Türkiye'nin risk primi 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi

Türkiye'nin 5 yıllık CDS değeri, 1 Ağustos itibarıyla 800 baz puan seviyesinin altına gerilerken, geçen haftanın sonunda 732,78 baz puana kadar indi.

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Türkiye'nin risk primi 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), küresel resesyon endişelerinin büyük merkez bankalarının faiz artırımlarını sınırlayabileceğine yönelik beklentiler, emtia fiyatlarındaki gerileme ve Rusya'dan Türkiye'ye olan kaynak akışının etkisiyle 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi.
Ülkenin 14 Temmuz'da 898,33 baz puan seviyesine kadar çıkan 5 yıllık CDS değeri, 20 Temmuz'da 832,7 baz puan seviyesine kadar gerileyip tekrar yükselişe geçerek 27 Temmuz'da 886,53 baz puana çıkmasının ardından düşüş gösterdi.
Türkiye'nin 5 yıllık CDS değeri, 1 Ağustos itibarıyla 800 baz puan seviyesinin altına gerilerken, geçen haftanın sonunda 732,78 baz puana kadar indi.
CDS değeri, 14 Temmuz'da kaydettiği zirveden bu yana 165,5 baz puanlık azalış gösterirken 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi. Türkiye'nin 5 yıllık CDS değeri en son 6 Haziran'da 721,35 baz puan seviyesinde gerçekleşmişti.
Analistler, diğer gelişmekte olan ülkelerin CDS'lerinde de düşüş yaşandığını belirterek, resesyon endişelerinin büyük merkez bankalarının faiz artırımlarını sınırlayabileceğine yönelik beklentiler ile emtia fiyatlarındaki gerilemenin CDS'lerdeki düşüşte etkili olduğunu kaydetti.
Türkiye özelinde ise tahıl koridorunun açılması ve Rusya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere dair gelişmelerin de risk primini azaltan faktörlerden olduğuna işaret eden analistler, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu'nun (ROSATOM), Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) tamamlanması için yapacağı harcamaların 15 milyar dolarlık kısmını Türkiye'ye aktarmaya başladığına dair haberlerin de ülkenin CDS'ine olumlu yansımış olabileceğini belirtti.

"Kredi ve faiz riskinin azalma ihtimali piyasalarda risk iştahını artırdı"
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, küresel finansal piyasaların en korktuğu senaryonun büyümenin kötü gitmesi ve enflasyonun artması olduğunu söyledi.
Stagflasyon senaryolarında risk iştahının düştüğüne işaret eden Aslanoğlu, tüm risk göstergelerinin olumsuz etkilendiğini, CDS'lerin de bunların başında geldiğini anlattı.
Aslanoğlu, son gelen verilerden sonra daha ılımlı bir resesyon beklentisinin oluştuğunu belirterek, "Dünyada çok büyük bir borç var dolayısıyla bu borcun ödenmesiyle ilgili sorun, büyüme sorunu artarsa daha da yükselir. O yüzden hafif bir resesyona küresel piyasalar olumlu tepki veriyor." dedi.
Merkez bankalarından gelen açıklamaların da bunu desteklediğini kaydeden Aslanoğlu, bu yüzden risk iştahının biraz arttığını aktardı.
Aslanoğlu, enflasyonla mücadelede merkez bankalarının özellikle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) attığı adımların bir süre sonra ya yavaşlayacağı ya da duracağına dair beklentiler de olduğuna dikkati çekerek, faiz artışının da bono tahvil fiyatlarıyla ters hareket ettiği için büyük bir risk olarak görüldüğünü anlattı.
Aslanoğlu, "Hem kredi riski hem de faiz riskinin azalma ihtimali piyasalarda risk iştahını artırdı. Bu çerçevede, Türkiye ve birçok ülkede CDS'lerde bir gerileme gördük." diye konuştu.

Rusya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkiler risk primini azaltan faktörlerden
Türkiye'ye özgü bazı risklerdeki gelişmelere de değinen Aslanoğlu, şunları kaydetti:
"Rusya-Ukrayna savaşının daha derinleşmesi de Türkiye'nin CDS'ini olumsuz etkileyen bir şey. O anlamda tahıl koridorunun açılması, Rusya ve Türkiye arasındaki ekonomik, ticari ilişkilerin devam ediyor olması, bunun büyümeyi desteklemesi gibi faktörler de risk primini azaltan bir unsur oldu diye düşünüyorum. Bir miktar da küresel emtia fiyatlarındaki gerilemeler, enerji fiyatlarındaki gerilemeler, Türkiye'nin cari açık ve enflasyon riskini azaltıcı ya da en azından yükselmesini engelleyici yönde oluyor, bu da bir içsel faktör diye düşünüyorum."
Rusya'dan Türkiye'ye kaynak aktarımının gerçekleştiğine ilişkin haberlerin ülke CDS'ine etkisini de değerlendiren Aslanoğlu, "Merkez Bankası rezervlerindeki artış da Rusya'dan bu tür bir kaynak gelişi olduğuna, olabileceğine işaret ediyor. Dolayısıyla Türkiye'nin şu andaki rezerv ihtiyacı da göz önüne alındığında bu da bence olumlu bir faktör oldu gibi gözüküyor." dedi.

"Piyasada genel olarak temmuz ayında bir iyimserlik oluştu"
Swissquote Kıdemli Analisti İpek Özkardeşkaya da Fed beklentilerinin resesyon olasılığının artmasından dolayı yumuşadığını, doların dünya çapında artışını yavaşlatarak kur stratejisi uygulayan Merkez Bankasının üzerindeki baskıyı hafifletebileceğini, bunun da CDS'leri rahatlatacağını söyledi.
Özkardeşkaya,"Piyasada genel olarak temmuz ayında bir iyimserlik oluştu. Büyük merkez bankalarının faiz artırması resesyona sebep olacak görüşünden, resesyon olursa faiz artırımları durur görüşüne geçildi. Risk iştahındaki iyileşmeye etkisi olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Merkezi Washington'da bulunan Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Gelişen Piyasalar Avrupa Araştırma Birimi Başkanı Uğraş Ülkü ise, "Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkeler için CDS'lerdeki son düşüş, resesyon endişelerinin gelişmiş piyasa merkez bankalarından gelecek muhtemel faiz artırımlarını sınırlayabileceğine dair piyasa beklentilerini yansıtıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Ralli, Türkiye de dahil özellikle gelişen piyasalar ve emtia ithalatçıları için daha güçlü oldu"
Oxford Economics Gelişen Piyasalar Strateji Direktörü Regis Chatellier ise ABD faizlerinin haziran ortasındaki zirveden bu yana önemli ölçüde sıkılaştığı için, Türkiye'nin CDS sözleşmeleri de son iki hafta içinde gelişen piyasalardaki yüksek getirilerinin çoğunluğu ile birlikte gerilediğini kaydetti.
Gerileyen CDS'lerin, yüksek dış finansal ihtiyacı olan gelişen piyasalardaki şirketler için büyük bir rahatlama sağladığını dile getiren Chatellier, Türkiye'nin yıl sonuna kadar hala 5 ila 7 milyar dolar ihraç etmesi gerektiğini dile getirdi.
Chatellier Ukrayna ve Rusya'nın Karadeniz'de ihracata devam etmesiyle buğday fiyatlarının ciddi bir şekilde düştüğüne dikkati çekerek, yaşanan rallinin Türkiye de dahil özellikle gelişen piyasalar ve emtia ithalatçıları için daha güçlü olduğunu vurguladı.
Merkezi Londra'da bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Timothy Ash de Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin CDS'lerinin son dönemde küresel gelişmelerin etkisiyle daha ılımlı hale geldiğini aktardı.
Ash, piyasanın enflasyonun küresel olarak zirve yaptığını düşünmeye başladığını belirterek, Ukrayna'daki savaşın Avrupa'yı resesyona yaklaştıracağını ve bunun da küresel merkez bankalarının politika faizlerini artırması için daha az neden yarattığını ifade etti.
Petrol ve tahıl başta olmak üzere emtia fiyatlarının da ılımlı bir hale gelmeye başladığına işaret eden Ash, bunun da CDS'lerdeki düşüşe yardımcı olduğunu kaydetti.



Üç soruda ABD’nin Rusya yaptırımları

Ukrayna savaşı uzadıkçta Batılı ülkelerin Rus enerji sektörüne yaptırımları da artıyor (Reuters)
Ukrayna savaşı uzadıkçta Batılı ülkelerin Rus enerji sektörüne yaptırımları da artıyor (Reuters)
TT

Üç soruda ABD’nin Rusya yaptırımları

Ukrayna savaşı uzadıkçta Batılı ülkelerin Rus enerji sektörüne yaptırımları da artıyor (Reuters)
Ukrayna savaşı uzadıkçta Batılı ülkelerin Rus enerji sektörüne yaptırımları da artıyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, uzun süredir yaptırımla tehdit ettiği Rusya'nın enerji sektörüne yönelik somut adımı sonunda attı.

Trump, dün yaptığı açıklamada Ukrayna savaşında ateşkes anlaşmasına yanaşmadığı gerekçesiyle Rusya'nın iki büyük petrol şirketine yaptırım uygulanacağını duyurdu.

Yaptırım paketinde neler var?

ABD Hazine Bakanlığı, Rus petrol devleri Rosneft ve Lukoil'ı yaptırım listesine aldı. Bu kapsamda iki şirketin de ABD'deki tüm varlıkları dondurulacak.

Ayrıca ABD'li kişi ve kuruluşların, bu şirketlerle iş yapması da yasaklandı.

Guardian'ın aktardığına göre ABD, Rosneft ve Lukoil'la iş yapan yabancı finans kurumlarına ikincil yaptırımlar uygulamayı da değerlendiriyor.

Haberde, bu kurumlar arasında Çin, Hindistan ve Türkiye'de Rus petrolünün satışını kolaylaştıran bankaların yer alabileceğine dikkat çekiliyor.

Bloomberg'e göre, Rusya'nın en büyük iki petrol şirketi olan Rosneft ve Lukoil, ülkenin ham petrol ihracatının neredeyse yarısını gerçekleştiriyor. Her iki şirket de geçen hafta Birleşik Krallık tarafından yaptırım listesine alındı.

Avrupa Birliği de 19. yaptırım paketi kapsamında, üye ülkelerin Ocak 2027'ye kadar Rusya'dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alımlarını aşamalı olarak sonlandıracağını duyurdu.

Trump bu adımı neden şimdi attı?

Geçen yılki seçim kampanyasında Ukrayna savaşını 24 saatte bitireceği iddiasıyla gündem olan Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna lideri Volodimir Zelenski'yle birçok kez görüşmesine rağmen çatışmaları durduramadı.

Diğer yandan ABD Başkanı, Macaristan'ın başkent Budapeşte'de Putin'le yapacağını duyurduğu zirveyi de askıya aldı. İki lider ağustosta Alaska'da buluşmuştu.

Guardian'ın analizinde, Trump'ın Kongre'deki müttefiklerinden gelen yaptırımları artırma baskısına direndiğini ancak Kremlin'in tutumunu değiştirmemesi nedeniyle böyle bir adım attığı yazılıyor. AB'nin yoğun lobicilik faaliyetlerinin de Trump'ın hesaplarını değiştirdiği aktarılıyor.

Yaptırımlar işe yarayacak mı?

Rosneft ve Lukoil'a yönelik yaptırımlar, şirketlerin iş yapma kapasitesini daha da kısıtlayarak Putin üzerindeki baskıyı artırabilir.

Trump'ın ilk döneminde Hazine Bakanlığı'nda görev yapan Marshall Billingslea, özellikle ikincil yaptırımlarla bankaları hedef alma tehdidinin Moskova'yı zor duruma sokabileceğini savunuyor:

Hindistan, Çin ve Türkiye'deki rafineriler Rusya'dan petrol satın almaya devam etmek istese bile bu ülkelerdeki bankalar taleplere olumsuz yanıt verebilir.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi'nden Thomas Graham ise Kremlin'in bugüne dek Batı'nın birçok yaptırımını atlattığına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullanıyor:

Beyaz Saray bunun Kremlin'in tutumunda veya Putin'in politikasında radikal bir değişime yol açacağını düşünüyorsa, kendini kandırıyor.

Trump'ın Hindistan'a Rus petrolünü satın almama baskısının da Kremlin'i olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.

Türkiye ve ABD arasındaki LNG anlaşması

Öte yandan Türkiye, ABD'yle LNG ve nükleer enerji anlaşmasını geçen ay imzalamıştı. Trump, 25 Eylül'deki açıklamasında Türkiye'nin Rusya'dan doğalgaz satın almasını istemediğini belirtmişti. 

Reuters'ın analizinde, bu anlaşmanın Rusya ve İran'ın Avrupa enerji piyasasındaki payını olumsuz etkileyeceğine dikkat çekilmişti. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise Türkiye'yle enerji işbirliğinin süreceğini söylemişti.

Independent Türkçe, Guardian, Bloomberg, Reuters


Rusya'nın iki petrol devi Rosneft ve Lukoil hakkında en önemli bilgiler

Astrakhan Korabel Tersanesi’ndeki Lukoil platformunun yakınında bir petrol tankeri (AFP)
Astrakhan Korabel Tersanesi’ndeki Lukoil platformunun yakınında bir petrol tankeri (AFP)
TT

Rusya'nın iki petrol devi Rosneft ve Lukoil hakkında en önemli bilgiler

Astrakhan Korabel Tersanesi’ndeki Lukoil platformunun yakınında bir petrol tankeri (AFP)
Astrakhan Korabel Tersanesi’ndeki Lukoil platformunun yakınında bir petrol tankeri (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna ile savaş sırasında Washington'un Rus şirketlerine karşı aldığı en sert önlemler kapsamında, Rusya'nın en büyük iki petrol şirketi Rosneft ve Lukoil'e Ukrayna ile ilgili yaptırımlar uyguladı.

zxsdf
Rosneft logosu... (Reuters)

Rusya'nın toplam petrol üretiminin yaklaşık yarısını oluşturan iki şirket hakkında bazı önemli bilgiler:

Birincisi: Rosneft

* Şirketin başında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in uzun süredir müttefiki olan Igor Sechin bulunuyor.

* Petrol ve gaz kondensatı üretimi 2024 yılında 184 milyon metrik ton veya günde 3,7 milyon varile ulaşarak küresel petrol üretiminin yaklaşık yüzde 3,3'ünü oluşturdu. Şirket geçen yıl 1,08 trilyon ruble (13,28 milyar dolar) gelir elde etti.

* Rosneft'in Rusya'daki rafinaj hacmi 2024 yılında 82,6 milyon tona ulaştı.

* Batı Hindistan'da dünyanın en büyük rafineri komplekslerinden birini işleten özel bir rafineri şirketi olan Reliance, geçen yıl Rosneft ile günde yaklaşık 500 bin varil ham petrol tedarik etmek üzere 10 yıllık dev bir anlaşma imzaladı.

xzsdf
Lukoil logosu

* Rosneft, Hindistan'ın bir diğer büyük rafineri şirketi Nayara'nın da yüzde 49 hissesine sahip. Nayara'nın Vadinar rafinerisi, günlük 400 bin varil kapasitesiyle tamamen Rus petrol ithalatına bağımlı. Rafineri, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık'ın yaptırımlarıyla karşı karşıya olduğundan, faaliyet oranlarını düşürmek zorunda kaldı, ancak Rus ham petrol ithalatını tamamen durdurması olası görünmüyor.

İkincisi: Lukoil

* Moskova merkezli Lukoil, Rusya'nın en büyük ikinci petrol üreticisidir ve küresel petrol üretiminin yaklaşık yüzde 2'sini karşılamaktadır.

* Rusya'da petrol ve gaz kondensatı üretimi 2024 yılında 80,4 milyon tona ulaşmıştır. Lukoil, 2024 yılında 848,5 milyar ruble kar elde etmiştir.

* Lukoil'in Rusya'daki rafinaj hacmi 2024 yılında 54,3 milyon tona ulaşmıştır.

* Lukoil, dünyanın en büyük petrol sahalarından biri olan Irak'ın Batı Kurna-2 petrol sahasında petrol çıkarmaktadır. Şirket, sahada yüzde 75 hisseye sahipken, devlete ait Irak Kuzey Petrol Şirketi (North Oil Company) yüzde 25 hisseye sahiptir.

* Interfax, geçtiğimiz nisan ayında sahadaki üretimin günlük 480 bin varili aştığını bildirdi.


Fortune Global Forum, Riyad'ı ticaret ve inovasyon için küresel bir merkez haline getiriyor

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Fortune Global Forum, Riyad'ı ticaret ve inovasyon için küresel bir merkez haline getiriyor

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)

Uluslararası iş dünyasının gözleri, 26-27 Ekim tarihlerinde ilk kez Fortune Global Forum'a ev sahipliği yapacak Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da. Bu adım, Suudi Arabistan'ın küresel bir ekonomi merkezi ve gelecekteki karar alma sürecinin kuluçka merkezi olarak artan statüsünü yansıtıyor.

Fortune ve Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Müdürlüğü (SCEGA) yetkilileri, forumun Riyad'da düzenlenmesini Suudi ekonomik manzarasında yeni bir dönüşüm aşamasının doruk noktası ve Suudi Arabistan'ın küresel ekonominin geleceğini şekillendirme yeteneğine uluslararası güvenin teyidi olarak görüyor.

Yeni ufuklar

Fortune Media CEO'su Anastasia Nyrkovskaya, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Fortune'un misyonunun iş sektörünün geliştiği ve yeni ufuklara doğru ilerlediği her yeri takip etmek olduğunu söyledi. Nyrkovskaya, Riyad'ın seçilmesinin nedeninin, küresel iş dünyasındaki değişiklikleri farketmek için Suudi Arabistan'da neler olup bittiğini anlamak gerektiği inancına dayandığını belirtti.

Nyrkovskaya, “Fortune Global Forum'u burada düzenleyerek, küresel iş sektöründeki değişikliklerin öncüsü olmak için Suudi Arabistan'da neler olup bittiğini anlamak gerektiği ve bunu yapmanın en iyi yolunun Riyad'da bizzat bulunup olan biteni yakından görmek olduğu mesajını veriyoruz” dedi.

Nyrkovskaya, forumun, Suudi Arabistan'da bir ilk olan ve geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'da düzenlenen Fortune En Güçlü Kadınlar Zirvesi'nin ardından, bu yıl Suudi Arabistan'da başlayan bir dizi Fortune etkinliğinin devamı olduğunu açıkladı.

Küresel bir merkez

Fortune'un, dönüşüm sürecinden geçen Suudi Arabistan'da bulunmak için güçlü bir çekicilik ve ikna edici nedenler hissettiğini, bunun da Riyad'ın ticaret, inovasyon ve yatırım için küresel bir merkez olarak konumunu pekiştirdiğini söyledi.

r
Fortune Global Forum'un önceki bir edisyonundan (Fortune internet sitesi)

Forumun temalarıyla ilgili olarak Nyrkovskaya, yapay zekanın iş dünyasının geleceği için temel öneme sahip olduğunu ve forumun, yapay zekanın çeşitli sektörler üzerindeki etkisine ilişkin samimi tartışmalar için bir alan sağladığını vurguladı. Gündemin, spor ve medyadan ticaret ve finansa kadar çeşitli konuları kapsayacak şekilde kasıtlı olarak tasarlandığını ve gerçek kararlar alabilen liderler arasında zengin bir diyalog ortamı sağladığını belirtti.

Nyrkovskaya, forumun, CEO'lar, politika yapıcılar ve dünyanın dört bir yanındaki etkili kurumların liderleri arasında yüz yüze görüşmelerin yapılmasını kolaylaştırdığını belirterek, liderler arasında bu tür doğrudan etkileşimin büyük etkinliklerde kolayca sağlanamayacağını bildirdi.

Fuar ve konferans sektörü

Öte yandan SCEGA CEO'su Hatim el-Kahili, Fortune Global Forum'un Riyad'da düzenlenmesinin, Suudi Arabistan’ın iş etkinlikleri endüstrisinin küresel merkezi konumunu yansıttığını vurguladı.

El-Kahili, fuar ve konferans sektörünün son dört yılda benzeri görülmemiş bir büyüme kaydettiğini, konferanslar, sergiler ve küresel forumlar dahil olmak üzere yıllık 17 binden fazla etkinlikle bölgedeki en yüksek rakama ulaştığını belirtti.

El-Kahili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, bu büyümenin, etkinlik sektörünü ulusal ekonomiye katkı sağlayan ve yatırım, turizm, teknoloji ve enerji sektörleri için katalizör görevi gören Vizyon 2030 çerçevesinde gerçekleştiğini açıkladı. El-Kahili ayrıca, sergi düzenleme konusunda uzmanlaşmış 20'den fazla uluslararası şirketin, bölgesel ofisleri için Suudi Arabistan’ı tercih ettiğini ifade etti.

El-Kahili, Riyad'da Fortune Forum'a ev sahipliği yapmanın sadece küresel bir etkinlik değil, Suudi Arabistan'ın ekonomik dönüşümüne ve Krallığın diyalog ve gelecekteki karar alma merkezi olma yeteneğine uluslararası güvenin bir teyidi olduğunu söyledi.

İş birliği fırsatları

SCEGA CEO'su el-Kahili, Suudi Arabistan'ın gelecek vaat eden sektörlere büyük yatırımlar yaptığını ve bu tür forumlar aracılığıyla küresel endüstri liderlerini yerel meslektaşlarıyla bir araya getirerek iş birliği fırsatlarını keşfetmeye çalıştığını belirtti.

El-Kahili, forumun Riyad'da düzenlenmesinin, Suudi Arabistan'ın sadece etkinliklere ev sahipliği yapan bir ülkeden küresel ekonomik gündemi şekillendiren önemli bir aktöre dönüşümünü simgelediğini açıkladı. Sektörün altyapısının benzeri görülmemiş bir genişleme sürecinden geçtiğini ve 2030 yılına kadar Riyad, Cidde, Doğu Bölgesi ve Asir'i kapsayan 1 milyon metrekareden fazla yeni sergi ve konferans alanı ekleme planları olduğunu kaydetti.

asdfer
Fortune Global Forum'un önceki bir edisyonundan (Fortune internet sitesi)

El-Kahili, SCEGA ile Fortune arasındaki ortaklığın, hükümetin yönlendirmesi ile özel sektörün vizyonunu birleştiren yeni bir uluslararası iş birliği modelini yansıttığını ifade etti.

El-Kahili, Riyad'da düzenlenen bu küresel forumların etkinliklerin sona ermesiyle bitmediğini, aksine uluslararası ortaklıklar için yeni ufuklar açan ve Suudi Arabistan'ın iş, inovasyon ve sürdürülebilir yatırım için küresel bir merkez olarak konumunu güçlendiren sürekli iş birliğinin başlangıcı olduğunu söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Fortune Global Forum, yapay zekâ alanındaki tarihi gelişmeler, jeopolitik gerilimler ve değişen ticaret politikalarının küresel pazarlar ve tedarik zincirleri üzerindeki etkisi dahil olmak üzere, küresel ekonomideki büyük değişikliklerin arkasındaki itici güçleri tartışıyor.

Ayrıca, ekonomilerin stratejilerini enerji bağımlılığından finansal liderliği güçlendirmeye doğru yeniden yönlendirdiği, kamu-özel sektör ortaklıkları için yeni fırsatlar yarattığı ve iş ve yatırım alanlarında küresel iş birliğinin haritasını yeniden çizdiği Körfez bölgesindeki dönüşümleri de vurguluyor.