ABD istihbaratı ve federal ajanslar her yıl neden sırlarını ifşa ediyorlar?

Hükümet, hassas bilgileri süresiz olarak gizli tutma hakkını saklı tutuyor.

ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)
ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)
TT

ABD istihbaratı ve federal ajanslar her yıl neden sırlarını ifşa ediyorlar?

ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)
ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)

Tarık eş-Şami  
Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin gizli tarihini inceleyen araştırmacılar için 31 Aralık gecesi, önemli bir zaman dilimine işaret ediyor. Çünkü her yıl o gece yüz milyonlarca belgenin üzerindeki gizlilik kaldırılıyor ABD Başkanı Bill Clinton'ın 1995 yılında çıkardığı başkanlık kararnamesi ile 25 yıl ve üzeri, tarihi önemi olan belgeleri şeffaflık gereği kamuoyuna açma mecburiyeti getirilmişti. Tabii federal güvenlik teşkilatları, çeşitli sebeplerle hangi belgelerin yayınlanmaması gerektiğini kararlaştırabiliyor. Bazı hassas bilgilerin ‘sonsuza kadar’ gizli kalacak olması ihtimal dahilindedir. Peki, ABD hükümeti neden sırlarını ifşa ediyor? Bu süreç şeffaf mı yürütülüyor yoksa sınırlı bir paylaşım mı söz konusu? 

Üzerinden gizlilik perdesi kaldırılan onlarca yıl  
1995, 2003 ve 2006'da ABD başkanları, istihbarat ve ulusal güvenlik kurumları, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray da dahil olmak üzere federal kurumlarına ait bazı hassas bilgileri de içeren milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. Gizliliği kaldırılan ‘casusluk faaliyetleri, gizli silahlar, bazı kritik diplomatik temaslar ve başkanların önemli kararlarına dair’ belgelerin çoğunun üzeri karartılmıştı. 2006 yılında devasa ölçütte belgeler yayımlandı ve yaklaşık bir milyar sayfanın üzerindeki gizlilik kaldırıldı. Belgelerin bir kısmı ‘hizmete özel’ (confidential), bir kısmı ‘gizli’ (secret) bir kısmı ise ‘çok gizli’ (top secret) olarak sınıflandırılmıştı. Böylece ‘Küba füze krizi’, ‘Vietnam savaşı’ ‘ABD’deki Sovyet ajanlık şebekelerine’ dair ‘gizem perdeleri’ nispeten aralandı. Yayımlananlar arasında Federal Soruşturma Bürosu’na (FBI) ait 270 milyon belge de yer alıyordu. Araştırmacılar ve gazeteciler bu belgeleri çözümlemek için yıllarca çalıştı. Bu belgeler, Soğuk Savaş’ın önemli bir dönemini, nükleer silahlarla nasıl mücadele edildiğini, ABD’nin Ortadoğu ve Latin Amerika’daki politikalarını büyük ölçüde göz önüne seriyordu. Jimmy Carter döneminde Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) İran’daki rolü, Camp David Anlaşmaları ve Mısır-İsrail arasındaki ‘barış antlaşmasındaki’ süreçler bu belgeler ışığında daha sağlıklı yorumlanabildi.  

Tarihi anlamak 
Gizli olarak tasnif edilmiş belgelerin yayınlanması 2009 yılından itibaren adeta rutin hale geldi. Başkan Barack Obama’nın 13526 sayılı Yürütme Kararı uyarınca ABD federal kurumlarının, üzerinden 10 ila 25 geçmiş ‘gizli belgeleri’ sınıflandırması gerekiyordu. Bu sınıflandırma, bilgilerin açıklanmasının ulusal güvenliğe vereceği zararın hesaplanmasına dayanıyor. Federal kurumların, süresiz olarak açıklanmamasını kararlaştırdıkları belgeler dışındaki bilgilerin üzerindeki gizlilik otomatikman kaldırılıyor.  
Tennessee Eyalet Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Jon DiCicco da dahil olmak üzere birçok gözlemci, gizliliği kaldırılmış hükümet belgelerinin ABD ulusal güvenlik politikası tarihini anlamak için oldukça önemli olduğu görüşünde. Çünkü bunlar ABD hükümetinin ve ulusal güvenlik servislerinin iç işleyişine açılan pencereler niteliğinde. ABD Adalet Bakanlığı, resmi sitesinde, Federal kurumlara ait eski ‘gizli belgelerin’ yayınlanmasının, kamuoyunun ve araştırmacıların, kurumların işleyişini kavramasına yardımcı olduğunu belirtiyor. Böylelikle sıradan halk ve araştırmacılar, ABD’nin demokratik kurumlarının işleyişini ve tarihsel süreçlerini daha yakından görebilir. Bununla birlikte halen ulusal güvenliğe tehdit oluşturabilecek bilgiler gizli tutulmaya devam ediliyor.
 
İstihbarat için faydalı 
ABD’li emekli istihbarat görevlisi olan, George Mason Üniversitesi İstihbarat, Politika ve Uluslararası Güvenlik Merkezi Direktörü Michael V. Hayden, bazı belgelerin üzerindeki gizliliğin kaldırılmasının ABD istihbarat teşkilatlarının yararına olduğunu düşünüyor. Hayden’e göre, bazı belgelerin üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasının, Amerikan halkının hangi istihbarat teşkilatlarının görevinin mahiyetini ve niçin önemli olduğunu anlamasına yardımcı oluyor. Kamuoyunda istihbarat teşkilatlarının gizliliğine olan genel toleransın geçmiş yıllara kıyasla daha yüksek olmasını da bu durumla ilişkilendiriyor. Şarku'l Avsat'ın Independent Aerabia'dan aktardığı habere göre Hayden konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Geçmişte vatandaşlar, son derece güçlü hale gelen ve aşırı gizlilikle hareket eden istihbarat teşkilatlarının gerçekte ne yaptığını daha iyi anlamak için daha fazla şeffaflık talep ediyordu. İstihbarat topluluğunun ABD’yi korumak adına yaptıklarını sürdürebilmesi için Amerikan halkının güvenine ihtiyacı var ve bu güvenin sağlanması için biraz gizliliğin kaldırılmasında sorun yok. Böylelikle söz konusu kurumların gerçek işlevleri daha iyi anlaşılabilir.”
Ancak çoğu belgenin ortaya çıkması uzun yıllar alabiliyor. Örnek vermek gerekirse; 2011'de ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı en eski gizli devlet belgeleri olduğunu söylediği bazı belgeler yayımladı. Bu belgelerden biri 1917'den beri yani yaklaşık bir asırdır gizli tutuluyordu. Bu belgelerin bir kısmında, ‘görünmez mürekkep’ üretilmesi, kapalı zarfların mühürleri bozulmadan açılmasıyla ilgili veriler yer alıyordu. Dönemin CIA Direktörü Leon Panetta, bu bilgilerin artık güncel olmadığını ve gelişen teknolojik gelişmeler ışığında bu bilgilerin ifşa edilmesinin herhangi bir tehlike arz etmediğini belirtmişti. Bununla birlikte ABD hükümetinin o kadar çok sırrı bulunuyor ki bunları gözden geçirmek ve hangilerinin üzerindeki gizliliğin kaldırılmasına karar vermek, yoğun mesai isteyen göz korkutucu bir iş olsa gerek. 2017 yılında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı 83,8 milyon dönemsel belgeden sadece 46 milyonunun üzerinden gizliliği kaldırdı.  

İstisnalar  
Gizliliği kaldırılmayan belgeler süresiz olarak gizli tutulmak kaydıyla istihbarat teşkilatlarının arşivlerinde yer alıyor. Adalet Bakanlığı'na göre, üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen, sürekli koruma gerektiren kayıtlarda sınıflandırılan bilgiler ‘muafiyet/duyarlılık’ olarak adlandırılıyor. İstihbarat teşkilatları ‘zaman aşımına’ giren bilgi ve belgeleri inceliyor, Başkanlık Kararnamesi’nde ‘muaf olanlar kategorisinde’ değerlendirilenleri gizli olarak tutmaya devam ediyor. Muafiyetler arasında önemli bir kaynağın kimliğini korumak, aktif istihbarat görevinde olanlar ya da emekli olmalarına rağmen hayatta olan görevlilerin kimliğini gizlemek, yabancı bir hükümetin veya uluslararası bir organizasyonun istihbarat veya güvenlik servisi ile ilişkisinin ifşa edilmemesi, kitle imha silahlarının geliştirilmesine, üretilmesine veya kullanılmasına yardımcı olacak bilgilerin açıklanmaması yer alıyor. Ayrıca ABD şifreleme sistemlerini zayıflatacak bilgilere erişimin engellenmesi veya bir ABD silah sistemindeki en son teknolojilerin uygulanmasını olumsuz etkileyecek veya askeri savaş sırlarını açığa çıkaracak bilgilerin gizlenmesini de içeriyor. Muafiyetler ayrıca ABD ile yabancı hükümetler arasındaki ilişkilere veya ABD'nin devam eden diplomatik faaliyetlerine ciddi zarar verebilecek bilgilerinin açıklanmamasını, ABD hükümet yetkililerinin güvenliğine tehdit teşkil edecek verilerin karartılmasını da kapsıyor. Ulusal güvenlik acil durum hazırlık planlarına zarar verebilecek veya ABD ulusal güvenlik sistemlerinin, kurulumlarının veya altyapılarının mevcut güvenlik açıklarını ortaya çıkarabilecek bilgiler de ifşa edilemiyor.

Açık uyarı  
Bu nedenle ABD federal ve istihbarat teşkilatları, gizliliği kaldırma kararı vermeden önce son derece dikkatli davranıyorlar. Örneğin, 2006'da Merkezi İstihbarat Teşkilatı 100 milyondan fazla sayfayı gözden geçirdi ve sadece 30 milyon sayfanın üzerindeki gizliliği kaldırdı. Ulusal Güvenlik Ajansı, Vietnam Savaşı’na dair, Tonkin Körfezi Olayıyla ilgili kapsamlı verilerin yayınlanmasını onaylamadı. On milyonlarca belge arasından sadece 35 milyon sayfalık kısmı yayınladı. Tennessee Eyalet Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Jon DiCicco gizliliği kaldırılan belgelerin her zaman hikayenin tümünün anlaşılmasına katkı sunmadığı uyarısında bulunuyor. DiCicco’ya göre açıklanan belgeler çoğu zaman, hikayenin tümünün anlaşılmaması için özenle seçilebiliyor ve bir süzgeçten geçiriliyor. Bu da söz konusu belgelerin sağlıklı bir şekilde yorumlanmasına olanak sağlamıyor. Bazı belgeler, bir yetkilinin veya belirli bir teşkilatın görüş açısını yansıtabiliyor. Bu nedenle bazı şeyleri anlayabilmek için mümkün olduğunca çok sayıda ilgili ofis ve departmandan gelen gizliliği kaldırılmış belgeleri incelemek gerekiyor. DiCicco, bazı belgeler katı bir şekilde ‘açıklanamaz olarak tasnif edilmesine’ rağmen, ‘Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası’ uyarınca bu belgelerin bir kısmının, eyaletlerden ve istihbarat servislerinden talep edilebildiğini kaydediyor. 

Gizliliği kaldırılan belgelere nasıl ulaşılabilir?  
Gizli belgeler farklı servisler tarafından kamuya açıklanıyor. Çeşitli alanlarda yayınlanan tüm belgelerin eksiksiz sunumunu sağlayan tek bir internet sitesi veya ortak bir veri tabanı söz konusu değil. Dolayısıyla ‘bilgiye erişmek için’ farklı resmi web sitelerini taramak gerekiyor. Örneğin ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinde, tarihe göre ve anahtar kelimeler yazılarak arama yapılabiliyor. Eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın tartışmalı e-postalarını, Henry Kissinger'ın çözümlenmiş telefon metinlerini, Şili, Arjantin, El Salvador ve Guatemala hakkında gizliliği kaldırılmış belgelere bu siteden ulaşılabiliyor.  

Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu dosyaları  
ABD’nin dış ilişkilerine dair 1861'de başlayan ve şu an 350'den fazla cilt içeren, gizliliği kaldırılmış ve yayınlanmak üzere düzenlenmiş veri bulunuyor. Dışişleri arşivinde başlıca dış politika kararları kayıt altında, araştırmacılara sunuluyor. Dışişleri arşivi, 20’inci yüzyıl boyunca ABD diplomasisinin, dünya çapındaki sosyal, siyasi, askeri ve ekonomik gelişmelere yönelik yaklaşımına ışık tutuyor. Örneğin Cemal Abdunnasır liderliğindeki 1960’lı yılların Mısır’ı ile ilgili ayrıntılı dosyalara bu arşivden ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca İran, Irak, Lübnan, Filistin, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Yemen ve İsrail ile ilgili siyasi konularda geniş arşiv çalışmaları var. Dışişleri Bakanlığı görevlilerinin Knesset'teki (İsrail Parlamentosu) gelişmeler, İsrail hükümetinin önemli üyelerinin servetleri ve ülkenin güvenlik durumuyla ilgili raporları da arşivde yer alıyor.  
 
Şaşırtıcı ifşalar
Birçoğu George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivi internet sitesinde bulunan, gizliliği kaldırılmış belgeler birçok şaşırtıcı bilgi içeriyor. Bunlar arasında ABD ordusunun 1959'da ayda bir üs kurmayı planlaması da var. ABD ordusu yerküreyi ve uzayı gözetlemek, Sovyetler Birliği’nin benzer emelleri ile mücadele etmek için ay üzerinde bir askeri üs kurmanın planlarını yapmış.  Başkan John F. Kennedy yönetiminin, ‘Küba Füze Krizi’ sonrasında bu ülkeyi işgal etmeyi planladığı da bilgiler arasında. 1964'te Kuzey Vietnam torpido botlarının iki ABD destroyerine ateş açtığına ilişkin haberler, ABD Kongresi'nin Tonkin Körfezi Kararnamesi'ni kabul etmesine ve ABD'nin daha etkin olarak katıldığı Vietnam Savaşı'nın (1965-75) başlamasına yol açmıştı. Gizliliği kaldırılan belgelere göre bu saldırı aslında hiç gerçekleşmemiş. Gizliliği kaldırılan bazı belgeler, önemli ABD vatandaşlarının 1967-1973 yılları arasındaki tüm dış iletişimlerinin takip edildiğini gösteriyor. Dinlenenler arasında, Martin Luther King, Muhammed Ali, Demokratik Senatör Frank Church ve Cumhuriyetçi Senatör Howard Baker da var.  

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)

Florida eyaleti, 6 Ocak Kongre baskını sonrası Facebook, Twitter ve YouTube'un, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın hesaplarını kapatmasının ardından 2021'de, teknoloji şirketlerinin devlet görevlisini yasaklayamayacaklarına ilişkin kanun çıkardı.

Texas eyaleti de Florida'dan kısa süre sonra sosyal medya platformlarını sitelerindeki "siyasi içeriği" kaldırmaktan men eden kanunları kabul etti.

Bu şirketleri temsilen "NetChoice" ve "The Computer&Communications Industry Association" dernekleri, ABD Anayasası Birinci Değişikliği bağlamında gazeteler nasıl kendi içeriğine karar veriyorsa şirketlerin de platformlarına dair kararları verme hakları bulunduğunu savunarak, yasaları temyize taşıdı.

Dernekler, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin şirketlere istedikleri içeriği platformlarından kaldırma hakkı verdiğini çünkü ürünlerini ve içeriklerini korumaları için editoryal seçimler yapabilme haklarını koruduğunu belirtti.

Davanın dün 4 saatten uzun sözlü duruşmalarında tarafları dinleyen Yüksek Mahkeme yargıçları, Florida ve Texas eyaletlerinin 2021'de geçirdikleri yasaların sakıncalı görülebileceğine, diğer yandan tamamının da bloke edilemeyeceğine dair düşüncelerini ifade etti.

Yargıçlar, söz konusu yasaların, şirketlerin ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerdeki editoryal takdir yetkisini sarsabileceği endişesini dile getirdi.

Eyaletlerin yasalarını eleştirenler, yasalarla sosyal medya platformlarında Neonazi gibi aşırıcı içeriklerin daha fazla yayılabileceğini, yasaları savunanlar ise tartışmalı tüm meselelerin sosyal medya platformlarında kaldırılabileceğini belirtiyor.

Bazı uzmanlar, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin basın özgürlüğünün yanı sıra ifade özgürlüğünü korumayı amaçladığını vurgulayarak, sosyal medya şirketlerine bu madde kapsamında sınırsız güç verilmesinin sonuçlarından da endişeli olduklarını kaydediyor.


Eski ABD Başkanı Trump, yaklaşık 454 milyon dolar cezaya çarptırıldığı davayı temyize götürdü

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
TT

Eski ABD Başkanı Trump, yaklaşık 454 milyon dolar cezaya çarptırıldığı davayı temyize götürdü

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)

Trump'ın avukatları, Temyiz Mahkemesine sundukları dilekçede, tazminat kararına itiraz etti.

Avukatlar, temyiz başvurusunda, hükmü veren yargıç Arthur Engoron hakkında "yetkisini kötüye kullanma", "yetkisini aşma" ve "kararda hukuki veya olgusal bir hata" olup olmadığının araştırılması talebinde bulundu.

Engoron'un hükmettiği yaklaşık 355 milyon dolar para cezasının, faizle yaklaşık 454 milyon dolara çıktığı ve Trump'ın ödemesi gereken tutarın günde yaklaşık 112 bin dolar arttığı kaydediliyor.

Temyiz Mahkemesi, Engoron'un kararını bekletme, ceza tutarını düşürme, cezayı değiştirme veya tamamen iptal etme yetkilerine sahip bulunurken; Trump aleyhinde karar çıkması halinde ise eski Başkan'ın avukatlarının kararı bir üst mahkemeye taşıyabileceği belirtiliyor.


New York'ta, Biden'ı protesto eden 50'ye yakın protestocu gözaltına alındı

(AA)
(AA)
TT

New York'ta, Biden'ı protesto eden 50'ye yakın protestocu gözaltına alındı

(AA)
(AA)

Manhattan'daki Rockefeller Plaza binasında bulunan NBC televizyon kanalının lobisini basan yüzlerce protestocu, Biden'ın Amerikalı komedyen Seth Meyers'in programına katılmasını engellemeye çalıştı.

NBC binasının lobisinde oturma eylemi yapan çoğu Yahudi asıllı Filistin yanlısı aktivist, açtıkları pankartla, Gazze'de soykırım yapmakla suçlanan İsrail'e "acil ateşkes", Biden'a da ABD'nin İsrail'e yaptığı desteği sonlandırma çağrısında bulundu.

Göstericilerin taşıdığı büyük pankartta, "Yahudilerden Biden'a; Soykırımı silahlandırmayı durdurun" yazısı dikkat çekti.

New York Polis Teşkilatı (NYPD) tarafından televizyon binasının çevresinde ve lobisinde geniş güvenlik önlemleri alındığı görüldü. 50'ye yakın gösterici de gözaltına alınarak polis otobüslerine bindirildi.


Washington, Sudan ordusunu ‘yardımları’ engellemekle suçluyor

Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan bazı kuvvetlerini teftiş ediyor (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)
Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan bazı kuvvetlerini teftiş ediyor (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)
TT

Washington, Sudan ordusunu ‘yardımları’ engellemekle suçluyor

Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan bazı kuvvetlerini teftiş ediyor (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)
Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan bazı kuvvetlerini teftiş ediyor (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)

ABD Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, Sudan ordusunun Çad sınırında insani yardımı yasaklama ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kontrol edilen bölgelere yardımların erişimini engelleme kararıyla ilgili derin endişesini dile getirdi. Ayrıca HDK’nin, kontrol ettiği bölgelerdeki evleri, pazarları ve insani yardım depolarını yağmalamasını da kınadı.

ABD’nin açıklamasında, Sudan’daki çatışmanın her iki tarafına da Cidde Bildirgesi çerçevesinde sivillerin korunması ve onlara yardımların ulaştırılmasının kolaylaştırılması konusunda uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülükleri hatırlatıldı. Sudan hükümeti ise ABD’nin suçlamalarını reddetti ve bunları ‘yalan’ olarak nitelendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın tutumunun ‘orduyu bu suçlamalara çekmek amacıyla herkese kınama dağıtmak ve zorba bir şekilde davranmak’ olduğu vurgulandı.

Bu arada, Sivil Tekkadum Koalisyonu tarafından Sudan’ın siyasi ve sivil bileşenlerine yönelik Nairobi’de düzenlenen bir çalıştayda, ülkedeki savaş sonrası anayasal düzenlemelere ilişkin konular tartışıldı.


Trump'tan bir ön seçim zaferi daha: "5 Kasım mahşer günü olacak"

2016-2020'de başkanlık yapan Trump son seçimi Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)
2016-2020'de başkanlık yapan Trump son seçimi Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)
TT

Trump'tan bir ön seçim zaferi daha: "5 Kasım mahşer günü olacak"

2016-2020'de başkanlık yapan Trump son seçimi Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)
2016-2020'de başkanlık yapan Trump son seçimi Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)

Eski ABD lideri Donald Trump, Güney Karolina'daki ön seçimde rakibi Nikki Haley'i rahatça geçerek başkan adaylığı için önemli bir adım daha attı.

Trump oyların yüzde 59,8'ini alırken, Haley'nin oy oranı yüzde 39,5'ta kaldı. Seçim öncesi eyalette yapılan anketlerin ortalaması Trump'ın 27 puan fark atacağını öngörüyordu. Ancak fark beklendiği kadar fazla olmadı. 

Haley'nin Güney Karolina doğumlu olması ve daha önce iki dönem eyaletin valiliğini yapmasına rağmen ön seçimi Trump'ın kazanması, Haley'e yönelik adaylıktan çekilme çağrılarını da artırdı.

Anketlerdeki beklentilerin ötesinde bir performans sergileyen Haley, en azından 5 Mart'ta 15 eyalette birden yapılacak ön seçimlere kadar yarıştan çekilmeyeceğini söyledi.

Haley, "Yüzde 40 küçük bir grup değil. Alternatif istediğini söyleyen çok fazla seçmen var. Amerikalıların çoğunluğu hem Donald Trump'ı hem de Joe Biden'ı onaylamazken bu savaştan vazgeçmeyeceğim" diye konuştu.

Trump'ın başkanlık döneminde ABD'nin BM Büyükelçisi olarak görev yapan Haley, "Gelecek 10 günde, 21 eyalet ve bölge daha seçimini yapacak. Tek bir adayın olduğu Sovyet tarzı bir seçimdense gerçek bir tercihe sahip olma hakları var" dedi.

Güney Karolina'daki sonuçlarla birlikte Trump şu ana kadar ön seçim yapılan 5 eyaletin hepsinde kazanmış oldu. Eski ABD lideri geçen aylarda Iowa, New Hampshire, Nevada ve Virgin Adaları'ndaki ön seçimlerden zaferle çıkmıştı.

Zafer konuşmasında Haley'den bahsetmeyen Trump, "Cumhuriyetçi Parti'yi hiçbir zaman şu an olduğu kadar birleşmiş görmemiştim. Joe Biden'ın gözünün içine bakacağız. O ülkemizi yok ediyor. Biz de ona, 'Defol Joe, kovuldun' diyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Trump, 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçiminde Joe Biden'ı mağlup etmesi durumunda bunun ABD için "mahşer günü", kendisi için de "nihai ve kesin intikam" olacağını söyledi.

Seçim sonuçlarının ardından Trump'ın kampanya ekibinden yapılan açıklamanın hedefindeyse Nikki Haley vardı.

Açıklamada, "Haley'nin hayalleri muhakemesinin önüne geçti. O artık gerçeklik içinde yaşamıyor" dendi.

Independent Türkçe


ABD'de donmuş embriyoların insan sayılacağına yönelik mahkeme kararı tüp bebek işlemlerini vurdu

ABD'de her yıl tüp bebek yöntemiyle yaklaşık 100 bin çocuk dünyaya geliyor (AA)
ABD'de her yıl tüp bebek yöntemiyle yaklaşık 100 bin çocuk dünyaya geliyor (AA)
TT

ABD'de donmuş embriyoların insan sayılacağına yönelik mahkeme kararı tüp bebek işlemlerini vurdu

ABD'de her yıl tüp bebek yöntemiyle yaklaşık 100 bin çocuk dünyaya geliyor (AA)
ABD'de her yıl tüp bebek yöntemiyle yaklaşık 100 bin çocuk dünyaya geliyor (AA)

ABD'de Alabama Yüksek Mahkemesi'nin donmuş embriyoların da çocuk sayılacağı ve onlara zarar veren kişilerin yasal olarak sorumlu tutulabileceğine hükmetmesinin ardından tüp bebek işlemleri durdu.

Eyaletin en büyük hastenesi olan Alabama Üniversitesi Hastenesi, yargı konusu olabileceği endişesiyle tüp bebek işlemlerinin askıya alındığını açıkladı.

Hastaneden yapılan açıklamada, kadınlardan yumurtalık alımının süreceği ancak yumurtaların döllendirildiği aşamaya geçilmeyeceği ifade edildi.

Açıklamada, "Bu durumun tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmaya çalışan hastalarımızı etkilemesinden dolayı üzgünüz. Ancak hastalarımız ve doktorlarımızın yasal soruşturmayla karşı karşıya kalabileceği durumları değerlendirmeliyiz" dendi.

Tıp uzmanları, yargı kararının Alabama'daki doğurganlık tedavileri için olumsuz sonuçlar üretebileceği uyarısında bulunurken, muhafazakar gruplarsa en küçük embriyonun dahi yasal korumayı hak ettiğini belirterek kararı takdirle karşıladı.

Alabama Yüksek Mahkemesi'ne taşınan dava, 2020'de bir doğum kliniğinde embriyoları kaybolan üç çift tarafından açılmıştı.

İddiaya göre klinikteki bir hasta embriyoların tutulduğu odaya girmiş, burada embriyoların tutulduğu kapları eline alıp kazayla düşürdükten sonra embriyoların kaybına neden olmuştu.

Bunun üzerine yargı yoluna giden çiftler, eyalette yürürlükte olan Küçüğün Yanlışlıkla Ölümü yasası kapsamında şikayette bulunmuştu. Yasa fetüsleri kapsam alanına alsa da tüp bebek yöntemiyle elde edilen embriyolar hakkında bir hüküm sunmuyordu.

Bir alt mahkeme embriyoların bir insan veya çocuk sayılamayacağına hükmetse de Alabama Yüksek Mahkemesi davacı çiftlerden yana tavır alarak donmuş embriyoların çocuk sayılacağına hükmetti.

Karar tüp bebek yöntemine herhangi bir yasak veya kısıtlama getirmiyor. Ancak hukukçular kararın, tüp bebek yönteminin bazı yönleriyle ilgili karmaşa yaratacağını düşünüyor.

Bunlardan biri de embriyoların insan sayılması durumunda, kliniklerin onları hangi akla kullanıp, depolayacağı yönündeki soru işaretleri.

Üreme Hakları Merkezi'nde politika direktörü olarak görev yapan Elisabeth Smith konuyla ilgili, "Tüm embriyolar kullanılmıyor ve kullanılamaz. Bu nedenle embriyolara yasal kişilik vermek tüp bebek kullanımında korkunç sonuçlara neden olabilir" diye konuştu.

Alabama, 2022'de ABD Yüksek Mahkemesi'nin ilgili kararının kürtajı tamamen yasaklayan eyaletlerden biri olmuştu.

Hukukçular ve üreme hakları savunucuları, Alabama Yüksek Mahkemesi'nin embriyo kararının diğer eyaletler tarafından da uygulamaya konmasından endişe ediyor.

Independent Türkçe


Biden'ın saldırganlığıyla bilinen köpeğinin en az 24 Gizli Servis personelini ısırdığı ortaya çıktı

ABD Başkanı Joe Biden ve eşi, köpekleri “Commander”la (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden ve eşi, köpekleri “Commander”la (EPA)
TT

Biden'ın saldırganlığıyla bilinen köpeğinin en az 24 Gizli Servis personelini ısırdığı ortaya çıktı

ABD Başkanı Joe Biden ve eşi, köpekleri “Commander”la (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden ve eşi, köpekleri “Commander”la (EPA)

CNN'in haberine göre, Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası (FOIA) kapsamında, Alman çoban köpeği cinsi Commander'a ilişkin belgeler paylaşıldı.

Saldırganlığı ve ısırma vakalarıyla gündeme gelen köpeğin, Ekim 2022-Temmuz 2023 döneminde en az 24 Gizli Servis personelini ısırdığı belgelendi.

Belgelerde, Commander'ın, söz konusu kişileri bilek, kol, dirsek, bel, göğüs, bacak ve omuzlarından ısırdığı kaydedildi.

Commander'ın ısırma vakalarının tamamının yer almadığı belgelerin, yalnızca Gizli Servis personelini kapsadığı belirtildi.

ABD Başkanı Biden'ın köpeği Commander, saldırganlığı ve ısırma vakaları nedeniyle Ekim 2023'te Beyaz Saray'dan uzaklaştırılmıştı.

Alman çoban köpeği "Commander", Biden'a kardeşi James Biden tarafından Aralık 2021'de hediye edilmişti.


South Dakota Valisi Noem, sınıra ulusal muhafız göndereceğini açıkladı

(AA)
(AA)
TT

South Dakota Valisi Noem, sınıra ulusal muhafız göndereceğini açıkladı

(AA)
(AA)

Noem, yaptığı yazılı açıklamada, sınırı "savaş bölgesi" olarak tanımlayarak ABD'ye yasa dışı göçmen, uyuşturucu karteli ve insan kaçakçılığı girişini durdurmak için bölgeye duvar inşa edeceğini belirtti.

Muhafızların Teksas Valisi Greg Abbott'un sınırdaki destek çağrısına karşılık gönderildiğine dikkati çeken Noem, 3 aylık süre boyunca toplamda 60 muhafızın bölgede görevlendirileceğini kaydetti.

Noem, South Dakota Ulusal Muhafızlarının ilkbaharda güney sınıra konuşlandırılacağını ifade etti.

Söz konusu görevlendirmeyle, South Dakota Ulusal Muhafızları beşinci kez sınıra gönderilmiş olacak.

Biden hükümeti ile Teksas Valisi Abbott arasındaki anlaşmazlık

Abbott, şubat başında, federal hükümet ve Yüksek Mahkeme ile sınır anlaşmazlığı yaşanan Eagle Pass kentinde sınır noktasında Cumhuriyetçi valilerle ortak basın toplantısı düzenlemişti.

Washington'ın sınır güvenliğini sağlamaması nedeniyle görevin kendilerine kaldığını savunan Abbott, bu konuda Biden'a karşı diğer Cumhuriyetçi valilerle ortak hareket edeceklerini belirtmişti.


Biden'dan Trump'a karşı hamle: "Deli saçmalarına odaklanılacak"

(Reuters)
(Reuters)
TT

Biden'dan Trump'a karşı hamle: "Deli saçmalarına odaklanılacak"

(Reuters)
(Reuters)

Joe Biden, 2024 başkanlık seçimi için sürdürülen yarışta önde gelen iki isim arasındaki farkları vurgulamak için kampanya yardımcılarından eski Başkan Donald Trump'ın en aşırı yorum ve açıklamalarına odaklanmalarını istediği bildirildi.

CNN'e konuşan kaynaklar, Trump'ın aylarca Biden'ı benzer şekilde aşağılamaya çalışmasının ardından, Biden'ın da eski Başkan'ın Beyaz Saray'ı yeniden kazanmaya uygun olmadığını göstermek amacıyla onun söylediği "deli saçması" şeylerin altının çizilmesini istediğini söyledi.

CNN'in haberine göre Başkan'ın seçim kampanyasını yürüten yardımcılarının, seçmenlerin Trump'ın iktidarda olduğu yıllara pembe gözlüklerle bakmasından giderek daha fazla endişe duyduklarını ve durumun gerçekliğinin kendilerine hatırlatılması gerektiğini belirtti.

Biden'ın kampanyasının hızlı müdahale direktörü Ammar Moussa, yayın kuruluşuna yaptığı açıklamada, "Başkan, bu kasımda Amerikan halkı için daha büyük bir risk olamayacağını biliyor" dedi.

Donald Trump, Başkan Biden'ın temsil ettiği ve göreve geldiğinden bu yana başardığı her şeyin tam zıttıdır. Seçim kampanyasının önümüzdeki 9 ay boyunca en önemli önceliği, seçmenler için bu keskin farkı ortaya koymak olacaktır.

Trump hafta sonunda Michigan'daki destekçilerine eyaletteki önseçimlerde oy kullanmaya gitmeleri gerektiğini söylemiş ancak daha sonra bunu yapmaları gereken önemli tarihin 27 Şubat olduğunu söyleyeceğine 27 Kasım demişti. Ayrıca Cumhuriyetçilerin favori ismi mitingde halihazırda çok sayıda davayla karşı karşıya olmasına rağmen hayatının büyük bölümünde "iddianame" kelimesini bilmediğini söyledi.

Son haftalarda Trump, yükümlülüklerini yerine getirmeyen NATO üyelerine tehditler savururken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e desteğini de yineledi.

Pazar günü Başkan Biden, X'te yaptığı paylaşımda, son üç yılda kaydedilen ilerlemenin kasımda "tamamen yok edilebileceğini" söyleyerek Demokratların Beyaz Saray ve Senato'yu korumalarının yanı sıra Temsilciler Meclisi'ni de yeniden kazanmaları gerektiğini vurguladı.

Independent Türkçe


Trump, Biden'ın televizyonda seçim tartışması yapmayacağını öne sürdü

Joe Biden - Donald Trump (AA)
Joe Biden - Donald Trump (AA)
TT

Trump, Biden'ın televizyonda seçim tartışması yapmayacağını öne sürdü

Joe Biden - Donald Trump (AA)
Joe Biden - Donald Trump (AA)

Fox News kanalında Laura Ingraham'ın programına katılan Trump, Biden'ı televizyonda düelloya davet edip etmeyeceği sorusuna, "Hemen burada, senin programında yapacağım, ona şimdi meydan okuyorum." yanıtını verdi.

Herkesle münazara yapmaya hazır olduğunu söyleyen Trump, Biden'ın seçim tartışmasına katılacağını düşünmediğini belirtti.

Cumhuriyetçi aday adayları arasındaki 5 ön tartışmaya katılmayan Trump, zeki davranarak zamanını boşa harcamamayı tercih ettiğini ifade etti.

Trump, başkanlık yarışındaki tek ciddi rakibi Cumhuriyetçi Partinin aday adaylarından Nikki Haley'in yarışı bırakacağı iddialarına verdiği "Hiçbir yere gitmiyorum." cevabını, "Bence nasıl bırakacağını bilmiyor. Çıkamıyor." ifadeleriyle yorumladı. Trump, Haley'in yardımcısı olması seçeneğinin söz konusu olmadığını da dile getirdi.

Biden, Trump'ın münazaraya davetini, "Ben olsam ben de benimle tartışmak isterdim." şeklinde yanıtlamış, Trump'ın başka yapacak bir işi olmadığını savunmuştu.