Yemen'de gıda fiyatları son 32 yılın en yüksek seviyesinde

Sana'nın merkezindeki bir Pazar. (EPA)
Sana'nın merkezindeki bir Pazar. (EPA)
TT

Yemen'de gıda fiyatları son 32 yılın en yüksek seviyesinde

Sana'nın merkezindeki bir Pazar. (EPA)
Sana'nın merkezindeki bir Pazar. (EPA)

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Yemen'de Gıda Güvenliğinin Üç Aylık İnceleme raporunu yayınladı. Rapora göre Yemen’de gıda ürünleri fiyatları son 32 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Yemen’de gübre fiyatları son 14 yılın en yüksek seviyesine çıkarken, aynı dönemde benzin ve motorin fiyatları da geçen yılın son çeyreğine göre sırasıyla yüzde 78 ve yüzde 90 artış kaydederek son 10 yılın zirvesine ulaştı. Bu rapor, Husi milislerinin kontrolündeki Hudeyde ve Salih limanlarına gıda ürünleri ithalatının yüzde 24 oranında arttığı bir zamanda yayınlandı.
BM destekli ateşkesin imzalanmasından önceki ve halen yürürlükte olan bu dönemde ithalat önemli ölçüde arttı. 2022 yılının ilk çeyreğine ilişkin Gıda Güvenliği Üç Aylık İnceleme Raporuna göre ‘FAO Dünya Gıda Fiyat Endeksi geçen mart ayında çarpıcı bir şekilde artarak 1990'dan beri tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.’
Gübre fiyatları 2008 sonundan bu yana en yüksek seviyesini görürken küresel ham petrol de son on yılın zirvesine çıktı. Geçen yılın son çeyreğine göre Husi milislerinin kontrolünde olan Hudeyde ve Salih limanları üzerinden yapılan gıda ithalatı ile ilgili olarak Dünya Gıda Programı, gıda ithalatı hacminin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 24 arttığını bildirdi.
Aden Limanı’nda ithalat stabil durumunu korurken bu yılın ilk çeyreğinde ve geçen yılın dördüncü çeyreğinde limandan yapılan gıda ithalatı, 2021 yılının ilk üç çeyreğine göre nispeten düşük kaldı. Rapor, bunu büyük ölçüde, çoğunlukla Aden limanından ithal edilen ‘Yemen'deki insani gıda yardımındaki azalma’ ile ilişkilendirdi.
Gıdaya yetersiz erişimle ilgili olarak, rapor, gıda güvensizliğinin bu yılın ilk çeyreğinde sürekli olarak yüksek kaldığını doğruluyor. Ankete katılan ailelerin yarısı mart ayı boyunca asgari gıda ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ifade ettiler. Bu durum 2018'den bu yana ülke çapında gıda güvensizliğinin en kötü seviyelere ulaşıldığını ortaya koyuyor.  Bu, çatışma seviyelerinin şiddetlenmesi, sürekli artan gıda ve yakıt fiyatları ve insani gıda yardımındaki kesintilerden kaynaklanıyor.
Yıllık Gıda Güvenliği Raporu, bu yılın ortasında, 31 bin kişinin kıtlık benzeri koşullarda yaşadığını tespit etti. Akut gıda güvensizliğinin 19 milyon kişiye çıkması ve 161 bin kişinin kıtlık benzeri koşullarla karşı karşıya kalması bekleniyor.
Rapora göre yemek alışverişinin aylık ortalama maliyeti Ocak-Mart dönemine göre yüzde 25 artarak tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 17 bin 168 Yemen riyaline (bir dolar 600 Yemen riyali) ulaştı. Raporda, “Ailelerin geçen yıl zorlandıkları gıda tüketimini aynı seviyede tutmak için şimdi iki kat daha fazla ödemek zorunda kalmaları son derece endişe verici" ifadesi yer aldı.
Raporda akaryakıt fiyatlarının durumuna da yer verildi. Akaryakıt istasyonları ve karaborsalar aracılığıyla satılan akaryakıt fiyatlarının bu yılın ilk çeyreğinde şimdiye kadarki en yüksek seviyelerine ulaştığı vurgulandı. Bu, Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen ateşkesten önceki dönemin verisiydi. Şu an ise benzin ve motorin fiyatları bir önceki yılın son çeyreğine göre sırasıyla yüzde 78 ve yüzde 90 oranında arttı.



Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)

Filistinli yetkililere göre Gazze'de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla BBC'ye konuşan kaynaklar, Tel Aviv yönetiminin Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere, ihtilaflı konularda karar vermeye yanaşmayan bir heyet gönderdiğini savunuyor. 

Ayrıca yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD ziyaretiyle "zaman kazanmaya" çalıştığını ve süreci tıkadığını ileri sürüyor. 

Netanyahu, 7-10 Temmuz'da gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya gelmişti. Ancak beklenen 60 günlük ateşkesin sağlandığına dair bir açıklama yapılmamıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi ve bölgeye yardım girişleri gibi konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. 

BBC, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığını aktarıyor. İsrail ordusunun Gazze'nin 1 ila 1,5 kilometre içine giren bir alandaki "tampon bölgeleri" bırakmak istemediği ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas'ın tampon bölgelere ait haritaları istediği ve sözkonusu alanın söylenenden çok daha büyük olduğunun ortaya çıktığı aktarılıyor. Buna göre İsrail ordusu, bazı noktalarda Gazze'nin 3 kilometre kadar içine giren tampon bölgeler inşa etmeyi planlıyor. 

Filistinli örgütün ilk etapta bu konuda taviz vermeyi düşündüğü fakat haritaları görünce bundan vazgeçtiği ifade ediliyor. Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin tamamında işgalini sürdürmeyi planladığı aktarılıyor.

Kaynaklardan biri, Netanyahu yönetiminin tutumuna dair şunları söylüyor: 

Bu görüşmeleri hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bunları zaman kazanmak ve sahte bir ilerleme görüntüsü vermek için kullandılar.

Diğer yandan New York Times'ın (NYT) analizinde, Netanyahu'nun Gazze savaşını iktidarını sürdürmek için kullandığına dikkat çekiliyor. 

Netanyahu'nun, savaşın sürmesini isteyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi radikal sağcı koalisyon ortaklarını memnun etmek için ateşkese yanaşmadığı ifade ediliyor. 

Analizde, Netanyahu'nun Nisan 2024'te ateşkes yapmayı düşündüğü fakat yine aynı baskılar nedeniyle geri adım attığı belirtiliyor. Bazı Amerikalı yetkililerin, Netanyahu'yla İsrail halkının yüzde 50'sinin savaş yerine rehine takası anlaşmasını istediğine dair anket sonuçları paylaştığı, İsrail liderininse şöyle yanıt verdiği aktarılıyor: 

Evet ama bu yüzde 50'lik kesim benim seçmenlerimden oluşmuyor.

Başbakanın yargı reformu paketinin 2023'te büyük protestolara yol açtığı, hatta yedek askerlerin greve gittiği anımsatılıyor. Bunlara ek olarak Netanyahu hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davaların sürdüğü hatırlatılıyor. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Kasım 2024'te tutuklama emri çıkarmıştı. 

Analizde, Netanyahu'nun Gazze savaşını uzatarak bu davalardan kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor. "İsrail hiç olmadığı kadar güvensiz bir konumda" denen analizde, başbakanın hamlelerinin ülke tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturduğu ifade ediliyor: 

Netanyahu, 21. yüzyılın felaketlerinden birinin mimarı ve bu felaket, İsrail'in adını muhtemelen onlarca yıl lekeleyecek.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, New York Times