Pentagon ilk kez Ukrayna'ya anti-radar füzeleri gönderdiğini kabul etti

AGM-88 havadan karaya taktik saldırı füzesi (CNN)
AGM-88 havadan karaya taktik saldırı füzesi (CNN)
TT

Pentagon ilk kez Ukrayna'ya anti-radar füzeleri gönderdiğini kabul etti

AGM-88 havadan karaya taktik saldırı füzesi (CNN)
AGM-88 havadan karaya taktik saldırı füzesi (CNN)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ukrayna uçaklarının Rus radar sistemlerini hedef alabilmesi için anti-radar füzeleri gönderdiğini ilk kez kabul etti.
CNN'de yer alan habere göre, ABD Savunma Bakanlığı Savunma Politikalarından Sorumlu Müsteşarı Colin Kahl, düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin Ukrayna'da kullanılması için "bir miktar" füze gönderdiğini açıkladı.
Kahl, ne tür anti-radar füzesinin gönderildiği, kaç adet füzenin sağlandığı veya ne zaman gönderildiğine dair detay vermedi.
Daha önceki askeri yardımlarda söz konusu füzenin gönderildiği açıklanmasa da Kahl, Ukrayna'nın hava kuvvetlerinin güçlü kalmasını sağlamak için pek çok destek sağladıklarını söyledi.
ABD'nin, Ukrayna'ya Sovyet döneminden kalma Mig-29 savaş uçaklarının yedek parçaları gönderdiğine dikkati çeken Kahl, gönderilen füzelerin Rus radarları ve sistemleri üzerinde etkileri olabileceğini kaydetti.
Kahl ayrıca Pentagon'un Ukrayna'ya 1 milyar dolarlık silah paketi desteğini açıkladı. Bu, şimdiye kadar ABD'den Ukrayna'ya verilen en yüksek silah paketi desteği oldu.
Bu paketle ABD, şubat ayından bu yana Ukrayna'ya toplam 9,1 milyar dolarlık güvenlik yardımı sağlamayı taahhüt etmiş oldu.

AGM-88 HARM adlı füzenin gönderildiği iddiası
CNN'e konuşan bir savunma yetkilisi, gönderilen füze türünün AGM-88 HARM adlı yüksek hızlı anti-radyasyon füzesi olduğunu belirtti.
Raytheon firması tarafından üretilen ve 30 milin üzerinde bir menzili olduğu düşünülen havadan karaya taktik saldırı füzesinin, S-400 gibi Rus uçaksavar radar sistemlerini dahi hedef almak için kullanılabileceği belirtiliyor.
Ukraynalılar, HARM füzelerini aldıklarını veya kullandıklarını kamuya açıklamasa da son günlerdeki saha raporlarının söz konusu füzelerin kullanıldığına işaret ettiği bildirildi.

 



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.