Yemen: Husiler ve Genel Halk Kongresi arasındaki çatlak büyüyor

Sana'daki Husi darbesinin ortakları arasındaki çatışma yoğunlaşıyor

Genel Halk Kongresi'nin (Sana kanadı) sözcüsü olan ve haftalık yayın yapan El-Misak gazetesi
Genel Halk Kongresi'nin (Sana kanadı) sözcüsü olan ve haftalık yayın yapan El-Misak gazetesi
TT

Yemen: Husiler ve Genel Halk Kongresi arasındaki çatlak büyüyor

Genel Halk Kongresi'nin (Sana kanadı) sözcüsü olan ve haftalık yayın yapan El-Misak gazetesi
Genel Halk Kongresi'nin (Sana kanadı) sözcüsü olan ve haftalık yayın yapan El-Misak gazetesi

Yemen’de son günlerde, Husi milisleri ile Genel Halk Kongresi (GHK) liderliği arasındaki çatışma arttı.
Bu bağlamda Sana'daki GHK kaynakları, Şarku'l Avsat'a, 7 Husi liderlerin emriyle işgal altındaki başkentte Husilere sadık aktivistler ve medya kuruluşları tarafından GHK’ye karşı saldırıların devam ettiğini aktardı.   
Kaynaklar, Husilerin GHK’yi meşru Yemen hükümeti ile yakınlaşmakla suçlayarak sürekli saldırılarda bulunduğunu kaydetti. Son Yemen Cumhurbaşkanı Abdullah Salih'in oğlunun, partinin başkan yardımcılığından azledilmemesi de milislerin ithamlarının ve saldırılarının ana nedenlerinden birini oluşturuyor. 
Sana'daki kaynaklar daha önce Şarku'l Avsat'a, Eski Yemen Cumhurbaşkanı Abdullah Salih’in oğlu Ahmed Ali'nin partiden ihracı için milislerin GHK Başkanı Ebu Ras'a yönelik baskı ve tehditlerde bulunduğunu ve halen bu tehditlerin sürdüğünü açıklamıştı.  
Kaynaklar, grubun GHK’yi dağıtmak amacıyla yeni bölünmeler yaratmaya yönelik yoğun çabalar içerisinde olduğunu açıkladı. 
Grubun, GHK’yi dağıtmak ve kapatmak amacıyla kendisine tabi akımlar oluşturduğuna dikkati çeken kaynaklar, Eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in 2017 sonlarında Husiler tarafından öldürülmesinden bu yana Husi saflarında işe alınma sürecini ve parti üyelerinin ve liderlerinin Husi saflarına katılma sürecini anlattı. Kaynaklar, Husi saflarına katılan yeni isimlerin daha sonra Sana'daki partiye karşı medya saldırıları başlatmak üzere yönlendirildiğini belirtti. 
Adını açıklamamayı tercih eden bir parti üyesi, Şarku'l-Avsat'a, Husi milislerinin GHK liderine ve müttefiklerine karşı yürüttüğü kampanyaların yeni olmadığını teyit ediyor. Söz konusu üye, grubun parti ile hayali ortaklık konusunu sadece planlarını genişletmek ve İran'dan ithal edilen hedef ve projelerini gerçekleştirmesini tamamlamak için bir dekor olarak gördüğünü ileri sürdü. 
GHK’nin sözcülüğünü yapan haftalık gazete El-Misak, son sayısında Ebu Ras'ı savunmak için Husi liderlerine, aktivistlerine ve medyaya karşı şiddetli bir karşı saldırı başlattı. GHK aktivisti Ali el-Badani, kendi partisinde ve tüm Yemenli parti ve örgütlerde hâlâ Husi liderlerinin olduğunu söyledi. El-Badani, partisini kökünden bitirmek için kötü niyetli bir darbeci planın olduğundan söz etti. 
Ali el-Badani, bir makalesinde, milisleri partisinin liderlerine ve üyelerine saldırmak amacıyla kendilerine sadık aktivistleri ve medya kuruluşlarını kullanmakla suçladı. Badani, milisileri daha fazla saldırı kampanyaları yürütmeleri için aktivistleri para ve mevki ile cezbetmekle suçladı.  
Badani, geçtiğimiz günlerde darbecilerin, GHK’nin bazı liderlerine ve üyelerine partiye karşı yaygın eleştiri kampanyaları başlatmaları için yüksek mevkiler vaat ettiklerine dikkat çekti. 
GHK Başkanı Ebu Ras, yakın zamanda Husi medyasına yaptığı açıklamalarda partiye ve liderlerine saldıran Ali Muhammed ez-Zanm'ı ana daimi komite üyeliğinden ve partinin tüm oluşumlarından ihraç etme kararı almıştı. 
Husi liderlerinden Abdusselam Cahaf bu hamleye yanıt olarak, GHK, Ebu Ras'a sadık birini ölüm ve linçle tehdit etti. 
Husiler tarafından finanse edilen bir kanalda yayınlanan televizyon röportajında, Abdusselam Cahaf, ailesinin, darbeden bu yana çeşitli cephelerde koalisyon hava saldırılarıyla desteklenen Yemen Ulusal Ordusu tarafından öldürüldüğünü söyledi. 
Husiler tarafından önemli bir pozisyona atanarak ödüllendirilen Cahaf yerel basının aktardığına göre, GHK liderlerine saldırmak amacıyla Husi medya kampanyalarına liderlik etmeye devam ediyor. 
Stratejik meseleler uzmanı Yemenli araştırmacı Dr. Ali ez-Zeheb, Yemen'de beklenen siyasi çözüm öncesinde Husileri partiye yönelik acımasız kampanya yürütmekle suçladı. 



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.