Pelosi'nin Tayvan ziyareti, ABD ve Çin arasındaki ‘çip savaşını’ tetikler mi?

Çip üretimindeki muhtemel aksaklıkların ulusal güvenlik sektörlerine etkisi endişeye neden oluyor.

Yarı iletkenler, ABD ve Çin arasındaki teknoloji rekabetinin merkezinde yer alıyor. (AFP)
Yarı iletkenler, ABD ve Çin arasındaki teknoloji rekabetinin merkezinde yer alıyor. (AFP)
TT

Pelosi'nin Tayvan ziyareti, ABD ve Çin arasındaki ‘çip savaşını’ tetikler mi?

Yarı iletkenler, ABD ve Çin arasındaki teknoloji rekabetinin merkezinde yer alıyor. (AFP)
Yarı iletkenler, ABD ve Çin arasındaki teknoloji rekabetinin merkezinde yer alıyor. (AFP)

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyareti, jeopolitik çatışmalardan bağımsız olarak Washington-Pekin arasındaki teknoloji rekabetini yeniden gündeme getirdi. Tayvan tek başına dünyadaki çip üretiminin yüzde 63’ünü karşılıyor. Dünyanın en büyük üreticisi olarak sektörün lokomotifi konumundaki Tayvan Yarı İletken İmalat Şirketi’nin (TSMC) rolü bir kez daha tartışma konusu haline geldi. Tayvan ziyareti Çin tarafından öfkeyle karşılanan Pelosi'nin TSMC’yi ziyaret etmesi özellikle dikkat çekti. Pelosi’nin TSMC başkanı Mark Lui ile yaptığı görüşme, bu şirketin gelişmiş çip üretimindeki hayati rolünü bir kez daha göz önüne serdi.  
Bilgisayarlardan akıllı telefonlara, uçaklardan elektrikli araçlara kadar birçok aygıt ve teknolojinin temelini oluşturan mikroçipler, son birkaç yılda ABD ve Çin’in teknoloji üzerindeki rekabetinin önemli bir parçası haline geldi. Yakın zamanlarda yarı iletken kıtlığı ya da ‘çip tedarik zincirlerindeki’ aksamalar, ABD’yi Asya’yı yakalamaya ve endüstride Çin’e karşı liderliği sürdürmeye teşvik etti. ABD’de çip sektöründe liderliği ele geçirmek için bugünlerde ciddi atılımlar gerçekleştiriliyor.  
Verisk Maplecroft’un Asya araştırmaları Başkanı Reema Bhattacharya, çarşamba günü CNBC’nin ‘Street Signs Europe’ programında yaptığı konuşmada şu değerlendirmede bulundu:
“Tayvan’ın belirsiz diplomatik statüsü yoğun bir jeopolitik belirsizlik kaynağı olmaya devam edecek. Pelosi’nin gezisi, Tayvan’ın hem ABD hem de Çin için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bunun bariz nedeni ise Tayvan’ın çip üreticisi olarak ve küresel yarı iletken tedarik zincirinde kritik stratejik bir önemi bulunmasıdır. Pelosi’nin Tayvan ziyaretinde TSMC yönetileri ile görüşmesi, ABD’nin çip atılımı tek başına yapamayacağını ve en modern çiplere hakim olan Asyalı şirketlerle işbirliği yapması gerektiğini gösteriyor.”

TSMC’nin sektördeki kritik rolü 
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Tayvan Yarı İletken İmalat Şirketi (TSMC) küresel bir dökümhane konumunda. Bu da Apple’dan Nvidia’ya, dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden bazılarının tasarladığı çipleri ürettiği anlamına geliyor. ABD son 15 yılda çip üretiminde geri kalırken, Güney Kore’deki Samsung Electronics gibi şirketler gelişmiş çip üretme tekniklerinde uzun bir yol aldı.  Ancak bu şirketler halen ABD, Avrupa ve başka yerlerden gelen araçlara ve teknolojilere güveniyor. Diğer yandan TSMC dünyanın en büyük çip üreticisi olarak, bağımsız bir şekilde konumunu sağlamlaştırmayı başardı. Counterpoint Research’e göre TSMC, küresel çip döküm pazarının yüzde 54’ünü elinde bulunduruyor. Tayvan ise TSMC, UMC ve Vanguard gibi diğer oyuncular sayesinde tek başına küresel çip üretim pazarının yaklaşık üçte ikisini karşılıyor. Bu da Tayvan’ın dünya yarı iletken pazarındaki önemini gösteriyor. Küresel çip pazar payının önemli bir kısmına sahip olan Samsung’u da da eklediğinizde, Asya’nın çip sektörünü domine ettiği daha net anlaşılıyor.  

Tayvan’ın işgal edilmesi endişesi  
Çin hükümeti, Demokratik Özerklikle yönetilen Tayvan’ı ‘kendi topraklarının parçası olacak ayrılıkçı bir bölge’ olarak görüyor. Çin’in ‘ana kara ile bağlanması gerektiğini’ düşündüğü Tayvan’ı işgal etmesinden endişe ediliyor. Çin, Nancy Pelosi’yi haftalar öncesinden Tayvan’ı ziyaret etmemesi konusunda uyardı. Pelosi’nin ziyareti esnasında ise ada etrafında askeri tatbikatlar düzenleyerek gerilimi tırmandırdı. Uzmanlar artan gerilimle krizin derinleşmesinden endişe ediyor. Tayvan’ın Çin ve ABD arasındaki gerilimin merkez üssü olması çip üretimini tehdit ediyor. Çin’in olası bir işgal girişimi durumunda, küresel piyasalardaki ‘çip tedarik zincirlerinde’ ciddi sorunlar ortaya çıkması hatta gelişmiş çiplerin arzının kesintiye uğraması muhtemel.  
Danışmanlık firması Center for Innovating The Future’ın kurucu ortağı Abishur Prakash, CNBC’ye verdiği röportajda, “Büyük olasılıkla Çinliler TSMC’yi kamulaştırarak, bu şirketin altyapısını ve teknolojilerini kendi yarı iletken endüstrisine entegre edecektir” yorumunda bulundu.  

Washington ne yapıyor? 
ABD’nin yeniden sanayileşmeye odaklanmış durumda. Pat Gelsinger yönetimindeki Intel, çip dökümü alanında TSMC’nin birkaç yıl gerisinde kalmış olsa da bu alanda hızlı bir şekilde gelişmenin yollarını arıyor. ABD, sektördeki diğer öncü şirketleri de kendi topraklarında üretim ağı oluşturmaları için ikna etmeye çalışıyor. Bu bağlamda ABD, yerli çip üretim kapasitesini artırmak için TSMC'yi de ABD'ye çekmeye çalışıyor. TSMC hali hazırda Arizona eyaletinde 12 milyar dolar değerinde bir üretim tesisi inşa ediyor. ABD Senatosu, yerel çip imalat endüstrisini desteklemek ve ülkenin küresel ekonomideki teknolojik üstünlüğünü korumayı amaçlayan bilimsel araştırmalara on milyarlarca dolar sağlamasını da kapsayan ‘CHIPS’ başlıklı yasa tasarısını onayladı. Bu tasarıya göre çip üretimine 52 milyar dolar tahsis edilecek. Donald Trump yönetimi 2020’de dünyanın en büyük telekomünikasyon ekipmanı üreticisi olan Huawei'ye ağ donanımı ve akıllı telefonlarda kullanılan çip ve diğer bileşenlerin satışına kısıtlamalar getirmişti. Biden yönetimi ise Huawei'ye çip satışı kısıtlamalarını daha da sıkılaştırmış, 5G cihazlarla kullanılabilecek ürünleri tedarik etmelerine yönelik yeni kısıtlamalar getirmişti. Çin’in en büyük çip üreticisi de ABD tarafından kara listeye alınmıştı. 

Çin’in öncelikleri  
Çin son yıllarda çip üretimini stratejik öncelikleri arasına aldı. Pekin yönetimi geçtiğimiz yıllar boyunca ABD teknolojisine bağımlılığını azaltacak hamleler yaptı. Çip teknolojisinde konumunu daha da güçlendirmeye çalışan Çin, Çip teknolojisinde dışa bağımlılığı azaltmak için en son ülkenin lider çip üreticisi SMIC'a milyarlarca dolar destek sağladı. Ancak SMIC’ın ABD teknolojilerine ulaşmada engellerle karşılaşması, sektörde geride kalmasına neden oldu. Uzmanlar Çin'in yakın gelecekte çip endüstrisinde Tayvan ya da ABD'li şirketlere yetişmesinin zor olduğu görüşünde.
Çin halen çip üretiminde büyük ölçüde ABD ve yabancı teknolojilere bağımlı olmaya devam ediyor. TSMC’nin Çin topraklarında iki çip üretimi tesisi bulunuyor ancak bu tesislerde, Arizona’da inşa edilen tesisteki gibi gelişmiş çiplerden ziyade bir düşük nesil çipler üretiliyor. ABD ise önemli bileşenlerin tedarikini güvence altına almanın ve Çin’e karşı liderliği sürdürmenin yolu olarak Japonya ve Güney Kore de dahil olmak üzere Asya’daki müttefikleriyle yarı iletkenler konusunda ortaklıklar kurmak için çalışıyor.
Yapılan değerlendirmeler  ABD-Çin rekabetinin ortasında kalan TSMC’nin yakın zamanda taraf seçmek zorunda kalabileceği yönünde. Bazı değerlendirmelere göre Arizona’daki yatırımları nedeniyle şimdiden taraf seçmiş olabilir.  



ABD'de Senatör Menendez, 400 bin dolar değerinde külçe altını rüşvet almakla suçlanıyor

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Senatör Menendez, 400 bin dolar değerinde külçe altını rüşvet almakla suçlanıyor

(AA)
(AA)

NBC New York'un haberine göre, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve ABD Vergi Dairesinden (IRS) müfettişler, bankacılık suçlarından davası süren emlak devi ve eski banka yöneticisi Fred Daibes'ten Adalet Bakanlığından bağlantılarını kullanmak karşılığında rüşvet almakla suçlanan Menendez'i soruşturuyor.

New Jersey eyaleti Senatörü Menendez'in, yaklaşık 400 bin dolar değerinde külçe altını eşi Nadine Arslanian aracılığıyla kabul ettiği öne sürülen soruşturma kapsamında Manhattan'daki federal yüksek jüri de tanıkların ifadelerini dinledi.

NBC Hukuk Analisti Danny Cevallos, federal yasalar çerçevesinde, Menendez'in yetkilerini kullanma vaadiyle rüşveti kabul ettiği kanıtlandığı durumda suçlu bulunacağını belirtti.

Menendez'e rüşveti verdiği iddia edilen Daibes'in, eski başkanı olduğu "Mariner’s Bank"tan 1,8 milyon dolar borç hakkındaki davanın hükmünün 2022'de üç kez ertelendiği vurgulanıyor.

Menendez, hakkındaki rüşvet soruşturması başladıktan sonra, külçe altınların ailesine 2020'de verildiğini açıklamıştı.

Ayrıca senatöre karşı yürütülen soruşturmalar arasında, sektörde tecrübesi olmamasına karşın ABD genelindeki helal sertifikasyonunu üstlenen Mısır merkezli startup firması "IS EG Halal"den ihaleyi kazanması karşılığında rüşvet alması da bulunuyor.


New York'taki bir bankanın arkasındaki çöpte insan bacağı bulundu

Temsili (Unsplah)
Temsili (Unsplah)
TT

New York'taki bir bankanın arkasındaki çöpte insan bacağı bulundu

Temsili (Unsplah)
Temsili (Unsplah)

New York'ta bir bankanın civarındaki çöp konteynırından aşağı sarkan insan bacağı bulunmasının ardından soruşturma başlatıldı.

New York Post'un haberine göre, kopmuş vücut parçası çarşamba günü Queens'teki TD Bank'ın civarındaki kırmızı çöp konteynırından dışarı sarkarken görüldü.

New York Polis Teşkilatı (NYPD) memurları, bankanın temizlikçilerinden birinin çöpü dışarı çıkarması ve onu fark etmesi üzerine saat 6.30 sularında Hillcrest'teki 164. Cadde ve Union Yolu'ndaki olay yerine çağrıldı.

İnternetteki doğrulanmamış haberlere göre, çöp toplama periyotları arasında 9 güne kadar çöp kutusunda kalmış olması muhtemel bacağın üzerinde kurtçuklar vardı.

NYPD, uzvun 11 Eylül'de atılmış olabileceği yönündeki haberleri araştırırken yerel ev ve işyeri sahiplerinden olay yerinden güvenlik kamerası görüntülerini göndermelerini istedi.

Bankaya yakın bir komşu olan Amir Bedawi, ABC News'e şunları söyledi:

[Onu] görmeden önce cesedin kokusunu alabiliyordunuz.

Yakınlardaki bir şantiyede çalışan inşaat işçilerinin kokuyu aldıklarını ve korkunç keşiften önce polise şikayette bulunduklarını da sözlerine ekledi.

Bedawi yakındaki bir evden çekilmiş, bir kişinin bacağın bulunduğu konteynıra doğru bir çöp bidonunu taşıdığını gösteren bir video izlediğini de iddia etti.

Görüntülerle ilgili, "Birisi çöp konteynırının yanına bırakıyormuş gibi [görünüyordu]" dedi.

Uzvun bulunduğu çöp konteynırı polis şeridiyle çevrildi (Citizen/New York Post)
Uzvun bulunduğu çöp konteynırı polis şeridiyle çevrildi (Citizen/New York Post)

Yakınlardaki bir başka sakin Maksim Dlugunovich, ABC News'e şöyle konuştu:

Cesedin atıldığı yerde mavi bir geri dönüşüm kutusu gördüm, açıktı ve içinden bir şeyler sarkıyordu, biraz çöp ve bir ayakkabı vardı.

NYPD'den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

20 Eylül 2023 Çarşamba günü, saat 6.33 sularında polis, 107. Polis Bölgesi sınırlarındaki TD Bank Otoparkı'nda, 164. Cadde & Union Yolu civarında bir 911 çağrısına yanıt verdi. Memurlar olay yerine vardıklarında bir geri dönüşüm kutusunda insan vücuduna ait olduğu anlaşılan bir parça fark etti.

Soruşturma sürüyor ve Adli Tıp ölüm nedenini belirleyecek.

TD Bank olayla ilgili henüz yorum yapmadı.

Independent Türkçe


ABD'de "Haritalar"ın yıkık köprüye yönlendirmesi sonucu ölen sürücünün ailesinden Google'a dava

(AA)
(AA)
TT

ABD'de "Haritalar"ın yıkık köprüye yönlendirmesi sonucu ölen sürücünün ailesinden Google'a dava

(AA)
(AA)

Kuzey Carolina'nın Hickory bölgesinde 2022 yılında motosiklet sürücüsü Philip Paxson bir bölümü yıkılmış köprüden geçerken düşerek suda boğuldu.

Paxson'ın ailesi, 2013 yılında yıkılan köprüye dair verileri "Haritalar" uygulamasında güncellemeyerek kazaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle Google'a dava açtı.

Wake County'de dava dilekçesini mahkemeye sunan Paxson'ın ailesinin avukatları, konuya dair yaptıkları açıklamada "Yollara aşina değildi. Google Haritalar'a güvendi. Kendisini eşi ve kızlarına götürmesini ummuştu" ifadesini kullandı.

Dava dosyasında, bölge halkının 2013'de Google'a, yıkılan köprüye dair güncelleme yapılması yönünde defalarca başvuruda bulunduğu da vurgulandı.

Öte yandan, yıkık köprünün etrafındaki bariyerlerin de kaldırıldığı kaydediliyor.

Google'dan bir sözcü ise iddiaların incelendiğini açıklarken ailenin acısını paylaştıklarını belirtti.


Trump, tekrar seçilmesi halinde seyahat yasaklarını genişleteceğini açıkladı

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
TT

Trump, tekrar seçilmesi halinde seyahat yasaklarını genişleteceğini açıkladı

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)

ABD basınındaki haberlere göre, Trump, Iowa eyaletinin Dubuque kentinde düzenlenen mitingde konuştu.

Başkan Joe Biden'ın göçmen politikalarını "ulusu yıkan bir felaket" olarak nitelendiren Trump, tekrar başkan seçilmesi durumunda "Eisenhower Modeli"ni benimseyerek "ABD tarihindeki en büyük sınır dışı operasyonunu" düzenleyeceğini söyledi.

Trump, Meksika sınırında bazı federal kolluk kuvvetlerinin görevlendireceğini ve uyuşturucu satıcısı, çete ya da kartel üyesi olduğu bilinen veya şüphesi taşıyan tüm kişilerin sınır dışı edileceğini kaydetti.

Başkanlığı döneminde ülkenin göçmen politikalarını "yakala ve bırak"tan "gözaltı ve sınır dışı" etmeye çevirdiğini ifade eden Trump, seyahat yasağının tekrar getirileceğini ve yasak kapsamındaki ülke sayısının arttırılacağını, "komünist ve Marksistlerin" ABD'ye girişinin önüne geçeceğini kaydetti.

Trump, göreve geldikten bir hafta sonra 27 Ocak 2017'de İran, Suriye, Libya, Yemen, Somali, Çad ve Kuzey Kore'ye seyahat yasağı getirmişti.

Biden ise göreve geldiği ilk hafta imzalanan kararnameyle Trump'ın bazı Müslüman ülkelere yönelik söz konusu seyahat yasağını kaldırmıştı.


Joe Biden'ın evinin yakınında silahlı bir protestocu görüldü

Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)
Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)
TT

Joe Biden'ın evinin yakınında silahlı bir protestocu görüldü

Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)
Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın Delaware'in Wilmington şehrindeki evinin yakınlarında pazar günü, kılıfında silah taşıdığı anlaşılan biri görüldü.

Biden'a eşlik eden gazetecilerin ortak haberinde olay yerindeki bir muhabir "neon sarısı ve turuncu güvenlik yeleği, haki renk kargo şort, ten rengi bot ve çorap giyen" adamın "yolda Biden'ın evine doğru" yürüdüğünü anlattı. Muhabire göre, kimliği belirlenemeyen kişinin belindeki kılıfta bir silah olduğu anlaşılıyor.

Adamın elinde tuttuğu pankartta Biden ailesinin işlediği söylenen suçlara yönelik Cumhuriyetçi Parti'nin devam eden soruşturmasıyla ilgili mesajlar yer alıyordu. Cumhuriyetçi Parti'nin pek çok üyesi bu soruşturmayı, zayıf kanıtlara dayanarak sonuca atlamakla eleştiriyor.

Muhabirlere göre adamın elindeki pankartta "Bidenlar suçlu, 20 paravan şirket mi?! Dizüstü bilgisayar nerede? Büyük adam için yüzde 10" yazıyordu.

Bu kişiden bölgeyi terk etmesinin istenip istenmediğiyse henüz belli değil: Bir Gizli Servis aracı, bölgede olduğu sırada adamı "takip ederken" görülse de daha sonra Biden, Beyaz Saray konvoyuyla konutundan ayrılırken adam yolda tek başına yürürken tespit edildi.

Biden ve ailesi, ailesinin Wilmington'daki konutuna ya da Delaware'in Rehoboth bölgesine düzenli hafta sonu gezileri yapıyor; bu sakin sahil şehri Washington DC'ye havayoluyla kısacık bir mesafede bulunuyor ve ABD Başkanı bu bölgede toplum içine çıktığında genellikle büyük kalabalıklar toplanmıyor. Aile bu hafta sonu Wilmington'daydı ve Biden da cumartesi günü bir kilise ayinine katıldı.

Independent Türkçe


Ekmek almak için kimlik gerektiğini söyleyen Trump alay konusu oldu

(AP)
(AP)
TT

Ekmek almak için kimlik gerektiğini söyleyen Trump alay konusu oldu

(AP)
(AP)

Trump bunu daha önce de söylemişti, yine söyledi.

Birleşik Devletler'in eski ve muhtemelen sıradaki başkanı, gerçekten bir somun ekmek satın almak için kimlik gerektiğine mi inanıyor?

Seçimlerde seçmenlere kimlik tespiti yapılması gerektiğinden bahseden Donald Trump cuma akşamı, ABD'nin Georgia eyaletindeki Fulton County'de sabıka fotoğrafının çekilmesiyle ilgili espri yaptı.

Washington DC'de düzenlenen Amerika İçin Endişeli Kadınlar (Concerned Women for America) Ulusal Zirvesi'nde konuşan Trump, 2020 başkanlık seçimlerini kazandığı yalanlarını tekrarladı ve seçmen kimliğinin tespitine yönelik yasanın kabul edilmesi çağrısında bulundu.

Trump "Bir somun ekmek almak için kimliğinizi kullanıyorsunuz" dedi.

Bir somun ekmek almak için kimliğinizi kullanıyorsunuz. Her şeyiniz var.

Bu bir mübalağa olabilir (ki bu durumda ifade biçimi üzerinde çalışması gerekebilir) ama konuşmalarında zaman zaman yer alan evle ilgili anekdotlar repertuarına bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, ampul ve tuvaletleri de dahil eden Trump daha önce de bu sözleri ortaya atmıştı.

Her seferinde Trump'ın bu tür sözleri alay bombardımanına tutuluyor.

MSNBC sunucusu Medhi Hasan, "Trump bunu bir süredir söylüyor ve hepimiz geçiştiriyoruz" diye tweet attı.

Kendisini halkın popülist adamı ilan eden ABD'nin eski ve muhtemelen sıradaki başkanı, 'bir somun ekmek almak' için kimliğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyor. Kendisi hiç ekmek satın aldı mı? Bir markete hiç ayak bastı mı??

Gazeteci Helen Kennedy ise alaycı bir şekilde "Fırında deli gibi güvenlik kuyrukları var" diye yazdı.

Kennedy "Joe Biden market alışverişinde kimlik gösterilmesi gerektiğini sandığını söyleseydi, bunu anlata anlata bitiremezlerdi" diye ekledi.

Mike Sington da "Trump işte bu kadar hayal dünyasında yaşıyor ve gerçeklikten uzak" diye tweet attı.

The Chicago Tribune'un eski editörü Mark Jacob ise şöyle ekledi:

Trump 5 yıl önce market alışverişi yapmak için kimliğe ihtiyaç duyduğumuzu söylemişti. Geniş çapta alay konusu olmuştu. Fakat sıradan kişilerin sözümona kahramanı hâlâ bir somun ekmek almak için kimlik gerektiğini iddia ediyor.

Eğer Trump münazaralardan birine katılmaya cesaret ederse belki de bu konu Cumhuriyetçilerin önseçim münazaralarında ele alınabilir.

Independent Türkçe


ABD Başkanı Biden'ın oğlu Hunter Biden'a 3 suçlama yöneltildi

Başkan Joe Biden, oğlu Hunter ile geçen Haziran ayında Washington'daydı (AP)
Başkan Joe Biden, oğlu Hunter ile geçen Haziran ayında Washington'daydı (AP)
TT

ABD Başkanı Biden'ın oğlu Hunter Biden'a 3 suçlama yöneltildi

Başkan Joe Biden, oğlu Hunter ile geçen Haziran ayında Washington'daydı (AP)
Başkan Joe Biden, oğlu Hunter ile geçen Haziran ayında Washington'daydı (AP)

ABD Başkanı Joe Biden’in oğlu Hunter Biden, federal savcı tarafından silah satın alımı sırasında yalan söylemek ve uyuşturucu bağımlısıyken silah bulundurmakla suçlandı.

Özel savcı David Weiss’in Hunter Biden hakkında hazırladığı iddianame açıklandı.

İddianemede Hunter Biden’a, ikisi 2018'de ateşli silahı satın alırken yanlış beyanda bulunmak, biri de uyuşturucu bağımlısıyken yasadışı bir şekilde ateşli silaha sahip olmak üzere toplam üç suçlama yöneltildi.

İlk iki suçlama 5 ila 10 yıl, üçüncü suçlama da 10 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.

ABD’de federal yasalarına göre, silah satın alımı başvuru formunda yalan beyanda bulunmak veya uyuşturucu kullanıcısı olarak ateşli silah bulundurmak suç kabul ediliyor.

Savcılarla hakkındaki suçlamalar üzerine anlaşma yapmıştı

Hunter Biden'in, 20 Haziran’da ortaya çıkan Delaware Bölge Mahkemesi kayıtlarına göre, kendisine yöneltilen "federal gelir vergisini ödememek ve yasa dışı şekilde silah bulundurmak" suçlamalarıyla ilgili savcılarla anlaşma yaptığı ve suçunu kabul edeceği bildirilmişti.

53 yaşındaki Hunter Biden'a bu anlaşmayla savcıların, hapis cezasından kurtularak denetimli serbestlik önereceği ifade ediliyordu.

Ancak 27 Temmuz’da Delaware’de hakim karşısına çıkan Biden’ın savcılarla yaptığı anlaşmayı yargıç, vergi suçları ve silah ruhsatıyla ilgili suçun bağlantısıyla ilgili endişelerini dile getirerek onaylamamıştı.

ABD Adalet Bakanı Merrick Garland da, 11 Ağustos’ta Hunter Biden hakkındaki soruşturmalar için David Weiss’e daha geniş yetkiler vererek özel savcı olarak atamıştı.

Eski Başkan Donald Trump'ın atadığı Delaware Başsavcısı David Weiss, bir süredir Hunter Biden'in vergi kayıtları, ticari faaliyetleri ve yurt dışındaki iş ilişkileri hakkında soruşturma yürütüyordu.


ABD'de Federal Yargıç, revize edilen göçmen programını hukuka aykırı buldu

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Federal Yargıç, revize edilen göçmen programını hukuka aykırı buldu

(AA)
(AA)

Hanen, ülkeye yasa dışı getirilmiş çoğu Latin kökenli yaklaşık 600 bin gencin yasal durumlarının düzenlenmesini ve 2 yıllık sürelerle çalışma iznini kapsayan programa ilişkin kararını açıkladı.

DACA'ın revize edilmiş halinin de "kanunsuz" olduğuna işaret edilen kararda, "DACA kapsamındaki kişilerin ve ailelerinin içinde bulundukları çıkmazı anlamakla birlikte, mahkeme bir süredir programın yasallığına ilişkin endişelerini dile getirmektedir" ifadesi yer aldı.

Öte yandan, "kararın federal hükümet nezdinde bir eylem gerektirmediği" belirtilirken, programın sona erdirilmesi emrinin verilmemesi dikkat çekti.

Karar hakkında, ABD Yüksek Mahkemesine temyiz başvurusu yapılması ve programa ilişkin sorunun üçüncü kez yüksek mahkemeye taşınması bekleniyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre ise yaptığı yazılı açıklamada, karardan dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını kaydederek, "Bu kritik politikayı yasal zorluklara karşı savunmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

DACA, 600 bin yasa dışı göçmeni sınır dışı edilmekten koruyor

ABD'de "DACA" olarak bilinen ve 2012'de uygulamaya konulan program, ülkeye yasa dışı getirilmiş çoğu Latin kökenli yaklaşık 600 bin gencin yasal durumlarının düzenlenmesini ve 2 yıllık sürelerle çalışma iznini kapsıyor.

Dönemin ABD Başkanı Barack Obama'dan sonra gelen Donald Trump yönetimi, Eylül 2017'de DACA'nın anayasaya aykırı olduğunu savunarak programı bitirme kararı aldığını açıklamış ancak kararın yürütmesi, San Francisco Federal Bölge Mahkemesi tarafından durdurulmuştu.

Olayın taşındığı ABD Yüksek Mahkemesi, 18 Haziran 2018'de 4'e karşı 5 oyla Trump yönetiminin DACA'yı sonlandırma kararını reddetmiş ve programın devamına hükmetmişti.

Texas Federal Mahkemesi de, 17 Temmuz 2022'de DACA programın geçersiz olduğuna hükmetmiş, mevcut ABD Başkanı Joe Biden yönetimi de buna karşılık programın yasal hale getirilerek bu soruna kalıcı çözüm bulunması için yeni bir yasa çıkarılacağını duyurmuştu.


ABD'deki kritik seçim öncesi seks kaseti paylaşılan Demokrat aday tepkili

40 yaşındaki Susanna Gibson hemşirelik yapıyor (AP)
40 yaşındaki Susanna Gibson hemşirelik yapıyor (AP)
TT

ABD'deki kritik seçim öncesi seks kaseti paylaşılan Demokrat aday tepkili

40 yaşındaki Susanna Gibson hemşirelik yapıyor (AP)
40 yaşındaki Susanna Gibson hemşirelik yapıyor (AP)

ABD'de çekişmeli geçmesi beklenen Virginia Genel Meclisi seçimlerinde Demokratların adayı olan Susanna Gibson, eşiyle cinsel ilişkiye girdiği görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasını "en kötü çukur siyaseti" olarak tanımladı.

İnternette Gibson'ın cinsel içerikli görüntülerinin bulunduğuna dair haber ilk olarak pazartesi günü Washington Post gazetesi tarafından yayımlanmıştı.

40 yaşındaki, iki çocuk annesi Gibson'ın, avukat olan eşiyle cinsel ilişkiye girdiği anları canlı yayın yapan bir internet porno sitesinde "bahşiş" karşılığı paylaştığı öne sürülmüştü. Görüntülerin tam olarak ne zaman çekildiğiyse bilinmiyor.

İddiaya göre 5 bin 700 takipçisi olan çiftin o dönem yaptığı canlı yayınlar internet sitesi tarafından kaydedildi ve başka bir site üzerinde arşivlendi.

Salı günü konuyla ilgili CNN'e bir açıklama yapan Gibson, "Bu ailemi ve beni aşağılamak için tasarlanmış bir mahremiyet ihlali. Bu durum beni yıldırmayacak ve susturmayacak" diye konuştu. 

Gibson açıklamasında, "Siyasi rakiplerim ve Cumhuriyetçi müttefikleri bana ve aileme saldırmak için cinsel bir suç işlemeye gönüllü olduklarını kanıtladılar. Çünkü onların konuşan kadınları susturmak için aşmayacakları bir çizgi yok" ifadelerini kullandı.

Gibson'ın avukatıysa görüntülerin izinsiz kaydedilmesi ve paylaşılmasının Virginia'daki "intikam pornosu yasasının" ihlali anlamına geldiğini ve gerekli işlemleri başlattıklarını söyledi.

Washington Post gazetesi görüntülerin varlığından bir Cumhuriyetçi Parti çalışanının kendilerini bilgilendirmesinin ardından haberdar olduklarını açıkladı.

Gibson'ın Cumhuriyetçi rakibi David Owen ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada olayı "herkes gibi" basında çıkan haberlerle öğrendiğini belirterek, "Susanna ve ailesi için zor bir dönem olduğuna eminim. Kampanyama odaklanmaya devam edeceğim" ifadelerini kullandı.

Gibson ve Owen'ın kasımda yapılacak seçimlerde karşı karşıya geleceği 57. Bölge, meclisteki 50-46'lık Cumhuriyetçi üstünlüğünü tersine çevirmek için kilit bölgelerden biri olarak gösteriliyor. 

Independent Türkçe


ABD Temsilciler Meclisi, İran'a yeni yaptırımlar öngören yasa tasarısını kabul etti

Mahsa Amini'nin ölümünün ardından düzenlenen gösterilerden bir kare (AFP)
Mahsa Amini'nin ölümünün ardından düzenlenen gösterilerden bir kare (AFP)
TT

ABD Temsilciler Meclisi, İran'a yeni yaptırımlar öngören yasa tasarısını kabul etti

Mahsa Amini'nin ölümünün ardından düzenlenen gösterilerden bir kare (AFP)
Mahsa Amini'nin ölümünün ardından düzenlenen gösterilerden bir kare (AFP)

Yasa tasarısı, aleyhteki 3 oya karşın lehteki 410 oy ile Temsilciler Meclisi'nden geçti.

İran'a silah ithalatı ve ihracatına kısıtlama getirilmesine dair yasa tasarısı, füze ve drone üretimiyle bunların ihracatında rol alan yetkilileri hedef alıyor.

Tasarıda ayrıca "insan hakları ihlallerinde bulundukları ve terörü destekledikleri" gerekçesiyle İran lideri Ayetullah Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin de aralarında olduğu bazı üst düzey hükümet yetkililerine yaptırımlar ön görülüyor.

Temsilciler Meclisinden geçen tasarının yasalaşması için Senato'da kabul edilip daha sonra da ABD Başkanı Joe Biden'ın onayından geçmesi gerekiyor.

Temsilciler Meclisi, İran'ı kınadı

Temsilciler Meclisinde kabul edilen 2 ayrı karar tasarısında ise İran'ın, Bahai azınlık gruba yönelik "hak ihlalleri" ve Mahsa Emini'nin ölümü ve devamındaki protesto gösterilerine müdahaleleri kınandı.

Cumhuriyetçiler, çoğunluğu oluşturdukları Temsilciler Meclisinde insan hakları ihlalleri ve füze programına ilişkin İran'a karşı karar tasarıları geçiriyor.

Öte yandan, ABD yönetimi, İran ile anlaşmaya varılan tutuklu takasının uygulanabilmesi için İran'ın Güney Kore'de tutulan yaklaşık 6 milyar dolarlık varlığının kullanımına yaptırım muafiyeti getirmişti.