Türkiye'nin ihracat artışında Rusya başı çekti

Türkiye, temmuz ayında değer bazında en fazla ihracat artışını Rusya'ya gerçekleştirdi.

Ambarlı limanı (AA)
Ambarlı limanı (AA)
TT

Türkiye'nin ihracat artışında Rusya başı çekti

Ambarlı limanı (AA)
Ambarlı limanı (AA)

Türkiye devam eden jeopolitik risklere karşın güçlü ihracat performansını sürdürüyor.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle küresel tedarik zincirinde görülen aksamalar ve ülkelerin Rusya ile ticari ilişkilerinin olumsuz etkilenmesine karşın Türkiye sürdürdüğü denge stratejisi ve etkili dış politikayla Rusya'ya ticaretini etkin şekilde sürdürmeye devam ediyor.
Savaşın başladığı ilk zamanlarda siparişlerde gecikme ve aksamalar yaşansa da Türk ihracatçılarının çözüm odaklı yaklaşımlarıyla Türkiye-Rusya arasındaki ticaret artmaya devam ediyor.
Böylece Türkiye, temmuz ayında değer bazında en fazla ihracat artışını Rusya'ya gerçekleştirdi.
Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ihracatı temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,4 artarak 18 milyar 550 milyon dolara yükseldi.
Türkiye'nin Rusya'ya dış satımı temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre 236 milyon 932 bin dolar artışla 609 milyon 68 bin dolara çıktı.
Bu dönemde, miktar bazında ihracat artışında Rusya'yı, Bulgaristan, ABD, Hollanda, Güney Afrika Cumhuriyeti izledi.
Temmuz ayında, Türkiye'nin dış satımı Bulgaristan'a 218 milyon 439 bin dolar artarak 483 milyon 279 bin dolara, ABD'ye 213 milyon 263 bin dolar artışla 1 milyar 119 milyon dolara, Hollanda'ya 194 milyon 735 bin dolar yükselişle 673 milyon 429 bin dolara, Güney Afrika'ya 135 milyon 496 bin dolar artışla 224 milyon 207 bin dolara ulaştı.
Rusya böylece Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı yedinci ülke oldu.

Rusya'ya ihracatta lokomotif sektör kimyevi maddeler ve mamulleri oldu
Türkiye'nin Rusya'ya ihracatında en fazla dış satımı kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü yaptı.
Kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü temmuz ayında Rusya'ya 115 milyon 256 bin dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi. Kimyevi maddeler ve mamullerini 83 milyon 224 bin dolarla yaş meyve ve sebze, 58 milyon dolarla makine ve aksamları, 49 milyon 532 bin dolarla otomotiv endüstrisi, 43 milyon 756 bin dolarla tekstil ve hammaddeleri izledi.
Rusya'ya en az talep gösteren sektörler ise 212 bin dolarla süs bitkileri ve mamulleri, 400 bin dolarla diğer sanayi ürünleri, 515 bin dolarla zeytin ve zeytinyağı, 703 bin dolarla gemi yat ve hizmetleri, 1 milyon 241 bin dolarla mücevher sektörü oldu.

Öne çıkan il İstanbul
Rusya'ya dış satımda en fazla ihracatı 291 milyon 535 bin dolarla İstanbullu şirketler yaptı.
İstanbul'u, 46 milyon 147 bin dolarla İzmir, 28 milyon 819 bin dolarla Bursa, 23 milyon 949 bin dolarla Kocaeli, 23 milyon 236 bin dolarla Ankara izledi.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe