Tahran, nükleer müzakerelerin başarısını Washington’ın göstereceği esnekliğe bağlıyor

Coburg Palace Hotel. (EPA)
Coburg Palace Hotel. (EPA)
TT

Tahran, nükleer müzakerelerin başarısını Washington’ın göstereceği esnekliğe bağlıyor

Coburg Palace Hotel. (EPA)
Coburg Palace Hotel. (EPA)

İran’la 2015’te yapılan nükleer anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesi için Viyana’da yürütülen müzakerelerin yeni turunun dördüncü gününde dün, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan yaptığı açıklamada, Tahran'ın anlaşmayı yeniden canlandırmak istediğini vurguladı. Ancak diplomatik gidişatın Washington'ın esnekliğine bağlı olduğunu söyleyen Abdullahiyan, İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) İran'da açıklanmayan üç bölgede bulunan uranyumun izleri hakkındaki soruşturmasının kapatılması talebini yineledi. Aynı zamanda İran'ın nükleer bomba peşinde olduğu iddialarını yalanladı.
Avrupa’nın nükleer müzakerelerdeki koordinatörü Enrique Mora, İran’ın müzakere heyetinin başkanı olan Ali Bakıri Kani ile görüşmelerine Coburg Palace Hotel'de devam etti. Görüşmelerin siyasi heyetler ve uzmanlar düzeyinde devam ettiğini aktaran İran medyası, İran ve ABD taraflarının tartışmalı iki veya üç hususun üstesinden gelmek için görüş alışverişinde bulunduklarına dikkat çekti.
Mora, Tahran'ın ABD’lilerle doğrudan müzakere masasına oturmayı reddetmesi dolayısıyla ABD ve İran heyetleri arasında mekik dokuyor. ISNA'nın haberine göre iki taraf arasındaki görüşmelerde yaptırımların kaldırılması, ABD'nin nükleer anlaşmadan bir daha çekilmeyeceğinin güvence altına alınması, şahıs, şirket ve kuruluşların dahil olduğu listeler ve UAEA ile Tahran arasındaki çekişmeli meselelere odaklanılıyor.
İran resmi haber ajansı IRNA ise heyetlerin yürüttükleri toplantıların, nihai bir anlaşmaya varma yönünde halen bir umut olduğu varsayımını pekiştirdiğini ancak Batılı tarafın sürdürülebilir bir anlaşma oluşturmanın gerekliliklerini kabul etmesine bağlı olduğunu vurguladı.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, Instagram hesabından yaptığı açıklamada dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söyledi. Söz konusu telefon görüşmesinde UAEA’yı İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili geri kalan teknik meseleleri çözmeye ve kendisini siyasi açıdan deformasyona uğramış ve yapıcı olmayan sorunlardan uzaklaştırmaya çağırdı. Abdullahiyan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
 “Nükleer silahların İran'ın stratejik öğretisinde yeri yok. Viyana'daki görüşmeleri ciddiyetle takip eden İran, güçlü ve sürdürülebilir bir anlaşmaya varmaya kararlı. Ancak bir anlaşmaya varılması Washington’ın göstereceği esnekliğe bağlı.”
Abdullahiyan, Cumartesi günü Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, nükleer görüşmelerde sundukları önerilere ABD yönetiminden gerçekçi bir yanıt verilmesini beklediklerini kaydetmişti.
İran altıncı nesil yüzlerce santrifüjü çalıştırıp uranyum zenginleştirerek yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stoku biriktirirken Batılı güçler ise İran'ın nükleer müzakerelerden vazgeçeceğinden korkuyor.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, birkaç gün önceki açıklamasında ülkesinin nükleer bomba yapabilecek teknik kapasiteye sahip olduğunu ancak böyle bir programı olmadığını söylemişti. Stratejik teorisyen Muhammed Cevad Laricani de konuyla ilgili açıklamasında “İran atom bombası üretmek istediği takdirde kimse Tahran'ı durduramaz” vurgusunda bulunmuştu. Bu açıklamalar, İran’ın nükleer programının gidişatını nükleer silah edinme yönünde değiştirebileceğine işaret ediyor.
İran’daki resmi haber sitelerinde İran’ın Devrim Muhafızları’nı ABD'nin yabancı terör örgütleri listesinden çıkarma talebinin ele alınmaması ise dikkat çekiciydi. Avrupalı bir yetkili perşembe günü yaptığı açıklamada, Tahran’ın bu konuyu Washington ile doğrudan görüşmelerde tartışma talebinden vazgeçtiğini söyledi. Ancak üst düzey bir İranlı yetkili, Reuters’a verdiği demeçte, İran heyetinin görüşmelerde Devrim Muhafızları’na yönelik yaptırımların kademeli olarak kaldırılması hususunda özel öneriler sunduğunu aktardı
Bloomberg, Perşembe günü yayınlanan haberinde İran’ın alacağı güvencelerden feragat ettiğini, buna karşılık Tahran’ın ABD'nin anlaşmadan herhangi bir şekilde geri çekilmesi hususunda ABD'den tazminat alma taahhüdünü kabul ettiğini bildirmişti. Buna rağmen İran hükümet medyası, ABD yönetiminden talep edilecek garantilere odaklandı. Haberlere göre ABD’nin kendisi nükleer anlaşmadan çekildiği takdirde İran'a yatırım yapan yabancı şirketlerin bu durumdan etkilenmeyeceği sözünü verdiği belirtildi. Ancak Biden böyle bir taahhütte bulunamaz. Zira bağlayıcı olmayan bir siyasi anlayış niteliğindeki nükleer anlaşma, yasal olarak bağlayıcı değil.
Avrupa Birliği (AB) Troykası (Fransa, İngiltere ve Almanya) ülkeleri yeni müzakere turuna uzmanlarla sınırlı olmak üzere düşük düzeyde bir temsilcilik ile katılım sağlarken Rus ve Çinli müzakereciler ise müzakereleri yakından takip ediyor. Rusya'nın Viyana'daki İran nükleer Başmüzakerecisi Mihail Ulyanov, müzakerelerin yürütüldüğü binanın önünde gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi:
“Doğru yolda ilerliyoruz. Çok az sayıda mesele kaldı. Yalnızca üç veya dört tane. Bazıları çözüme çok yakın. Haftalar değil, günlerden bahsediyoruz. Çalışmalarımız çok yakında başarı ile sonuçlanırsa şaşırmam.”
Ulyanov ayrıca güvenceler hususunda bazı ilerlemelerin kaydedildiğini belirtti.
AFP’nin haberine göre bir anlaşmaya çok yakında varılabileceğini, ancak bunun garantisi olmadığını söyleyen Ulyanov, “Her zamanki gibi her şey üzerinde anlaşmaya varılmadığı taktirde hiçbir şey üzerinde anlaşma sağlanmaz” dedi.
Ulyanov cumartesi günü yaptığı açıklamada Çin ve Rusya’nın Avrupalı arabulucunun müzakerelerde mevcut çıkmazı aşmak için öne sürdüğü taslak metne yönelik çekincelerinin olduğu iddialarını reddetmişti. Twitter hesabından yaptığı açıklamada Rusya ve Çin'in AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in nükleer müzakereleri sona erdirme yönündeki önerisini reddettiği iddialarının doğru olmadığını belirten Ulyanov, “AB, görüşmelerin koordinatörü sıfatı ile tamamen desteklediğimiz bazı yararlı değişikliklere gitti” ifadelerini kullandı.
Ulyanov cumartesi günü Twitter üzerinden yaptığı başka bir açıklamada, “Gündemde çözülemeyecek konu yok. Kalan bazı anlaşmazlıklara rağmen müzakereciler görevlerini başarıyla yerine getirme fırsatına sahip” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un şu an müzakere edilen anlaşmayı 2015'te müzakere edilen orijinal anlaşma ile değiştirme arzusu hususundaki uyarısı, anlaşmayı destekleyen İran çevrelerinin Moskova'nın müzakereleri engelleyeceğinden endişe etmesine neden oldu.
Cuma günü yaptığı açıklamada Rusya'nın nükleer anlaşma kapsamında Tahran'ın tutumunu desteklediğini vurgulayan Lavrov şunları söyledi:
“Şimdi mesele şu ki Washington, değiştirilmiş bir planı yeni bir anlaşmanın konusu yapmaya çalışıyor. İranlılar ise anlaşmanın 2015'te müzakere edildiği gibi yapılmasında ısrar ediyor. Tahran'ın tutumunun tamamen meşru olduğuna inanıyoruz.”
Diğer yandan İranlı parlamenterler ise Viyana'da devam eden müzakerelerde olup bitenlerden haberdar olmadıklarından şikayet ediyor. Ülkesinin yaptırımları kaldırma yönünde müzakerelerde bulunduğunu vurgulayan İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Sözcüsü Ebu el-Fadl Amudi, bir anlaşmaya varıldığı takdirde İran’ın almak zorunda kalacağı nükleer taahhütlere ise değinmedi.
IRNA’nın haberine göre “Diğer taraf yaptırımları bir baskı aracı ve müzakere vesilesi olarak kullanmaya çalışıyor. İran'a yönelik yaptırımlar cevapsız kalmamalı” diyen Amudi, İran'ın böyle bir zamanda uranyum zenginleştirme hızını artırma kararının arkasında durduğunu dile getirdi.
İranlı analistler ise Tahran'daki yetkililerin nükleer anlaşmayı ekonomik açıdan çıkar sağlayacakları bir anlaşma haline getirmek amacıyla ‘yaptırımların kaldırılması’ ve ekonomik faydalar elde edilmesine odaklandıklarını söylüyor.
Yüzde 60'a kadar uranyum zenginleştirme işlemlerini yürüten İran, nükleer silah üretmek için gerekli olan yüzde 90 oranına giderek yaklaşıyor. Ancak nükleer anlaşma ise İran'ın uranyum zenginleştirme oranını yüzde 3,67 saflıkla sınırlandırıyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump 2018’de Tahran’a uygulanan uluslararası ekonomik yaptırımların hafifletilmesi karşılığında Tahran’ın nükleer zenginleştirmeyi kısıtlamasını şart koşan nükleer anlaşmadan çekilme kararı almıştı.



Hamas savaşçıları, ‘Ebu Şebab milislerinin’ tutuklandığını duyurdu

Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)
Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)
TT

Hamas savaşçıları, ‘Ebu Şebab milislerinin’ tutuklandığını duyurdu

Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)
Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)

Gazze'de Hamas tarafından desteklenen ‘Direniş Güvenliği’ (Radı) adlı silahlı grup, İsrail tarafından desteklenen Filistinli Yaser Ebu Şebab'ın liderliğindeki silahlı milislerin bazı üyelerini ‘tutukladığını’ duyurdu. Grup, ‘yıkıcı faaliyetlerde kullanılan askeri teçhizat ve araçlara el koyduğunu’ açıkladı.

Radı adına yapılan açıklamada, ‘Yaser Ebu Şebab milisleri’ olarak bilinen ve ‘Halk Güçleri’ adı verilen, çoğunlukla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta, İsrail güçlerinin kontrolündeki bölgelerde faaliyet gösteren grubun üyeleri aleyhine bir operasyon düzenlendiği belirtildi.

Açıklamada, ‘ihanet yuvalarına karşı devam eden caydırıcı operasyonlar’ kapsamında, grubun ‘dün sabah erken saatlerde Gazze'nin güneyinde, iç güvenliği baltalamak ve yasadışı şüpheli faaliyetlerde bulunmakla suçlanan Yaser Ebu Şebab milislerini hedef alan hassas bir güvenlik operasyonu’ düzenlediği ifade edildi.

Açıklamaya göre, operasyon ‘hedef bölgenin tamamen kuşatılmasının ardından gerçekleştirildi ve bu sayede güçler, önemli bir direnişle karşılaşmadan bölgeyi kontrol altına aldı ve aranan kişileri tutukladı.’

Şarku’l Avsat, Gazze Şeridi'ndeki saha kaynaklarından, olayın ‘Hamas güvenlik güçlerine bağlı unsurların, Han Yunus'un güneybatısındaki et-Tine yardım merkezinin kuzeyinde, Arz el-Leymun olarak bilinen bölgede Ebu Şebab'a bağlı milislere başarılı bir pusu kurmasının ardından’ meydana geldiğini öğrendi.

Kaynaklar, ‘güvenlik güçlerinin Ebu Şebab'a bağlı silahlı bir grubun bölgeye doğru ilerlediğini fark edip onlara ateş açtığını’ belirtti. Grubun tüm üyelerini tutukladıktan sonra, hafif silahlarını, iki aracı ve bir motosikleti ele geçirdiler.

Kaynaklara göre, güvenlik güçleri geri çekildi ve bölgeden ayrılana kadar İsrail ordusu müdahale etmedi. İsrail ordusu genellikle, Ebu Şebab'ın grubunu korumak için tanklar veya insansız hava araçları (İHA) kullanırdı.


Eski rehine Batı Şeria'daki İsrail yerleşim yerine geri döndü

Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)
Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)
TT

Eski rehine Batı Şeria'daki İsrail yerleşim yerine geri döndü

Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)
Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)

Binlerce kişi dün, Gazze Şeridi'nden serbest bırakıldıktan bir hafta sonra hastaneden taburcu edilen eski İsrailli rehine Avinatan Or'u, işgal altında bulunan Batı Şeria'daki Şilo yerleşiminde ailesinin evine dönüşünde karşılamak için bir araya geldi.

30 yaşındaki Avinatan Or, ABD'nin baskısı altında 10 Ekim'de yürürlüğe giren Gazze ateşkes anlaşması kapsamında geçen hafta 19 diğer canlı rehineyle birlikte serbest bırakıldı.

7 Ekim 2023'te Gazze sınırına yakın Nova Müzik Festivali'nde partneri Noa Argamani ile birlikte kaçırılma sahneleri, o günden bu yana en çok paylaşılan görüntüler arasında yer aldı.

Söz konusu görüntülerde Argamani bir motosikletle zorla götürülürken, Or ise elleri arkadan bağlı halde birkaç adam tarafından çevrelenmiş olarak ayakta dururken görüldü.

Argamani, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta düzenlenen askeri operasyonla 248 gün sonra özgürlüğüne kavuşurken, Or ise son ateşkes anlaşması kapsamında 13 Ekim'de serbest bırakıldı.

tyu
Serbest bırakılan rehine Avinatan Or'un işgal altında bulunan Batı Şeria'daki Şilo yerleşim yerine dönüşünü bekleyen İsrailli yerleşimciler, 21 Ekim 2025. (AFP)

Yedi kardeşin ikincisi olan Or, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şilo yerleşiminde büyüdü. Adının verildiği kavşakta Or, rehinelere desteği simgeleyen sarı bir kapıdan geçtikten sonra, adını haykıran kalabalığa seslendi.

“Umarım yıllar boyunca bize verdiğiniz tüm sevgiyi bundan sonra da yaşayabiliriz. Ancak bu sevgiyle galip gelebiliriz” diyen Or, “Onlar olmasaydı bugün burada olamazdım” diyerek İsrail askerlerine teşekkür etti.

Yerleşim bölgesinin girişinde karşılanan Or'un dönüşünü kutlamak için sinagogun önünde geleneksel danslar sergilendi. Ayrıca bölgenin yakınında Or'un resminin ve “Avinatan, geri döndüğüne çok sevindik” yazısının yer aldığı pankartlar asıldı.

Ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca Hamas, 13 Ekim'de 2023 saldırısından bu yana elinde tuttuğu son 20 canlı rehineyi serbest bıraktı. Bazı rehinelerin cesetleri Gazze Şeridi'nde kalmaya devam ediyor. Hamas, iki yıllık savaşın ardından yıkılmış bölgeden cesetleri çıkarmakta zorluk yaşadığını belirtti.


Sudani: Irak hükümeti, ABD ile ikili iş birliğinin ivmesini sürdürmek istiyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)
TT

Sudani: Irak hükümeti, ABD ile ikili iş birliğinin ivmesini sürdürmek istiyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani bugün, Irak hükümetinin ABD ile ikili iş birliğinin ivmesini sürdürme ve son aylarda varılan anlaşma ve mutabakatların uygulanmasını ilerletme konusundaki kararlılığını yineledi.

Irak hükümetinden yapılan açıklamaya göre Sudani, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yaptığı telefon görüşmesinde, Irak hükümetinin ‘iki ülkenin ortak vizyonunu yansıtacak şekilde, ekonomik bağları genişletmek, cazip bir yatırım ortamı geliştirmek ve Irak'ta ABD yatırımları ve şirketleri için elverişli bir ortam yaratmak için çalıştığını’ söyledi.

Sudani, ‘Bağdat ile Washington arasındaki dostane ilişkilerin, ortak hedeflerin gerçekleştirilmesi için sürekli istişare ve koordinasyon çerçevesinde, ortak çıkarları güçlendiren ve karşılıklı güveni pekiştiren yapıcı diyalog ve çoklu kanallar aracılığıyla sürekli iletişim üzerine kurulu olduğunu’ vurguladı ve ‘iletişim ve istişare çerçevesi dışında tek taraflı adımlardan kaçınılması gerektiğini’ belirtti.

Sudani ayrıca, Irak'ta siyasi istikrarı ve sürdürülebilir kalkınmayı pekiştirmek için demokratik süreci güçlendirme konusunda hükümetin kararlılığını da bildirdi.

Açıklamaya göre, iki taraf Irak'ta yapılacak seçimlerdeki anayasal haklar, Bağdat ile Washington arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme yolları ve ‘iki ülke arasında siyasi, ekonomik, kültürel, güvenlik ve askeri alanlarda derin ve çok boyutlu ortaklığı pekiştirmeye yönelik ortak çabaların sürdürülmesi’ konularını görüştü.