Rusya’dan SİHA’lar için Türkiye’ye sert uyarı: 'Proje, silahsızlanma ilkesine tabi olacaktır'

Moskova, ‘Zaporijya’nın ilhakı’ uygulamalarını başlattı

Donetsk’teki Marinka kasabası sakinleri bombardıman nedeniyle tahliye edildi (Reuters)
Donetsk’teki Marinka kasabası sakinleri bombardıman nedeniyle tahliye edildi (Reuters)
TT

Rusya’dan SİHA’lar için Türkiye’ye sert uyarı: 'Proje, silahsızlanma ilkesine tabi olacaktır'

Donetsk’teki Marinka kasabası sakinleri bombardıman nedeniyle tahliye edildi (Reuters)
Donetsk’teki Marinka kasabası sakinleri bombardıman nedeniyle tahliye edildi (Reuters)

Kremlin, Ukrayna topraklarında Bayraktar silahlı insansız hava araçları (SİHA) için fabrika kurma hazırlıklarına dair iki ülkenin projeleri hakkında bilgi alınmasının ardından 9 Ağustos’ta Türkiye ve Ukrayna’ya “güçlü bir uyarıda” bulundu.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ülkesinin projenin altyapısını hedef alacağını söylerken, “Ukrayna’nın Silahsızlandırılması” başlıklı Rus askeri operasyonuna atıfta bulunarak, “Ukrayna’da Türk SİHA’larının üretildiğinin ortaya çıkması durumunda proje, silahsızlanma ilkesine tabi olacaktır” dedi.
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi daha önce SİHA üreten Türk şirketi Bayraktar’ın Ukrayna’da aynı adı taşıyan modern uçak modelleri üretmek için bir fabrika kuracağını açıklamıştı. Büyükelçi ayrıca, şirketin bu projeyle ilgili yasal tescil işlemlerini tamamladığını ve bir arsa satın aldığını da belirtmişti.
Bu çerçevede Peskov, Moskova’nın bu gelişmeye kayıtsız kalmayacağına dikkat çekerek, “Elbette derhal silahsızlandırılması gereken obje durumuna girecek böyle bir nesne üretilmesi, muhtemelen sadece Ukraynalıların acılarını uzatacaktır. Ancak özel bir askeri operasyonun ulaşmaya kararlı olduğumuz amacından kaçınmaya yardımcı olmayacaktır” dedi.
Moskova, daha önce Türkiye’nin Ukrayna’ya bu tip SİHA’lar tedarik etmeye devam etmesinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirmişti. Ancak Ankara ise defalarca Kiev ile imzalanan anlaşmalara bağlı olduğunu açıkladı.
2018 - 2020 döneminde Ukrayna, Türk yapımı silahlı insansız hava araçları ithal etti. Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre daha sonra iki taraf geçen yılın sonunda ikili bir anlaşma kapsamında Bayraktar için ortak bir üretim serisi başlatma konusunda anlaşmaya vardı. Ancak ortak çalışmanın başlaması için herhangi bir tarih belirlenmedi. Bununla birlikte ortak üretimin Ukrayna topraklarına devredilme olasılığına daha önce değinilmemişti. Söz konusu SİHA’lar, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki 2020 Karabağ savaşı sırasında önemli bir rol oynadı. Aynı şekilde Ukrayna, Rusya ile mevcut savaş sırasında da bu araçları aktif olarak kullandı.
Öte yandan Moskova’nın Zaporijya’ya atadığı ayrılıkçı yetkililer, 9 Ağustos’tan itibaren bölgede Rus yasalarının uygulanmaya başladığını duyurdu. Zaporijya bölgesindeki Rusya destekli yetkili Vladimir Rogov, adımın ‘Rusya ile yeniden birleşmenin rotasını çizmek’ için bir başlangıç ​​noktası oluşturduğunu söyledi.
Rogov, Rus haber ajansı RIA Novosti’ye yaptığı açıklamada, “Yerel polise Rus ceza ve idari yasaları rehberlik ediyor” dedi. Vladimir Rogov, “Zaporijya toprakları, Ukrayna’yı sonsuza dek terk etti ve bölge, Rusya ile yeniden birleşme rotasını belirledi. Geri dönüş olmayacak. (…) Bu nedenle Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy rejimine artık buna alışmasını ve Zaporijya bölgesinin sınırlarını münhasıran Rusya çerçevesinde anlamaya ve tanımlamaya başlamasını tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı. Rus yetkili, “Kurtarılmış toprakların sakinleri Rusya’ya dönmek istiyor. Onlar (Kiev yetkilileri) histeri içerisindeler. Sivil altyapıyı bombalayarak sivil halkı tehdit etmeye çalışıyorlar” dedi.
Bölgenin Moskova yanlısı yetkilileri, Rusya Federasyonu’na dahil olmak için gelecek Eylül ayında bir referandum düzenleneceğini açıklamıştı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP