Brüksel’den Tahran ve Washington’a nükleer anlaşma için son bir çaba sarf etme çağrısı

Avrupa Birliği Troykası, Borrell’in masaya sunduğu taslağı pazarlığa açık değil.

Rusya’nın müzakerelerdeki temsilcisi Ulyanov (sağda), İranlı heyete dahil olan Necefi ve Kemalvendi’nin Coburg Oteli’nden ayrılırken alınan görüntüsü. (AP)
Rusya’nın müzakerelerdeki temsilcisi Ulyanov (sağda), İranlı heyete dahil olan Necefi ve Kemalvendi’nin Coburg Oteli’nden ayrılırken alınan görüntüsü. (AP)
TT

Brüksel’den Tahran ve Washington’a nükleer anlaşma için son bir çaba sarf etme çağrısı

Rusya’nın müzakerelerdeki temsilcisi Ulyanov (sağda), İranlı heyete dahil olan Necefi ve Kemalvendi’nin Coburg Oteli’nden ayrılırken alınan görüntüsü. (AP)
Rusya’nın müzakerelerdeki temsilcisi Ulyanov (sağda), İranlı heyete dahil olan Necefi ve Kemalvendi’nin Coburg Oteli’nden ayrılırken alınan görüntüsü. (AP)

Brüksel'deki Avrupa Birliği Komisyonu, ‘nükleer anlaşmayı’ çöküşün eşiğinden uzak tutmayı amaçlayan yeni Viyana müzakerelerinin ikinci gününde, Washington ve Tahran'ı ‘son bir çaba sarf etmeye’ ve ‘açık siyasi kararlar almaya’ çağırdı. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Peter Stano dün basına yaptığı açıklamada, “Son bir çabanın zamanı geldi” diyerek, müzakerelerin koordinatörü olarak Avrupa Birliği'nin, geçen ay yeni bir taslak metin önerdiğini ve artık herhangi bir ek manevra için gerekli alanın kalmadığını vurgualadı. Sözcü Stano; “Kapsamlı Ortak Eylem Planı’na (KOEP-nükleer anlaşma) dahil olan ülkelerin başkentleri tarafından net ve belirleyici siyasi kararlar alınması gerekiyor. Viyana’da devam eden süreç bu, bunun sonuçlara yol açacağını umuyoruz” ifadelerini kullandı.  
Tahran ve Washington arasındaki dolaylı görüşmeler, İran'ın baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani ile Avrupa Birliği koordinatörü Enrique Mora arasında, perşembe günü Viyana’da yeniden başladı. İran, ABD tarafı ile doğrudan görüşmeyi reddettiği için, Enrique Mora, Bakıri Kani ile ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley arasındaki mesaj trafiğine aracılık ediyor.  
Viyana’da ‘2015 nükleer anlaşmasının’ canlandırılması için yürütülen müzakereler, mart ayında, başta İran’ın ‘Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) ABD’nin ‘yabancı terör örgütleri’ listesinden çıkarılması talebi’ olmak üzere, Washington ve Tahran arasında çözülememiş konular nedeniyle askıya alınmıştı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 20 Temmuz'da İran ile ABD arasındaki anlaşmazlığı çözmek için taraflara yeni bir taslak metin sunduğunu duyurmuştu. Borrel söz konusu taslak metnin bir ‘orta yol’ önerdiğini belirterek, ‘tehlikeli bir nükleer krizin’ önüne geçilmesi için, taslak metnin kabul edilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Reuters haber ajansı, İranlı yetkililere dayandırdığı haberinde, Tahran’ın bahsi geçen ‘taslak metinden’ memnun olmadığını ileri sürdü.   
 
Tavizler ve teşvikler 
Reuters’ın haberine göre, Viyana’da perşembe günü yapılan görüşmelerin ardından üst düzey bir Avrupalı yetkili, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ‘İran'ın, Devrim Muhafızları Ordusu’nun terör listesinden çıkarılması talebinden geri adım attığını, bu konunun gelecekte ABD ile İran doğrudan görüşebildiğinde ele alınması üzerinde anlaşmaya varıldığını’ öne sürdü. 
İran’ın DMO’nun (terör listesinden) kaldırılması talebinde ısrarcı olmadığına dair iddialar, AB Yüksek Temsilcisi Borrell’in haziran ayındaki Tahran ziyaretinin ardından da gündeme gelmişti. Reuters o dönemde Avrupalı ve İranlı yetkililere dayandırdığı haberinde söz konusu iddialara yer vermişti. Reuters’a perşembe günü açıklama yapan bir İranlı yetkili, Tahran’ın ‘nükleer anlaşma’ ile ilgili kendi önerileri olduğunu ve DMO’ya uygulanan yaptırımların kademeli olarak kaldırılmasını teklif edebileceklerini söyledi. Ancak IRNA haber ajansı, İran nükleer müzakere heyetinde yer alan bir kaynağa dayandırdığı haberinde, İran’ın Devrim Muhafızları Ordusu’nun ABD’nin ‘yabancı terör örgütleri listesinden’ çıkarılması şartından vazgeçtiği yönündeki iddiaların ‘güvenilirlikten yoksun’ olduğunu bir kez daha vurguladı.
Bloomberg’in Avrupalı diplomatlara dayandırdığı haberine göre, askıda olan konular kısa bir zamanda çözülebilir. Ancak bu, Tahran ve Washington’da üst düzey siyasi kararlar alınmasına bağlı. Avrupalı diplomatlara göre İran, Devrim Muhafızları’nı ABD’nin terör örgütleri listesinden çıkarmanın yanı sıra eski Başkan Donald Trump’ın yaptığı gibi, hiçbir ABD başkanının nükleer anlaşmadan çekilmeyeceğinin garanti edilmesi yönündeki taleplerini geri çekti. Buna karşılık herhangi bir yeni ABD yönetiminin veya Kongre’nin anlaşmayı tekrar iptal etmesi halinde İran’a ekonomik fayda sağlayacak özel bir tazminat verilmesinin gündemde olduğu iddia edildi.  
Avrupalı diplomatlar, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın canlandırılması önündeki bir diğer engelin, İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) daha önce bildirilmemiş yerlerde izine rastlanan nükleer bulgularla ilgili soruşturmasını sonlandırması talebi olduğunu aktardı. Nükleer anlaşmaya taraf olan Avrupalı ülkeler, İran’a ‘KOEP kapsamı dışında gerçekçi olmayan taleplerinden vazgeçmesi’ yönünde çağrıda bulundu. İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından yapılan ortak açıklamada, “Taslak metin masadadır. Müzakerelerin sürdürülmesi söz konusu değildir. İran şimdi halen mümkünken anlaşmayı sonuçlandırmaya karar vermelidir” denildi.  

Viyana’daki atmosfer 
İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi ve İran'ın Hukuk ve Uluslararası İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Rıza Necefi de Palais Coburg Otel’deki görüşmelere katıldılar. Avrupa Birliği koordinatörü Enrique Mora dün İran ve ABD heyeti ile ayrı ayrı görüşmelerini sürdürdü. İran’ın resmi haber ajansı İRNA, Kemalvendi’nin uzmanlar düzeyinde gerçekleştirilen toplantıya katıldığını bildirdi. İRNA Viyana’daki İran heyetinde yer alan bir yetkilinin şu sözlerini aktardı:
“Sürdürülebilir, dengeli bir anlaşma için görüşüyoruz, güven vermek güven doğurur. İran’dan talep edilenlerin bir kısmı siyasi baskı çerçevesindedir, siyasi konuların bize baskı aracı olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz. Şimdi müzakereler kritik bir süreçten geçiyor, bazı konularda hızlı bir şekilde güvence almamız gerekiyor.”
Rusya’nın müzakerelerdeki temsilcisi Büyükelçi Mihail Ulyanov, İranlı Başmüzakereci Kani ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Müzakereler ciddi bir atmosferde gerçekleşiyor. Bitiş çizgisine ulaşmak kolay olmayabilir. Anlaşmaya varıp varmayacağımızı zaman gösterecek ancak müzakereler ciddiyetle yürütülüyor” dedi.  

Rusya ve Çin’den Tahran’a destek
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kamboçya'nın başkenti Punom Pen'de düzenlenen Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) bakanlar toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Rusya’nın Tahran’ın nükleer anlaşmadaki pozisyonunu desteklediğini söyledi ve ABD’yi ‘nükleer anlaşmaya’ dönmeye davet etti. TASS haber ajansına göre Lavrov, "Şimdi mesele şu ki Washington, değiştirilmiş bir planı yeni bir anlaşmanın konusu yapmaya çalışıyor. İranlılar ise anlaşmanın 2015'te müzakere edildiği gibi yapılmasında ısrar ediyor. Tahran'ın tutumunun tamamen meşru olduğuna inanıyoruz” ifadesini kullandı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying da ülkesinin ‘nükleer müzakerelerin yeniden başlamasını memnuniyetle karşıladığını’ belirtti ve Pekin'in muhtemel ‘nükleer anlaşmayı koruma taahhüdünü’ yineledi. Sözcü Hua sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çin, tüm tarafların bu fırsatı değerlendirmesini, diplomatik çabalarını artırmasını, iyi niyet ve esneklik göstererek, çözüm bekleyen sorunları mümkün olan en kısa sürede çözmeye çalışmasını umuyor. ABD hatalarını tamamen telafi etmeli ve müzakerelerin erken sonuçlanması için çaba göstermelidir.”
IRNA haber ajansının aktardığına göre İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan cuma günü şu açıklamayı yaptı:
“Müzakere ekibi, İran'ın anlaşmadan ekonomik çıkar sağlaması için çalışıyor. Ülkemizin kırmızı çizgilerine uyarak, nükleer yeteneklerimizi ve teknolojilerimizi korumanın büyük önem taşıdığının da farkındalar."
Tahran'ın geçici Cuma İmamı Muhammed Cevad Hac Ali Ekberi, "Washington bir anlaşmaya varmak istiyorsa abartılı taleplerde bulunmayı bırakmalı" dedi. İran'ın baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani de Viyana’ya gitmeden önce Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Müzakereleri ilerletmek için Viyana’ya gidiyoruz. Bu bir fırsat, anlaşmanın kurtarılması için top şimdi ABD’nin sahasında. Washington’ın olgunca bir tutum sergilemesi ve sorumlu bir şekilde davranması gerekir” ifadelerini kullandı. 



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."