Filistin Devlet Başkanlığı: İsrail tüm halkımızla kapsamlı bir çatışmaya yaklaşıyor

Başbakan, Nablus’taki katliamı kınadı

Nablus’ta Filistinli bir gösterici İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda lastik yaktı (AP)
Nablus’ta Filistinli bir gösterici İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda lastik yaktı (AP)
TT

Filistin Devlet Başkanlığı: İsrail tüm halkımızla kapsamlı bir çatışmaya yaklaşıyor

Nablus’ta Filistinli bir gösterici İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda lastik yaktı (AP)
Nablus’ta Filistinli bir gösterici İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda lastik yaktı (AP)

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail işgalinin Kudüs’te başlayıp daha sonra Cenin, Gazze ve bugün Nablus’a yayılan saldırganlığıyla tüm Filistin halkıyla açık bir çatışmaya yaklaştığını söyledi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın haberine göre, Ebu Rudeyne bugün yaptığı açıklamada, “İsrail hükümeti sükunet ve istikrar sağlamakla ilgilenmiyor, bunun yerine Filistinlilerin kanını dökmeye ve İsrail iç siyasetinde kazanımlar elde etmek için onu sömürmeye çalışıyor” dedi.
ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield’ın İsrail’in kendini savunma hakkı olduğuna dair açıklamalarını eleştiren Ebu Rudeyne, bu tür açıklamaların İsrail’in saldırgan olması ve 1967’den beri Filistin topraklarını işgal etmesi nedeniyle reddedilen ve kabul edilemez olan İsrail propagandasını desteklediğini vurguladı.
Ebu Rudeyne, “Şu an yapılması gereken onlarca Filistinlinin hayatına mal olan bu kanlı çatışmadan İsrail’i sorumlu tutmak” diyerek, bu saldırganlığın devam etmesi halinde kimsenin sonuçlarına katlanamayacağı bir yıkıma yol açacağını vurguladı.
Kudüs ve kutsal yerlerin herkes için barış ve istikrarın temeli olduğunun altını çizen Ebu Rudeyne şu ifadelerle açıklamasına devam etti;
“Her gün soğukkanlılıkla öldürmeler, yerleşim birimlerini genişletmeler, kutsal yerlere sürekli saygısızlık ve izinsiz girişler, evlerin yıkılması, sakinlerin kovulması ve diğer eylemler yoluyla olsun, İsrail’in tüm bu saldırganlığına Filistin halkı razı olmayacak ve ulusal ilkelerinden taviz vermeyi kabul etmeyecektir.”
Ebu Rudeyne, “Uluslararası toplum, şüpheli sessizliğine bir son vermeli ve dünyanın her gün uygulamaya çağırdığı tüm uluslararası yasaları ve insan haklarını ihlal eden İsrail politikasına karşı durmalıdır” diye konuştu.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye ise, bugün Nablus’ta yaşananları bir ‘katliam’ olarak nitelendirerek, bunun ciddi yansımalarına karşı uyarıda bulundu.
Iştiyye, “İsrail ordusu, Nablus’taki insanların evlerini vurmak için roket güdümlü el bombaları kullandı. Filistin halkı organize terörizme maruz kalıyor” dedi.
İsrail askerleri, bugün işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus kentinde düzenlediği baskında 3 Filistinliyi öldürdü.
Filistin Sağlık Bakanlığı, öldürülenlerin El Aksa Şehitleri Tugayları’ndan İbrahim en-Nabulsi, İslam Sabbuh ve Hüseyin Taha olduğunu duyurdu.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.