Likud Partisi üyeleri, Knesset’teki sandalyeleri paylaşamıyor

Kudüs'teki bazı mahallelerden geçen hafif raylı sistem inşaatına karşı dün düzenlenen protestoda dua eden Ultra Ortodoks Yahudiler. (Harediler) (DPA)
Kudüs'teki bazı mahallelerden geçen hafif raylı sistem inşaatına karşı dün düzenlenen protestoda dua eden Ultra Ortodoks Yahudiler. (Harediler) (DPA)
TT

Likud Partisi üyeleri, Knesset’teki sandalyeleri paylaşamıyor

Kudüs'teki bazı mahallelerden geçen hafif raylı sistem inşaatına karşı dün düzenlenen protestoda dua eden Ultra Ortodoks Yahudiler. (Harediler) (DPA)
Kudüs'teki bazı mahallelerden geçen hafif raylı sistem inşaatına karşı dün düzenlenen protestoda dua eden Ultra Ortodoks Yahudiler. (Harediler) (DPA)

İsrail’de Mavi-Beyaz İttifakı’nın (Kahol Lavan) önde gelen isimlerinden olan Knessett Ekonomi Komitesi Başkanı Michael Biton’un dini çizgideki partiler ile Likud Partisi arasındaki ittifakın bozduğuna dair işaretler olduğu açıklaması ve söz konusu partilerden Yahudi Birleşik Tevrat Partisi’den Milletvekili Moshe Gafni’nin bu yöndeki imaları sonrası siyasi arenada çatışmalar hız kazandı. Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi üyeleri, İsrail Parlamentosu Knesset’teki sandalyeleri kapma yarışına girdiler. Netanyahu ise ittifakın bozulması gibi bir gelişmeyi önlemek için soluğu söz konusu partileri yöneten din adamlarının yanında aldı.
Netanyahu’ya yakın bir kaynağa göre hiç vakit kaybetmeden ‘din adamlarının yanına koşan’ eski İsrail Başbakanı, parti lideri üç din adamını da evlerinde ziyaret etti ve onlara mücadelenin mutlu sona yaklaştığını söyledi. Netanyahu’ya göre üç ay sonra yapılacak seçimlerde Likud, dini çizgideki partilerle birlikte iktidara dönme şansını yakalayacağı için onlardan nüfuzlarını kullanmalarını ve zafere kadar sabırlı olmalarını istedi. Netanyahu’nun gerçekten endişeli ve korkmuş göründüğünü aktaran kaynaklar, onun din adamlarından yazılı bir garanti almaya çalıştığını ancak reddedildiğini, buna karşın kendisiyle ittifak yapacaklarına dair sözlü olarak taahhütte bulunduklarını belirttiler.  Fakat kaynaklara göre Netanyahu, kendisine verilen taahhüde inanmış gibi görünmüyordu.
Biton, kendisinin ve mevcut hükümetteki birçok arkadaşının koalisyon hükümetinde dini çizgideki partilerin eksikliğini hissettiğini ve destekçilerinin çıkarlarını Netanyahu'nun çıkarları için daha fazla feda etmek istemediklerinden Netanyahu ile ittifakı bozacaklarından emin olduklarını belirtmişti.
Dün katıldığı bir radyo programında söz konusu partilerin Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz'ı dürüst ve samimi bir müttefik olarak gördüklerini belirten Biton açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu partilerin liderlerinin sözlerini dikkatle dinleyenler, yeni rüzgarların estiğini anlayacaklar. Netanyahu ile ittifakın kendilerinin ve destekçilerinin çıkarlarına büyük zarar verdiğini biliyorlar. Gantz'ın en iyi liderlerden biri olduğunu anladılar. Çünkü sağ, sol ve merkez olmak üzere tüm tarafları kapsayan bir birlik hükümeti kurabilecek ve dini çizgideki partilerle gerçekten iş birliğine gönülden bağlı olan tek kişi o.”
Biton, değerlendirmelerini, partisinin (Yahudi Birleşik Tevrat Partisi) Netanyahu'yu destekleme eğiliminde olduğunu ancak Netanyahu uğruna intihar etmeye hazır olmadığını ve Yahudi Birleşik Tevrat Partisi ve destekçilerinin çıkarlarına hizmet eden ne varsa onu aramaya çalışacaklarını söyleyen Moshe Gafni'nin açıklamalarına dayandırdı. Biten, “Netanyahu iktidar arayışında bizse Yahudi Birleşik Tevrat Partisi’nin dini değerleri için arayıştayız” dedi.
Netanyahu'ya yakın bir isim, Gafni'nin Yahudi Birleşik Tevrat Partisi’nin sadece belli bir kanadını temsil ettiğini ve partinin önde gelen isimlerinin çoğunluğunun onun yaklaşımını reddettiğini, Ultra Ortodoks (Haredi) Şas Partisi’nin tüm önde gelen isimleriyle birlikte Netanyahu ile olan ittifaka bağlı olduğunu ve bu nedenle endişe edilmesi gereken bir durum bulunmadığını söyleyerek bu gelişmelerin etkisini küçümsemeye çalıştı. Fakat bu sözler, Netanyahu'nun çevresini rahatlatmaya yetmedi.  Yedioth Ahronoth gazetesi dün, Likud Partisi’nin seçim listesinin oluşturulması sırasında sert bir iç rekabetin yaşandığını bildirdi. WhatsApp uygulamasında parti üyelerinin bulunduğu gruplardaki yazışmalar sırasında, parti üyeleri arasındaki düşmanlığın nereye vardığını gösteren mesajları yayınlayan gazete, partideki önde gelen isimlerin Knesset'te sandalye kapmak için rekabet ettiğini, ücret alan binlerce sosyal medya kullanıcısından oluşan bir ‘internet ordusu’ ile çalıştığını ve bu internet ordusunun görevinin rakibin itibarını sarsmak olduğunu vurguladı. Gazete, internet ordusunun düşmanca bir dil kullandığını, hakaret, küfür, ihanet suçlaması ve daha fazlasını içeren paylaşımlarda bulunduğunu aktardı.  Böyle bir haberin yayınlanması, Likud Partisi’ni halk arasında rencide edecek olsa da kaynaklara göre bu durumun en büyük kazananı Netanyahu oldu. Çünkü Netanyahu, bunun sonunda, partisindeki tüm önde gelen isimlerinin itibarlarının sarsılacağı ve böylece partinin lideri olarak kalmasını sağlayacağını biliyor.
Diğer yandan İsrail Adalet Bakanlığı’nın Polis Soruşturma Birimi eski Başkan Yardımcısı Moshe Saada'nın, kendisini yaklaşan Knesset seçimleri için aşırıcı sağcı çizgideki Dini Siyonizm Partisi listesinde gösterdiği ortaya çıktı. Dini Siyonizm Partisi Başkanı Bezalel Smotrich’in ve Yahudi Gücü (Otzma Yehudit) Partisi Başkanı Itamar Ben Gafir’in tarafından bu listenin önde gelen isimlerinden biri olarak karşılanan Saada’ya listede Knesset’e girişi garantili olarak kabul edilen yedinci sırada yer verdi.
Daha önce polis teşkilatını ve Savcılığı sert bir dille eleştirip, onları Netanyahu aleyhine suçlamalar uydurmakla suçlayan Saada şu açıklamada bulunmuştu
“Eski Emniyet Genel Müfettişi Roni Alsheikh, İsrial Başsavcısı Avichai Mandelblit ve eski Başsavcı Shai Nitzan, 2017 yılında polis kurşunuyla yaşamını yitiren Necefli Arap öğretmen Yakub Ebu el-Kayan'ın öldürülmesini örtbas etmek amacıyla Polis Soruşturma Birimi’ne baskı yaptılar. Hukuku savunmak için değil, yasaları çiğnemek ve Netanyahu'nun haksız bir şekilde hapse girmesini sağlamak için kendi keyiflerine göre dosyaları açıp kapatıyorlar.”



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.