Tayvan’ın Pelosi'ye Uğurlu Bulutlar Düzeni madalyası

Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi. (EPA)
Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi. (EPA)
TT

Tayvan’ın Pelosi'ye Uğurlu Bulutlar Düzeni madalyası

Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi. (EPA)
Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi. (EPA)

Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ile ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Taipei’de bir araya geldiler.
Tayvan lideri Tsai Ing-wen, Pelosi'ye ülkesinin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı'na teşekkür ve şükranlarının bir ifadesi olarak ‘Uğurlu Bulutlar Düzeni’ adı verilen şeref madalyasını taktı.
Tsai Ing-wen, daha fazla iş birliği yoluyla ABD ile ilişkilerde ilerleme kaydetmeye devam etme arzusunu vurguladı.

 
Uğurlu Bulutlar Düzeni madalyası nedir?
 İngiliz gazetesi The Guardian, Uğurlu Bulutlar Düzeni’nin, Tayvan'ın en yüksek dereceli sivil madalyası olduğunu yazdı. Ülkeye büyük katkı sağlayan Tayvan vatandaşlarına ve yabancılara verilen bu şeref madalyası mavi kurdele ve başarılı ve parlak bir gelecek için umut işareti olarak parlayan bir güneşten oluşuyor.
 
Uğurlu Bulutlar Düzeni madalyasını alanlar
Uğurlu Bulutlar Düzeni madalyası ilk kez 1941'de takdim edildi ve şu ana kadar sadece 21 kişiye verildi. Pelosi bunu alan ilk yabancı ya da ABD’li isim değil. Ödül daha önce Florida'nın eski Cumhuriyetçi Mmilletvekili Ileana Ros-Lehtinen ve Kuzey Carolina'dan eski ABD Senatörü Jesse Helms'e verilmişti. Tsai Ing-wen haziran ayında Tayvan ve Fransa arasındaki ilişkileri güçlendirmedeki rolü nedeniyle Fransız Senatör Joel Guerreau'ya da bu madalyayı verdi.

 
Pelosi'nin madalyayı alması ne kadar önemli?
 Uğurlu Bulutlar Düzeni madalyasını aldıktan sonra Pelosi, bunun ‘ABD'nin Tayvan ile güçlü ve kalıcı dostluğunun bir sembolü olduğuna’ ilişkin bir tweet attı.
 Uzmanlar, bu ödülün sadece Pelosi ve Tsai arasındaki değil, ABD ve Tayvan halkları arasındaki ‘güçlü ve gelişen’ ilişkiyi yansıttığı görüşünde.



Gazze’de ateşkes bozuldu, açlık hüküm sürüyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze’de ateşkes bozuldu, açlık hüküm sürüyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)

Kaynaklar, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında, Gazze'de ateşkesin sağlanması ve Hamas'ın silahsızlandırılması ile tüm esirlerin serbest bırakılmasını içeren yeni bir öneri hakkında yoğun görüşmeler yapıldığını bildirdi. Ayrıca, ABD liderliğinde Gazze için geçici bir uluslararası yönetim kurulması da önerildi. Güvenlik yetkililerine göre anlaşmaya varma olasılığı zayıf. Aynı yetkililer tarafların tutumları arasındaki uçurumun ‘büyük ve aşılması zor’ olduğunu belirttiler.

Öte yandan açlık, Gazze halkını yok etmeye devam ediyor. 24 saat içinde 6 kişinin hayatını kaybetmesiyle, savaşın başlangıcından bu yana açlıktan ölenlerin sayısı 93'ü çocuk olmak üzere 175'e yükseldi.

Diğer taraftan Kudüs'te İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in dün Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek ve mevcut durumu hiçe sayarak Mescid'i Aksa'nın halka açık avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilip İsrail egemenliğine girmesi çağrısında bulundu. Bu olayla yaşanırken Savunma Bakanı Yisrael Katz da Kudüs'ün, Mescid-i Aksa da dahil olmak üzere, kontrolünün güçlendirileceğini taahhüt etti.

Arap ve İslam dünyası, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Filistin Yönetimi, Suudi Arabistan, Ürdün ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) bu olaydı. Aynı şekilde Arap Birliği (AL) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bu olayı kınarken olanları ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Ürdün Haşimi Krallığı'nın Kudüs ve kutsal mekanlar üzerindeki vesayet hakkının bir ihlali’ olarak nitelendirdi.