gıdalar kalp hastalığı, tip 2 diyabet, kansere neden oluyor. Paketli gıdalar enerji ve su tükettiği, ambalaj ve plastik atık bıraktığı için çevreye de zarar veriyor.
Yiyecek ve içeceklerdeki artan şeker oranı, ek şeker ve besleyici değer oranı hakkında daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.



Hollandalı yıldız, Netflix'in yeni dizisinde intikam peşinde

60 yaşındaki Hollandalı aktris Famke Janssen, 2008 - 2014'te vizyona giren Takip (Taken) serisinde Lenore Mills karakterini canlandırmıştı (EuropaCorp)
60 yaşındaki Hollandalı aktris Famke Janssen, 2008 - 2014'te vizyona giren Takip (Taken) serisinde Lenore Mills karakterini canlandırmıştı (EuropaCorp)
TT

Hollandalı yıldız, Netflix'in yeni dizisinde intikam peşinde

60 yaşındaki Hollandalı aktris Famke Janssen, 2008 - 2014'te vizyona giren Takip (Taken) serisinde Lenore Mills karakterini canlandırmıştı (EuropaCorp)
60 yaşındaki Hollandalı aktris Famke Janssen, 2008 - 2014'te vizyona giren Takip (Taken) serisinde Lenore Mills karakterini canlandırmıştı (EuropaCorp)

Famke Janssen, bu yılın sonlarına doğru Netflix'te yayına girecek suç draması Amsterdam Empire'da dikkat çekici bir rolle izleyici karşısına çıkıyor.

Monte-Carlo Televizyon Festivali'nde Variety'ye konuşan oyuncu, canlandırdığı karakteri şu sözlerle anlattı:

Betty, 1990'lardan kalma, yalnızca bir hit şarkıya sahip eski bir pop yıldızı. O şarkının adı Forever. Eşi Hollanda'nın en büyük esrar imparatorluğunun sahibi. Betty, onun daha genç bir kadınla ilişkisi olduğunu öğreniyor ve üstelik kadın hamile. Adam onu parayla susturmaya çalışıyor ama Betty paranın peşine düşmüyor. Esrar imparatorluğunun peşine düşüyor. Ve onu yok ederken intikamını alıyor.

İntikam planı olsa da Janssen, oynadığı karakterin öfke dolu biri olmadığını vurguluyor.

"Betty'nin sürekli öfkeli olmasını istemedim. Çünkü bu izleyiciye bir noktadan sonra yorucu gelebilir. Ama bir yandan da içimden 'Haydi, al intikamını!' dedim" diyerek gülüyor.

Oyunculuk açısından kendini zorlamak istediğini belirten Janssen, rol gereği müzik videosu çektiğini, dans edip şarkı söylemeyi öğrendiğini söylüyor:

İlham almak için Paula Abdul başta olmak üzere, o dönem sahne alan tüm kadınlara baktık. Kıyafetlerine, koreografilerine...

Janssen'in canlandırdığı karakterin çok boyutlu olması tesadüf değil. 1995 yapımı Bond filmi GoldenEye ve X-Men serilerinde Jean Grey/Dark Phoenix gibi güçlü karakterlerle özdeşleşen Hollandalı oyuncu, sektörde uzun süre kötü karakterlerle anıldı.

Bazı oyunculara kalıplaşmış roller veriliyor. Nedenini tam olarak bilmiyorum; belki kadın olduğum için, belki de yabancı olduğum içindir. Güçlü bir kadınım, en azından öyle görünüyorum. Ama bu işi yapmamızın nedeni, kendimizin farklı yönlerini gösterebilmek.

Janssen sözlerine şöyle devam ediyor:

Bana verilen tek boyutlu karakterleri üç boyutlu hale getirmeye çalışarak kariyer yaptım. Çünkü çoğu zaman elimde fazla bir şey yoktu.

Dizi, Netflix'in suç draması Undercover'ın yaratıcıları Piet Matthys, Nico Moolenaar ve Bart Uytdenhouwen imzasını taşıyor. Ayrıca Janssen, bu projede uzun bir aradan sonra ana dili olan Hollandaca konuşacak.

Yıllar boyunca sadece İngilizce oynadıktan sonra şimdi yeniden Hollandaca konuşuyorum. İngilizce konuşurken kendinizin başka bir versiyonu oluyorsunuz. Aynı kişi gibi hissettirmiyor. Farklı ve eğlenceli bir deneyimdi.

İki sezonluk anlaşma imzalayan Janssen, dizinin yönetici yapımcılığını da üstleniyor:

Artık zamanı gelmişti. Oyuncular sette her şeyin farkındadır; her departmanla çalışırız. Bu bize benzersiz bir bakış açısı kazandırır. Dikkatliyseniz, bu iş büyük bir eğitim alanı. Yapımcılık ve yönetmenlik bu noktadan sonra doğal bir adım gibi. Eğer yapmak istiyorsanız ve size daha fazla söz hakkı kazandıracaksa, neden olmasın?

Independent Türkçe, Variety, What's on Netflix