Kosova Başbakanı Kurti: Kosova ve Sırbistan arasında yeni bir çatışma riski yüksek

Kosova Başbakanı Albin Kurti (AA)
Kosova Başbakanı Albin Kurti (AA)
TT

Kosova Başbakanı Kurti: Kosova ve Sırbistan arasında yeni bir çatışma riski yüksek

Kosova Başbakanı Albin Kurti (AA)
Kosova Başbakanı Albin Kurti (AA)

Kosova Başbakanı Albin Kurti, Kosova ile Sırbistan arasında yeni bir çatışma riskinin yüksek olduğunu söyledi.
Kurti, İtalya'nın yüksek tirajlı La Repubblica gazetesine verdiği demecinde, iki ülke arasında son haftalarda yaşanan gerginliğe ilişkin değerlendirmede bulundu.
Başbakan Kurti, "Kosova ve Sırbistan arasında yeni bir çatışma riski yüksek. Özellikle dünya, Rusya'nın Ukrayna'ya yaptığını gördükten sonra bunun aksini söylersem sorumsuzca davranmış olurum" ifadesini kullandı.
Sırbistan ile yaşadıkları gerilimin arkasında Rusya'nın olduğunu savunan Kurti, "Ukrayna'nın işgalinden önce olasılıklar azdı, şimdi ise durum değişti. Kremlin'in faşist Panslavizm fikrinin sonucu olarak ilk bölüm, Ukrayna'da gerçekleşti. Örneğin, olursa ikinci bölümü Transdinyester'de görebiliriz, üçüncü savaşın ise özellikle Batı Balkanlar'da Kosova'da olma olasılığı çok yüksek" değerlendirmesinde bulundu.
Kurti, Ağustos'un üçüncü haftasında Brüksel'de Kosova-Sırbistan ilişkilerinin genel durumuna ilişkin bir toplantı olacağını aktararak, "Umuyorum ki; bu gerginliğin düşmesine yardımcı olur" yorumunu yaptı.
Ülkesinin NATO üyesi olma arzusunu dile getiren Kurti, NATO'ya üye olmalarının kalıcı barışı sağlamalarına katkı yapacağını ifade etti.

Sırbistan-Kosova gerginliği
Kosova'da yaşayan Sırplar dahil herkesin Kosova kimlik kartı ve plakasına sahip olması zorunluluğu getirileceğinin bildirilmesi üzerine Kosova'daki Sırplar, 31 Temmuz akşamı ülkenin kuzeyindeki sınır geçişlerini kapatmıştı.
Kosova hükümeti de Sırbistan'la olan sınır kapılarına giden yollara konulan tüm barikatların kaldırılmasının ardından Sırbistan ile krize neden olan uygulamayı 1 Eylül'e erteleme kararı almıştı.
Sırbistan, 2008'de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı kendi toprağı olarak görüyor.
AB'nin ara buluculuğunda 2011'de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci, ilişkilerin normalleşmesini ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanımasını amaçlıyor.
Kosova ile Sırbistan arasındaki diyalog süreci, 31 Temmuz akşamı yaşanan gerginlik gibi farklı nedenlerden sık sık kesintiye uğruyor.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times