Pakistan: Zevahiri suikastında ABD’ye yardım etmedik

El Kaide liderini öldüren saldırıda Pakistan hava sahasının kullanılıp kullanılmadığı tartışması sürüyor

Afganlar, Kabil'de El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri'yi öldüren ABD'nin drone saldırısına karşı düzenlenen protesto sırasında ABD ve Pakistan karşıtı sloganlar atarken (EPA)
Afganlar, Kabil'de El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri'yi öldüren ABD'nin drone saldırısına karşı düzenlenen protesto sırasında ABD ve Pakistan karşıtı sloganlar atarken (EPA)
TT

Pakistan: Zevahiri suikastında ABD’ye yardım etmedik

Afganlar, Kabil'de El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri'yi öldüren ABD'nin drone saldırısına karşı düzenlenen protesto sırasında ABD ve Pakistan karşıtı sloganlar atarken (EPA)
Afganlar, Kabil'de El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri'yi öldüren ABD'nin drone saldırısına karşı düzenlenen protesto sırasında ABD ve Pakistan karşıtı sloganlar atarken (EPA)

El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri’yi öldüren silahlı insansız hava aracı (SİHA) konusundaki gizem gün geçtikçe artıyor. Pakistan hükümeti ve güvenlik güçleri ise, bu saldırıda oynamış olabilecekleri herhangi bir rolün ortaya çıkarılması için artan baskıyla karşı karşıya.
Pakistan hükümeti ve askeri sözcüler saldırıda Pakistan'ın olası iş birliği haberlerini şiddetle reddediyor. Pakistan Ordusu Sözcüsü Tümgeneral Babar İftikhar konuyla ilgili açıklamasında, Pakistan toprağının El Kaide liderini öldürmek için kullanılması “imkansız” dedi. Son günlerde Pakistan hava sahasının ABD SİHA saldırısı için kullanıldığını iddiaları gündemde. Pakistan Dışişleri Bakanlığı, Zevahiri hakkında resmi bir açıklama yaptı. Babar, özel televizyon kanallarından birine yaptığı açıklamada, "Pakistan topraklarının bu amaçla kullanılması mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Ancak medya ve siyasi liderler, olayların hükümetin açıklamalarına inanmayı reddediyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü Pakistan Enformasyon Bakanı Fawad Chaudhry Twitter hesabında, “Soru şu: Pakistan hava sahasının kullanımına izin veriliyor mu, verilmiyor mu?” şeklinde bir soru sordu.
Chaudhry, Pakistan hava sahasının kullanılmadığı konusunda yinelenen açıklamaların net olmadığına işaret ederek, ilgili bakanlıkların bu konuda resmi bir açıklama yapması gerektiğini vurguladı.
Chaudhry dün düzenlenen basın toplantısında, Pakistan hava sahasının ABD tarafından yakın zamanda El Zevahiri'yi öldüren bir insansız hava aracı saldırısında kullanılıp kullanılmadığını öğrenmek isteyerek, “İnsanlar yeniden ABD'ye (El Kaide) karşı bir aracı olup olmayacağımızı bilmek istiyor” şeklinde konuştu.
Ancak Pakistanlı uzmanlar, ABD insansız hava araçlarının Pakistan toprakları üzerinde uçarak Kabil kentindeki hedeflerine ulaşma olasılığını dışlamıyor.
Bu bağlamda, havacılık uzmanı ve eski PAF pilotu Kayser Tufeyli, SİHA’nın, Körfez bölgesindeki bir üsten veya bir uçak gemisinden havalanmış olması halinde Pakistan'ın kendi toprakları üzerinde uçmaya izni verilmiş olabileceğini bildirdi. Tufeyli, ABD insansız hava araçlarını kaldırmak için tesisleri olduğundan emin olmadıklarını söyledi. Ayrıntılar hala gizemini koruyor, ancak gerçekler zamanla ortaya çıkacak. Bir başka olasılık ise, Kırgızistan veya Tacikistan'ın, bu ülkelerin artık ABD'ye üs sağlayan anlaşmaları olmamasına rağmen, tek seferlik kolaylıklar sağlayabileceği konusu.
Zevahiri’nin öldürüldüğü gün ise Pakistan Genelkurmay Başkanı General Kamar Cavid Bacva ve ABD Merkezi Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella arasında telefon görüşmesi gerçekleşti. Basında yer alan haberlere göre, telefon görüşmesinde karşılıklı çıkarların yanı sıra savunma ve güvenlik iş birliği konuları ayrıntılı olarak ele alındı.
Bu bağlamda Pakistan Dışişleri Bakanlığı, terörizme karşı savaşın hedeflerine ulaşmak için uluslararası hukuka uyulması gerektiğini belirttiğinde, El Kaide liderinin öldürülmesine ilişkin yorumunda çok dikkatli davrandı. Pakistan hükümeti, El Kaide ile bağlantılı terörist grupların kendi topraklarında olası bir misilleme saldırısından endişe duyuyor. Pakistan hükümeti, Hindistan'ın bu olaydan yararlanabileceğinden ve Pakistan topraklarındaki iddia edilen terörist hedeflere karşı sınır ötesi saldırılar başlatabileceğinden de endişeli.



Washington, Çin'de gözaltına alınan 3 Amerikalının serbest bırakıldığını duyurdu

Çin, "haksız yere gözaltına alınan" 3 Amerikan vatandaşını serbest bıraktı (AP)
Çin, "haksız yere gözaltına alınan" 3 Amerikan vatandaşını serbest bıraktı (AP)
TT

Washington, Çin'de gözaltına alınan 3 Amerikalının serbest bırakıldığını duyurdu

Çin, "haksız yere gözaltına alınan" 3 Amerikan vatandaşını serbest bıraktı (AP)
Çin, "haksız yere gözaltına alınan" 3 Amerikan vatandaşını serbest bıraktı (AP)

ABD'li yetkililer dün, görevden ayrılan ABD Başkanı Joe Biden'ın iktidarı Başkan seçilen Donald Trump'a devretmesinden birkaç hafta önce, Çin'in "haksız yere gözaltına aldığı" üç Amerikan vatandaşını serbest bıraktığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer, ABD'de gözaltına alınan ve kimlikleri belirlenemeyen Çin vatandaşlarının serbest bırakılması karşılığında Mark Sweidan, Kai Lee ve John Leung'un serbest bırakıldığını doğruladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, ABD'deki Şükran Günü hafta sonu arifesinde, "Yakında geri dönecekler ve yıllardan sonra ilk kez aileleriyle yeniden bir araya gelecekler. Bu yönetimin çabaları sayesinde Çin'de haksız yere gözaltına alınan tüm Amerikalılar evlerine dönecek" dedi.

Dosyaya aşina olan bir kaynak, üç Amerikalının Pekin'le yapılan ve ABD'de hapsedilen üç Çin vatandaşının da dahil olduğu bir takas kapsamında serbest bırakıldığını doğruladı.

Mark Suwidan, 2012 yılında bir iş gezisi sırasında uyuşturucu bulundurma suçlamasıyla tutuklandı.

Ailesi ve destekçileri, şoförünün kendisini haksız yere suçladığını göz önünde bulundurarak buna dair hiçbir kanıt olmadığını vurguluyor.

Çin'deki Dui Hua Mahkumları Destekleme Derneği'ne göre Suwidan, gözaltında tutulduğu süre boyunca uyku ve yemekten mahrum bırakıldı ve yaklaşık 45 kilo verdi.

Teksas'ta yaşayan annesi Katherine, geçen eylül ayındaki kongre duruşmasında Biden yönetiminin oğlunun serbest bırakılması için yeterli çaba göstermediğini değerlendirdi.

"Sevdiklerimiz siyasi piyonlar değil" dedi.

Amerikan vatandaşı John Leung kalıcı olarak Hong Kong'da ikamet ediyordu ve 2021'de casusluktan tutuklanarak suçlu bulundu.

Kai Li ise Şangay'da doğdu ancak Amerikan vatandaşlığına sahip. 2016 yılında casuslukla suçlanan bir iş adamı.

Eylül ayında, 2006'dan bu yana Çin'de tutuklu bulunan Amerikalı papaz David Lin serbest bırakıldı.

Amerikan medyasına göre David Lean, dolandırıcılıktan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı, ancak Washington mahkumiyetin temelsiz olduğunu düşünüyordu.

Başkan Biden, geçen ay Lima'daki APEC zirvesi sırasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı son görüşmede bu mahkumlar konusunu gündeme getirmişti.

Amerikalıların serbest bırakılması, Başkan Biden'ın serbest bırakılanları havaalanında kabul ettiği ABD ile Rusya arasındaki son mahkûm takaslarından farklı olarak, son derece gizlilikle çevrelendi.

Yetkililere göre Biden yönetimi, dünya genelinde haksız yere gözaltına alındığını düşündüğü yaklaşık 70 Amerikalının serbest bırakılmasını sağlamayı başardı.