Eymen ez-Zevahiri’nin muhtemel iki halefi: Abdurrahman el-Mağribi ve Seyfu’l Adl el-Mısri

Abdurrahman el-Mağribi lakaplı Muhammed Abati (Adalet İçin Ödül Programı internet sitesi)
Abdurrahman el-Mağribi lakaplı Muhammed Abati (Adalet İçin Ödül Programı internet sitesi)
TT

Eymen ez-Zevahiri’nin muhtemel iki halefi: Abdurrahman el-Mağribi ve Seyfu’l Adl el-Mısri

Abdurrahman el-Mağribi lakaplı Muhammed Abati (Adalet İçin Ödül Programı internet sitesi)
Abdurrahman el-Mağribi lakaplı Muhammed Abati (Adalet İçin Ödül Programı internet sitesi)

El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri’nin öldürülmesinin ardından örgütün başına kimin geçeceği ile ilgili spekülasyonlar dolaşmaya başladı. El Kaide çevrelerinde örgüt liderliğine Abdurrahmen el-Mağribi lakaplı Muhammed Abati ve Seyfu’l Adl lakaplı Muhammed Selahaddin Zeydan’ın aday gösterileceği konuşuluyor.

Muhammed Abati (Abdurrahmen el-Mağribi)
Abati, Zevahiri’nin oldukça yakınında bulunması, kızıyla evlenmesi ve en önde gelen danışmanı olması nedeniyle ‘El Kaide’nin Tilkisi’ lakabıyla da biliniyor.
Abati 1970’te Fas’ın orta kesimindeki Marakeş kentinde doğdu. 2012’den bu yana El Kaide’nin Afganistan ve Pakistan Genel Komutanlığı görevini yürütüyor.
Abati, Ebu Muhsin el-Mısri ismiyle bilinen Mısırlı Hussam Abdurrauf ile birlikte Es-Sahab Kurumu adıyla bilinen El Kaide örgütünün medya örgütlenmesinden sorumluydu. Abati El Kaide örgütünün Dış İlişkiler sorumlusu pozisyonunu üstlendi. Zira yabancı aktörlerle koordinasyon sağlıyordu.
Abati 2006’da Veziristan’da ABD hava saldırısında öldürüldüğü şeklindeki yalan haberin ardından gözlerden kayboldu.
ABD, Abati’nin bulunduğu yer hakkında bilgi verenlere 7 milyon dolar ödül vereceğini duyurdu ve onunla iş birliği yapanlara yaptırım uyguladı.
ABD medyası 2011’de öldürülen Usame bin Ladin’in üzerinde çıkan belgeleri daha önce yayınlamıştı. Bu belgeler “Abdurrahmen el-Mağribi’nin El Kaide içindeki nüfuzunun yıllardır arttığını” gösterdi.
ABD Hazine Bakanlığı daha önce ABD yaptırımlarının hedefindeki El Kaide unsurlarının listesini yayınlamıştı. Bu listede, aynı zamanda “El-Marakeşi” lakabıyla bilinen El-Mağribi, 1976 doğumlu Irak kökenli Abdullah el-Kürdi ismiyle bilinen İsmail Fuad Ahmed, Suudi kökenli Sultan Yusuf Hasan el-Arif, Irak kökenli Fuad Ahmed Nuri Ali, Irak kökenli ve Saad et-Tavili ismiyle bilinen Nimat Rahim Şerif yer alıyor.

Muhammed Selahaddin Zeydan (Seyfu’l Adl)
Ancak “Seyfu’l Adl” lakaplı Mısırlı Muhammed Selahaddin Zeydan’ı da aday gösterenler var. Seyfu’l Adl da El Kaide liderliğini üstlenme konusunda Zevahiri’nin halef adayları listesinin başında yer alıyor.
Seyfu’l Adl, daha önce Mısır Özel Kuvvetleri’nde subaydı. İran 11 Eylül 2001’de ABD’deki saldırıların ardından ona ve başka El Kaide örgütü üyelerine kapılarını açtı. Seyfu’l Adl daha sonra Afganistan’a döndü.
Seyfu’l Adl’ın adını Bin Ladin ve Zevahiri’den sonra üçüncü sırada zikredenler bile var. Örgütün güvenlik işlerini yürüten Seyfu’l Adl, El Kaide içinde “Savunma Bakanı” olarak anılıyor.
ABD yönetimi 1998’de Nairobi ve Darüsselam’daki ABD büyükelçiliklerine yönelik saldırıların ardından Seyfu’l Adl hakkında bilgi verenler için 10 milyon dolar ödül vereceğini duyurmuştu.



Keşmir'deki saldırının ardından Pakistan, Hindistan'ın yanıtına hazırlanıyor

Keşmir'in Hindistan kontrolündeki bölümünde silahlı kişilerin turistlere ateş açmasından bir gün sonra Yeni Delhi'deki Pakistan Yüksek Komisyonu'nun önünde nöbet tutan güvenlik personeli (AP)
Keşmir'in Hindistan kontrolündeki bölümünde silahlı kişilerin turistlere ateş açmasından bir gün sonra Yeni Delhi'deki Pakistan Yüksek Komisyonu'nun önünde nöbet tutan güvenlik personeli (AP)
TT

Keşmir'deki saldırının ardından Pakistan, Hindistan'ın yanıtına hazırlanıyor

Keşmir'in Hindistan kontrolündeki bölümünde silahlı kişilerin turistlere ateş açmasından bir gün sonra Yeni Delhi'deki Pakistan Yüksek Komisyonu'nun önünde nöbet tutan güvenlik personeli (AP)
Keşmir'in Hindistan kontrolündeki bölümünde silahlı kişilerin turistlere ateş açmasından bir gün sonra Yeni Delhi'deki Pakistan Yüksek Komisyonu'nun önünde nöbet tutan güvenlik personeli (AP)

Pakistan hükümeti gerilimi artırmak istemediğini söylese de Keşmir'in Hindistan kontrolündeki bölümünde kimliği belirsiz militanlar tarafından düzenlenen saldırının ardından analistler durumun istikrarsızlaşabileceği uyarısında bulundu.

Pakistan, salı günü Keşmir'de 20'den fazla Hintli sivilin militanlar tarafından öldürülmesinin ardından itidalli bir tutum benimseyerek Hindistan ile gerilimin artmasını istemediğini vurguladı. Ancak Pakistanlılar, Hintli yetkililerin olası bir askeri saldırıyı ima etmesi ve medya kuruluşlarının iki komşu ülke arasındaki çatışmanın tırmanması halinde istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceği uyarısında bulunan uzmanların analizlerini tartışması nedeniyle gelişmeleri artan bir endişeyle izliyor.

Şarku’l Avsat’ın New York Times'tan aktardığına göre Hindistan hükümeti, Keşmir’in kendi yönetimindeki turistik bir bölgesinde meydana gelen saldırıdan kimin sorumlu olduğunu resmi olarak açıklamadı. Ancak dün Pakistan'ı Hindistan içindeki terörist saldırıları desteklemekle suçlayarak, hayati önem taşıyan bir su anlaşmasının askıya alınması da dâhil olmak üzere Pakistan'a karşı bir dizi cezalandırıcı tedbir açıkladı.

Açıklamanın ardından Pakistan, güvenlik ve dış politika konularında en yüksek karar alma organı olan Ulusal Güvenlik Komitesi'ni bugün toplayarak bir yanıt oluşturacağını duyurdu.

Her iki ülkenin de üzerinde hak iddia ettiği ve uğruna savaştığı Keşmir'deki saldırı, bildik bir gerilim modelini yeniden başlattı. Başbakan Narendra Modi'nin hükümetini büyük ölçüde destekleyen Hint medyası, Pakistan'ı suçlamakta gecikmedi. Pakistan saldırıya karıştığını reddetti ve Hindistan'ı dikkatleri sorunlu bölgedeki güvenlik açıklarından başka yöne çekmeye çalışmakla suçladı.

 Saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen güvenlik personeli (Getty Images)Saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen güvenlik personeli (Getty Images)

Keşmir'in Hindistan kontrolünde bulunan bölümünde bu büyüklükteki son saldırı 2019 yılında meydana gelmiş ve onlarca Hintli güvenlik personeli öldürülmüştü. Hindistan buna neredeyse topyekûn savaşa dönüşen bir hava saldırısıyla karşılık vermişti. Bazı Pakistanlı analistler, mevcut çatışmanın 2019'da yaşananların ötesine geçebileceği konusunda uyardı.

İslamabad'da yaşayan güvenlik analisti Seyyid Muhammad Ali, Hindistan'ın bu saldırıyı, ABD'nin sempatisini kazanmak, Başkan Trump'ın gümrük vergisi uygulama tehditleriyle ilgili gerilimi azaltmak ve Keşmir'in bağımsızlık arayışını terörist bir hareket olarak yeniden markalaştırmak için kullandığını ifade etti.

Keşmirli bir kayıkçı, 24 Nisan 2025 tarihinde Srinagar'da düzenlenen protesto sırasında, Keşmir'in Hindistan tarafından yönetilen bölgesinde turistlere yönelik ölümcül saldırıyı kınayan pankartlar tutuyor. (EPA)Keşmirli bir kayıkçı, 24 Nisan 2025 tarihinde Srinagar'da düzenlenen protesto sırasında, Keşmir'in Hindistan tarafından yönetilen bölgesinde turistlere yönelik ölümcül saldırıyı kınayan pankartlar tutuyor. (EPA)

Pakistanlı yetkililer dün akşam yaptıkları açıklamada, Hindistan'ın herhangi bir askeri hareketliliğine rastlamadıklarını ifade ettiler. Yetkililer, Pakistan ordusunun Hindistan yönetimindeki Keşmir ile Pakistan yönetimindeki Keşmir'i ayıran Kontrol Hattı boyunca teyakkuzda olduğunu doğruladı. Hassas diplomatik ve askeri konuları görüşmek üzere isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan üst düzey bir Pakistanlı güvenlik yetkilisi, Pakistan'ın herhangi bir karşılıklı gerilimi dikkatle ele alacağını ve Hindistan'ın herhangi bir saldırısına karşılık vereceğini söyledi.

Bazı askeri analistler ve eski yetkililer saldırının ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in Hindistan ziyaretine denk gelmesine dikkat çekerek, Hindistan'ı saldırıyı düzenlemekle suçladı. Emekli Tümgeneral Ahmed Said Minhas, “Kanıt olmadan Pakistan'ı suçluyorlar” dedi.

Mevcut gerilim 2019 yılını anımsatıyor. O yılın şubat ayında Pulwama'da meydana gelen intihar saldırısı Hindistan'ın Pakistan topraklarında bir hava saldırısına yol açmış, ardından bir Hint uçağının düşürülmesi ve pilotunun esir alınmasıyla sonuçlanan hava çatışması yaşanmıştı. Daha sonra gerginliği geçici olarak azaltan bir jestle pilot serbest bırakılmıştı.

Ancak yetkililer mevcut durumun farklı olduğunu, salı günkü saldırının silahsız sivilleri hedef aldığını ve henüz kimsenin açık ya da belgelenmiş bir sorumluluk açıklaması yapmadığını vurguluyor.

Pakistan ordusu salı günkü saldırıya ilişkin henüz bir açıklama yapmadı. Dışişleri Bakanlığı dün can kayıplarını kınadı, Pakistan'ın saldırıya dahlini reddetti ve Hindistan'ı ‘aceleci ve sorumsuz suçlamalardan’ kaçınmaya çağırdı.

Hindistan'ın Srinagar kentindeki Dal Gölü kıyısında nöbet tutan Hint askeri, 24 Nisan 2025 (EPA)Hindistan'ın Srinagar kentindeki Dal Gölü kıyısında nöbet tutan Hint askeri, 24 Nisan 2025 (EPA)

Yetkililer ve analistler 2019'da bir felaketi önleyen şansın tekrarlanmayabileceği konusunda uyardı. Pakistan eski Enformasyon Bakanı Murtaza Solangi, “Son gerilimde Hindistan ve Pakistan şanslıydı ki uçurumun kenarından dönebildiler. Ancak bu kez daha tehlikeli bir aşamadayız. Çöken dünya düzeni ve Hindistan'ın gergin medyası Modi'nin mantıklı hareket etmesini zorlaştırıyor. Hindistan bu saçmalığı durdurmazsa, bunun bedelini her iki ülke de ödeyecek” değerlendirmesinde bulundu.