Türkiye'nin risk primi 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi

Türkiye'nin 5 yıllık CDS değeri, 1 Ağustos itibarıyla 800 baz puan seviyesinin altına gerilerken, geçen haftanın sonunda 732,78 baz puana kadar indi.

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Türkiye'nin risk primi 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), küresel resesyon endişelerinin büyük merkez bankalarının faiz artırımlarını sınırlayabileceğine yönelik beklentiler, emtia fiyatlarındaki gerileme ve Rusya'dan Türkiye'ye olan kaynak akışının etkisiyle 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi.
Ülkenin 14 Temmuz'da 898,33 baz puan seviyesine kadar çıkan 5 yıllık CDS değeri, 20 Temmuz'da 832,7 baz puan seviyesine kadar gerileyip tekrar yükselişe geçerek 27 Temmuz'da 886,53 baz puana çıkmasının ardından düşüş gösterdi.
Türkiye'nin 5 yıllık CDS değeri, 1 Ağustos itibarıyla 800 baz puan seviyesinin altına gerilerken, geçen haftanın sonunda 732,78 baz puana kadar indi.
CDS değeri, 14 Temmuz'da kaydettiği zirveden bu yana 165,5 baz puanlık azalış gösterirken 9 haftanın en düşük seviyesine geriledi. Türkiye'nin 5 yıllık CDS değeri en son 6 Haziran'da 721,35 baz puan seviyesinde gerçekleşmişti.
Analistler, diğer gelişmekte olan ülkelerin CDS'lerinde de düşüş yaşandığını belirterek, resesyon endişelerinin büyük merkez bankalarının faiz artırımlarını sınırlayabileceğine yönelik beklentiler ile emtia fiyatlarındaki gerilemenin CDS'lerdeki düşüşte etkili olduğunu kaydetti.
Türkiye özelinde ise tahıl koridorunun açılması ve Rusya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere dair gelişmelerin de risk primini azaltan faktörlerden olduğuna işaret eden analistler, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu'nun (ROSATOM), Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) tamamlanması için yapacağı harcamaların 15 milyar dolarlık kısmını Türkiye'ye aktarmaya başladığına dair haberlerin de ülkenin CDS'ine olumlu yansımış olabileceğini belirtti.

"Kredi ve faiz riskinin azalma ihtimali piyasalarda risk iştahını artırdı"
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, küresel finansal piyasaların en korktuğu senaryonun büyümenin kötü gitmesi ve enflasyonun artması olduğunu söyledi.
Stagflasyon senaryolarında risk iştahının düştüğüne işaret eden Aslanoğlu, tüm risk göstergelerinin olumsuz etkilendiğini, CDS'lerin de bunların başında geldiğini anlattı.
Aslanoğlu, son gelen verilerden sonra daha ılımlı bir resesyon beklentisinin oluştuğunu belirterek, "Dünyada çok büyük bir borç var dolayısıyla bu borcun ödenmesiyle ilgili sorun, büyüme sorunu artarsa daha da yükselir. O yüzden hafif bir resesyona küresel piyasalar olumlu tepki veriyor." dedi.
Merkez bankalarından gelen açıklamaların da bunu desteklediğini kaydeden Aslanoğlu, bu yüzden risk iştahının biraz arttığını aktardı.
Aslanoğlu, enflasyonla mücadelede merkez bankalarının özellikle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) attığı adımların bir süre sonra ya yavaşlayacağı ya da duracağına dair beklentiler de olduğuna dikkati çekerek, faiz artışının da bono tahvil fiyatlarıyla ters hareket ettiği için büyük bir risk olarak görüldüğünü anlattı.
Aslanoğlu, "Hem kredi riski hem de faiz riskinin azalma ihtimali piyasalarda risk iştahını artırdı. Bu çerçevede, Türkiye ve birçok ülkede CDS'lerde bir gerileme gördük." diye konuştu.

Rusya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkiler risk primini azaltan faktörlerden
Türkiye'ye özgü bazı risklerdeki gelişmelere de değinen Aslanoğlu, şunları kaydetti:
"Rusya-Ukrayna savaşının daha derinleşmesi de Türkiye'nin CDS'ini olumsuz etkileyen bir şey. O anlamda tahıl koridorunun açılması, Rusya ve Türkiye arasındaki ekonomik, ticari ilişkilerin devam ediyor olması, bunun büyümeyi desteklemesi gibi faktörler de risk primini azaltan bir unsur oldu diye düşünüyorum. Bir miktar da küresel emtia fiyatlarındaki gerilemeler, enerji fiyatlarındaki gerilemeler, Türkiye'nin cari açık ve enflasyon riskini azaltıcı ya da en azından yükselmesini engelleyici yönde oluyor, bu da bir içsel faktör diye düşünüyorum."
Rusya'dan Türkiye'ye kaynak aktarımının gerçekleştiğine ilişkin haberlerin ülke CDS'ine etkisini de değerlendiren Aslanoğlu, "Merkez Bankası rezervlerindeki artış da Rusya'dan bu tür bir kaynak gelişi olduğuna, olabileceğine işaret ediyor. Dolayısıyla Türkiye'nin şu andaki rezerv ihtiyacı da göz önüne alındığında bu da bence olumlu bir faktör oldu gibi gözüküyor." dedi.

"Piyasada genel olarak temmuz ayında bir iyimserlik oluştu"
Swissquote Kıdemli Analisti İpek Özkardeşkaya da Fed beklentilerinin resesyon olasılığının artmasından dolayı yumuşadığını, doların dünya çapında artışını yavaşlatarak kur stratejisi uygulayan Merkez Bankasının üzerindeki baskıyı hafifletebileceğini, bunun da CDS'leri rahatlatacağını söyledi.
Özkardeşkaya,"Piyasada genel olarak temmuz ayında bir iyimserlik oluştu. Büyük merkez bankalarının faiz artırması resesyona sebep olacak görüşünden, resesyon olursa faiz artırımları durur görüşüne geçildi. Risk iştahındaki iyileşmeye etkisi olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Merkezi Washington'da bulunan Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Gelişen Piyasalar Avrupa Araştırma Birimi Başkanı Uğraş Ülkü ise, "Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkeler için CDS'lerdeki son düşüş, resesyon endişelerinin gelişmiş piyasa merkez bankalarından gelecek muhtemel faiz artırımlarını sınırlayabileceğine dair piyasa beklentilerini yansıtıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Ralli, Türkiye de dahil özellikle gelişen piyasalar ve emtia ithalatçıları için daha güçlü oldu"
Oxford Economics Gelişen Piyasalar Strateji Direktörü Regis Chatellier ise ABD faizlerinin haziran ortasındaki zirveden bu yana önemli ölçüde sıkılaştığı için, Türkiye'nin CDS sözleşmeleri de son iki hafta içinde gelişen piyasalardaki yüksek getirilerinin çoğunluğu ile birlikte gerilediğini kaydetti.
Gerileyen CDS'lerin, yüksek dış finansal ihtiyacı olan gelişen piyasalardaki şirketler için büyük bir rahatlama sağladığını dile getiren Chatellier, Türkiye'nin yıl sonuna kadar hala 5 ila 7 milyar dolar ihraç etmesi gerektiğini dile getirdi.
Chatellier Ukrayna ve Rusya'nın Karadeniz'de ihracata devam etmesiyle buğday fiyatlarının ciddi bir şekilde düştüğüne dikkati çekerek, yaşanan rallinin Türkiye de dahil özellikle gelişen piyasalar ve emtia ithalatçıları için daha güçlü olduğunu vurguladı.
Merkezi Londra'da bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Timothy Ash de Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin CDS'lerinin son dönemde küresel gelişmelerin etkisiyle daha ılımlı hale geldiğini aktardı.
Ash, piyasanın enflasyonun küresel olarak zirve yaptığını düşünmeye başladığını belirterek, Ukrayna'daki savaşın Avrupa'yı resesyona yaklaştıracağını ve bunun da küresel merkez bankalarının politika faizlerini artırması için daha az neden yarattığını ifade etti.
Petrol ve tahıl başta olmak üzere emtia fiyatlarının da ılımlı bir hale gelmeye başladığına işaret eden Ash, bunun da CDS'lerdeki düşüşe yardımcı olduğunu kaydetti.



Suudi Arabistan’da işsizlik oranı tüm zamanların en düşük seviyesine geriledi

Suudi Arabistan’da kadınlar arasındaki işsizlik oranı ilk çeyrek sonunda yüzde 10,5'e geriledi. (SPA)
Suudi Arabistan’da kadınlar arasındaki işsizlik oranı ilk çeyrek sonunda yüzde 10,5'e geriledi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan’da işsizlik oranı tüm zamanların en düşük seviyesine geriledi

Suudi Arabistan’da kadınlar arasındaki işsizlik oranı ilk çeyrek sonunda yüzde 10,5'e geriledi. (SPA)
Suudi Arabistan’da kadınlar arasındaki işsizlik oranı ilk çeyrek sonunda yüzde 10,5'e geriledi. (SPA)

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan İstatistik Genel Müdürlüğü’nden aktardığı verilere göre Suudiler arasındaki işsizlik oranı 2025 yılının ilk çeyreği sonunda tüm zamanların en düşük seviyesi olan yüzde 6,3'e gerileyerek işgücü verilerinin yayınlanmaya başlamasından bu yana kaydedilen en düşük oran oldu.

Daha fazla Suudi kadının işgücü piyasasına katılması bu rekor istihdam oranına katkıda bulunurken, Suudi kadınlar arasındaki işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yıllık 3,6 puanlık bir düşüşle şimdiye kadar kaydedilen en düşük seviye olan yüzde 10,5'e geriledi.

Suudi kadınların işgücüne katılım oranı 0,3 puanlık artışla yüzde 36,3'e, Suudi kadın istihdamının nüfusa oranı ise 0,7 puanlık artışla yüzde 32,5'e yükseldi.

Suudi erkekler arasındaki işsizlik oranı ise yıllık 0,2 puanlık hafif bir düşüşle yüzde 4'e geriledi.

Suudi Arabistan on yılın sonuna kadar işsizlik oranını yüzde 7'ye düşürmek gibi iddialı bir hedef belirlemişti. 2024 yılı sonunda bu hedefe planlanandan beş yıldan fazla bir süre önce ulaşılması, hükümeti hedeflerini gözden geçirmeye ve 2030 yılına kadar işsizlik oranını sadece yüzde 5'e düşürmeye sevk etti.

Diğer yandan Uluslararası Para Fonu (IMF) geçen hafta yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın işgücü piyasasının dirençli olmaya devam ettiğini belirtti.

Suudi Arabistan’da Suudiler ve Suudi olmayanlar dahil olmak üzere işgücü piyasasının tamamı için genel işsizlik oranı, bir önceki yılın aynı çeyreğindeki yüzde 3,5'ten yüzde 2,8'e düştü.