Kissinger’ın son değerlendirmesi: İnternet büyük liderler üretemez 

Zelensky, modern savaşlarda medyanın gücünün tam olarak farkında  

Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 
Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 
TT

Kissinger’ın son değerlendirmesi: İnternet büyük liderler üretemez 

Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 
Kissinger kendisini siyasi bir liderden ziyade entelektüel bir lider olarak görüyor. (Reuters) 

Fidel Sbeity 
Henry Kissinger, son değerlendirmelerinde, ‘Dünyanın Aydınlanma Çağı’ndan bu yana en şiddetli kargaşa döneminden geçtiğini ve hiç olmadığı kadar büyük liderlere ihtiyaç duyduğunu, internetin ise büyük liderler üretemeyeceğini’’ belirtti. 99 yaşındaki teorisyen Henry Kissinger bu okumalarını, son kitabı 'Liderlik'/'Leadership'de’ yaptı. Kissinger, Soğuk Savaş'tan bu yana küresel politikaları yönlendiren ve ‘dünya düzenine’ yön veren başlıca isimlerden biridir. Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen, ABD Başkanları Nixon ve Ford yönetimleri sırasında dışişleri bakanı olarak görev yapan Kissinger, son kitabında sadece ilgili kişilerin hatırladığı liderin, ülkelerinin kaderini nasıl yeniden çizdiğini işliyor. Kissinger geniş kitleler tarafından etkili bir tarihçi ve klasik bir politikacı olarak tanınıyor.  
Time dergisinden Belinda Luscombe, geçtiğimiz ay Kissinger ile son kitabı ‘Leadership’ ile ilgili bir röportaj yaptı. Kissiger bu röportajda ‘büyük liderlerin oluşumunda, internetin olumsuz rolüne’ vurgu yaptı. İnternetin, ‘uzun vadeli düşünmenin’ önünde engel teşkil ettiğini ve ‘sorun çözme yollarını ve yeteneklerini’ sınırlandırdığını söyledi. İnternetin ‘derin okumalar ve derin yazma’ üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu belirten Kissinger, bununla birlikte ‘iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin, ilham verici liderliği ya da küresel düzen hakkında derin düşünmeyi imkansız hale getirmediğini’ kaydetti, ancak ‘televizyon ve internetin egemen olduğu bir çağda, düşünen liderlerin, yaygın ‘düşünce akımlarına’ karşı mücadele etmeleri gerektiğini’ vurguladı.  
Kissinger'ın anlamadığı Zelensky'nin savaşı 
Luscombe'un Kissinger'a yönelttiği ilk soru; ‘Kendinizi bir lider olarak görüyor musunuz?’ şeklindeydi. Kissinger bu soruyu samimi bir şekilde, "Evet, ancak gerçek siyasi liderlik alanından çok entelektüel ve kavramsal alanda öyle görüyorum." diye yanıtladı. Röportajda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin de bahsi geçti. Bilindiği üzere Zelenskiy, karada yaşanan fiili savaşa paralel olarak, internet ve medya üzerinden bir ‘propaganda savaşı’ yürütüyor. Rusya’nın saldırılarının başlamasının ardından Zelenskiy, video konferans aracılığıyla dünya parlamentolarına katıldı, Cumhurbaşkanlığı Konutu'nda, Kiev bombalanırken çektiği video kayıtları ile internet üzerinden çok sayıda takipçi topladı. Bazıları Zelenskiy’nin ilk Rus tankı Kiev’e girdiğinde firar edeceğini öngörmekteydi. Ancak tam tersi oldu ve Zelenskiy cesaretini ve ‘klasik olmayan’ bazı silahlara sahip olduğunu kanıtladı. Bu da onu interneti en iyi kullanan yeni tip liderlerin arasından sıyırdı. En zor koşullarda, yani fiili bir savaş patlak vermişken bir internet fenomenine, sosyal medya yıldızına dönüştü. Zelenskiy, hem farkındalık uyandırmak hem de ülkesi için yardım toplamak amacıyla interneti çok başarılı bir şekilde kullanmaya devam ediyor. Geçmişte medya ve televizyon sektöründen gelmiş olması da işini kolaylaştırıyor. Luscombe Kissinger’a şöyle sordu; "Tarih nazarından Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin liderliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Kissinger şöyle yanıtladı; ‘’Zelenskiy kahramanca ve olağanüstü bir eylem yapıyor. Ukrayna'yı sert ve dramatik bir kriz sırasında ahlaki bir sorun olarak öne çıkardı.’’ Ancak Kissinger ekliyor; "Zelenskiy'nin yaptığı şey kurumsal bir liderlik anlayışına mı dayanıyor, yoksa özgün kişiliği mi bu trajik durumda gördüğümüz etkiyi yaratıyor? Savaş sonrası dönemle ilgili aklından geçenleri, savaşın gidişatına ilişkin görüşlerini serdettiği açıklıkta ifade etmediğini de fark ettim. Savaştan sonra dünyanın nasıl görüneceği konusunda aynı netlik ve inançla kendini ifade etmedi. Ancak onu harika bir figür olarak görüyorum.’’
 Kissinger ‘Liderlik’ kitabında, liderleri ikiye ayırıyor; devlet adamı olarak liderler ve öncü ‘peygamber’ liderler. Devlet adamları, koşulları analiz eder ve tarihin, anın tutkusundan daha uzun sürdüğünü akıllarında tutarak, vizyon ve riskler arasında olabilecek maksimum dengeyi sağlamaya çalışırlar. Peygamberlere gelince, bu ayrımı kabul etmezler, riskler ne olursa olsun geçmişten kopmaya hazırdırlar. Çünkü savundukları değerlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine inanırlar ve siyasi rollerinin önemini belirleyenin ‘iyi ilkeler’ olduğuna inanırlar. Peygamber liderler büyük tarihsel dönüşümleri gerçekleştirmiştir. Kissinger'a göre ‘mükemmel lider’ her iki arketipin unsurlarını kendi içinde birleştirir.  
Luscombe, röportajın sonunda, Kissinger'ın internetin ürettiği liderler ve internetin liderler üzerindeki etkisi konusunda karamsar olduğu sonucuna varıyor. Kissinger, internetin tüm olumsuz etkilerine rağmen, birkaç sene öncesinde tasavvur edilemeyecek bir şekilde bilgiye ulaşılmasını kolaylaştırdığını kabul ediyor. Ancak bununla birlikte internet üzerinden yapılan manipülasyonun kısa vadede liderler üzerindeki etkileri nedeniyle ciddi bir endişe kaynağı olduğuna işaret ediyor. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte kitlelerin olaylar üzerindeki etkisi artıyor ve liderleri uzun vadeli vizyonlardan uzaklaştırarak, kısa vadeli çözümlere zorluyor.  Kissinger, internetin ürettiği liderlerin zayıflığının, kısa vadeli sorunları çözmede teknolojinin yardımından kaynaklandığını ve bunun da uzun vadeli sorunlara çözüm bulmada bir tür tembelliğe yol açtığını düşünüyor. Tarihteki en büyük fikirlerin, mücadeleler, ıstıraplar ve gerçek deneyimler sonucunda ortaya çıktığını hatırlatan Kissinger, sorunlara kolay çözümler bulunsaydı büyük liderlerin var olmayacaklarını belirtiyor.  

Çevrimiçi savaş yürütmek  
Kissinger'ın liderler ve internet hakkındaki fikrinden uzaklaşıp, kitapta ele aldığı liderlere değinelim. Kissinger ‘Liderlik’ kitabında, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, altı liderin dünya üzerinde özellikle kendi ülkelerinin geleceğinde bıraktığı kalıcı etkilere odaklandı. Bu liderlerden ilki General Charles de Gaulle, Fransız ulusunun yeniden özgüvenini kazanmasını sağladı. ABD Başkanı Richard Nixon Çin’e açılarak jeopolitiği sarstı ve dünya düzeninde parametreleri değiştirdi. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, çok zor koşullara rağmen İsrail ile barış anlaşması imzalamayı başardı. Demir Lady Margaret Thatcher ise Britanya’nın on yıllardır süren düşüşünü tersine çevirdi ve ülkesini ekonomik durgunluktan çıkardı. Konrad Adenauer ikinci dünya savaşı sonrası Almanya’nın toparlanmasına önemli katkılar yaptı. Singapur lideri Lee Kuan ise çok az coğrafi avantajla neler başarılabileceğine dair önemli bir vizyon çizdi.   
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ve eşinin ‘savaş propagandasındaki’ rolüne gelirsek, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve eşi Olena Zelenska'nın ünlü moda dergisi Vogue çekimleri uluslararası kamuoyunun gündeminde yer aldı. Kiev’de yüz yüze yapılan röportajda, Olena Zelenska'nın, Zelenskiy ile evliliğine ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarına ilişkin yorumlarına yer verildi. ABD’li fotoğrafçı Annie Leibovitz tarafından çekilen fotoğraflar ‘Cesaretin Portresi’ başlığıyla yayımlandı. Zelenski’nin bu röportajı bir kesimden destek alırken, büyük bir eleştiri de topladı. Bazıları Zelenskiy ailesini ülkelerinde devam eden savaşa ‘saygısızlık’ yapmakla suçladı. Savaş devam ederken bu tür fotoğrafların ‘sosyetenin lüks yaşamını konu alan bir moda dergisinde’ yer almasını şiddetle eleştirdiler.  
Financial Times dergisinin eski moda editörü ve Glasgow Üniversitesi'nde misafir öğretim görevlisi olan Vanessa Friedman, 28 Temmuzda New York Times’da yayımlanan makalesinde, ünlü moda dergisi Vogue’ya poz veren Zelenskiy çiftini savundu ve bu yayının önemli bir propaganda ürünü olduğunu ve dünya kamuoyunu etkilediğini savundu. Vogue’da yer alan fotoğrafları yorumlayan Friedman, ‘’Annie Leibovitz'in Zelenska'sı, başkanlık sarayının mermer basamaklarında oturmuş, dalgın ve kaybolmuş biri gibi uzakları seyrediyor, bir başka fotoğrafta Başkan eşinin elinden tutuyor, bir diğer fotoğrafta askeri helikopter önünde kadın askerlerle poz veriyor, bu fotoğraflardaki şık kadın portresi siyasi olarak son derece etkili oldu. Fotoğraflar Ukrayna halkının savaşın şokunu nasıl karşıladığını gösteriyor, sıkıcı olabilecek yıkım, ölüm görüntüleri yerine, aileye ve güzelliklere karşı bir savaş açıldığı tasvir ediliyor.’’ değerlendirmesinde bulundu.  
 
Onlar aptal değil zekiler  
Pek çok okuyucu bu fotoğraflı röportajı dünyaya Ukrayna zarafetinin gösterilmesi için bir araç tercihi olarak değerlendirdi. Güzelliğin savaşın çirkinliğine üstün gelmesi olarak yorumladı, Friedman bu fotoğrafları, "saldırganlık karşısında müşterek insani tutuma naif bir jest’’ olarak tanımladı. Friedman, Rus-Ukrayna savaşının tüm cephelerde, karada ve havada olduğu kadar dijital alanda ve dünya kamuoyunda da yaşandığını düşünüyor. Ukrayna halkının acısının farklı sınıflara ulaştırılmasına olanak sağlayan tüm çıkış noktalarının, meşru ve doğru bir yaklaşımı gösterdiğine inanıyor. Vanessa Friedman’ın makalesinin New York Times'ta yayımlandığı gün, Washington Post'taki Sonny Bunch, ‘Zelenski'ler Vogue'da. Bu onları akıllı yapar, aptal değil.’ başlıklı bir makale kaleme aldı. The Bulwar’ın kültür editörü olan Bunch şunları ifade etti; Zelenski’nin ilk Rus tankı girdiğinde kaçacağı varsayılıyordu, Ben Stiller gibi bir aktörle başrol paylaşmışken bu adamı nasıl ciddiye alabiliriz, deniliyordu. Grammy Müzik Ödülleri törenine katılan biri nasıl halkına ve ülkesine liderlik edebilir? diye sorgulanıyordu. Ancak şu sorulmalı; "Enflasyon, buğday kıtlığı veya yüksek enerji fiyatları gibi acil endişeler varken dünya liderleri neden onunla fotoğraf çekiniyor? Bunch, istemeden ve tesadüfen Kissinger’a yanıt vererek, "Gerçekçi olalım. Zelenskiy, dünyadan birçok ünlü insanla geçmişte tanışmaktadır, ünlülerin yaşamları ve çalışmaları ile ilgili dergilerde yer alıyor, çünkü bu, ülkesindeki krizi Amerikan ve Batı kamuoyunda canlı ve ön planda tutmanın bir yolu. Bu denklemde ciddi olmayan tarafı seçmek zorundaysak, o biz olurduk, çünkü Zelenskiy, modern savaşlarda medyanın gücünün ne olduğunun tam olarak farkında.’’  
*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



MAGA dünyası Trump'la Papa arasında sürtüşme bekliyor

Papa Leo, perşembe günü yapılan Konklav oylamasının ardından Papa Francis'in yerine geçti (AP)
Papa Leo, perşembe günü yapılan Konklav oylamasının ardından Papa Francis'in yerine geçti (AP)
TT

MAGA dünyası Trump'la Papa arasında sürtüşme bekliyor

Papa Leo, perşembe günü yapılan Konklav oylamasının ardından Papa Francis'in yerine geçti (AP)
Papa Leo, perşembe günü yapılan Konklav oylamasının ardından Papa Francis'in yerine geçti (AP)

Donald Trump'ın MAGA hareketinin önde gelen isimleri, ilk Amerikalı Papa'nın seçilmesini kınadı.

Siyasi ittifakları hakkında fazla şey bilinmese de Papa Leo, Trump yönetiminin göçmen karşıtı tutumunu açıkça eleştiriyor.

Perşembe günü 267. Papa olarak seçilmesinden önce, o zamanki kardinal Robert Prevost, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'i eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X üzerinden eleştirmişti.

Leo, Katolik bir yayın organında yer alan "J.D. Vance yanılıyor: İsa bizden başkalarına olan sevgimizi derecelendirmemizi istemiyor" başlıklı makaleyi paylaşmıştı.

Trump şu ana kadar sadece Leo'nun seçilmesinin ABD için "büyük bir onur" olduğunu söylemekle yetindi. Ancak Başkan'ın en açık destekçilerinden bazıları yeni Papa'yı eleştiriyor ve ona saldırmakta gecikmediler.

Cuma günü BBC'ye konuşan Trump'ın eski baş stratejisti Steve Bannon, Leo'nun seçilmesinin "çok şaşırtıcı" olduğunu söyledi.

Bannon, "Twitter'da Amerikalı üst düzey siyasetçilere karşı bir akışa sahip olan ve bu yönde ifadeler kullanan bir kişinin Papa seçilmesi benim için şoke edici" dedi.

Katolik mezhebine mensup Bannon, yeni Papa'yla ABD Başkanı arasında "kesinlikle sürtüşme yaşanacağı" öngörüsünde bulundu.

ABD Başkanı'nın kulağını çektiği söylenen radikal sağcı komplo teorisyeni Laura Loomer, yeni Papa'yı "Trump karşıtı, MAGA karşıtı, açık sınır yanlısı ve Papa Francis gibi tam bir Marksist" diye tanımladı.

Ancak New York Kardinali Timothy Dolan cuma günü yaptığı açıklamada Leo'nun Trump dahil tüm dünya liderleriyle köprüler kurmaya çalışacağını düşündüğünü söyledi.

Yeni Papa, Trump'ın ekibiyle bazı politik görüşlerde benzerlik taşıyor. Trump ve Vance gibi o da kürtaja karşı çıkıyor.

Ancak takipçilerini Katolik iklim dilekçesini imzalamaya çağıran gönderiye bakılırsa, iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarını destekliyor. Trump, ABD'yi küresel ısınmayla mücadele eden Paris İklim Anlaşması'ndan çıkarmıştı.

Independent Türkçe