Peaky Blinders film oluyor

Peaky Blinders 2018'de En İyi Drama Dizisi dalında BAFTA Ödülü'nü kazandı (Netflix)
Peaky Blinders 2018'de En İyi Drama Dizisi dalında BAFTA Ödülü'nü kazandı (Netflix)
TT

Peaky Blinders film oluyor

Peaky Blinders 2018'de En İyi Drama Dizisi dalında BAFTA Ödülü'nü kazandı (Netflix)
Peaky Blinders 2018'de En İyi Drama Dizisi dalında BAFTA Ödülü'nü kazandı (Netflix)

Peaky Blinders'ın 6. sezonuyla final yapmasının ardından yaratıcısı Steven Knight, dizinin spinoffu olacak uzun metraj bir filmin senaryosunu neredeyse bitirdiğini duyurdu.
Heart Radio'daki Heart Breakfast programına konuk olan Knight, bu yeni film hakkında açıklamalar yaptı.
Yazar şu ifadeleri kullandı: "Şu aralar filmi yazıyorum, evet. Nerdeyse bitirdim ve çekimlere başlayacağız. Birmingham'daki bazı stüdyoları ayarlamaya çalışıyorum."
Dizideki karakterler kurgu olsa da Peaky Blinders adını gerçek hayattaki aynı isimli benzer bir çeteden alıyor. Knight, filmi gerçek Peaky Blinderların yaşadığı yerlerde çekmeyi planladığını belirterek şunları söyledi:"Digbeth ve Small Heath'teki stüdyolara bakıyorum. Böylece gerçek Peaky Blinderların eve dönüşü gibi olacak."
6 sezon süren dizinin hayran kitlesi yıllar içinde büyüdü.
Knight, filmi hayranlarla birlikte sinemada izleyecek olmanın projenin en çekici yanlarından olduğunu ekledi.
Birmingham merkezli Peaky Blinders çetesini işleyen dizi, 2013'te başladığından bu yana BBC'nin en başarılı dramalarından biri haline geldi.
Peaky Blinders'ın 6 sezonu Netflix'ten izlenebilir.
Independent Türkçe, NME, IndieWire
 



Musul'da nadir rastlanan bir Asur taş levhası bulundu

Taş levhanın bir parçası (Schmitt)
Taş levhanın bir parçası (Schmitt)
TT

Musul'da nadir rastlanan bir Asur taş levhası bulundu

Taş levhanın bir parçası (Schmitt)
Taş levhanın bir parçası (Schmitt)

Arkeologlar Irak'ta, MÖ 7. yüzyılda yaşamış bir Asur imparatorunu, Mezopotamya uygarlığında tapınılan tanrılarla çevrelenmiş halde tasvir eden ilginç bir antik taş levhayı gün yüzüne çıkardı. 

Yaklaşık 5,5 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğindeki dev levha, Musul yakınlarında yer alan Ninova antik kentindeki Kral Asurbanipal'ın Kuzey Sarayı'nın taht odasında keşfedildi.

Kuzey Mezopotamya'nın en önemli bölgelerinden biri kabul edilen antik kent, MÖ 8. yüzyılın sonlarında Kral Sanherib döneminde Asur İmparatorluğu'nun başkenti olmuştu.

Son kazıda yer alan araştırmacılar taş levhayı sadece büyüklüğünden dolayı değil, aynı zamanda tasvir ettiği sahneler açısından da "olağanüstü" buluyor.

Bunun başlıca nedeni, Asur İmparatorluğu'na ait bugüne kadarki dini kabartma resimlerinde tanrılara pek yer verilmemesiydi.

Prehistorya, Protohistorya ve Antik Yakın Doğu Arkeolojisi Enstitüsü'nden Aaron Schmitt, "Bildiğimiz Asur saraylarına ait çok sayıda kabartma resim arasında büyük tanrıların tasvirleri yok" diyor.

o9p0thyj
Kabartmanın 3D modelinde rekonstrüksiyon koyu renkte gösteriliyor (Michael Rummel)

Kral Asurbanipal'ın yaptırdığı Kuzey Sarayı'nın merkezi bir bölümündeki kazılar 2022'den bu yana devam ediyor. Yeni ortaya çıkarılan levhanın merkezinde, Asur İmparatorluğu'nun son büyük hükümdarı Asurbanipal'ın, iki yüce tanrı tarafından çevrelendiği tespit edildi: Aşur ve Ninova'nın koruyucu tanrıçası İştar.

Ayrıca tanrılara ve hükümdara kurtuluş ve hayat bahşeden balık benzeri bir tanrının yanı sıra büyük olasılıkla bir akrep-adam olarak restore edilmesi gereken, kollarını kaldırmış bir destek figürü de yer alıyor.

Dr. Schmitt, "Bu figürler, kabartmanın üzerine ilk başta devasa bir kanatlı güneş diskinin yerleştirildiğine işaret ediyor" diyor.

defrgthyu
Antik Ninova'daki kazı çalışmaları (Schmitt)

Araştırmacılar gelecek aylarda levhayı detaylıca incelemeyi, tasvirlerin ardındaki bağlamı bulmayı ve sonuçları bilimsel bir dergide yayımlamayı umuyor.

Levha ilk başta, araştırmacıların saraydaki en önemli yer olabileceğini söylediği taht odasının ana girişinin karşısındaki bir alandaydı.

Levhanın parçaları bu girintinin arkasındaki toprak dolu bir çukurda ortaya çıkarıldı.

Araştırmacılar bu çukurun MÖ 3. ya da 2. yüzyılda Helenistik dönemde kazıldığından şüpheleniyor.

Dr. Schmitt şu ifadeleri kullanıyor: 

Britanyalı arkeologların yüz yıldan uzun bir süre önce bunları bulamamasının nedenlerinden biri, kuşkusuz bu parçaların gömülü olmasıydı.

Independent Türkçe