Bangladeş polisi "detone" sosyal medya fenomeninden artık şarkı söylememesini istedi

Serbest bırakılmasının ardından Alom, kendisini hapishane kıyafetleriyle parmaklıklar ardında gösteren ve nasıl asılacağına dair hüzünlü bir şarkı söylediği yeni bir video paylaştı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Bangladeş polisi "detone" sosyal medya fenomeninden artık şarkı söylememesini istedi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Polis, bazı klasik eserleri bozduğu yönündeki şikayetler üzerine popüler şarkıların detone yorumlarını yapmakla tanınan Bangladeşli bir şarkıcıdan şarkı söylemeyi bırakmasını istedi.
37 yaşındaki "Hero" Alom'un Facebook'ta yaklaşık 2 milyon takipçisi ve YouTube'da yaklaşık 1,5 milyon abonesi var. Alom'un seslendirdiği şarkılar arasında Nobel ödüllü Rabindranath Tagore ile Bangladeşli şair Kadı Nezrülislam'ın klasik şarkıları da var. Alom'un videolarının çoğu milyonlarca izlenmeye sahip.
27 Temmuz'da Dakka polisi Alom'u gözaltına aldı ve ona klasik şarkıları bozmayı bırakmasını söyledi.
Şarku'l Avsat'ın The Daily Star'dan akatrdığı habere göre, Dakka Metropolitan Polisi Amiri Harun Raşid'e göre Alom hakkında çok sayıda siber suçlama olduğu belirtildi.
Raşid, şarkıcının bazı videolarda polis üniforması giymesinin yanı sıra şarkıları "bozduğu" yönündeki şikayetlere dayanarak polis merkezine getirildiğini söyledi.
Haberlere göre Alom, polise bu tür eylemleri gelecekte tekrarlamayacağını söylemesinin ardından salıverildi.
Ancak Alom, polisin zihinsel işkencesine maruz kaldığını iddia etti.
AFP'ye konuşan Alom "Polis beni sabah 6'da aldı ve 8 saat boyunca orada tuttu. Bana neden Rabindra ve Nezrülislam şarkıları söylediğimi sordular" dedi.
Serbest bırakılmasının ardından Alom, kendisini hapishane kıyafetleriyle parmaklıklar ardında gösteren ve nasıl asılacağına dair hüzünlü bir şarkı söylediği yeni bir video paylaştı.
Alom, "Öyle görünüyor ki şu anda Bangladeş'te özgürce şarkı bile söyleyemiyorsunuz" dedi.
Alom'un poliste yaşadığı zorluk sosyal medyada öfkeye yol açarken, şarkıcı birkaç gazeteci ve aktivistin desteğini aldı.
Gazeteci Aditya Arafat "Şarkılarınızın ya da oyunculuğunuzun hayranı değilim. Ama ortada sesinizi kesme girişimi varsa buna karşı dururum" diye yazdı.



İran asıllı ABD'liler Trump'ın saldırılarını destekliyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

İran asıllı ABD'liler Trump'ın saldırılarını destekliyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Donald Trump, ABD'nin İran'a yönelik son askeri saldırılarının ardından İranlı Amerikalılardan büyük destek topladı. Birçok kişi, bu saldırıların Ayetullah Ali Hamaney'in iktidarını devirmeye katkıda bulunabileceğini umut ediyor.

Salı sabahı ABD Başkanı'nın arabuluculuğunda Tahran ve Tel Aviv arasında ateşkes anlaşması imzalanmadan önce, ABD'deki İranlı topluluklar hafta sonu önemli nükleer tesislere düzenlenen saldırı konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik sergilemeye başladı.

İslam Devrimi'nin ardından 1980'lerde İran'da büyüyen Simone Derayeh, Los Angeles'ta yaşayan yaklaşık 141 bin İran asıllı kişiden biri.

Derayeh, İran halkının ülkenin Yüce Lideri ve onun teokratik rejimi tarafından "rehin tutulduğunu" söyledi.

NBC Las Vegas'a, Sovyet lideri Joseph Stalin ve Nazi Almanyası'nın lideri Adolf Hitler'in totaliter yönetimlerine atıfta bulunarak, "Süregelen baskı, Stalin ve Hitler'inkine benziyor" diye konuştu.

Bu, hikaye kitaplarında anlatılan türden bir şey.

SDFRGTH
Simone Derayeh, Los Angeles'taki İran diasporasının Trump'ın askeri eylemlerini desteklediğini NBC Las Vegas'a söyledi (NBC Las Vegas)

Trump, İran'ı "Yeniden Harika Yapmak"tan bahsederken Derayeh, Hamaney'in otoriter yönetimini zayıflatma çabalarını destekleyen birçok ses arasında sadece bir ses olduğunu iddia ediyor.

Aslında birçok İranlı, İslam Cumhuriyeti'nin zayıflamasından memnun. Maalesef, 1980'lerin başında, en zor zamanlardan bazılarını yaşayarak baskıları ilk elden deneyimledim. Toplu katliamlar, toplu infazlar. Özellikle kadınlara ve azınlıklara karşı çok, çok baskıcı yasalar.

Washington D.C.'de yaşayan İranlı Amerikalı Alireza, Baltimore Sun gazetesine, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yaptığı saldırının kendisine umut verdiğini söyledi.

Diğer liderlerin İran halkı acı çekerken seyirci kaldığını, Trump'ın saldırılarınınsa İran'ın "hiçbir şey yapamayacağı ve zayıf olduğu" mesajını açıkça verdiğini savundu.

Maryland'da yaşayan 72 yaşındaki emlakçı Reza Rofougaran, 1979'da Pehlevi hanedanlığı devrildikten kısa süre sonra Tahran'dan göç etmiş.

Gazeteye "İran'daki İslam rejimine yüzde 100 karşıyım ve rejim değişikliği umuduyla yaşıyorum" diye konuştu.

Ancak Rofougaran, kendi ülkesine yapılan saldırıları kınıyor. Diğer İranlı Amerikalıların saldırıları daha çok desteklediğini söyledi.

Sivillere saldırmıyorlar. Onlar mollalara, üst düzey [İslam Devrim Muhafızları] komutanlarına ve yetkililere saldırıyor.

Rofougaran, diğerlerinin saldırılardan "üzüntü duyduğunu" söyledi.

UIO9
ABD'nin İran'ın İsfahan nükleer teknoloji merkezine düzenlediği saldırıların ardından oluşan hasarın uydu görüntüsü (Maxar Technologies)

Neredeyse 30 yıl önce İran'dan kaçan aktivist öğrenci Elham Yaghoubian, saldırıları destekliyor ve CNN'e bunların İran, Ortadoğu ve dünya için "yararlı" olduğunu söylüyor.

Bu altyapılar, yollar, fabrikalar, binalar yeniden inşa edilebilir ancak asla geri kazanamayacağımız şey, temel hakları için ayağa kalktıklarında her seferinde acımasız rejim tarafından öldürülen tüm genç erkek ve kadınların hayatları.

Yaghoubian, çoğu İranlının savaş istemediğini kabul etmekle birlikte bunun olumlu bir sonuç getirebileceğini savundu: İran rejiminin düşüşü.

"Bu savaşı hiçbir müzakere ya da uzlaşma sona erdiremez" diye ekledi.

Barış ve refah ancak bu rejimin İran'dan uzaklaştırılmasıyla mümkün olabilir

Independent Türkçe