Pasifik Okyanusu'nda ABD-Çin çatışması tehdidi

ABD Pasifik Filosu tatbikatlarının bir parçası (Arşiv)
ABD Pasifik Filosu tatbikatlarının bir parçası (Arşiv)
TT

Pasifik Okyanusu'nda ABD-Çin çatışması tehdidi

ABD Pasifik Filosu tatbikatlarının bir parçası (Arşiv)
ABD Pasifik Filosu tatbikatlarının bir parçası (Arşiv)

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Asya ziyaretinin bir parçası olarak yarın akşam Tayvan'a gitmesi bekleniyor. Tayvan basına göre, üst düzey bir yetkili, Pelosi'nin Çin ile ilişkileri gerginleştirecek bir hareketle Tayvan'a gideceğini ve bir gün Taipei’de kalacağını aktardı.
Ziyaret haberleri sırasında ABD ve Çin eş zamanlı tatbikatlar ilan etti. ABD kaynakları, Pasifik tatbikatlarına bir uçak gemisi, 3 denizaltı ve 36 savaş gemisinin katıldığını söylerken, Çin adanın karşısında gerçek mühimmatlarla tatbikatlar yapacağını bildirdi.
Gerçekleşmesi halinde Pelosi'nin ziyareti, 25 yıl aradan sonra ABD Temsilciler Meclisi için ilk olacak. Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret konusu Çin’i kışkırtacağı endişesiyle Beyaz Saray tarafından istenmeyen bir adım.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), bir süre önce, artan Çin ziyaret tehditleri ışığında, başkanlık hiyerarşisinde üçüncü sırada olan Pelosi'yi korumak için önleyici planlar hazırlamaya başladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, ABD'nin Tayvan ziyaretini gerçekleştirmesi halinde tüm sonuçlara katlanılması uyarısından bulundu.
1997'de Cumhuriyetçi Newt Gingrich, Temsilciler Meclisi başkanlığını yürütürken Tayvan'ı ziyaret etmişti. Ancak Gingrich, o zamanki Başkan Bill Clinton'ın Demokrat Partisi'nin bir üyesi değildi, yani ziyareti Çin için Beyaz Saray'ın bir temsili değildi.
Pelosi’nin geçtiğimiz Nisan ayında Tayvan'a yapmayı planladığı ziyaret, yeni tip koronavirüs (Kovid-19)  yakalandığı gerekçesiyle iptal edilmişti. Pelosi, Beyaz Saray ve Demokratların çekincelerine rağmen ziyaret konusunda Cumhuriyetçilerin güçlü desteğine sahip.
ABD yönetimi, ziyaretin zamanlamasını, Çin Komünist Partisi'nin 20. Kongresi'nin toplanmasına ve Başkan Şi Cinping'in gücünü pekiştirme çabalarına denk geldiği için hassas dönem olarak değerlendiriyor.



The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
TT

The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)

İngiliz The Telegraph gazetesi, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han'a, mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarması nedeniyle yaptırım uygulamayı düşündüğünü yazdı.

Gazete, Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapacak olan Mike Waltz'un UCM'nin ‘güvenilirliği olmadığını’ söylediğini ve Trump yönetimi 20 Ocak'ta göreve başladığında ‘mahkemenin anti-Semitik önyargısına güçlü bir yanıt’ sözü verdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre Kerim Han, Trump tarafından yaptırım uygulanması hedeflenen yetkililer arasında yer alıyor.

İsrail gibi ABD de Lahey merkezli mahkemenin otoritesini tanımıyor. Üst düzey Cumhuriyetçiler yakalama kararlarına tepki olarak UCM'nin üst düzey yetkililerine yaptırım uygulanması çağrısında bulundu.

Diğer yandan Han, reddettiği cinsel suiistimal iddiaları nedeniyle soruşturma geçiriyor.

Trump, görevdeki ilk döneminde, Afganistan'da ABD güçleri tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili bir soruşturma nedeniyle UCM'nin eski başsavcısına yaptırım uyguladı.

O dönemde Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo, UCM’yi ‘tamamen yozlaşmış bir kurum’ olarak tanımladı.

ABD Başkanı Joe Biden 2021'de göreve geldiğinde UCM Savcısı Fatou Bensouda'ya yönelik seyahat yasağını da içeren yaptırımları iptal etti. Ancak Trump'ın UCM'nin İsrail'e yönelik tutumuna tepki olarak aynı stratejiyi yeniden uygulayabileceği yönünde spekülasyonlar var.

dfvgb
Donald Trump (Reuters)

Trump ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'da işlediği savaş suçlarıyla ilgili olarak UCM tarafından yürütülen soruşturmalardan ABD'nin katılımını ve kaynaklarını çekebilir.

Han ve ekibine uygulanacak herhangi bir yaptırım, İngiltere'nin yeni Başbakanı Keir Starmer'ın yakalama emirlerine uymayı seçmesi halinde İngiltere ile Trump arasındaki ilişkileri tehlikeye atabilir.

Birleşik Krallık İsrail Başbakanı’nı gözaltına alıp almama konusunda tereddüt yaşarken, ABD Lahey merkezli mahkemeye karşı uluslararası bir tepkiye öncülük ediyor. İngiltere UCM’ye saygı duyduğunu ifade ederken, Netanyahu'nun İngiltere'ye gelmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağını söylemeyi ise reddediyor.

İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, tüm ülkeleri UCM'nin Netanyahu'yu yakalamaya yönelik ‘saçma’ kararını reddetmeye çağırdı.

Hotovely, Telegraph gazetesine yazdığı makalede UCM’yi ‘Hamas ile ortak bir zemin bulmakla’ suçladı. Makalede, “Mahkemenin saçma kararını reddeden ABD ve diğer müttefiklerine teşekkür ediyor ve diğer ülkeleri de bu adaletsizliği reddetme konusunda aynı şekilde davranmaya çağırıyoruz. UCM, halkını savunmak isteyen her demokratik liderin mahkemenin hedefi haline gelebileceğini göstermiştir” ifadeleri yer aldı.

Almanya, UCM üyesi olmasına rağmen Nazi geçmişi ve Yahudi devletiyle olan özel ilişkisi nedeniyle Netanyahu'yu gözaltına almayacağının sinyalini verdi.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Yakalama kararı, UCM'nin 22 yıllık tarihinde yargıçların Batı destekli bir devletin liderini ilk kez gözaltına almaya kalkışması anlamına geliyor.

Aralarında İngiltere'nin de bulunduğu UCM’ye üye 124 ülke, yakalama kararlarının uygulanmasından sorumlu.

Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmüşlüğün bir işareti olarak İrlanda, İtalya ve Hollanda, Netanyahu'nun kendi topraklarına ulaşması halinde gözaltına alma sözü verdi. Fransa ise UCM’nin tutumunu doğruladı, ancak Netanyahu'nun sınırlarını geçmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Almanya ve Macaristan da dahil olmak üzere 27 üye ülkenin yakalama kararlarını uygulamakla yükümlü olacağını doğruladı.