SANA: DEAŞ liderlerinden biri Suriye’nin güneyinde kendini havaya uçurdu

Dera’daki Suriyeli unsurlar (Arşiv)
Dera’daki Suriyeli unsurlar (Arşiv)
TT

SANA: DEAŞ liderlerinden biri Suriye’nin güneyinde kendini havaya uçurdu

Dera’daki Suriyeli unsurlar (Arşiv)
Dera’daki Suriyeli unsurlar (Arşiv)

Suriye resmi haber ajansı SANA’ya göre, terör örgütü DEAŞ’ın bir lideri ülkenin güneyinde rejim güçleri tarafından kuşatıldıktan sonra kendini havaya uçurdu.
SANA’nın bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde, güvenlik güçlerinin Dera bölgesinde terörist Ebu Salim el-Iraki’ye yönelik bir operasyon düzenlediği bilgisi verildi.
Habere göre rejim güçleri Ebu Salim Iraki’nin etrafını kuşatarak ateş açtı. Yaralanan terörist üzerindeki patlayıcı kemerle kendisini havaya uçurdu.
Güvenlik kaynağı, Ebu Salim Iraki’nin ülkenin güneyindeki radikal örgütün askeri lideri olduğunu bildirdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), dün, rejim güçleri ve yerel silahlı kişiler tarafından kuşatılan Iraki’nin öldüğünü doğruladı.
SOHR ayrıca 2018’den beri bölgede saklandığını ve zaman zaman buradaki suikast ve saldırılara katıldığını da belirtti.
Dera’nın büyük kısmı 2018’den beri rejim kontrolü altında, ancak muhalif gruplar Şam’ın müttefiki Rusya ile yapılan ateşkes anlaşması kapsamında bazı bölgeleri kontrol etmeye devam ediyor.
2011’de halk protestolarının beşiği olan Dera’da, 2018 yılından bu yana güvenlik anlamında kaos hakim oldu.
Rejim güçlerine yönelik saldırıların yanı sıra ve rejim yanlıları, eski muhalifler ve hatta devlet kurumlarında çalışan sivillere yönelik suikastlar oldu. DEAŞ, çok sayıda saldırının sorumluluğunu üstlendi.
2019’da örgütün ortadan kaldırıldığının açıklanmasından bu yana, DEAŞ unsurları Humus ve Deyrizor valilikleri arasındaki çöle çekildi.
Rejim güçleri, Rusya’nın hava desteğiyle zaman zaman DEAŞ hücreleriyle çatışıyor ve bunlar her iki tarafta da ölümlere neden oluyor.
Örgütün bazı liderleri ve unsurları da farklı köy ve bölgelerde saklanıyor.
Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon, örgütün liderlerini takip ediyor ve Deyrizor ve İdlib başta olmak üzere onları yakalamak için operasyonlar yürütüyor.
ABD, Şubat ayında DEAŞ lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin Suriye’nin kuzeybatısındaki sığınağında düzenlenen askeri operasyon sonucu öldüğünü duyurdu.
Suriye, 2011’den bu yana yarım milyona yakın insanın ölümüne, altyapı ve üretim sektörlerinde büyük yıkıma ve milyonlarca insanın ülke içi ve dışında yerinden edilmesine yol açan kanlı bir çatışmaya tanık oluyor.



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.