84 yaşındaki hastanın burnundan 100 gramlık kitle alındı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

84 yaşındaki hastanın burnundan 100 gramlık kitle alındı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Trabzon'da 84 yaşındaki Faik Ramoğlu'nun burnunda oluşan 100 gram ağırlığındaki kitle, Of Devlet Hastanesi'nde yapılan operasyonla alındı.
Of ilçesinde yaşayan Faik Ramoğlu, yaklaşık 2 yıl önce burnunda oluşmaya başlayan kitleyi başlangıçta önemsemedi. Kitle zamanla büyümesine rağmen Kovid-19 salgını nedeniyle hastaneye gitmeye çekinen Ramoğlu, nefes almakta ve aşağı bakmakta zorlanmaya başladı.
Ailesi ve çevresindekilerin telkinleriyle Of Devlet Hastanesi'ne giden ve kulak burun boğaz uzmanı Operatör Dr. Erdal Rahman Köprücü ile görüşen Ramoğlu'nun tedavisine başlandı.
Ramoğlu, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, burnunda çıkan kitlenin büyümesinde kendisinin de etkisinin olduğunu söyledi.
Rahatsızlığının burnunda iltihap şeklinde başladığını belirten Ramoğlu, "Burnumu kurcaladığım için bayağı ilerledi. Psikolojik olarak insanı çok etkiliyor. Nefes almakta zaman zaman zorluk çekiyordum" dedi.
Başarılı geçen ameliyatın ardından sağlığına kavuştuğunu anlatan Ramoğlu, "Çevremdeki insanlar 'Neden ameliyat olmuyorsun, neyi bekliyorsun?' diyorlardı. Çocuklarım İstanbul'da olmamı istedi. O zaman tereddütte kaldım ve uzattık. Gereksiz yere bir rahatsızlık geçirdik. İnsanların buraya güvenmesi, tedavilerini, ameliyatlarını burada yaptırması lazım. Dışarıya gitmenin bir anlamı yok bence. Doktorlarımıza güvenmemiz gerekiyor" ifadesini kullandı.

"Hastanın uyumuyla güzel bir sinerji yakaladık ve kendisi sıhhatine kavuştu"
Operatör Dr. Erdal Rahman Köprücü ise hastanın yaklaşık 3 ay önce kendilerine başvurduğunu anlattı.
Hastanın burnundaki kitle nedeniyle farklı tetkikler yaptığını aktaran Operatör Dr. Köprücü, "Daha çok yağ karakterli bir kitle olduğu yönünde kanaat kıldık. Bunun cerrahi müdahale ile alınması gerektiğini hastaya bildirdik. Hasta bize güvendi ve ameliyatımızı gerçekleştirdik. Rinofima (gül hastalığı) veya fimotez roza isimli bir hastalık bu. Genelde hastayı meşgul eden ve iyileşmesi zor tedaviler var. Biz farklı şekilde derisini kaydırarak bu hastalığı iyileştirmeye çalıştık. Hastanın uyumuyla güzel bir sinerji yakaladık ve kendisi sıhhatine kavuştu" diye konuştu.

Burundan yaklaşık 100 gram civarında bir parça aldıklarına dikkati çeken Köprücü, "100 gram dediğimiz dile kolay bir şey ama burnunun ucunda bu ağırlıkla yaşadığını düşünürseniz aslında çok kolay değil. Araya pandeminin girmesi, insanların hastaneden korkması ve maske ile bunun gizlenebilmesi bu kadar ilerlemesine neden oldu. Erken vakitte gelseydi kendisi ve bizim için daha konforlu bir ameliyat olabilirdi" dedi.
Of Devlet Hastanesi Başhekimi Operatör. Dr. Şaban Uysal da hastanın ameliyatı öncesinde bir değerlendirme yapıldığını, hastanenin ameliyat için gerekli teknik ve tıbbi donanıma uygun olduğunu belirlediklerini söyledi.
Operasyonun başarılı geçmesinde hastanın doktorla ilişkisinin önemine işaret eden Uysal, "Çok şükür çok kısa bir sürede az bir iz kalarak ameliyat başarıyla gerçekleşti. Bu süreçte bizler de mutlu olduk" değerlendirmesinde bulundu.
 



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism