Snapchat, ebeveyn denetim özelliği "aile merkezini" devreye soktu

"Ebeveynlerle gençler arasındaki işbirliğini ve güveni teşvik etmeyi amaçlıyoruz"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Snapchat, ebeveyn denetim özelliği "aile merkezini" devreye soktu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Sosyal medya platformu Snapchat, ebeveyn denetim özelliği "Aile Merkezi"ni kullanıma sundu.
Salı günü itibarıyla aktif hale gelen "Aile Merkezi" özelliğiyle uygulamayı telefonuna indiren ebeveynler, çocuklarına bir davet isteği göndererek Snapchat hesaplarını takip edebiliyor.
Ebeveynler, uygulama sayesinde çocuklarının son bir haftada Snapchat üzerinden kimlerle konuştuğunu görebilirken, mesajların içeriğini okuyamıyor.
Bunun yanı sıra ebeveynler, çocuklarının arkadaş listesini görebiliyor ve olası bir kötü kullanım durumunda inceleme için güvenlik ekibiyle iletişime geçebiliyor.
Snapchat'in salı günü yayımladığı açıklamada, uygulamanın "ebeveynlerle gençler arasındaki işbirliğini ve güveni teşvik etmeyi amaçladığı" belirtildi.
Ayrıca yeni güncellemenin yalnızca ebeveynlerin ve 13 ila 18 yaşındaki gençlerin kullanımına sunulacağı ifade edildi.
Platform, ekimde denetimlerin artırılacağını ve yeni bir güvenlik mekanizması üzerinde çalışıldığını duyurmuştu. Uygulama özellikle uyuşturucu satıcılarının gençlere ulaşabilmek için platformu kullanmasıyla da gündeme gelmişti.
Diğer ünlü sosyal medya uygulamaları da son dönemde bir dizi yeni denetim özelliğini tanıtmıştı.
TikTok, ebeveynlerin çocukların uygulamayı kullanmasına süre sınırlaması getirmesini sağlayan bir özellik sunmuştu. Aynı güncellemede TikTok üzerinden mesajlaşmaların ve arama motoru sonuçlarının sınırlandırılması da mümkün hale gelmişti.
Instagram da benzer şekilde bir süre sınırlaması seçeneğini aktif hale getirmişti.



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe