Trablus’a yeniden çatışma korkusu hakim

Libya’nın güneybatı bölgesi Fizan’da Ubari halkı, taleplerinin değerlendirilmesi için verilen son tarihin dolmasının ardından petrol sahalarını kapatacak

Lafi’nin UNSMIL Başkanvekili ile yaptığı görüşmeden bir görüntü (Libya Başkanlık Konseyi)
Lafi’nin UNSMIL Başkanvekili ile yaptığı görüşmeden bir görüntü (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Trablus’a yeniden çatışma korkusu hakim

Lafi’nin UNSMIL Başkanvekili ile yaptığı görüşmeden bir görüntü (Libya Başkanlık Konseyi)
Lafi’nin UNSMIL Başkanvekili ile yaptığı görüşmeden bir görüntü (Libya Başkanlık Konseyi)

Libya ordusunun kuruluşunun 82’inci yıldönümü münasebetiyle askerî geçit töreni hazırlıkları devam ederken, milis gruplar da güçlerini şehir içinde seferber etmeyi sürdürüyor. Bu çerçevede Libya’nın başkenti Trablus’ta askeri ve güvenlik gerginliği 8 Ağustos’ta da devam etti.
Başkent Trablus sakinlerinin yeni bir çatışma çıkacağına dair korkularını artıran bu gelişmeler karşısında yerel arabulucular, Trablus’taki güvenlik bozulmasını durdurmaya çalıştı. Yerel medya organlarına göre görgü tanıkları, durumu Genel Güvenlik Teşkilatı Başkanı İmad et-Trablusi’yi desteklemek üzere Zintan şehrinden başkent Trablus’a doğru yola koyulan ‘büyük askeri hareketler’ olarak nitelendirdi. Durumla eş zamanlı olarak görevden alınan Askeri İstihbarat Direktörü Usame el-Cuveyli’ye bağlı araçlar ve diğer silahlı oluşumlar, es-Suvani Köprüsü çevresinde yayılmaya başladı.
Kaynaklar, orta ve ağır silahlarla donanmış bir konvoyun, Trablus’un güneyindeki 7 Nisan kampındaki Tümgeneral Usame el-Cuveyli’nin güçlerine destek olarak, Ortak Batı Harekât Odası karargahına ulaştığını açıkladı. Kaynaklara göre askeri güçler ise Libya ordusunun 82. kuruluş yıl dönümü kutlama hazırlıklarını sürdürüyor. Kaynaklar ayrıca, Trablus’taki silahlı milislerin, ordunun kuruluş yıl dönümünü kutlamak için Suriyeli paralı askerlerin kontrolündeki Cenzur Deniz Harp Okulu’nda askerî geçit töreni düzenlemeyi planladıklarına dikkati çekti.
Ancak yerel medya organları, Trablus’taki seferberliklerin tümünün, Dibeybe’nin ve Menfi’nin başkente ‘organize ve disiplinli bir orduya sahip olduklarını gösterme’ girişimlerinin bir parçası olduğunu belirtti. Medya organları, “Gösteri, Mahmud bin Receb liderliğindeki 52. Piyade Tugayı karargahında olacak. Bingazi ve Derne şehirlerinden kaçan ve radikalizm yanlısı örgütlere katılan bir dizi Suriyeli paralı asker ve çok sayıda silahlı milis de bu gösteriye katılacak” dedi.
Öte yandan Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi, 8 Ağustos’ta Libya’daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanvekili Risdon Zeninga ile görüşmede bulundu. Lafi, görüşme sırasında Başkanlık Konseyi’nin entegre bir yol haritasında ulaşmak ve seçime fayda sağlayacak bir tarih belirlemek amacıyla ‘siyasi sürece katılan tüm taraflarla iletişim kurmaya’ ve ‘Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasındaki anayasal süreçte kalan anlaşmazlık noktalarını tamamlamaya’ devam ettiğini söyledi.
Aynı şekilde BM yetkilisi, Başkanlık Konseyi’nin ülkedeki krizi sona erdirmek için tüm taraflarla iletişim kurma çabalarına övgüde bulundu. Zeninga, projenin stratejik vizyonunu uzmanlara, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin profesörlerine sunarak, konsey tarafından ulusal uzlaşı dosyasında gerçekleştirilen ilerlemenin yanı sıra, siyasi sürece ivme kazandıran bu çabalara yönelik BM desteğini dile getirdi. Risdon Zeninga ayrıca, Libya’nın güneyindeki Bent Bayya’da akaryakıt tankerinde meydana gelen patlamada hayatını kaybedenler için Başkanlık Konseyi’ne ve Libya halkına başsağlığı dileyerek, yaralılara da acil şifalar temennisinde bulundu.
Öte yandan Ubari şehri sakinleri, 8 Ağustos’ta Bent Bayya olayının arka planında taleplerinin değerlendirilmesi için verilen sürenin dolmasının ardından petrol sahalarının kapatılması için prosedürlerin başladığını duyurdu.
Diğer taraftan paralel hükümet olan İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa, geçen dönemde kendisini durdurma ve hakkında soruşturma başlatma kararının ardından eski görevine geri döndü. geçici Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe ise geçen pazar günü Trablus’ta el-Cebel belediye başkanlarıyla güvenlik durumuna ilişkin gelişmeleri ele aldı. Belediye başkanları, “Tüm belediyeler savaşları, ayaklanmayı ve geçiş aşamalarını reddetmekte ve birlik hükümetini parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasında desteklemektedir” dedi. Kaynaklar ise, Misrata şehrinin batı girişi olan ed-Dafine kapısının kapatıldığını yalanlayarak, “Kapı açık ve hareketlilik normal şekilde devam ediyor. Ortalıkta dolaşan haberler, sadece söylentiden ibarettir” dedi.
Rakibi Fethi Başağa ile iktidar mücadelesi çerçevesinde vatandaşların desteğini kazanma girişimlerinin bir parçası olarak Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, 8 Ağustos’ta Yüksek Öğrenim, Bilimsel Araştırma ve Teknik Eğitim Bakanlarına ‘üniversite ve yüksek enstitü öğrencilerine yıllık burs ödemesini eğitim-öğretim yılı başlamadan önce Maliye Bakanlığı ile koordineli olarak uygulamaya koymaları’ talimatını verdi. Hükümet de dün Facebook hesabı üzerinden söz konusu haberi duyurdu.
Dibeybe’nin gençlik ve öğrenci faaliyetleri çerçevesinde imza törenine katıldığı anlaşmaya göre Libyan Post Telekomünikasyon ve Bilgi Teknolojileri Şirketi, üniversitelerin, enstitülerin ve teknik kolejlerin öğrencilerinin burslarını karşılayacak kurum oldu. Ulusal Birlik Hükümeti Yüksek Öğretim ve Teknik Eğitim Bakanlıkları ile öğrenci başına 500 dinar değerinde bir öğrenci hibe projesini uygulamak için bir anlaşma imzalandı.
11 Kasım 2021’de Dibeybe, öğrenci bursunu uygulamak ve öğretim üyeleri için 126 sayılı kararı etkinleştirmek için çeşitli talimatlar verdi. Dibeybe, söz konusu tarihte üniversitelerin ve yüksek enstitülerin verilerini Maliye Bakanlığı ile eşleştirmeleri gerektiğini vurguladı.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.