Kissinger’ın son değerlendirmesi: İnternet büyük liderler üretemez 

Zelensky, modern savaşlarda medyanın gücünün tam olarak farkında  

Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 
Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 
TT

Kissinger’ın son değerlendirmesi: İnternet büyük liderler üretemez 

Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 
Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 

Fidel Sbeity 
Henry Kissinger, son değerlendirmelerinde, ‘Dünyanın Aydınlanma Çağı’ndan bu yana en şiddetli kargaşa döneminden geçtiğini ve hiç olmadığı kadar büyük liderlere ihtiyaç duyduğunu, internetin ise büyük liderler üretemeyeceğini’’ belirtti. 99 yaşındaki teorisyen Henry Kissinger bu okumalarını, son kitabı 'Liderlik'/'Leadership'de’ yaptı. Kissinger, Soğuk Savaş'tan bu yana küresel politikaları yönlendiren ve ‘dünya düzenine’ yön veren başlıca isimlerden biridir. Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen, ABD Başkanları Nixon ve Ford yönetimleri sırasında dışişleri bakanı olarak görev yapan Kissinger, son kitabında sadece ilgili kişilerin hatırladığı liderin, ülkelerinin kaderini nasıl yeniden çizdiğini işliyor. Kissinger geniş kitleler tarafından etkili bir tarihçi ve klasik bir politikacı olarak tanınıyor.  
Time dergisinden Belinda Luscombe, geçtiğimiz ay Kissinger ile son kitabı ‘Leadership’ ile ilgili bir röportaj yaptı. Kissiger bu röportajda ‘büyük liderlerin oluşumunda, internetin olumsuz rolüne’ vurgu yaptı. İnternetin, ‘uzun vadeli düşünmenin’ önünde engel teşkil ettiğini ve ‘sorun çözme yollarını ve yeteneklerini’ sınırlandırdığını söyledi. İnternetin ‘derin okumalar ve derin yazma’ üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu belirten Kissinger, bununla birlikte ‘iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin, ilham verici liderliği ya da küresel düzen hakkında derin düşünmeyi imkansız hale getirmediğini’ kaydetti, ancak ‘televizyon ve internetin egemen olduğu bir çağda, düşünen liderlerin, yaygın ‘düşünce akımlarına’ karşı mücadele etmeleri gerektiğini’ vurguladı.  
Kissinger'ın anlamadığı Zelensky'nin savaşı 
Luscombe'un Kissinger'a yönelttiği ilk soru; ‘Kendinizi bir lider olarak görüyor musunuz?’ şeklindeydi. Kissinger bu soruyu samimi bir şekilde, "Evet, ancak gerçek siyasi liderlik alanından çok entelektüel ve kavramsal alanda öyle görüyorum." diye yanıtladı. Röportajda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin de bahsi geçti. Bilindiği üzere Zelenskiy, karada yaşanan fiili savaşa paralel olarak, internet ve medya üzerinden bir ‘propaganda savaşı’ yürütüyor. Rusya’nın saldırılarının başlamasının ardından Zelenskiy, video konferans aracılığıyla dünya parlamentolarına katıldı, Cumhurbaşkanlığı Konutu'nda, Kiev bombalanırken çektiği video kayıtları ile internet üzerinden çok sayıda takipçi topladı. Bazıları Zelenskiy’nin ilk Rus tankı Kiev’e girdiğinde firar edeceğini öngörmekteydi. Ancak tam tersi oldu ve Zelenskiy cesaretini ve ‘klasik olmayan’ bazı silahlara sahip olduğunu kanıtladı. Bu da onu interneti en iyi kullanan yeni tip liderlerin arasından sıyırdı. En zor koşullarda, yani fiili bir savaş patlak vermişken bir internet fenomenine, sosyal medya yıldızına dönüştü. Zelenskiy, hem farkındalık uyandırmak hem de ülkesi için yardım toplamak amacıyla interneti çok başarılı bir şekilde kullanmaya devam ediyor. Geçmişte medya ve televizyon sektöründen gelmiş olması da işini kolaylaştırıyor. Luscombe Kissinger’a şöyle sordu; "Tarih nazarından Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin liderliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Kissinger şöyle yanıtladı; ‘’Zelenskiy kahramanca ve olağanüstü bir eylem yapıyor. Ukrayna'yı sert ve dramatik bir kriz sırasında ahlaki bir sorun olarak öne çıkardı.’’ Ancak Kissinger ekliyor; "Zelenskiy'nin yaptığı şey kurumsal bir liderlik anlayışına mı dayanıyor, yoksa özgün kişiliği mi bu trajik durumda gördüğümüz etkiyi yaratıyor? Savaş sonrası dönemle ilgili aklından geçenleri, savaşın gidişatına ilişkin görüşlerini serdettiği açıklıkta ifade etmediğini de fark ettim. Savaştan sonra dünyanın nasıl görüneceği konusunda aynı netlik ve inançla kendini ifade etmedi. Ancak onu harika bir figür olarak görüyorum.’’
 Kissinger ‘Liderlik’ kitabında, liderleri ikiye ayırıyor; devlet adamı olarak liderler ve öncü ‘peygamber’ liderler. Devlet adamları, koşulları analiz eder ve tarihin, anın tutkusundan daha uzun sürdüğünü akıllarında tutarak, vizyon ve riskler arasında olabilecek maksimum dengeyi sağlamaya çalışırlar. Peygamberlere gelince, bu ayrımı kabul etmezler, riskler ne olursa olsun geçmişten kopmaya hazırdırlar. Çünkü savundukları değerlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine inanırlar ve siyasi rollerinin önemini belirleyenin ‘iyi ilkeler’ olduğuna inanırlar. Peygamber liderler büyük tarihsel dönüşümleri gerçekleştirmiştir. Kissinger'a göre ‘mükemmel lider’ her iki arketipin unsurlarını kendi içinde birleştirir.  
Luscombe, röportajın sonunda, Kissinger'ın internetin ürettiği liderler ve internetin liderler üzerindeki etkisi konusunda karamsar olduğu sonucuna varıyor. Kissinger, internetin tüm olumsuz etkilerine rağmen, birkaç sene öncesinde tasavvur edilemeyecek bir şekilde bilgiye ulaşılmasını kolaylaştırdığını kabul ediyor. Ancak bununla birlikte internet üzerinden yapılan manipülasyonun kısa vadede liderler üzerindeki etkileri nedeniyle ciddi bir endişe kaynağı olduğuna işaret ediyor. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte kitlelerin olaylar üzerindeki etkisi artıyor ve liderleri uzun vadeli vizyonlardan uzaklaştırarak, kısa vadeli çözümlere zorluyor.  Kissinger, internetin ürettiği liderlerin zayıflığının, kısa vadeli sorunları çözmede teknolojinin yardımından kaynaklandığını ve bunun da uzun vadeli sorunlara çözüm bulmada bir tür tembelliğe yol açtığını düşünüyor. Tarihteki en büyük fikirlerin, mücadeleler, ıstıraplar ve gerçek deneyimler sonucunda ortaya çıktığını hatırlatan Kissinger, sorunlara kolay çözümler bulunsaydı büyük liderlerin var olmayacaklarını belirtiyor.  

Çevrimiçi savaş yürütmek  
Kissinger'ın liderler ve internet hakkındaki fikrinden uzaklaşıp, kitapta ele aldığı liderlere değinelim. Kissinger ‘Liderlik’ kitabında, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, altı liderin dünya üzerinde özellikle kendi ülkelerinin geleceğinde bıraktığı kalıcı etkilere odaklandı. Bu liderlerden ilki General Charles de Gaulle, Fransız ulusunun yeniden özgüvenini kazanmasını sağladı. ABD Başkanı Richard Nixon Çin’e açılarak jeopolitiği sarstı ve dünya düzeninde parametreleri değiştirdi. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, çok zor koşullara rağmen İsrail ile barış anlaşması imzalamayı başardı. Demir Lady Margaret Thatcher ise Britanya’nın on yıllardır süren düşüşünü tersine çevirdi ve ülkesini ekonomik durgunluktan çıkardı. Konrad Adenauer ikinci dünya savaşı sonrası Almanya’nın toparlanmasına önemli katkılar yaptı. Singapur lideri Lee Kuan ise çok az coğrafi avantajla neler başarılabileceğine dair önemli bir vizyon çizdi.   
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ve eşinin ‘savaş propagandasındaki’ rolüne gelirsek, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve eşi Olena Zelenska'nın ünlü moda dergisi Vogue çekimleri uluslararası kamuoyunun gündeminde yer aldı. Kiev’de yüz yüze yapılan röportajda, Olena Zelenska'nın, Zelenskiy ile evliliğine ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarına ilişkin yorumlarına yer verildi. ABD’li fotoğrafçı Annie Leibovitz tarafından çekilen fotoğraflar ‘Cesaretin Portresi’ başlığıyla yayımlandı. Zelenski’nin bu röportajı bir kesimden destek alırken, büyük bir eleştiri de topladı. Bazıları Zelenskiy ailesini ülkelerinde devam eden savaşa ‘saygısızlık’ yapmakla suçladı. Savaş devam ederken bu tür fotoğrafların ‘sosyetenin lüks yaşamını konu alan bir moda dergisinde’ yer almasını şiddetle eleştirdiler.  
Financial Times dergisinin eski moda editörü ve Glasgow Üniversitesi'nde misafir öğretim görevlisi olan Vanessa Friedman, 28 Temmuzda New York Times’da yayımlanan makalesinde, ünlü moda dergisi Vogue’ya poz veren Zelenskiy çiftini savundu ve bu yayının önemli bir propaganda ürünü olduğunu ve dünya kamuoyunu etkilediğini savundu. Vogue’da yer alan fotoğrafları yorumlayan Friedman, ‘’Annie Leibovitz'in Zelenska'sı, başkanlık sarayının mermer basamaklarında oturmuş, dalgın ve kaybolmuş biri gibi uzakları seyrediyor, bir başka fotoğrafta Başkan eşinin elinden tutuyor, bir diğer fotoğrafta askeri helikopter önünde kadın askerlerle poz veriyor, bu fotoğraflardaki şık kadın portresi siyasi olarak son derece etkili oldu. Fotoğraflar Ukrayna halkının savaşın şokunu nasıl karşıladığını gösteriyor, sıkıcı olabilecek yıkım, ölüm görüntüleri yerine, aileye ve güzelliklere karşı bir savaş açıldığı tasvir ediliyor.’’ değerlendirmesinde bulundu.  
 
Onlar aptal değil zekiler  
Pek çok okuyucu bu fotoğraflı röportajı dünyaya Ukrayna zarafetinin gösterilmesi için bir araç tercihi olarak değerlendirdi. Güzelliğin savaşın çirkinliğine üstün gelmesi olarak yorumladı, Friedman bu fotoğrafları, "saldırganlık karşısında müşterek insani tutuma naif bir jest’’ olarak tanımladı. Friedman, Rus-Ukrayna savaşının tüm cephelerde, karada ve havada olduğu kadar dijital alanda ve dünya kamuoyunda da yaşandığını düşünüyor. Ukrayna halkının acısının farklı sınıflara ulaştırılmasına olanak sağlayan tüm çıkış noktalarının, meşru ve doğru bir yaklaşımı gösterdiğine inanıyor. Vanessa Friedman’ın makalesinin New York Times'ta yayımlandığı gün, Washington Post'taki Sonny Bunch, ‘Zelenski'ler Vogue'da. Bu onları akıllı yapar, aptal değil.’ başlıklı bir makale kaleme aldı. The Bulwar’ın kültür editörü olan Bunch şunları ifade etti; Zelenski’nin ilk Rus tankı girdiğinde kaçacağı varsayılıyordu, Ben Stiller gibi bir aktörle başrol paylaşmışken bu adamı nasıl ciddiye alabiliriz, deniliyordu. Grammy Müzik Ödülleri törenine katılan biri nasıl halkına ve ülkesine liderlik edebilir? diye sorgulanıyordu. Ancak şu sorulmalı; "Enflasyon, buğday kıtlığı veya yüksek enerji fiyatları gibi acil endişeler varken dünya liderleri neden onunla fotoğraf çekiniyor? Bunch, istemeden ve tesadüfen Kissinger’a yanıt vererek, "Gerçekçi olalım. Zelenskiy, dünyadan birçok ünlü insanla geçmişte tanışmaktadır, ünlülerin yaşamları ve çalışmaları ile ilgili dergilerde yer alıyor, çünkü bu, ülkesindeki krizi Amerikan ve Batı kamuoyunda canlı ve ön planda tutmanın bir yolu. Bu denklemde ciddi olmayan tarafı seçmek zorundaysak, o biz olurduk, çünkü Zelenskiy, modern savaşlarda medyanın gücünün ne olduğunun tam olarak farkında.’’  
*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
TT

İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)

İsrail’de Maliye ve Savunma bakanları, 2026 genel bütçesi hazırlıkları kapsamında Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin 144 milyar şekelden 112 milyar şekele düşürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna rağmen yeni bütçe, 2025 yılına kıyasla yaklaşık 20 milyar şekellik bir artış gösterdi. Artışın büyük bölümünün, Batı Şeria’daki yerleşim projelerini desteklemeye yönlendirileceği belirtildi.

Perşembeyi cumaya bağlayan gece, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz arasında uzun bir toplantı gerçekleştirildi. Katz’ın, bütçeyi İsrail ordusu komutanlığıyla koordineli şekilde hazırladığı ve ordunun 7 Ekim 2023’ten bu yana karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditleri nedeniyle acil bir bütçe artışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı bildirildi.

ty
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, zorluklarla başa çıkmak için bakanlığının bütçesinde artış talep etti. (DPA)

Bugün öğle saatlerinde İsrail hükümeti, 2026 yılına ilişkin 662 milyar şekellik yeni bütçeyi ezici çoğunlukla onayladı. Buna göre bütçe açığı, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,9’u olarak belirlendi. Bütçe, nihai onay için ilerleyen dönemde Knesset Genel Kurulu’na sunulacak.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre, Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin düşürülmesi, kamu hazinesi açısından bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Ancak bütçenin yine de yaklaşık 20 milyar şekel artırılması, hazırlanan bütçedeki açığın ek yüzde 1 artmasına yol açarak toplamda yaklaşık yüzde 4’e ulaşmasına neden olacak.

Savunma Bakanı Yisrael Katz, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yapılan anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, üzerinde uzlaşılan bütçenin gelecek yıl ortalamasında yaklaşık 40 bin yedek askerin göreve çağrılmasını temel aldığını söyledi. Katz, bu adımın, çok cepheli savaş koşullarında yedek askerlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladığını belirtti.

İsrail ordusu ise bütçe hazırlıkları sırasında 60 bin yedek askerin göreve çağrılması yönünde talepte bulunmuştu.

Gazetenin aktardığına göre taraflar ayrıca, Batı Şeria’daki güvenliği artırmayı hedefleyen toplam 725 milyon şekellik bir bütçe paketinde uzlaştı. Üç yıla yayılan bu paketin; ulaşım yollarının korunması, yeni yolların yapımı, bölgede askeri üslerin inşası ve Ürdün sınır hattındaki projeleri kapsadığı bildirildi. Bu durum, özellikle doğu sınırı boyunca Batı Şeria’daki asker sayısının azaltılmasına yönelik örtülü bir mutabakat olduğu yorumlarına yol açıyor. Aynı zamanda, yeni yerleşim birimlerinin inşası, mevcutların güçlendirilmesi ve bu yerleşimlere hizmet edecek yolların açılması için çok daha fazla kaynağın ayrıldığı belirtiliyor.

xsdfrg
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanlığı'na bütçenin azaltılması sürecindeki iş birliğinden dolayı teşekkür etti. (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, Knesset’te yakında oylamaya sunulması beklenen askerlik yasasının, 2026 yılına kadar bütçeye milyarlarca şekellik ek yük getireceğini yazdı. Gazeteye göre, Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulması, yedek askerler üzerindeki yükü ve Savunma Bakanlığı bütçesini daha da artıracak.

Haberde, düzenli birliklerin faaliyet maliyetlerinin yedek birliklerin maliyetinin yarısından fazla olduğu vurgulandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bu açığı kapatma yöntemi olarak zorunlu askerlik süresini üç yıla uzatmayı planladığı, Knesset’in ise Haredi gençleri zorunlu askerlikten muaf tutacak yasa tasarısını onaylayacağı belirtildi.

Gazete, düzenli birlikler ile yedek birlikler arasındaki maliyet farkının çok büyük olduğunu, bazı hesaplamalara göre farkın yaklaşık yüzde 50 civarında bulunduğunu aktardı. Hesaplamalara göre bir yedek asker İsrail’e aylık 48 bin şekel maliyet getirirken, zorunlu hizmetteki bir düzenli askerin maliyeti bunun ortalama yarısı kadar. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, herhangi bir zamanda 60 bin yedek askerin maliyeti, savaş dönemi dışındaki yıllara göre çok daha yüksek olacak; 2026 yılı için yaklaşık 13-14 milyar şekel civarında öngörülüyor.

fth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Smotrich, büyümeyi yeniden canlandıracağını, İsraillilere ekonomik faydalar sağlayacağını ve genel bütçe içinde vergi indirimi yapılmasına olanak tanıyacağını düşünerek, bütçesini azaltma konusunda iş birliği yaptığı için İsrail Savunma Bakanlığı'na teşekkür etti.

İsrail hükümeti dün sabah, 2026 yılında İsrail ekonomisinin gidişatını belirleyecek olan bütçenin onaylanmasını görüşmek üzere bir toplantı düzenledi; Smotrich, geçirmeyi hedeflediği birçok reformu sundu.

Smotrich, yıllık bütçe açığının yüzde 3,2 ile 3,6 arasında olacağını, Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşma sonrasında ise yüzde 4'e ulaşacağını bildirerek İsrail hükümeti bakanlarını şaşırttı.

Gazze çevresindeki bazı yerleşim yerleri ve kasabaların belediye başkanları, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından yeniden inşa için ayrılan bütçenin azaltılmasına karar verilmesi üzerine İsrail hükümeti binası önünde protesto düzenledi.


Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.