Washington’dan Şam’a kayıp ABD’li gazeteci için yardım çağrısı

ABD, gazetecinin serbest bırakılması için harekete geçti.

Austin Tice (sağ alt öşe) ve önceki gün Washington’daki bir toplanmaya katılan annesi Debra Tice. (AFP/AP)
Austin Tice (sağ alt öşe) ve önceki gün Washington’daki bir toplanmaya katılan annesi Debra Tice. (AFP/AP)
TT

Washington’dan Şam’a kayıp ABD’li gazeteci için yardım çağrısı

Austin Tice (sağ alt öşe) ve önceki gün Washington’daki bir toplanmaya katılan annesi Debra Tice. (AFP/AP)
Austin Tice (sağ alt öşe) ve önceki gün Washington’daki bir toplanmaya katılan annesi Debra Tice. (AFP/AP)

ABD’li gazeteci Austin Tice’ın Suriye’de kaçırılmasının 10’uncu yıl dönümünde, rehinelerin ve tutuklu ailelerinin Beyaz Saray’a yönelik baskısı artmaya devam ediyor. ABD Başkanı Joe Biden söz konusu baskıların ardından Şam yönetimine, gazetecinin geri gönderilmesine yardım etme çağrısında bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada Suriye rejimindeki yetkililerden, Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi kapsamındaki taahhütlerine uyarak söz konusu gazetecinin ve Suriye’de tutulan diğer tüm ABD vatandaşlarının serbest bırakılmalarını sağlamak için adım atmalarını talep etti.
Serbest çalışan bir muhabir olan eski ABD Deniz Kuvvetleri Komutanı Austin Tice, Ağustos 2012’de Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e karşı yapılan ayaklanmayı haberleştirirken kaçırıldı. Tice o sırada 31 yaşındaydı. Ailesi, Tice’ın hayatta olduğuna ve Suriye’de tutulduğuna inanıyor. Gazeteciyi kaçıranların kimliği bilinmiyor zira herhangi bir grup olayın sorumluluğunu üstlenmedi. Washington, Suriye hükümetinin Tice’ı gözaltına aldığını savunurken Şam ise suçlamaları reddediyor.
Tice’ın kaçırılmasının 10’uncu yıl dönümü münasebetiyle açıklama yapan Biden, “Suriye hükümetine, Austin’i eve getirebilmemiz için defalarca bizimle birlikte çalışma çağrısında bulunduk” dedi. Washington’ın, Suriye hükümetinin Tice’ı elinde tuttuğunu ‘kesin bir şekilde’ bildiğini söyleyen Biden sözlerinin devamında “Suriye’yi buna bir son vermeye ve Tice’ı eve geri getirmemize yardım etmeye çağırıyorum” dedi. Dışişleri Bakanı Antony Blinken da yaptığı açıklamada, Biden’ın Rehine İşleri Özel Temsilcisi Roger Carstens’ın Beyaz Saray ile koordineli olarak ‘Suriye hükümetiyle bağlantı kurmaya devam edeceğini’ söyledi.
Washington, Suriye’deki diplomatik varlığını 2012 yılında, ülkede iç savaşın patlak vermesiyle askıya almıştı. Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi sırasında, 2020 yılında, bir Beyaz Saray yetkilisi Suriye hükümetiyle gizli görüşmeler yapmak üzere Şam’ı ziyaret ederek Tice ve başka bir ABD’linin daha serbest bırakılmasını istemişti.
Geçen hafta Rus mahkemesinin uyuşturucu madde bulundurma suçlaması üzerine 9 yıl hapis cezasına çarptırılan ABD’li basketbol yıldızı Brittney Griner’in şubat ayında Rusya’da tutuklanmasının ardından Tice ve ülke dışında tutulan diğer ABD vatandaşlarının durumu Washington yönetimi için büyük bir sorun haline geldi.
Biden, geçen ay, devlet kurumlarının yaptırım ve diğer önlemleri uygulamasına izin vererek ABD’lilerin yasa dışı olarak gözaltında tutulmasına karşı caydırıcılığı ve cezalandırmayı amaçlayan bir emri imzaladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP