Fas: PAM Genel Sekreteri Vehbi partinin kuruluş yıldönümünde destekçilerine seslendi

Fas Asalet ve Çağdaşlık Partisi Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi, partinin kuruluş yıldönümünde partililere seslendi

PAM Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi ve PAM Ulusal Konsey Başkanı Fatıma el Mansuri konferans sırasında (Şarku’l Avsat)
PAM Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi ve PAM Ulusal Konsey Başkanı Fatıma el Mansuri konferans sırasında (Şarku’l Avsat)
TT

Fas: PAM Genel Sekreteri Vehbi partinin kuruluş yıldönümünde destekçilerine seslendi

PAM Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi ve PAM Ulusal Konsey Başkanı Fatıma el Mansuri konferans sırasında (Şarku’l Avsat)
PAM Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi ve PAM Ulusal Konsey Başkanı Fatıma el Mansuri konferans sırasında (Şarku’l Avsat)

Fas Özgünlük ve Modernlik Partisi (PAM) Genel Sekreteri Abdellatif Wahbi, kuruluş yıldönümünü “partinin yolunu tam bir tarafsızlıkla değerlendirmek ve mevcut aşamanın örgütsel, siyasi, diplomatik vb. cephelerdeki gereklerini belirlemek için sorumlu bir tarihsel an” haline getirme çağrısında bulundu.
Vehbi, 8 Ağustos 2008’de kurulan partinin yıldönümü vesilesiyle destekçilerine hitap ettiği dün (Salı) yayınladığı mesajda, partinin kadın ve gençlik örgütünün saflarını sıkılaştırarak örgütsel yapıları güçlendirmenin yanı sıra tüm zorlukların üstesinden gelmesi gerektiğini belirterek, yeterlilik ve liyakat temelinde tüm parti organ ve kurumlarının yeniden inşa edilmesi ve güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Partinin yıldönümü kutlamalarının kolektif düşünce platformuna dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çeken Vehbi, partinin üzerine kurulduğu ilke ve hedeflere bağlılığın hali hazırda partinin yol haritasını çizen kurucu değerleri gerçekleştirmeye devam etme taahhütlerini yansıttığını bildirdi.
“PAM’ı, Fas'ta siyasi ve demokratik diyaloğun güçlendirilmesinin yanı sıra insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlük ve değerleri pekiştirmeye katkıda bulunmaya” çağırdı. Vehbi, “partinin hükümet çoğunluğu içinde tam anayasal ve siyasi taahhütlerini yerine getirmesini yenilemek, pekiştirmek ve tüzüğünün değer ve ilkelerini somutlaştırmak için bir merkez haline gelmesi gerektiğini” ifade etti.
Partinin kuruluşunun 14. kuruluş yıldönümünün bu yıl ulusal ve uluslararası bağlamda yaşanan zorluklarla gerçekleştiğine işaret eden Vehbi, bunun nedeninin dünyanın uluslararası düzeyde yaşadığı değişiklik, savaş, açık ve soğuk çatışmalar olduğunu söyledi. Bu sorunların ülkeler arasında ekonomik, ticari ve jeopolitik ilişkilerde bariz bir dengesizliğe yol açtığını söyleyen Genel Sekreter, tüm bu gelişmelerin Fas'ın iç durumuna yansıdığını vurgulayarak, özellikle uluslararası piyasalarda kaydedilen dengesizliklerin başta enerji olmak üzere bir dizi temel malzeme fiyatlarında artışa yol açtığını kaydetti. Partinin kuruluş yıldönümünü ilk kez farklı bir siyasi merkezde kutlandığını belirten Vehbi, partinin ilk kez böyle bir yıldönümü kutlaması yaptığını, on tıl akılcı bir muhalefet yürüttükten sonra hükümet içinde kamu işlerini yönetme sorumluluğu taşıdığını ifade etti.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.