Yemen: Husiler son bir yıl içinde 2 bin 856 sivili kaçırdı

Silahlı Husi milisler (EPA)
Silahlı Husi milisler (EPA)
TT

Yemen: Husiler son bir yıl içinde 2 bin 856 sivili kaçırdı

Silahlı Husi milisler (EPA)
Silahlı Husi milisler (EPA)

İran destekli Husi milisler, geçtiğimiz 12 ay içerisinde darbeye maruz kalan çeşitli bölgelerde kadın dahil 2 bin 856 sivili darbe karşıtı olmak, meşru hükümeti desteklemek ve hükümete karşı casusluk da dahil olmak üzere birçok ithamla suçladıktan sonra kaçırdıklarını itiraf etti.
Sana'daki insan hakları aktivistleri Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Husilerin sözde “önleyici güvenliğinin”, Sana'da ve bazı bölgelerde yüzlerce sivile yönelik takip ve adam kaçırma kampanyalarının son birkaç ay ve haftasında yoğunlaştığını açıkladı.
Kaynaklar, grubun kontrolündeki ondan fazla ilde onlarca hapishane ve bodrum katında halen çeşitli suçlamalarla kadınların da aralarında bulunduğu binlerce sivilin kaçırıldığını söyledi.
Kaynaklar ayrıca, Husilerin genellikle darbe ve yolsuzluk karşıtlarını kaçırdığını, bunu ise meşru hükümete sadık olmak ya da “ABD ve İsrail” olarak adlandırdıkları örgüte bağlı casuslar olduklarını söyleyerek haklı çıkarmaya çalıştıklarını bildirdi.
Husi grubu siyasi büro üyesi Abdulmelik el-Acri, Sana'da yakın zamanda düzenlediği bir basın toplantısında, grubunun son yılda 2 bin 856 sivili kaçırdığını itiraf etti.
Husi güvenlik servislerinin Arap Koalisyonunu desteklemek suçlamasıyla çeşitli bölgelerden 2 bin 219 kişiyi kaçırdığını, 183 sivilin ise meşru hükümet saflarına katılmak sulamasıyla yargılandığını belirten Acri, diğer 54 vatandaşın ise casusluk ile suçlandığını bildirdi.
Sana’daki hukukçular, Husiler tarafından zorla kaçırılanların bu sayısının, yalnızca darbenin iç güvenlik güçleri tarafından kaçırılanlarla sınırlı olduğuna ve bu kişiler tarafından kaçırılan diğer tutukluları içermediğine inanıyor. İtirafta belirtilen sayıya milisler tarafından diğer istihbarat servisleri aracılığıyla kaçırılan ve sayıları binleri bulduğu tahmin edilen, çoğu partili ve sivil aktivist diğer tutuklular dahil değil.
Başkent Sanaa ve grubun kontrol ettiği diğer şehirler, suç oranlarında her türlü önemli artışın eşlik ettiği eşi görülmemiş bozulma ve güvenlik kaosundan muzdarip. Acri, geçtiğimiz yıl 74 bin 728 suçun kaydedildiğini söyledi.
Kaynaklar, kaçırılanların ve şu anda milislerin bodrumlarında bulunanların çoğunun evlerden, yerleşim yerlerinden, resmi ve özel işletmelerden, restoranlardan, kafelerden, marketlerden, parklardan, üniversitelerden, enstitülerden, okullardan, öğrenci yurtlarından ve diğer farklı yerlerden kaçırıldığını söylüyor.
Yemenli insan hakları savunucuları, Husi milislerinin her zamanki gibi güvenlik raporları sırasında, kaçırılanların kimlikleri, kaçırıldıkları yerler ve akıbetleriyle ilgili herhangi bir bilgi veya ayrıntıya değinmekten kaçındığını kaydetti.
Husi milisler, sivillere yönelik takip ve kaçırma suçlarının işlenme nedenlerinin Yemen hükümeti ve hükümet destekli Arap Koalisyonu’yla “iletişim” dedikleri şeyden kaynaklandığını iddia ediyor.
Sanaa ve diğer şehirlerin sakinleri daha önce, milislerin “milli vatana ihanet” suçlamaları ve kendilerine karşı olduğuna inandıkları kişilere gaddarca davranmak ve suistimal etmek için kullanmaya devam etmeleri konusunda Şarku'l Avsat’a şikâyetlerini dile getirmişlerdi.
Sakinler, Husileri binlerce sivili kendilerine karşı duruşları ve görüşleri nedeniyle gizli cezaevleri ve bodrumlara hapsetmeye devam etmekle suçladı. Ayrıca, en basit şehirlerde sivillere karşı en iğrenç suistimalleri uygulamak için yargı ve güvenlik de dahil olmak üzere tüm devlet kurumlarını kullanmaya devam etmekle itham etti.
Husilerin geçmiş dönemlerde sivillere yönelik zulüm ve adam kaçırma suçlarına ilişkin bir dizi itirafına, bu suçların bir kısmına grubun liderleri ve amirlerinin arkasında olduğuyla ilgili suçlamalar eşlik etti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Sana’daki hukukçular, geçtiğimiz yıl Ağustos ayında, grubun silahlı adamları, başkentte ve kontrolleri altındaki diğer şehirlerde farklı yaş ve siyasi eğilimlerden kadın ve erkekleri hedef alan büyük bir gözaltı dalgası başlattığını söyledi.
Kaynaklar, darbeci Husilerin evleri, yerleşim yerlerini, okulları, üniversiteleri, enstitüleri, öğrenci yurtlarını, pazarları, parkları, bahçeleri, kafeleri, devlet ve özel işyerlerini ve kontrol noktalarını hedef alan haksız kampanyalarının yüzlerce sivilin tutuklanmasıyla sonuçlandığını kaydetti.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe