ABD istihbaratı ve federal ajanslar her yıl neden sırlarını ifşa ediyorlar?

Hükümet, hassas bilgileri süresiz olarak gizli tutma hakkını saklı tutuyor.

ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)
ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)
TT

ABD istihbaratı ve federal ajanslar her yıl neden sırlarını ifşa ediyorlar?

ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)
ABD başkanları 1995, 2003 ve 2006 yıllarında federal kurumlara ait milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. (AFP)

Tarık eş-Şami  
Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin gizli tarihini inceleyen araştırmacılar için 31 Aralık gecesi, önemli bir zaman dilimine işaret ediyor. Çünkü her yıl o gece yüz milyonlarca belgenin üzerindeki gizlilik kaldırılıyor ABD Başkanı Bill Clinton'ın 1995 yılında çıkardığı başkanlık kararnamesi ile 25 yıl ve üzeri, tarihi önemi olan belgeleri şeffaflık gereği kamuoyuna açma mecburiyeti getirilmişti. Tabii federal güvenlik teşkilatları, çeşitli sebeplerle hangi belgelerin yayınlanmaması gerektiğini kararlaştırabiliyor. Bazı hassas bilgilerin ‘sonsuza kadar’ gizli kalacak olması ihtimal dahilindedir. Peki, ABD hükümeti neden sırlarını ifşa ediyor? Bu süreç şeffaf mı yürütülüyor yoksa sınırlı bir paylaşım mı söz konusu? 

Üzerinden gizlilik perdesi kaldırılan onlarca yıl  
1995, 2003 ve 2006'da ABD başkanları, istihbarat ve ulusal güvenlik kurumları, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray da dahil olmak üzere federal kurumlarına ait bazı hassas bilgileri de içeren milyarlarca belge üzerindeki gizliliğin kaldırılması yönünde ‘kararnameler’ yayınladılar. Gizliliği kaldırılan ‘casusluk faaliyetleri, gizli silahlar, bazı kritik diplomatik temaslar ve başkanların önemli kararlarına dair’ belgelerin çoğunun üzeri karartılmıştı. 2006 yılında devasa ölçütte belgeler yayımlandı ve yaklaşık bir milyar sayfanın üzerindeki gizlilik kaldırıldı. Belgelerin bir kısmı ‘hizmete özel’ (confidential), bir kısmı ‘gizli’ (secret) bir kısmı ise ‘çok gizli’ (top secret) olarak sınıflandırılmıştı. Böylece ‘Küba füze krizi’, ‘Vietnam savaşı’ ‘ABD’deki Sovyet ajanlık şebekelerine’ dair ‘gizem perdeleri’ nispeten aralandı. Yayımlananlar arasında Federal Soruşturma Bürosu’na (FBI) ait 270 milyon belge de yer alıyordu. Araştırmacılar ve gazeteciler bu belgeleri çözümlemek için yıllarca çalıştı. Bu belgeler, Soğuk Savaş’ın önemli bir dönemini, nükleer silahlarla nasıl mücadele edildiğini, ABD’nin Ortadoğu ve Latin Amerika’daki politikalarını büyük ölçüde göz önüne seriyordu. Jimmy Carter döneminde Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) İran’daki rolü, Camp David Anlaşmaları ve Mısır-İsrail arasındaki ‘barış antlaşmasındaki’ süreçler bu belgeler ışığında daha sağlıklı yorumlanabildi.  

Tarihi anlamak 
Gizli olarak tasnif edilmiş belgelerin yayınlanması 2009 yılından itibaren adeta rutin hale geldi. Başkan Barack Obama’nın 13526 sayılı Yürütme Kararı uyarınca ABD federal kurumlarının, üzerinden 10 ila 25 geçmiş ‘gizli belgeleri’ sınıflandırması gerekiyordu. Bu sınıflandırma, bilgilerin açıklanmasının ulusal güvenliğe vereceği zararın hesaplanmasına dayanıyor. Federal kurumların, süresiz olarak açıklanmamasını kararlaştırdıkları belgeler dışındaki bilgilerin üzerindeki gizlilik otomatikman kaldırılıyor.  
Tennessee Eyalet Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Jon DiCicco da dahil olmak üzere birçok gözlemci, gizliliği kaldırılmış hükümet belgelerinin ABD ulusal güvenlik politikası tarihini anlamak için oldukça önemli olduğu görüşünde. Çünkü bunlar ABD hükümetinin ve ulusal güvenlik servislerinin iç işleyişine açılan pencereler niteliğinde. ABD Adalet Bakanlığı, resmi sitesinde, Federal kurumlara ait eski ‘gizli belgelerin’ yayınlanmasının, kamuoyunun ve araştırmacıların, kurumların işleyişini kavramasına yardımcı olduğunu belirtiyor. Böylelikle sıradan halk ve araştırmacılar, ABD’nin demokratik kurumlarının işleyişini ve tarihsel süreçlerini daha yakından görebilir. Bununla birlikte halen ulusal güvenliğe tehdit oluşturabilecek bilgiler gizli tutulmaya devam ediliyor.
 
İstihbarat için faydalı 
ABD’li emekli istihbarat görevlisi olan, George Mason Üniversitesi İstihbarat, Politika ve Uluslararası Güvenlik Merkezi Direktörü Michael V. Hayden, bazı belgelerin üzerindeki gizliliğin kaldırılmasının ABD istihbarat teşkilatlarının yararına olduğunu düşünüyor. Hayden’e göre, bazı belgelerin üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasının, Amerikan halkının hangi istihbarat teşkilatlarının görevinin mahiyetini ve niçin önemli olduğunu anlamasına yardımcı oluyor. Kamuoyunda istihbarat teşkilatlarının gizliliğine olan genel toleransın geçmiş yıllara kıyasla daha yüksek olmasını da bu durumla ilişkilendiriyor. Şarku'l Avsat'ın Independent Aerabia'dan aktardığı habere göre Hayden konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Geçmişte vatandaşlar, son derece güçlü hale gelen ve aşırı gizlilikle hareket eden istihbarat teşkilatlarının gerçekte ne yaptığını daha iyi anlamak için daha fazla şeffaflık talep ediyordu. İstihbarat topluluğunun ABD’yi korumak adına yaptıklarını sürdürebilmesi için Amerikan halkının güvenine ihtiyacı var ve bu güvenin sağlanması için biraz gizliliğin kaldırılmasında sorun yok. Böylelikle söz konusu kurumların gerçek işlevleri daha iyi anlaşılabilir.”
Ancak çoğu belgenin ortaya çıkması uzun yıllar alabiliyor. Örnek vermek gerekirse; 2011'de ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı en eski gizli devlet belgeleri olduğunu söylediği bazı belgeler yayımladı. Bu belgelerden biri 1917'den beri yani yaklaşık bir asırdır gizli tutuluyordu. Bu belgelerin bir kısmında, ‘görünmez mürekkep’ üretilmesi, kapalı zarfların mühürleri bozulmadan açılmasıyla ilgili veriler yer alıyordu. Dönemin CIA Direktörü Leon Panetta, bu bilgilerin artık güncel olmadığını ve gelişen teknolojik gelişmeler ışığında bu bilgilerin ifşa edilmesinin herhangi bir tehlike arz etmediğini belirtmişti. Bununla birlikte ABD hükümetinin o kadar çok sırrı bulunuyor ki bunları gözden geçirmek ve hangilerinin üzerindeki gizliliğin kaldırılmasına karar vermek, yoğun mesai isteyen göz korkutucu bir iş olsa gerek. 2017 yılında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı 83,8 milyon dönemsel belgeden sadece 46 milyonunun üzerinden gizliliği kaldırdı.  

İstisnalar  
Gizliliği kaldırılmayan belgeler süresiz olarak gizli tutulmak kaydıyla istihbarat teşkilatlarının arşivlerinde yer alıyor. Adalet Bakanlığı'na göre, üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen, sürekli koruma gerektiren kayıtlarda sınıflandırılan bilgiler ‘muafiyet/duyarlılık’ olarak adlandırılıyor. İstihbarat teşkilatları ‘zaman aşımına’ giren bilgi ve belgeleri inceliyor, Başkanlık Kararnamesi’nde ‘muaf olanlar kategorisinde’ değerlendirilenleri gizli olarak tutmaya devam ediyor. Muafiyetler arasında önemli bir kaynağın kimliğini korumak, aktif istihbarat görevinde olanlar ya da emekli olmalarına rağmen hayatta olan görevlilerin kimliğini gizlemek, yabancı bir hükümetin veya uluslararası bir organizasyonun istihbarat veya güvenlik servisi ile ilişkisinin ifşa edilmemesi, kitle imha silahlarının geliştirilmesine, üretilmesine veya kullanılmasına yardımcı olacak bilgilerin açıklanmaması yer alıyor. Ayrıca ABD şifreleme sistemlerini zayıflatacak bilgilere erişimin engellenmesi veya bir ABD silah sistemindeki en son teknolojilerin uygulanmasını olumsuz etkileyecek veya askeri savaş sırlarını açığa çıkaracak bilgilerin gizlenmesini de içeriyor. Muafiyetler ayrıca ABD ile yabancı hükümetler arasındaki ilişkilere veya ABD'nin devam eden diplomatik faaliyetlerine ciddi zarar verebilecek bilgilerinin açıklanmamasını, ABD hükümet yetkililerinin güvenliğine tehdit teşkil edecek verilerin karartılmasını da kapsıyor. Ulusal güvenlik acil durum hazırlık planlarına zarar verebilecek veya ABD ulusal güvenlik sistemlerinin, kurulumlarının veya altyapılarının mevcut güvenlik açıklarını ortaya çıkarabilecek bilgiler de ifşa edilemiyor.

Açık uyarı  
Bu nedenle ABD federal ve istihbarat teşkilatları, gizliliği kaldırma kararı vermeden önce son derece dikkatli davranıyorlar. Örneğin, 2006'da Merkezi İstihbarat Teşkilatı 100 milyondan fazla sayfayı gözden geçirdi ve sadece 30 milyon sayfanın üzerindeki gizliliği kaldırdı. Ulusal Güvenlik Ajansı, Vietnam Savaşı’na dair, Tonkin Körfezi Olayıyla ilgili kapsamlı verilerin yayınlanmasını onaylamadı. On milyonlarca belge arasından sadece 35 milyon sayfalık kısmı yayınladı. Tennessee Eyalet Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Jon DiCicco gizliliği kaldırılan belgelerin her zaman hikayenin tümünün anlaşılmasına katkı sunmadığı uyarısında bulunuyor. DiCicco’ya göre açıklanan belgeler çoğu zaman, hikayenin tümünün anlaşılmaması için özenle seçilebiliyor ve bir süzgeçten geçiriliyor. Bu da söz konusu belgelerin sağlıklı bir şekilde yorumlanmasına olanak sağlamıyor. Bazı belgeler, bir yetkilinin veya belirli bir teşkilatın görüş açısını yansıtabiliyor. Bu nedenle bazı şeyleri anlayabilmek için mümkün olduğunca çok sayıda ilgili ofis ve departmandan gelen gizliliği kaldırılmış belgeleri incelemek gerekiyor. DiCicco, bazı belgeler katı bir şekilde ‘açıklanamaz olarak tasnif edilmesine’ rağmen, ‘Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası’ uyarınca bu belgelerin bir kısmının, eyaletlerden ve istihbarat servislerinden talep edilebildiğini kaydediyor. 

Gizliliği kaldırılan belgelere nasıl ulaşılabilir?  
Gizli belgeler farklı servisler tarafından kamuya açıklanıyor. Çeşitli alanlarda yayınlanan tüm belgelerin eksiksiz sunumunu sağlayan tek bir internet sitesi veya ortak bir veri tabanı söz konusu değil. Dolayısıyla ‘bilgiye erişmek için’ farklı resmi web sitelerini taramak gerekiyor. Örneğin ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinde, tarihe göre ve anahtar kelimeler yazılarak arama yapılabiliyor. Eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın tartışmalı e-postalarını, Henry Kissinger'ın çözümlenmiş telefon metinlerini, Şili, Arjantin, El Salvador ve Guatemala hakkında gizliliği kaldırılmış belgelere bu siteden ulaşılabiliyor.  

Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu dosyaları  
ABD’nin dış ilişkilerine dair 1861'de başlayan ve şu an 350'den fazla cilt içeren, gizliliği kaldırılmış ve yayınlanmak üzere düzenlenmiş veri bulunuyor. Dışişleri arşivinde başlıca dış politika kararları kayıt altında, araştırmacılara sunuluyor. Dışişleri arşivi, 20’inci yüzyıl boyunca ABD diplomasisinin, dünya çapındaki sosyal, siyasi, askeri ve ekonomik gelişmelere yönelik yaklaşımına ışık tutuyor. Örneğin Cemal Abdunnasır liderliğindeki 1960’lı yılların Mısır’ı ile ilgili ayrıntılı dosyalara bu arşivden ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca İran, Irak, Lübnan, Filistin, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Yemen ve İsrail ile ilgili siyasi konularda geniş arşiv çalışmaları var. Dışişleri Bakanlığı görevlilerinin Knesset'teki (İsrail Parlamentosu) gelişmeler, İsrail hükümetinin önemli üyelerinin servetleri ve ülkenin güvenlik durumuyla ilgili raporları da arşivde yer alıyor.  
 
Şaşırtıcı ifşalar
Birçoğu George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivi internet sitesinde bulunan, gizliliği kaldırılmış belgeler birçok şaşırtıcı bilgi içeriyor. Bunlar arasında ABD ordusunun 1959'da ayda bir üs kurmayı planlaması da var. ABD ordusu yerküreyi ve uzayı gözetlemek, Sovyetler Birliği’nin benzer emelleri ile mücadele etmek için ay üzerinde bir askeri üs kurmanın planlarını yapmış.  Başkan John F. Kennedy yönetiminin, ‘Küba Füze Krizi’ sonrasında bu ülkeyi işgal etmeyi planladığı da bilgiler arasında. 1964'te Kuzey Vietnam torpido botlarının iki ABD destroyerine ateş açtığına ilişkin haberler, ABD Kongresi'nin Tonkin Körfezi Kararnamesi'ni kabul etmesine ve ABD'nin daha etkin olarak katıldığı Vietnam Savaşı'nın (1965-75) başlamasına yol açmıştı. Gizliliği kaldırılan belgelere göre bu saldırı aslında hiç gerçekleşmemiş. Gizliliği kaldırılan bazı belgeler, önemli ABD vatandaşlarının 1967-1973 yılları arasındaki tüm dış iletişimlerinin takip edildiğini gösteriyor. Dinlenenler arasında, Martin Luther King, Muhammed Ali, Demokratik Senatör Frank Church ve Cumhuriyetçi Senatör Howard Baker da var.  

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



ABD Trump kararını bekliyor... Akıbeti ne olacak?

Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)
TT

ABD Trump kararını bekliyor... Akıbeti ne olacak?

Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump, New York Ceza Mahkemesi’ndeki jürinin, pornografik film oyuncusu Stormy Daniels ile yaşadığı iddia edilen kısa süreli ilişkiyi gizlemek için 2016 seçimleri sırasında iş kayıtlarında tahrifat yaptığına dair iddialarla ilgili kritik bir karar vermek üzere dün (Çarşamba) görüşmelere başlamasıyla, seleflerinin hiçbirine benzemeyen bir kader anıyla karşı karşıya.

‘Sus parası’ davasında haftalarca süren tanık çağırma ve incelemeler sunma sürecinin ardından Trump'ın kaderi, New York'tan 12 üye ve 6 yedek üyeden oluşan ve her an karar verebilecek olan jürinin elinde. ABD'nin eski başkanının cezai suçlamalarla yargılanmasıyla sonuçlanacak bu tarihi görev haftalar da sürebilir.

dferrfbfrtb
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın dünkü (çarşamba) duruşmaya katılırken çizilmiş bir resmi (Reuters)

Trump, 2016 seçimleri sırasında gerçek adı Stephanie Clifford olan Daniels'ı susturmak için kendisine yapılan 130 bin dolarlık ödemeyi gizlemek amacıyla şirketi Trump Organization'ın kayıtlarında tahrifat yaptığı gerekçesiyle 34 suçlamayla karşı karşıya. O yıl Trump, Demokrat rakibi Hillary Clinton'ı mağlup etmişti.

7 erkek ve 5 kadın

Yargıç Juan Merchan'ın 7 erkek ve 5 kadından oluşan jüriye müzakerelerle ilgili talimatlar ve usul kuralları hakkında bilgi vermesinin ardından, jüri, dün yerel saatle 11:30'dan kısa bir süre önce kararı değerlendirme sürecine başlamak üzere özel bir odaya girdi. Jürinin tartışmaları gizli olacak, ancak Yargıç Merchan'a ifadeleri yeniden dinlemek veya kanıtları görmek için not gönderebiliyorlar. Ayrıca karara varmaları ya da varamamaları halinde mahkemeyi bu şekilde bilgilendirecekler. Diğer yandan Merchan jüriye, “Buradaki kanıtları değerlendirmek benim sorumluluğum değil, bu sizin işiniz” mesajını verdi.

Manhattan'da ikamet eden ve profesyonel geçmişleri olan jüri üyeleri, Avukat Cohen ve Daniels'ın ifadeleri de dahil olmak üzere sık sık duruşmadaki ifadelerle meşgul görünüyorlardı. Birçoğu notlar aldı ve tanıkların, Manhattan savcılarının ve Trump'ın avukatlarının sorularını yanıtlamalarını dikkatle izledi.

sdfvbgrntyhumı
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın destekçileri dün (çarşamba) Manhattan'daki adliye binasının önünde toplandı. (AFP)

Trump'ın mahkûm edilebilmesi için jüri üyelerinin makul bir şüphenin ötesinde, ticari kayıtlarda tahrifat yaptığına ya da bu kayıtların yanlış girilmesine neden olduğuna ve bunu aldatma niyetiyle ve başka bir suç işleme ya da gizleme niyetiyle yaptığına kanaat getirmeleri gerekiyor. Yasaya göre, savcıların bu unsurlardan birini ya da ikisini kanıtladığını tespit edemezlerse, Trump'ı beraat ettirmeleri gerekiyor.

Savcılar, Trump'ın kampanya finansmanı yasası ihlallerini gizlemek için ticari kayıtlarda tahrifat yaptığını ve seçimi teşvik etmek veya engellemek için komplo kurduğunu iddia ederek eyalet seçim yasasını ihlal ettiğini iddia ediyor.

‘Aşağılayıcı’ koşullar

Müzakerelerin başlamasına saatler kala Trump, dün sabah adliyeye gitmek üzere Trump Tower'dan ayrılmadan önce sosyal medya ağında duruşma, Yargıç Merchan ve eski avukatı Michael Cohen hakkında kapsamlı bir konuşma daha yayınladı.

New York Ceza Mahkemesi’ni ‘Kanguru Mahkemesi!’ olarak adlandıran Trump, Yargıç Merchan'ın, iddia edilen eylemlerinin o zamanki avukatı Cohen'in tavsiyesi üzerine gerçekleştirildiği gerekçesiyle kendisini savunmasını engellediğini iddia etti. Trump'ın avukatları Mart ayında mahkemeye bu savunmaya itibar etmeyeceklerini söylemişlerdi. Trump ayrıca, Cohen'i kastederek “Benden çalarken yakalanan evsiz adam dışında ortada bir suç yoktu!” dedi.

Anayasa uzmanları, herhangi bir mahkûmiyet kararının Trump'ın seçimlere adaylığını koymasını ya da seçilmesi halinde başkan olarak görev yapmasını engellemeyeceğini söyledi.

Herhangi bir jüri kararının oybirliğiyle alınması gerekiyor. Müzakereler sırasında, duruşmanın her dakikasında mahkeme salonunda oturan altı yedek jüri üyesi, hasta ya da başka bir şekilde müsait olmayan bir jüri üyesinin yerine geçmeleri gerekmesi ihtimaline karşı ayrı bir odada tutulacak. Böyle bir durumda, yedek jüri üyesi yerine oturduktan sonra müzakereler yeniden başlayacak.

Trump'ın olası mahkumiyeti, başkanlığa adaylığını koymasını veya seçilmesi halinde başkan olarak görev yapmasını engellemeyecek. (Anayasa uzmanları)

Trump suçlu bulunursa, New York Şehri Denetimli Serbestlik Dairesi'nin zorunlu mahkûm incelemesi de dahil olmak üzere, kendisi için ‘aşağılayıcı’ kabul edilen koşullarla karşı karşıya kalabilir. Mahkemenin denetimli serbestlik bürosu hakimler için sunum raporları hazırlıyor. Burada Trump'la kişisel geçmişi, akıl sağlığı ve mahkumiyetine yol açan koşullar hakkında mülakat yapılacak.

Hapse girecek mi?

Eski savcılar, Trump'ın davadaki herhangi bir suçlamadan suçlu bulunması halinde, New York'un ceza adaleti sisteminde hüküm giymiş suçlulara yapılan rutin muamele ve olası bir temyiz için zaman çizelgesi hakkında bilgilendirilmesi de dahil olmak üzere, Trump için olası deneyimlerin bir karışımını çizdiler. Trump'ın eski bir başkan ve 5 Kasım'daki başkanlık seçimlerinin muhtemel Cumhuriyetçi adayı olması nedeniyle, cezaevine gönderilmesi halinde Gizli Servis'in kendisini nasıl koruyacağı ve ev hapsine mahkûm edilmesi halinde kampanya etkinliklerine seyahat etmesine izin verilip verilmeyeceği gibi olağanüstü hususlar da söz konusu olacak.

trhyju
Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (Çarşamba) oturumun bitiminden sonra gazetecilere seslendi. (AP)

Merchan, Trump'ın 4 Nisan 2023'te çağrılmasının ilk gününden itibaren, Trump'ın seçim kampanyasını yürütme becerisine müdahale etmekten hoşlanmadığını söylemişti. Merchan, “O ABD Başkanlığı’na aday. Açıkçası, ABD Anayasası Birinci Değişikliği hakları çok önemli” ifadelerini kullanmıştı.

Merchan, 6 Mayıs'ta olası bir hapis cezası verme konusundaki isteksizliğini dile getirmiş ve suçlu bulunması halinde Trump'ın hapsedilmesinin yükünü taşıyacak diğer kişilerle ilgili endişelerini ifade ederek hapishaneyi ‘gerçekten son çare’ olarak tanımlamıştı. “Bu cezayı uygulamak zorunda kalacak insanlar için endişeleniyorum: Mahkeme memurları, infaz koruma memurları, Gizli Servis görevlileri ve diğerleri” şeklinde konuşan Merchan, ‘hapishanenin söz konusu olmadığı’ uyarısında bulundu.

Merchan duruşma sırasında Trump'a, “Eğer gerekli ve uygunsa bunu yapacağımı anlamanızı istiyorum” dedi.

Ancak hukuk uzmanları, sabıka kaydı bulunmayan 77 yaşındaki Trump için hapis cezasının pek olası görünmediğini söyledi. E sınıfı ağır suçlar 16 aydan dört yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. Trump'ın suçlu bulunması halinde belirlenecek en önemli husus, bir devlet tesisinde ya da özel bir ortamda bir tür hapis cezasıyla mı yoksa şartlı tahliye yoluyla daha az kısıtlayıcı bir deneyimle mi karşı karşıya kalacağı.