Yemen: Marib’deki sel sebebiyle 17 bin Yemenli aile zarar gördü

Yemen’deki sel mağdurlarına insani yardım sunulması için yardım kuruluşlarına ve devlet kurumlarına çağrı yapıldı

Yemen Kızılayı’nın Marib’deki selden etkilenen ailelere yaptığı yardımlar (SABA)
Yemen Kızılayı’nın Marib’deki selden etkilenen ailelere yaptığı yardımlar (SABA)
TT

Yemen: Marib’deki sel sebebiyle 17 bin Yemenli aile zarar gördü

Yemen Kızılayı’nın Marib’deki selden etkilenen ailelere yaptığı yardımlar (SABA)
Yemen Kızılayı’nın Marib’deki selden etkilenen ailelere yaptığı yardımlar (SABA)

Yemen’in Marib Valiliği’ni vuran yoğun sağanak yağışlar nedeniyle evlerin hasar görmesi sonucunda binlerce Yemenli aileye yardım yetiştirme çalıştırmaları devam ederken, bir ön raporda, özellikle yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda 16 bin 700 ailenin sellerden etkilendiği tahmin ediliyor.
Hükümetin raporlarına göre, Marib Valiliği, Husilerden kaçan iki milyondan fazla yerinden edilmiş insanı içeriyor. el-Cufine kampı, sağanak yağışlardan zarar gören en büyük kamp oldu.
Marib’in dağlık bölgelerinde son saatlerde yağışlar devam ederken, Ülke İçinde Yerinden Olmuş Kişilerin Kamplarının (ÜİYOK) Yönetimi Yürütme Birimi, binlerce ailenin tamamen veya kısmen selden etkilendiğini bildirdi.
Marib’deki Yürütme Birimi, ön bilgileri paylaştı. Söz konusu bilgilerde “Marib’te son saatlerde tanık olunan yağmur ve sel, 16 bin 700 yerinden edilmiş aileyi etkiledi” ifadelerine yer verildi. Bu bilgilere göre “5 bin 287 aile tamamen, 11 bin 448 aile kısmen etkilendi. Bunlar arasında, evleri sel ve erozyona uğrayan aileler de bulunuyor” ifadelerine yer verildi.
Bu sırada Marib yerel medyası, Yemen Kızılay Derneği’nin şubesinin el-Medina ve el-Vadi ilçelerinde yağmur ve selden etkilenen yerinden edilmiş ailelere 500 barınak ihtiyaç çantası dağıttığını bildirdi.
Her bir çantada gerekli malzemeler, mutfak gereçleri, battaniyeler, kilim, su arıtma cihazı, elektrikli fener ve banyo malzemeleri bulunuyor.
Aynı bağlamda, Yürütme Birimi durumu felaket olarak nitelendirerek, etkilenen insanlara barınma sağlamak, kamplara giden açık yolları korumak, su drenaj çıkışları sağlamak ve yerleşim topluluklarını korumak üzere bir imdat çağrısı yayınladı.
Yürütme Birimi tarafından yayınlanan imdat çağrısında, valiliğin tanık olduğu, iklim değişiklikleri konusundaki derin endişesini dile getirdi. Bu olgunun, saatlerce süren ve sellere sonuçlanan şiddetli yağışlara yol açtığını, yerinden edilenlerin evlerine, kamplarına ve topluluklarına büyük zarar verdiğini ve birçoğunu süpürüp tamamen yok ettiğini belirtti. Birim, bunların zaten acil ve geçici bir barınaklar olduğunu, kamplarda ve yerinden edilmiş kişilerin toplumlardakilerin çoğunun harap barınaklar, ağlar, çadırlar ve kerpiç evlerden oluşan acil barınaklarda yaşadıkları için bu hava koşullarının çoğunu tamamen veya kısmen hasar verdiğini açıkladı.
Yürütme Birimi’nin belirttiğine göre, saha birimleri durumu değerlendirmek için kamplara ve yerinden edilenlerin toplandığı yerlere gitti ancak şiddetli yağışlar ve seller nedeniyle bazı kamplara ve yerinden edilmiş insanların toplandığı yerlere ulaşılamadı.
Yürütme Birimi yardım çağrısında, uluslararası ve yerel insani yardım ortaklarına ve Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA), durum herhangi bir gecikmeyi kaldıramayacağı için etkilenen binlerce ailenin hayatını kurtarmak, zarar gören ailelere barınak, yiyecek, su ve çevre temizliği gibi temel malzemeleri ve sağlık bakımı sağlamak için destek ve acil müdahale çağrısında bulundu. Yürütme Birimi, uluslararası ortaklara, ailelerin çoğunluğunun herhangi bir afet veya kaza durumunda hızla hasar gören acil durumlarda kullanılan barınaklarında yaşadıkları için, sürdürülebilir barınaklar sağlanmasına yönelik çağrısını yineledi.
Birim, valilikteki yerel otoriteye ve meşru hükümete, yerinden edilen insanların korunması, hayatlarının güvence altına alınması, iyi bir yaşam sağlanması ve temel hayat kurtarıcı ihtiyaçlarının hızla yerine getirilmesi için rollerini üstlenmeleri çağrısında bulundu. Yemen geçen aydan bu yana mevsimsel hava değişimi yaşıyor. Bu yurdun çeşitli yerlerinde yağmurlara neden oldu. Yağmurlar, evlerin ve çiftliklerin yıkılmasına ve arabaların zarar görmesine ek olarak düzinelerce kişinin ölümüne yol açtı.
Yerel raporlara göre, Marib’de ve meşru hükümetin kontrolü altındaki diğer bölgelerdeki yerel yetkililer, yağmur ve selden etkilenen insanlara, özellikle de kamplarda yaşayan yerinden edilmiş onlarca insanlara yardım etmek için yardım örgütlerini harekete geçirmeye çalışırken, Husi milisleri kontrolleri altındaki bölgelerde halkın çektiği acıları görmezden geliyor.
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief), Marib’te şiddetli yağmurlar ve seller nedeniyle zarar gören yerlerinden edilmiş 14 bin fazla Yemenliye yardım sağlamak için hızla harekete geçti.
Marib, ülke içinde yerinden edilenlerin yüzde 60’ından fazlasına ev sahipliği yaparken, yetkililer, yardım kuruluşlarına müdahale etmeleri ve etkilenen insanlara barınak ve yiyecek sağlamaları için acil bir çağrı gönderdi. KSRelief, yaklaşık 14 bin kişiden oluşan 200’den fazla aileye barınak sağlayarak acil müdahaleyi ilk uygulayan taraf oldu.
Yerel yetkililer, kampları vuran felaketin boyutunun oldukça büyük olduğunu belirterek, yardım kuruluşlarını hızla hareket geçme, ellerinde olan yardımları dağıtma, ihtiyaçların geri kalanını temin etme ve acil durum rezervlerini artırma çağrısında bulundu.
Daha önce, Yemen’deki OCHA ofisinin yayınladığı bir raporda, Yemen’de Haziran ayında meydana gelen şiddetli yağışlar ve seller nedeniyle yerinden edilmiş kişiler başta olmak üzere, 41 bin kişinin etkilendiğini ve barınak, gıda ve ev ihtiyaçları gibi temin edilmiş ihtiyaçların kaybedilmesine neden olduğunu vurguladı.
İnsani yardım ortakları ve yerel yetkililer, geçtiğimiz ay tahmini olarak 6 bin 800 aile (yaklaşık 41 bin kişi) Dali, Hudeyde, Hacce ve Taiz valiliklerindeki selden etkilendiğini aktardı.
Kaynaklarla erişilebilecek zarar görmüş bölgelerin bazılarında hızlı ilk değerlendirmeler yapıldı. Yaklaşık 400 aile Muha ilçesindeki yerinden edilmiş yerlerde izlendi. Taiz’in birçok bölgesi de selden etkilendi.
Selden etkilenen alanlarda ilk değerlendirmeleri yapan ulusal sivil savunma kurumlarına göre, sellerden el-Taziye, Maviye, Dimne, Hadir, Makbanah ve Sami bölgelerinde 2 bin 800’den fazla aile (yaklaşık 16 bin 800 kişi) zarar gördü.
Rapora göre, Hudeyde’deki yerinden edilmiş insanlar, şiddetli yağmur ve sel ile barınaklarının ve gıda kaynaklarının tahrip edilmesiyle karşı karşıya kaldı.
Kamp yönetimi ve koordinasyon ortakları tarafından yapılan ilk değerlendirmeye göre, Hacca vilayetindeki Abs, Eslem, Hayran-Muharrak ve Beni Kays ilçelerindeki 22 bölgede 2 bin 900’den fazla yerinden edilmiş aile ve el-Hudeyde vilayetindeki el-Zahra ilçesindeki yerinden edilmişlerin yaşadığı 13 bölgede 238 aile etkilendi. Bu arada insani yardım ortakları, ed-Dali şehri ve Kataba bölgesinde 11 noktada yaklaşık 470 ailenin etkilendiğini ifade etti.



Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
TT

Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Başkanı Burhanettin Duran, bugün yaptığı açıklamada, Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan özel uçağın Ankara yakınlarında düşmeden önce elektrik arızası bildirdiğini ve acil iniş talebinde bulunduğunu söyledi.

Açıklamada ayrıca, Dassault Falcon 50 tipi uçağın dün TSİ 17:17'de Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru havalandığı ve TSİ 17:33'te elektrik arızası nedeniyle hava trafik kontrolüne acil durum bildirdiği belirtildi.

Libya ve Türk yetkililer, kazada üç mürettebat da dahil olmak üzere 8 kişinin öldüğünü açıkladı.

Duran, hava trafik kontrolünün uçağı Esenboğa Havalimanı'na yönlendirdiğini ve acil durum prosedürlerinin uygulandığını, ancak uçağın iniş sırasında 17:36'da radar ekranlarından kaybolduğunu ve iletişimin kesildiğini söyledi.

gthyu
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün Ankara'da Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali el-Haddad ile görüşmesi sırasında (Türkiye Savunma Bakanlığı- X)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya daha önce yaptığı açıklamada, uçağın Ankara'nın Haymana ilçesi üzerinde uçarken acil iniş talebinde bulunduğunu ve enkazın daha sonra aynı ilçenin Kesik Kavak köyü yakınlarında bulunduğunu belirtmişti.

Duran, İçişleri Bakanlığı'nın operasyonu başlatmasının ardından arama kurtarma ekiplerinin kaza yerine ulaştığını ve kazanın nedenine ilişkin soruşturmanın tüm ilgili makamların katılımıyla devam ettiğini kaydetti.

Uluslararası alanda tanınan Libya hükümeti, ölenler arasında Ordu Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali Ahmed el-Haddad, Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı, Askeri Üretim Otoritesi Direktörü, Libya Ordusu Genelkurmay Başkanının danışmanı ve Genelkurmay Başkanının medya ofisinden bir fotoğrafçının bulunduğunu açıkladı.

Libyalı yetkililer, uçağın Malta'dan kiralandığını ve orada kayıtlı olduğunu belirterek, olayla ilgili soruşturma kapsamında uçağın sahipliği, önceki sorun kayıtları ve teknik özellikleri gibi bilgilerin inceleneceğini ifade etti.


Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

TT

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘tarif edilemez ölçüde büyük insani acı’ uyarıları yaptığı bir dönemde, Sudan’da geçiş hükümetinin başbakanı Kâmil İdris, ülkesinde bin gündür süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir barış girişimini BM Güvenlik Konseyi üyelerine sundu. Aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’yu (Hamideti) derhal insani ateşkesi kabul etmeye çağırdı.

Burhan ile Hamideti’nin bu önerileri kabul edip etmeyeceği henüz netlik kazanmazken, HDK’nin geçtiğimiz kasım ayı başında bir insani ateşkesi kabul ettiği hatırlatıldı.

İdris, pazartesi akşamı New York’ta düzenlenen BM Güvenlik Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada, “Sudan, savaş nedeniyle varoluşsal bir krizle karşı karşıya” dedi. Söz konusu girişimin ‘bir yanılsamadan değil, bir zorunluluktan; bir zaferden değil, bir sorumluluktan’ doğduğunu ifade eden İdris, planın BM, Afrika Birliği (AfB) ve Arap Birliği gözetiminde ateşkes ilan edilmesini, HDK’nin kontrol ettiği tüm bölgelerden çekilmesini, kamplara taşınmasını ve silahsızlandırılmasını öngördüğünü belirtti.

Zorunlu değil

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’dan oluşan Uluslararası Dörtlü’nün desteklediği ateşkese dolaylı bir gönderme yapan Kâmil İdris, hükümetin önerisinin ‘yerel olarak hazırlandığını ve dışarıdan dayatılmadığını’ vurguladı. HDK’nin kamplarla sınırlandırılmaması halinde ateşkesin ‘başarı şansının olmadığını’ belirten İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesine girişimine destek çağrısında bulundu. İdris, “Bu girişim, Sudan’ın uçurumun kenarından geri döndüğü ve uluslararası toplumun tarihin doğru tarafında yer aldığı bir an olabilir” dedi. İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘çöküşün tanığı olarak değil, toparlanmanın ortağı olarak anılması gerektiğini’ ifade etti.

frgt
New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi oturumundan (BM)

Öte yandan, İdris’ten önce BM Güvenlik Konseyi üyelerine hitap eden ABD’nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Jeffrey Bartos, Trump yönetiminin ilerlemenin yolu olarak insani ateşkes önerdiğini söyledi. Bartos, “Savaşan iki tarafı bu planı ön koşulsuz ve derhal kabul etmeye çağırıyoruz” dedi. Bartos, Trump yönetiminin Darfur ve Kordofan bölgelerindeki dehşet verici şiddeti ve Sudan ordusu ile HDK tarafından işlenen, hesap sorulması gereken vahşetleri şiddetle kınadığını belirtti.

Bu açıklamalar, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçtiğimiz cuma günü yaptığı değerlendirmeleri de hatırlattı. Rubio, yeni yılın Sudan’da insani ateşkes için bir fırsat sunduğunu belirterek, “Odaklanmamızın yüzde 99’u bu insani ateşkese ve ona mümkün olan en kısa sürede ulaşmaya yönelik” dedi. Yeni yılın iki taraf için de anlaşmaya varmak adına büyük bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Rubio, bu yönde azami çaba gösterdiklerini söyledi. Rubio, “Orada yaşananlar dehşet verici, gerçekten korkunç” diye konuştu.

sxdcfg
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında (AFP)

Silah tedariki konusunda Rubio, “Bu konuda bazı ilerlemeler kaydedebileceğimizi umuyoruz, ancak ilerleme kaydetmek için dış aktörlerin nüfuzlarını kullanmaları gerektiğini biliyoruz” dedi.

Silah tedariki

BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Halid Hıyari, gelişmiş silahların kesintisiz sevkiyatıyla körüklenen Sudan’daki savaşa ilişkin artan endişelerini dile getirdi. Hıyari, silah tedarikini durdurmayı reddeden ülkeleri eleştirirken, uzlaşmaya yanaşmayan ve gerilimi düşürme iradesi göstermeyen hükümet güçleri ile yarı askerî unsurları da hedef aldı.

Hıyari, “Bu ülkeler petrol gelirlerini korumak için çatışmaları durdurmayı başarabildi, ancak kendi halklarını korumak söz konusu olduğunda bunu yapmayı başaramadı” dedi. Her iki tarafın destekçilerine nüfuzlarını ‘katliamı durdurmaya yardımcı olmak için kullanmaları’ çağrısında bulundu.

Son gelişmelerin, ‘çatışmanın giderek daha karmaşık bir nitelik kazandığını ve bölgesel boyutlarının genişlediğini’ gösterdiği uyarısında bulunan Hıyari, bu eğilimlere müdahale edilmemesi halinde Sudan’ın komşularının ülke içinde ve çevresinde bölgesel bir çatışmaya sürüklenebileceğini söyledi. Çatışmanın özellikle kaygı verici yönlerinden birinin, her iki tarafın da insansız hava araçlarını (İHA) yoğun şekilde kullanarak rastgele saldırılar düzenlemesi olduğunu belirten Hıyari, bunun çok sayıda sivil can kaybına yol açtığını ifade etti. Silah akışının, daha gelişmiş ve daha ölümcül hâle gelerek sürmesinin çatışmanın temel itici gücü olmaya devam ettiğini vurgulayan Hıyari, “Bu akışın durdurulması yönündeki çağrılar görmezden gelindi ve kimse hesap vermedi” dedi.

Hıyari, durumun daha fazla kötüleşmesini önlemek, Sudan’ın birliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için ‘hızlı ve eşgüdümlü bir hareketin’ gerekli olduğunu kaydetti.

BM Genel Sekreteri’nin Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra’nın, şiddeti azaltmaya ve sivillerin korunmasını güçlendirmeye yönelik somut ve uygulanabilir tedbirler üzerinde görüşmeler yapılması için çatışmanın taraflarıyla temas hâlinde olduğunu bildiren Hıyari, odağın şu anda AfB öncülüğünde yürütülecek kapsamlı bir Sudan diyaloğuna destek vermek olduğunu söyledi. Bu sürecin, sivil liderliğinde güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi geçişin önünü açmasının hedeflendiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Operasyonlar ve Savunuculuk Bölümü Direktörü Edem Wosornu ise “Bu çatışmanın vahşeti sınır tanımıyor” diyerek, Kordofan eyaletinin şiddet ve acının yeni merkezi hâline geldiğine dikkat çekti. Wosornu, BM’nin, HDK’nin el-Faşir’i ele geçirmesi sırasında ve sonrasında uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerine ilişkin yeni raporlar almaya devam ettiğini, bunlar arasında toplu katliamlar ve cinsel şiddet vakalarının da bulunduğunu söyledi.

BAE'nin pozisyonu

BAE'nin BM Daimî Temsilcisi Muhammed Ebu Şihab, insani ateşkesin derhal hayata geçirilmesi ve buna en acil şekilde ihtiyaç duyan Sudanlı sivillere yardımların ulaştırılması için acil bir fırsat bulunduğunu söyledi. Tarihten çıkarılan dersler ile mevcut gerçeklerin, savaşan taraflardan herhangi birinin tek başına yürüteceği çabaların sürdürülebilir olmadığını ve yalnızca savaşın uzamasına yol açacağını ortaya koyduğunu vurguladı. Ebu Şihab, insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkes sağlanması ve ‘çatışan taraflardan bağımsız, sivil yönetime giden bir sürecin’ başlatılması gerektiğini ifade etti.


Ukrayna'da esir alınan iki Kuzey Koreli savaş esiri Güney Kore'de "yeni bir hayat" arıyor

İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
TT

Ukrayna'da esir alınan iki Kuzey Koreli savaş esiri Güney Kore'de "yeni bir hayat" arıyor

İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)

AFP'nin bugün gördüğü bir mektuba göre, Ukrayna'da esir tutulan iki Kuzey Koreli savaş esiri, Güney Kore'de "yeni bir hayata" başlama arzusunu dile getirdi.

İki asker, ekim ayı sonlarında Seul merkezli bir insan hakları örgütüne yazdıkları mektupta, "Güney Kore halkının desteği sayesinde yeni hayaller ve özlemler yeşermeye başlıyor" ifadelerine yer verdi.

Güney Kore ve Batı istihbarat teşkilatları, Kuzey Kore'nin, Rusya'nın yaklaşık dört yıldır süren Ukrayna işgalini desteklemek için binlerce asker gönderdiğini bildiriyor. Daha önceki haberler, ocak ayında Kiev tarafından savaşta yaralandıktan sonra gözaltına alınan iki kişinin Güney Kore'den sığınma talebinde bulunduğunu belirtmişti.

Mektupta, iki adam kendileri adına çalışanlara "bizi cesaretlendirdikleri ve bu durumu bir trajedi olarak değil, yeni bir hayatın başlangıcı olarak gördükleri için" teşekkür ettiler. "Yalnız olmadığımıza inanıyoruz ve Güney Kore'dekileri babalarımız ve kardeşlerimiz olarak görüyoruz ve onlara yönelmeye karar verdik" ifadelerini kullandılar.

Mektup, güvenlikleri için isimleri açıklanmayan iki asker tarafından imzalanmıştı.