Fransa’nın Mali’deki boşluğunu Rusya dolduruyor!

Rusya Devlet Başkanı Putin ve Mali’nin geçici Cumhurbaşkanı Goita, ülkeleri arasındaki ilişkilerin düzeyinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler

Mali'de güvenlik ve siyaset alanında geniş çaplı bir kaos hakim (AFP)
Mali'de güvenlik ve siyaset alanında geniş çaplı bir kaos hakim (AFP)
TT

Fransa’nın Mali’deki boşluğunu Rusya dolduruyor!

Mali'de güvenlik ve siyaset alanında geniş çaplı bir kaos hakim (AFP)
Mali'de güvenlik ve siyaset alanında geniş çaplı bir kaos hakim (AFP)

Rusya, Fransa ordusunun Mali'den çekilmesinin ardından geriye kalan ‘boşluktan’ yararlanmaya, siyaset ve güvenlik alanlarında yaşanan kaos nedeniyle harap haldeki ülkede askeri varlığını güçlendirmeye çalışıyor.
Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı habere göre, Mali'deki Askeri Geçiş Konseyi, Salı akşamı müttefiki Rusya’dan 5 adet uçak ve bir askeri helikopter de dahil olmak üzere yeni askeri teçhizatın teslim alınmasını kutladı. Haberde, Mali Savunma ve Muharip Gaziler Bakanı Sadio Camara’nın teslim törenini ‘tarihi’ olarak nitelendirdiğini ve ‘Rusya Federasyonu ile karşılıklı yarar sağlayan ortaklığa’ övgüde bulunduğunu bildirdi.
Kremlin’den dün yapılan açıklamaya göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Mali'deki geçiş sürecinin Cumhurbaşkanı Assimi Goita gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde, ülkeleri arasındaki ilişkilerin ve iş birliğinin düzeyinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Anlaşma, Rus diplomatların ve Mali Askeri Geçiş Konseyi Başkanı Albay Assimi Goita katıldığı resmi bir törenle kutlandı. Mali Savunma ve Muharip Gaziler Bakanı Camara, “Bugünkü kutlamanın, bize sunduklarınızın doğası, kalitesi ve boyutu açısından tarihi bir kutlama olduğunu söylemeliyim. Burada sadece bir kısmını göstereceğiz, geri kalanı da bu kutlama yapılırken devam eden operasyonlarda kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
Mali Askeri Geçiş Konseyi’nin iktidarı elinde tutma arzusu çerçevesinde, Fransa (eski sömürge gücü) ile ilişkilerde aylarca devam eden gerginliğin ardından Rusya, Mali’ye destek verdi. Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerler Mali’de konuşlandırıldı. Bunun üzerine Paris, ülkedeki askeri varlığını sona erdiğini ve askerlerinin geri çekildiğini duyurdu. Malili Bakan Camara’ya göre Rusya’nın askeri desteği, Mali'nin keşif ve saldırı yeteneklerini, L39 tipi, Suhoy Su-25 tipi ve Embraer EMB 314 Super Tucano tipi savaş uçakları ve halihazırda kullanımda olan diğer uçakları ile güçlendirmeyi barındırıyor. Ayrıca Mil Mi-24P tipi, Mil Mi-35 ve Mil Mi-24 tipi saldırı helikopterleri de teslim edildi. Bahsi geçen teçhizatın Mali’ye tedarik edilmesinin koşulları hakkında ise herhangi bir açıklama yapılmadı.
Rusya, geçtiğimiz Mart ayında Mali’ye çok sayıda savaş helikopteri ve silah sağladı. Ayrıca, Mali Askeri Konseyi’nin, Rusya’dan Mali ordusunu desteklemek için gelen ‘eğitmenler’ olduklarını söylediği çok sayıda askeri personel de Mali’ye getirildi.
Fransa, Malili yetkilileri, Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerleri kullanmakla suçladı. Ancak Mali hükümeti bunu reddederek Rusya ile Mali arasındaki köklü iş birliğine işaret etti. Rusya geçtiğimiz Mayıs ayında, Wagner'in ‘bir sözleşme temelinde’ Mali'deki olduğunu kabul etti.
Fransa’nın genel olarak Afrika Sahel bölgesindeki ve özelde Mali'deki askeri varlığının azalması, ittifakların yapısını değiştirirken Mali'nin askeri yöneticilerini, Fransa’nın çekilmesinin yarattığı güvenlik boşluğunu doldurmak için Rusya'ya başvurmaya itti.
Kahire Üniversitesi’nden siyaset bilimi profesörü ve Afrika işleri uzmanı Hamdi Abdurrahman, Rusya’nın desteğinin Malili yetkilileri, geçtiğimiz Şubat ayında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerini ertelemeye teşvik ettiğini düşünüyor. Prof. Abdurrahman, Albay Goita liderliğindeki Askeri Geçiş Konseyi’nin, iktidara gelmesinden bu yana Batı ülkelerin ve diğer uluslararası güçlerin başarısız askeri yaklaşımlarına alternatif olarak Moskova'ya yaklaştığına dikkati çekti.
Mali'deki askeri cuntanın lideri Albay Assimi Goita, ülkedeki geçiş sürecinin 26 Mart 2022 tarihinden 26 Mart 2024 tarihine kadar 24 aya çıkarılması kararı aldı.
Prof. Abddurrahman tarafından hazırlanan ve İleri Araştırmalar ve Çalışmalar için Gelecek Merkezi (Future Center for Advanced Research and Studies / FARAS) tarafından yayınlanan araştırmaya göre Fransa’nın bölgeden çekilmesinin birkaç nedeni var. Bunlardan biri, Bamako sokaklarında düzenlenen protestolarda da görüldüğü gibi, Fransa’nın ülkedeki askeri varlığına karşı artan halkın öfkesiydi.
Prof. Abdurrahman’a göre Mali, Rusya için bugün Ukrayna mücadelesi ve Mali'ye gelişi ile doruğa ulaşan Batı ile artan stratejik gerilimlerle ilgili araçlardan sadece biri. Bu da Rusya’nın bir yandan başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinin Afrika'daki nüfuz bölgelerinde onlara meydan okurken diğer yandan Avrupa için insani ve siyasi krizleri kışkırtma potansiyeline sahip olduğu anlamına geliyor.
Mali, ordunun Fransa tarafından desteklenen Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita'yı iktidardan düşürdüğü 2020 yılının Ağustos ayından bu yana iki askeri darbeye tanık oldu.



Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.