Biden'dan Gazze’deki sivil kayıplara ilişkin kapsamlı bir soruşturmaya destek

ABD Başkanı Joe Biden (AP)
ABD Başkanı Joe Biden (AP)
TT

Biden'dan Gazze’deki sivil kayıplara ilişkin kapsamlı bir soruşturmaya destek

ABD Başkanı Joe Biden (AP)
ABD Başkanı Joe Biden (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail ile Gazze’deki İslami Cihad hareketi arasındaki ateşkesi memnuniyetle karşılayarak, tarafları ateşkese tam olarak uymaya çağırdı.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani’ye düşmanlıkların sona ermesine yardımcı oldukları için teşekkür eden Biden, “ABD, bu son 72 saat içinde çatışmaya hızlı bir çözüm bulunmasını teşvik etmek için İsrail, Filistin Yönetimi, Mısır, Katar, Ürdün ve bölgedeki diğer yetkililerle birlikte çalıştı” dedi.
Biden, tüm tarafları ateşkesi tam olarak uygulamaya ve çatışmalar azaldıkça Gazze’ye yakıt ve insani yardım malzemelerinin akışını sağlamaya çağırdı.
ABD Başkanı, Gazze’de siviller arasında meydana gelen ölüm ve yaralanmalardan duyduğu üzüntüyü de vurguladı, ancak sorumlunun kim olduğunu doğrudan belirtmedi.
Gazze’deki sivil ölümlere ilişkin kapsamlı bir soruşturmayı desteklediklerini dile getiren Biden şu ifadelerle devam etti;
“İster İsrail’in İslami Cihad mevzilerine yönelik saldırıları olsun, isterse Gazze’nin içine düştüğü bildirilen düzinelerce İslami Cihad roketi olsun, Gazze’deki sivil kayıplara ilişkin raporlar bir trajedi.”
İsrail’in düzenlediği hava saldırılarında 15’i çocuk olmak üzere en az 44 Filistinli hayatını kaybetti.
Geçtiğimiz ay bölgeyi ziyaret eden ABD Başkanı şöyle devam etti;
“İsrail ve Batı Şeria’ya yaptığım son gezide açıkça belirttiğim gibi, İsrailliler ve Filistinliler güvenli ve emniyetli yaşamayı ve eşit ölçüde özgürlük, refah ve demokrasiden yararlanmayı hak ediyor.”
İsrail’in güvenliğine ve kendisini savunma hakkında verdikleri desteğin sarsılmaz olduğunu dile getiren Biden, “ABD, İsrail’in yüzlerce füzeyi durduran ve sayısız hayat kurtaran Demir Kubbe’ye verdiğimiz destekten gurur duyuyor. Başbakan Yair Lapid ve hükümetinin kriz boyunca istikrarlı liderliğini takdir ediyorum” ifadeleri ile açıklamasını sonlandırdı.



İran Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına bağlıdır

PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
TT

İran Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına bağlıdır

PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğini askıya alma kararını onaylamasına rağmen dün, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) ve Güvenlik Tedbirleri Anlaşmasına bağlılığını ifade etti.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, güvenlik nedeniyle iş birliğinin Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi aracılığıyla devam edeceğini söylerken, sertlik yanlısı Milletvekili Emir Hüseyin Sabeti Tahran'ın yakında UAEK denetçilerini sınır dışı edeceğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, UAEA ile iş birliğini askıya alan ve Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'nin herhangi bir nükleer denetimi onaylamasını gerektiren bir yasayı onaylayarak Washington'un “kabul edilemez” olarak nitelendirdiği bir adım attı.

Fransa, İran'ın üç yılı aşkın bir süredir rehin tuttuğu iki vatandaşına yönelik “Mossad adına casusluk” suçlamalarını düşürmemesi halinde, Snapback mekanizmasını devreye sokmakla tehdit etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İranlı mevkidaşına ulaşacağını söyledi ve karşı önlemler almakla tehdit ederek bu hareketi “kabul edilemez bir provokasyon ve saldırganlık” olarak niteledi.