Eğer çıkar, tarafların Gazze'ye yönelik yeni savaşta dikkate aldıkları başlıca konu olsaydı, her iki taraf da bir takım hedeflerine ulaştıklarında ve güçlerinin ve destekçilerinin önünde övünebilecekleri gerekçeler edindiklerinde, çatışmanın patlak vermesinden 24 saat sonra ateşkes ilan ederlerdi. Ancak her savaşta olduğu gibi bu savaşta da kararlardan ve bu kararları alanlardan daha güçlü bir dinamik oluştu. Yuvarlanan kartopu büyüdü ve çatışmanın alanı kimsenin istemediği ölçüde genişledi.
Önce birinci günü özetleyerek başlayalım:
Askeri operasyonu başlatan taraf olan İsrail, bir önceki operasyondan sadece 15 ay sonra Gazze'ye karşı bir başka operasyon daha başlatarak İslami Cihad Hareketi’ne yıl içinde İsrail ordusuna ve şehirlerine karşı gerçekleştirdiği silahlı eylemlerinin ‘cezası’ olarak ağır bir darbe vurduğundan hanesine birkaç puan yazdırabilir. İsrail aynı zamanda İslami Cihad liderlerinden Gazze Şeridi'ndeki Kuzey Cephesi Komutanı Teysir el-Caberi ve Füze Birimi Komutanı Abdullah Kaddum’a suikast düzenledi. İsrail, böylece birçok müşterisine kendini kanıtlanmış silahlar olarak satabileceği yeni silahları da kullandı.
İsrail, 28 noktayı hedef aldı ve yıkıcı bombardımanlar gerçekleştirdi. 16 ton patlayıcının kullandı. Aralarında küçük bir kız çocuğu, bir kadın ve üç sivilin bulunduğu 11 kişiyi öldürdü. Fakat dünyadan İsrail’e hiçbir tepki gelmedi. Hatta bunu anladığını açıklayan ABD yönetimi, İsrail’in yürüttüğü operasyonu, vatandaşlarının güvenliğini koruma amaçlı olarak gördü.
İsrail aynı zamanda İslami Cihad Hareketi’nin cephaneliğinden on kat daha büyük, daha hacimli ve daha isabetli bir cephaneliğe sahip olan Hamas'ı etkisiz hale getirmeyi başardı. Daha da önemlisi, operasyon, muhalefet kanadı tarafından küçümsenen, bir krizi ya da savaşı yönetmeye uygun olmayan zayıf ve deneyimsiz bir adam olarak nitelendirilen yeni ve geçici başbakan Yair Lapid için birinci hedef olarak görülen siyasi bir kazanım elde edebildi. Lapid, artık soğukkanlılıkla operasyonu yöneten ‘karizmatik bir lider’ olarak görülüyor. Tel Aviv'deki Genelkurmay Başkanlığı’nda komutanlarla ve güvenlik servislerinin başkanlarıyla aynı masanın etrafından bir araya geldiği karelerin paylaşıldığı Lapid, şimdilik kazanan taraf olarak görünüyor.
İsrail’de başbakanlar genellikle seçimler öncesinde güçlü bir lider gibi görünebilmek için savaş başlatmaya can atsalar da bu kez savaşı başlatan ve seçimlerden üç ay önce bu operasyonu Lapid'e hediye eden ordu oldu. Ordu, böylece Binuamin Netanyahu'nun iktidara dönmesini önlemeye katkıda bulundu. Ordu, bunun yanında Netanyahu’dan, kendisine yakın gazeteler, sosyal medya hesapları ve adamları tarafından kontrol edilen araştırma enstitüleri aracılığıyla orduya karşı yürüttüğü savaşın intikamını alıyor. Netanyahu’ya yakın bu mecralar ordunun prestijini baltalamaya, yeteneklerine meydan okumaya ve onu düşmanların önünde korkaklık ve zayıflık göstermeye çalışırken onu devlet fonlarını boşa harcamakla suçladılar.
İslami Cihad Hareketi, füzeleri herhangi bir İsrailliyi (sadece bir füzeden kopan şarapnel parçalarının isabet ettiği altı yaralı ile sirenler çaldığında sığınağa kaçarken beş kişi yaralandı) doğrudan vurmadığı için maddi kazanımlar elde edemedi.
Ancak bu kadar küçük bir etki için kar-zarar hesapları yaparak birçok ülkenin askeri gücünün toplamını aşan devasa askeri imkanlara sahip büyük bir ülke olan İsrail’in kazanımlarıyla karşılaştırmak uygun olmaz. Elbette İslami Cihad'ın İsrail’i yenmesi beklenmiyor, ama İsrail de İslami Cihad Hareketi’ne karşı savaş uçakları ve insansız hava araçlarının (İHA) kullanıldığı gerçek bir savaş başlatmayı tercih etti. İslami Cihad ile savaşmak için 25 bin yedek askerini sahaya süren İsrail, güney bölgesini 80 kilometre uzunluğunda yarıçaplı bir kornon altına aldı ve uluslararası havaalanında uçakların yönünü değiştirdi.
Bu durum, İslami Cihad'ı mücadelesinin bedelini ödeyen önemli gruplar arasına ve direniş ekseninin ön saflarına yerleştirirken Filistinliler arasında itibarını artırıyor. Operasyon, İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nahale'nin ile önde gelen isimlerinin Tahran’ı ziyaret ettiği ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile bir araya geldiği bir zamanda gerçekleşti. İsrail Genel İstihbarat Teşkilatı’nın (Şin Bet) tahminlerine göre İran, savaşın büyümesini desteklemiyor.
Dolayısıyla çıkarları için iki tarafın da ateşi derhal durdurması gerekiyor. Mısır’ın arabuluculuğa başlaması ve dünya ülkelerinin ateşkes çağrısı yapması bu konuda taraflara yardımcı olabilir. Her iki tarafta da halk, savaşlardan bıkmış durumda. Her iki taraf da taktik ve stratejik hesaplar için ortak düşmana karşı savaşa müdahale etmekten kaçınıyor. Hizbullah bir taziye açıklamasında bulunmakla yetinirken gücünü kendisine en yakın Filistinli müttefikin desteklemek için kullanmıyor.
Bunun yanında savaş farklı bir gerçekliği dayatan dinamik bir alışkanlık yarattığı için de bir takım engeller söz konusu. Bunlardan birincisi, sözde zafer görüntüsü olan son tabloyla ilgili. Bu savaştan insanların akıllarına neyin takılıp kalacağı, savaşın hedeflerinden daha önemsiz değil. Bir diğer engel ise savaşın hatalarıyla ilgili. Tel Aviv'in kalbine bir top mermisi düşse ve çok sayıda kayba yol açsa İsrail savaşın seyrini değiştirir. İsrail, Hamas tesislerinden birini vurur ve Hamas, istemediği bir savaşın içine sürüklenmek zorunda kalırsa İsrail'in buna yanıtı savaşın kapsamını genişletmeye yeter.
Eğer Kudüs'te bir olay yaşanırsa, tüm Filistin topraklarında olaylar patlak verebilir ve o zaman özellikle fanatik yerleşimciler, İbrani takvimine göre bugüne denk gelen ve Yahudilerin oruç ve Tapınak Bet Amikdaş'ın yıkılışının yasını tuttukları 9 Av (9 Ağustos) günüde, Mescid-i Aksa'nın avlularını mümkün olduğunca çok sayıda Yahudi ile doldurmayı planlamaları nedeniyle savaşı durdurmak mümkün olmaz. Fanatik Yahudilerden iki yüz bininin Burak avlusuna gelmesi, 3-4 bininin Mescid-i Aksa'ya sızması bekleniyor.
Bu tür olaylar daha önceki çatışmalarda yaşandığı ve çatışmanın çatışan tarafların istediğinden çok daha fazla uzamasına neden olduğundan tüm siyasi ve askeri aktörler ince bir ip üzerinde yürüyorlar. Sadece silah kullanmıyorlar, aynı zamanda operasyonun iyi bitmesi için de bol bol dua ediyorlar.
Ateşkes tüm tarafların çıkarına olsa da çatışmanın dinamiği daha güçlü
Ateşkes tüm tarafların çıkarına olsa da çatışmanın dinamiği daha güçlü
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة