Zelenskiy: 765 milyon dolar değerindeki Rus mal varlığına el konuldu

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Reuters)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Reuters)
TT

Zelenskiy: 765 milyon dolar değerindeki Rus mal varlığına el konuldu

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Reuters)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Reuters)

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, yaklaşık 765 milyon dolar değerindeki Rus mal varlığına el konulduğunu duyurdu.
Rus haber ajansı TASS’ın bugün (Cumartesi) alıntılar yaptığı konuşmasında Zelenskiy, Rusya’ya karşı yaptırımlar ve Rus varlıklarına el konulması konusunda bir toplantı düzenlendiğini belirtti. Zelenskiy ayrıca, yetkililerin kendisine 28 milyar Ukrayna Grivnası (765 milyon dolar) değerindeki varlıkların kaynakları hakkında bilgi verdiğini de bildirdi.
Devlet Başkanı bu yöndeki çalışmaların devam ettiğini ve Rusya’ya ait 900’den fazla Rus varlığına el konulmasına yönelik bir öneri olduğunu vurgulayarak “Sadece Rus devletinin değil, Rusların da mülklerini değerlendirirsek, listede el konulmaya tabi tutulacak 36 bin varlıktan bahsedilir” dedi.
Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal, hükümetin Devlet Başkanı’na Rus mülkü olan 903 varlığa el konulması için öneride bulunduğunu açıklamıştı.
Ukrayna Parlamentosu 1 Nisan’da, Rus askeri operasyonun kınamayı reddedenler dahil olmak üzere bu operasyonlarla ilişkili olan Rusların mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik yasayı onaylamıştı.



Taliban, Pakistan sınırındaki geçici kampların kalıcı hale dönüşmesi için AB'den yardım istedi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Taliban, Pakistan sınırındaki geçici kampların kalıcı hale dönüşmesi için AB'den yardım istedi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Afganistan geçici hükümetinin Göç ve Geri Dönüşler Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Vekili Halilurrahman Hakkani AB Afganistan Delegasyonu Maslahatgüzarı Raffaella Iodice'in başında olduğu AB heyetiyle görüştü.

Bakan Vekili Hakkani, soğuk kış şartlarının Pakistan'dan Afganistan'a dönen göçmenlerin sorunlarını artırdığını kaydetti.

Şu an sunulan acil yardımların göçmenlerin sorunlarını gideremediğini aktaran Hakkani, AB'den, sınırda kurulan geçici kampların daha iyi yaşam şartları ve altyapıyla kalıcı hale dönüşmesi için yardım etmesini istedi.

Hakkani, ayrıca uluslararası yardım kuruluşlarından barınma ve meslek edindirme gibi konulara odaklanmalarını talep etti.

AB Afganistan Delegasyonu Maslahatgüzarı Iodice de Pakistan'ın zorunlu göç kararını eleştirerek, Afgan göçmenlere yönelik yardımların süreceğini vurguladı.

Pakistan'ın Afganları sınır dışı etme kararı

Taliban'ın yönetime gelmesinin ardından Afganistan ve Pakistan arasında özellikle güvenlik eksenli sorunlar yaşanıyor.

İslamabad yönetimi, kendisine karşı savaşan Pakistan Talibanı'nın (TTP) Afganistan'da mevzilendiğini ve Taliban yönetiminin bu örgüte karşı tedbir almadığını öne sürüyor. Taliban ise Pakistan'ın iddialarını reddediyor ve ülkedeki güvenlik problemleriyle ilgilerinin olmadığını savunuyor.

İki ülke arasında son aylarda bu çerçevede tartışmalar artarken, Pakistan hükümeti, ekim ayının başında ülkede kayıt dışı yaşayan ve sayıları 1,7 milyonu geçen düzensiz göçmenlerden 1 Kasım'a kadar Pakistan'dan ayrılmasını istemişti. Bu tarihe kadar ayrılmayanların da sınır dışı edileceği duyurulmuştu.

Taliban yönetiminin Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Pakistan'ın söz konusu kararının ardından şu ana kadar 450 binden fazla Afgan'ın Pakistan'dan ülkelerine döndüğünü açıklamıştı.


Thunberg ve aktivistler, Gazze'deki korkunç acıları konuşmaktan vazgeçmeyecek

(AA)
(AA)
TT

Thunberg ve aktivistler, Gazze'deki korkunç acıları konuşmaktan vazgeçmeyecek

(AA)
(AA)

Thunberg ve iklim değişikliğine karşı "Fridays for Future" hareketinden aktivistler, İngiliz The Guardian gazetesi için makale kaleme aldı.

İnsanlar acı çektiğinde, yerlerinden edildiğinde ya da öldürüldüğünde nerede olursa olsun seslerinin yükseleceğini belirten iklim aktivistleri, Filistin'le dayanışmalarının da bundan farklı olmadığını ve Filistinlilerin maruz kaldığı korkunç insani acıları konuşmaktan vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

İklim aktivistleri, 7 Ekim saldırılarının İsrail'in süregelen "savaş suçlarını hiçbir şekilde meşrulaştıramayacağını" vurgulayarak "soykırımın meşru müdafaa olmadığı gibi orantılı bir karşılık da olmadığını" belirtti.

Filistinlilerin on yıllardır baskı altında yaşadığı bir bağlamda İsrail'in saldırılarının gerçekleştiğine işaret eden iklim aktivistleri, tüm bunların tek başına İsrail'in saldırıları hakkında yorum yapmak için yeterli sebep olduğunu vurguladı.

"Soykırımda tarafsız olamazsınız"

İklim aktivistleri, dünya genelinde antisemitik ve Müslüman karşıtlığı söylemlerin arttığına dikkati çekerek, İsveç'te camilerin yıkılması ya da sinagogun önünde İsrail bayrağı yakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Filistin'de yaşanan acıların devam etmesine izin verilmemesi gerektiğini aktaran iklim aktivistleri, "Bu mazur görülemez şiddete son verilmesini talep etmek temel insanlık meselesidir. Sessizlik suç ortaklığıdır. Soykırımda tarafsız olamazsınız." ifadelerini kullandı.


Hamaney’den Küba'ya ABD’ye karşı ‘küresel koalisyon’ kurma çağrısı

İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.
İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.
TT

Hamaney’den Küba'ya ABD’ye karşı ‘küresel koalisyon’ kurma çağrısı

İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.
İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.

İran ve Küba dün ilişkilerini güçlendirme ve iki ülkenin karşı karşıya olduğu ABD yaptırımlarına karşı birlikte durma sözü verdi. İran Dini Lideri Ali Hamaney ve Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, ABD ve Batılı zorbalık olarak adlandırdığı şeye karşı küresel bir koalisyon çağrısında bulundu.

Tahran'ı ilk kez ziyaret eden Diaz-Canel'i kabul eden Hamaney, iki ülkenin siyasi ve ekonomik kapasitelerinin ‘ABD ve Batı zorbalığına karşı aynı pozisyonu paylaşan ülkeler’ arasında bir koalisyon oluşturmak için kullanılması gerektiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran Dini Lideri, ekonomik iş birliğine odaklanan bu koalisyonun, Filistin meselesi gibi önemli küresel konularda ortak ve etkili bir pozisyon alabileceğini ifade etti. Diaz-Canel de Filistin meselesi başta olmak üzere küresel konulardaki tutumu ile İran'ın tutumunun uyumlu olduğunu söyledi.

Hamaney, 22 yıl önce eski Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak, "Küba devrimi ve Castro'nun kişiliği, Castro'nun samimi devrimci pozisyonları nedeniyle İranlı devrimciler tarafından takdir edildi" dedi.

Hamaney, İslam Cumhuriyeti’nin 1979'da Şah rejimini deviren devrimin zaferine katkıda bulunan sol partilerin faaliyetlerini yasaklamasına rağmen ‘devrimci dürüstlük’, ‘devrimci kararlılık’ ve ‘devrimci ciddiyet’in Küba ve İran devrimleri arasındaki ortak özellikler olduğu görüşünde.

Bu, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, İran ve Küba'nın ilişkilerini geliştirme konusunda ciddi bir iradesi olduğu açıklamasının ardından geldi.

Reisi, iki ülke arasındaki ortak paydanın hegemonik sisteme karşı durmaları olduğuna inanıyor.

Fotoğraf Altı: İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Kübalı mevkidaşı Miguel Díaz-Canel bugün Tahran'da mutabakat zaptı imzaladı (AFP)
 İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Kübalı mevkidaşı Miguel Díaz-Canel bugün Tahran'da mutabakat zaptı imzaladı (AFP)

ABD, 1962'den bu yana Küba'ya yaptırım uyguluyor, İran da nükleer programın yanı sıra D evrim Muhafızları'nın balistik füze programını ve insansız hava araçlarını geliştirme konusundaki faaliyetlerinin yanı sıra İran'ın bölgesel rolü ve Ukrayna'yı vurmak için kullanılan insansız hava araçlarını Rusya'ya gönderme konusundaki faaliyeti nedeniyle ABD yaptırımlara tabi.

Reisi, İran Lideri Ali Hamaney'in Tahran'a yönelik Batı yaptırımlarını etkisiz hale getirmek için uygulanmasını talep ettiği politikaya atıfta bulunarak ilişkilerin güçlendirilmesinin yaptırımların etkisiz hale getirilmesine yol açacağını kaydetti.

Diaz-Canel, Dubai'deki COP28’De katıldıktan sonra, pazar günü Tahran'a geldi. Tahran'a, ABD'nin uyguladığı ‘sert ambargoya karşı mücadelesinde’ ülkesine destek verdiği için teşekkür etti.

İki ülke arasında başta bilim, teknoloji, sağlık, tarım, enerji, madencilik, iletişim ve tıp olmak üzere çeşitli sektörlerde yedi mutabakat zaptı ve iş birliği belgesi imzalandı.

Küba, 1990'larda Sovyet desteğinin sona ermesinden bu yana en kötü ekonomik krizi yaşıyor.

Reisi, Latin Amerika turunun son durağı olan Venezuela'nın da aralarında bulunduğu ‘dost ülkeleri’ ziyaret etmek üzere geçtiğimiz haziran ayında Havana'ya gitmişti. Reisi hükümeti, Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini genişleterek eski muhafazakar Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad hükümetinin politikasını yeniden canlandırdı.


Kuzey Kore, Senegal ve Gine'deki büyükelçiliklerini de kapattı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)
TT

Kuzey Kore, Senegal ve Gine'deki büyükelçiliklerini de kapattı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)

Yonhap'ın haberine göre, Güney Kore Dışişleri Bakanlığından ismi belirtilmeyen bir yetkili, Kuzey Kore'nin son aylarda bazı ülkelerdeki büyükelçiliklerini kapatmasına ilişkin açıklama yaptı.

Yetkili, Senegal ile 1972'de, Gine ile 1969'da diplomatik ilişkiler kuran Kuzey Kore'nin, bu ülkelerdeki diplomatik temsilciliklerini kapattığını ve diplomatik misyon sayısının 53'ten 46'ya düştüğünü kaydetti.

Yetkili, bu adımdaki en büyük etkenin "ülkeye yönelik küresel yaptırımlardan kaynaklanan ekonomik sıkıntılar" olduğuna işaret etti.

Kuzey Kore, son aylarda Angola, Uganda, Bangladeş, Nepal ve İspanya'daki büyükelçiliklerini kapatmıştı.

Pyongyang yönetimi, geçen ay, "değişen küresel ortama ve ulusal dış politikaya uygun olarak" yeni diplomatik misyonlar açıp kapattığını açıklamıştı.


The Guardian: Rusya ve Çin bağlantılı siber gruplar yıllardır İngiltere’deki nükleer tesisi hackliyor

İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)
İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)
TT

The Guardian: Rusya ve Çin bağlantılı siber gruplar yıllardır İngiltere’deki nükleer tesisi hackliyor

İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)
İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)

İngiltere’nin nükleer sahası Sellafield’in, Rusya ve Çin ile yakından bağlantılı siber gruplar tarafından hacklendiği öne sürüldü.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, ihlaller ilk olarak, 2015 yılında, uzmanların gizlenebilen ve sistemlere casusluk yapmak veya saldırmak için kullanılabilecek uyuyan kötü amaçlı yazılımların, Sellafield’in bilgisayar ağlarına yerleştirilmiş olduğunu fark etmesiyle tespit edildi.

Kötü amaçlı yazılımın ortadan kaldırılıp kaldırılmadığı henüz bilinmiyor.

Bu, Sellafield’in radyoaktif atıkların taşınması, tehlikeli madde sızıntılarının izlenmesi ve yangınların kontrol edilmesi gibi en hassas faaliyetlerinden bazılarının tehlikeye atıldığı anlamına gelebilir.

Nükleer Düzenleme Ofisi (ONR), Sellafield’in siber standartlarını karşılayamadığını doğruladı, ancak devam eden soruşturmalar nedeniyle konu hakkında daha fazla yorum yapmayı reddetti.

Habere göre, kötü amaçlı yazılımların olası etkilerinin personel tarafından yıllarca gizlendiği ortaya çıktı.

Sellafield tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı;

“Sellafield ağlarının The Guardian’ın tanımladığı şekilde söz konusu aktörler tarafından başarılı bir şekilde saldırıya uğradığını gösteren hiçbir kayıt bulunmuyor. Sellafield’de siber güvenliği son derece ciddiye alıyoruz. Tüm sistemlerimiz ve sunucularımız birden fazla koruma katmanına sahiptir. İnceleyebilmemiz için The Guardian’dan bu iddia edilen saldırıyla ilgili kanıt sağlamasını istedik. Bunu sağlayamadılar.”

İngiltere’nin kuzeybatı kıyısında Cumbrian sahilinde 6 kilometrekarelik (2 mil kare) bir alana yayılan ve 11 binden fazla personeli bulunan nükleer enerji santrali, dünyanın en büyük plütonyum depolama tesisine ve nükleer atık imha sahasına ev sahipliği yapıyor.


İran, Umman Körfezi'nde kaçak akaryakıt taşıdığı gerekçesiyle 17 tekneye el koydu

(AA)
(AA)
TT

İran, Umman Körfezi'nde kaçak akaryakıt taşıdığı gerekçesiyle 17 tekneye el koydu

(AA)
(AA)

İran devlet televizyonunun haberine göre, Çabahar Deniz Üssü Komutanı Ali Hacetpur, kaçakçılıkla mücadele kapsamında Umman Körfezi kıyısında yer alan Çabahar kenti açıklarında düzenlenen operasyonda, 12 bin litre kaçak akaryakıt taşıyan 17 tekneye el konulduğunu belirtti.

İranlı komutan, operasyon sırasında 12 kişinin de gözaltına alındığını aktardı.


Nijerya'da hava kuvvetlerinin yanlışlıkla bombaladığı köyde 85 kişi yaşamını yitirdi

(AA)
(AA)
TT

Nijerya'da hava kuvvetlerinin yanlışlıkla bombaladığı köyde 85 kişi yaşamını yitirdi

(AA)
(AA)

Nijerya Ulusal Acil Yönetim Ajansından (NEMA) yapılan açıklamada, 3 Aralık'ta akşam saatlerinde Kaduna eyaletine bağlı Tudun Biri köyünde köylülerin Mevlid kutlaması için toplandığı sırada NAF'a ait bir hava aracının köyü bombaladığı hatırlatıldı.

Açıklamada, "Kuzeybatı Bölge Ofisi, yerel yetkililerden şu ana kadar 85 cesedin gömüldüğünü ve arama çalışmalarının halen devam ettiğini öğrendi." ifadesi kullanıldı.

Tudun Biri köyü yetkililerden Mallam Jamalu, hayatını kaybedenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu kaydederek, olayda 50'den fazla kişinin de yaralandığını söyledi.

Jamalu, yaralıların çoğunun durumunun kritik olduğunu belirterek, ölü sayısının artmasından endişe duyulduğunu dile getirdi.

Ordu, daha önce, bölgede böyle bir olayı yaşandığını reddederken, şu anda olaya ilişkin bir yorumda bulunmuyor.

Kaduna Valisi Uba Sani, köyün bombalanmasının "şok edici" olduğunu, olaya ilişkin derhal soruşturulma açılmasını istedi.

Kaduna Eyaleti İç Güvenlik ve İçişleri Komiseri Samuel Aruwan, NAF'ın eyalette teröristlere karşı rutin operasyon sırasında "yanlışlıkla" bombaladığını bildirmişti.

Nijerya, son zamanlarda ülkenin farklı bölgelerinde silahlı çetelerin yanı sıra terör örgütleri Boko Haram ve ISWAP'ın saldırılarıyla karşı karşıya bulunuyor.

Ülkedeki güvenlik güçleri ise silahlı çeteler ve teröristlere karşı mücadele için zaman zaman operasyonlar düzenliyor.

Nijerya'da 17 Ocak 2017'de NAF'a ait bir jet, yanlışlıkla ülkenin Borno eyaletindeki yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kampı bombalamıştı.


İsrail ordusu: Gazze'ye 100 binden fazla top mermisi ateşledik

(AA)
(AA)
TT

İsrail ordusu: Gazze'ye 100 binden fazla top mermisi ateşledik

(AA)
(AA)

İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, Gazze Şeridi'ne yönelik kara harekatının başladığı 31 Ekim'den bu yana bölgeye 100 binden fazla top mermisi ateşlendiği belirtildi.

Açıklamada, İsrail topçu birliklerinin Gazze Şeridi'ne başlatılan saldırıların ilk gününden itibaren çatışmalarda "önemli bir rol oynadığı" ve "kara birliklerine yönelik tehditleri ortadan kaldırarak birliklerin ilerlemelerini sağladığı" iddia edildi.

İsrail ordusu ayrıca, topçu birliklerinin çok sayıda top atışı yaptığı görüntüleri paylaştı.


Polonya'dan iddia: NATO ülkelerinin Rusya saldırısına hazırlanmak için üç yılı var

Almanya merkezli bir düşünce kuruluşunun yeni bir raporunda, Avrupa'nın birkaç yıl içinde Rusya'nın saldırısına uğrayabileceği öne sürülüyor (AFP)
Almanya merkezli bir düşünce kuruluşunun yeni bir raporunda, Avrupa'nın birkaç yıl içinde Rusya'nın saldırısına uğrayabileceği öne sürülüyor (AFP)
TT

Polonya'dan iddia: NATO ülkelerinin Rusya saldırısına hazırlanmak için üç yılı var

Almanya merkezli bir düşünce kuruluşunun yeni bir raporunda, Avrupa'nın birkaç yıl içinde Rusya'nın saldırısına uğrayabileceği öne sürülüyor (AFP)
Almanya merkezli bir düşünce kuruluşunun yeni bir raporunda, Avrupa'nın birkaç yıl içinde Rusya'nın saldırısına uğrayabileceği öne sürülüyor (AFP)

Almanya merkezli bir düşünce kuruluşunun Batılı ülkelerin Rusya'dan gelebilecek doğrudan bir saldırıya karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirtmesinin ardından Avrupa genelinde Rusya'nın yayılmasına ilişkin yeni korkular baş gösterdi.

Alman Dış İlişkiler Konseyi'nin açıklamasında "Emperyal hırslarıyla Rusya, NATO ülkeleri için en büyük ve en ivedi tehdidi oluşturuyor" ifadelerine yer verildi.

Ukrayna'daki yoğun çatışmalar sona erdiğinde Moskova'daki rejimin silahlı kuvvetlerini yeniden kurması için 6 ila 10 yıl gibi kısa bir süre yetebilir.

Bu süre zarfında Almanya ve NATO, silahlı kuvvetlerinin Rusya'yı caydırmasını ve gerekirse ona karşı savaşmasını sağlamalı. Ancak o zaman Avrupa'da yeni bir savaşın patlak verme riskini azaltabilecek konuma gelebilirler.

Ancak Polonya Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı, Nasz Dziennik'e verdiği röportajda Rusya'nın üç yıl içinde NATO ülkelerine saldırabileceği tahmininde bulundu.

Jacek Siewiera, NATO'nun Polonya, Estonya, Romanya ve Litvanya gibi ülkeleri içeren doğu kanadından bir saldırı gelebileceğini öne sürdü. Siewiera, çatışmaya hazırlanmak için üç yılları olduğunu tahmin ediyor.

Devlet Bakanı, Alman düşünce kuruluşundaki analistlerin fazla iyimser olduğunu söyledi.

Savaştan kaçınmak istiyorsak doğu kanadındaki NATO ülkeleri çatışmaya hazırlanmak için daha kısa, üç yıllık bir zaman dilimini esas almalı. Doğu kanadında bir potansiyel yaratılarak saldırganlığı caydırma yönünde net bir sinyal verilmesi gereken zaman geldi. Bu nedenle Polonya birliklerinin sayısının daha da artırılması gerekiyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de Avrupa'yı, Ukrayna'yı gündeminin üst sıralarında tutmaya çağırıyor (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de Avrupa'yı, Ukrayna'yı gündeminin üst sıralarında tutmaya çağırıyor (AFP)

Bu açıklamalar, ABD'nin Ukrayna'nın savunmasını desteklemeye ayıracak parasının tükenmek üzere olduğuna ve Rusya'nın topyekun istilasının ardından ülkenin savunma amaçlı askeri harekatını neredeyse iki yıl boyunca destekledikten sonra "yıl sonunda" kaynaklarının bitebileceğine dair Beyaz Saray'ın uyarıda bulunduğu dönemde yapıldı.

Öte yandan eski NATO Genel Sekreteri Lord George Robertson "dünyanın dikkatinin Ukrayna'da kalması gerektiği" uyarısında bulunarak dikkatlerin bu çatışmadan başka yöne çekilmesinin Vladimir Putin'den başka kimseye yaramayacağını belirtiyor.

Lord Robertson daha birkaç hafta önce Rusya'nın yayılmasına yönelik Batı'daki endişelere karşı bir uyarı yapmıştı.

Eski NATO Genel Sekreteri şöyle demişti:

Batı olarak Rusya'nın yayılmasından tedirgin olmak yerine... Ukrayna'da yapılanların aşırıya kaçması halinde bunun NATO'yla hayali değil gerçek bir savaşla sonuçlanabileceği endişesini Moskova'daki askeri hiyerarşide uyandırmalıyız.

Independent Türkçe


Küresel silah satışlarında talep artarken gelirler azaldı: Türkiye atağa geçti

Eğitim tatbikatları sırasında tanksavar silahını ateşleyen Ukraynalı bir asker (Arşiv - AP)
Eğitim tatbikatları sırasında tanksavar silahını ateşleyen Ukraynalı bir asker (Arşiv - AP)
TT

Küresel silah satışlarında talep artarken gelirler azaldı: Türkiye atağa geçti

Eğitim tatbikatları sırasında tanksavar silahını ateşleyen Ukraynalı bir asker (Arşiv - AP)
Eğitim tatbikatları sırasında tanksavar silahını ateşleyen Ukraynalı bir asker (Arşiv - AP)

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nden (SIPRI) araştırmacılar, dünyanın küresel silah tedarikçilerinin özellikle Ukrayna savaşıyla birlikte artan talepleri karşılayamamalarına neden olan üretim sorunları nedeniyle 2022 yılında gelirlerinin gerilediğini aktardı.

SIPRI tarafından yayınlanan yeni rapora göre dünyanın en büyük 100 silah şirketinin silah satışları ve askeri hizmetleri, 2022 yılında 2021 yılına kıyasla yüzde 3,5 düşüşle 597 milyar dolara (549 milyar euro) geriledi.

SIPRI araştırmacısı Diego Lopez da Silva'ya göre jeopolitik gerilimlerin yanı sıra Rusya'nın Ukrayna'yı işgali de silah ve askeri teçhizata yönelik küresel talebi artırdı. Ancak silah şirketlerinin gelirlerindeki düşüş beklenmeyen bir gelişme oldu.

Lopez da Silva, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Gelirlerdeki bu gerileme aslında Ukrayna'daki savaş gibi artan talep şoku ile şirketlerin bu talebi karşılamak için üretimlerini artırabilmeleri arasında bir zaman farkı olduğunu gösteriyor.”

Çin’in Dubai Air Show'daki standı (Arşiv - AFP)
Çin’in Dubai Air Show'daki standı (Arşiv - AFP)

Tedarik zinciri

SIPRI’ye göre gerileme büyük ölçüde ABD’deki büyük silah üreticilerinin koronavirüs salgını nedeniyle ‘tedarik zinciri sorunları ve iş gücü kıtlığı’ ile karşı karşıya kalmalarından kaynaklanıyor. Yalnızca ABD, 2022 yılında silah satışlarında yüzde 7,9'luk bir düşüş kaydetti. Ancak aynı yıl küresel silah gelirlerinin yüzde 51'i ABD’ye gitti. Dünyanın silah üreten en büyük 100 şirketinden 42’si ABD merkezli.

ABD’li silah tedarikçileri, tedarik zincirlerindeki aksamalara karşı özellikle savunmasız durumda. Çünkü ürettikleri silah sistemleri çoğu zaman başka yerlere kıyasla daha karmaşık

Lopez da Silva’ya göre bu da tedarik zincirinin daha karmaşık olduğu, daha fazla aşamadan geçtiği ve dolayısıyla onu daha savunmasız hale geldiği anlamına geliyor.

SIPRI’nin raporuna göre Rus silah üreticilerinin gelirleri de yüzde 12’lik bir düşüşle 20,8 milyar dolara geriledi.

Bu düşüşün kısmen Rusya'ya uygulanan yaptırımlardan kaynaklandığını belirten Lopez da Silva, bunun aynı zamanda Rusya’nın devlet borçlarını ödemede yaşadığı gecikmelerin bir sonucu olabileceğini de sözlerine ekledi.

Moskova'daki bir fuarda sergilenen Rus yapımı dronlar (Arşiv - AFP)
Moskova'daki bir fuarda sergilenen Rus yapımı dronlar (Arşiv - AFP)

SIPRI’ye göre Rusya’daki silah üreticilerinin şeffaflığı azaldı ve ‘verilerin eksik olması nedeniyle’ ilk 100 listesine yalnızca iki Rus şirketi dahil edildi.

Öte yandan askeri teçhizat üretimi protokollerinin daha az karmaşık olduğu Ortadoğu, Asya ve Pasifik gibi dünyanın diğer bölgelerinde üreticiler, talepleri karşılayabildi.

En güçlü artış ise yüzde 11’lik yükselişle 17,9 milyar dolara ulaşan Ortadoğu'da yaşandı.

Türkiye silah satışında atakta

Bu özellikle Türk şirketleri için iyi bir sonuç. Örneğin Ukrayna'da yaygın olarak kullanılan insansız hava araçlarını (İHA) üreten Baykar şirketinin gelirleri yüzde 94 oranında arttı.

Bonn'da uçaksavar sistemini tanıtan bir Alman askeri (Arşiv - AFP)
Bonn'da uçaksavar sistemini tanıtan bir Alman askeri (Arşiv - AFP)

Askeri harcama

Asya ve Okyanusya kıtalarındaki silah tedarikçilerinin toplam satış hacmi 2022 yılında yüzde 3,1 oranında artarak 134 milyar dolara ulaştı.

Dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biri olan Çin’in silah tedariki alanındaki geliri, sekiz silah şirketinin toplam gelirindeki yüzde 2,7 artışla 108 milyar dolara yükseldi.

Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığına göre  yaptığı değerlendirmede, gelecekte talebin yavaşlayacağına dair herhangi bir işaret görmediğini söyleyen Lopez da Silva, şirketlerin aldığı siparişlerin önemli ölçüde arttığını vurguladı.

Bunun yanında çok sayıda Avrupa ülkesi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali çerçevesinde askeri harcamalarını artırma sözü verdi. Bu konudaki bazı hedeflerin süreleri 2030'a kadar uzanıyor.

Silah sektörüne yönelik talebin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini öngören Lopez da Silva, “Askeri harcamaların ve dolayısıyla silah gelirlerinin de artmaya devam etmesini bekliyoruz” dedi.