Afganistan'da iktidara geldikten sonra Taliban içindeki bölünmeler

Taliban Hareketi, Batı ülkelerinin kapsayıcı bir hükümet kurulması taleplerini görmezden geldi

Zevahiri suikastı, Taliban'ın radikal gruplarla bağlarını kesme taahhüdüyle ilgili soru işaretlerini artırdı (AFP)
Zevahiri suikastı, Taliban'ın radikal gruplarla bağlarını kesme taahhüdüyle ilgili soru işaretlerini artırdı (AFP)
TT

Afganistan'da iktidara geldikten sonra Taliban içindeki bölünmeler

Zevahiri suikastı, Taliban'ın radikal gruplarla bağlarını kesme taahhüdüyle ilgili soru işaretlerini artırdı (AFP)
Zevahiri suikastı, Taliban'ın radikal gruplarla bağlarını kesme taahhüdüyle ilgili soru işaretlerini artırdı (AFP)

Afganistan'da Taliban Hareketi’nin iktidara geri dönmesinden bu yana geçen bir yılın ardından, radikal çizgideki grup içinde, özellikle liderlerinin reformları ne denli uygulayabileceklerine dair bölünmeler ortaya çıkmaya başladı. Taliban’ın ülkenin uluslararası güçler tarafından desteklenen eski hükümetine karşı kazandığı zafer, savaşı sona erdirerek, özellikle yirmi yıllık şiddetli çatışmaların yükünü çeken kırsal bölgelerdeki Afganlara derin bir nefes aldırdı. Ancak Taliban’ın iktidara gelişi, Afganistan'ın karşı karşıya olduğu mali, ekonomik ve insani krizleri daha da kötüleştirdi. Yoksulluk sınırının altında yaşayan Afganlıların sayıları arttı ve milyonları buldu. Birçoğu ilk kez borç almak zorunda kaldı. Boğucu hayat şartları, insanları bebeklerini ya da organlarını satmak arasında seçim yapmaya zorladı.

‘Göstermelik’
Uluslararası Kriz Grubu’ndan (ICS) Afganistan analisti Ibraheem Bahiss, “Taliban içinde reform olarak gördüklerinin uygulanması için zorlayan bir kampımız, bu yetersiz reformların bile abartılı olduğunu düşünen başka bir kampımız var. Taliban’ın bazı liderlerinin hareketin bu kez ülkeyi farklı bir şekilde yöneteceğini iddia ettiği bir dönemde, birçok gözlemci değişikliklerin göstermelik olduğunu düşünüyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

İdeolojik görüşler
ABD merkezli düşünce kuruluşu Wilson Center uzmanlarından Michael Kugelman, “Siyasette bir gelişme olduğunun işaretleri olarak görülecek bazı durumlar var, ama açık konuşmak gerekirse halen gerici ideolojik görüşleri terk etmeyi reddeden bir grup görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Birçok kız lisesi halen kapalı kalmaya devam ederken kadınlar kamusal alanlardaki görevlerden uzlaştırıldılar. Katı muhafazakar çizgideki bölgelerde müzik dinlemek, nargile içmek ve kağıt oynamak gibi basit faaliyetler sıkı bir şekilde kontrol ediliyor, protestolar bastırılıyor ve gazeteciler düzenli olarak tehdit ediliyorlar ya da gözaltına alınıyorlar.

Eymen ez-Zevahiri
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre, Taliban Hareketi, Batılı ülkelerin Afganistan’da kapsayıcı bir hükümet kurulması taleplerini görmezden geldi. El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'nin geçtiğimiz hafta Kabil'deki lüks bir mahallede yer alan evinde öldürülmesi, Taliban'ın radikal gruplarla bağlarını koparma taahhüdüne dair soruların artmasına neden oldu.

Para akışı
Taliban lideri Molla Hibetullah Ahundzade’nin, Mart ayında, Eğitim Bakanlığı'nın kız liselerini yeniden açmasına son dakikada müdahale ederek iptal etmesi tüm dünyayı şaşırttı. Bazı analistler, Ahundzade’nin böyle yaparak Batı’nın taleplerine boyun eğmiyormuş gibi görünmek istediğini düşünüyorlar. Bu kararla birlikte uluslararası mali akışların yeniden sağlanması ümidi de ortadan kalktı. Bu durum, Kabil’deki Taliban yönetimi için de dahi eleştirilere yol açarken, bazı yetkililer kamuoyu önünde buna karşı olduklarını açıkladılar. Bu adımı Taliban hükümetinin üyeleriyle düzenli olarak görüşen yabancı diplomatların protestolarına rağmen hemen ardından gelen çok sayıda katı direktif izledi.

Taliban'ın iktidara dönüşünden bir yıl sonra
Afganistan'da Taliban Hareketi’nin bir yıl önce yeniden iktidara gelmesinden bu yana insan hakları, özellikle kadın hakları, ekonomik çöküş ve saldırılarla birlikte öne çıkan gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz:
1 - Taliban, ABD ve NATO güçlerinin geri çekilmeye başlamasından yararlanarak Mayıs ayında başlattığı yıldırım saldırısının ardından 15 Ağustos 2021’de herhangi bir direnişle karşılaşmadan Kabil'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı işgal etti.
Ülkeyi terk eden eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani, ‘Taliban'ın zaferini’ kabul etti ve ‘kan dökülmesini’ önlemek için ülkesinden ayrıldığını açıkladı. Washington, Afganistan Merkez Bankası'nın yaklaşık 9,5 milyar dolarlık fonlarını dondurdu. Dünya Bankası, nüfusunun yüzde 60'ını uluslararası yardımlara bağımlı olan ülkeye yaptığı yardımı askıya aldı.
Afgan ordusunun ve hükümetinin çöküşü, ABD ordusunun ve Afganistan’daki sivil müttefiklerinin geri çekilmesini hızlandırdı. Kabil Havalimanı, 26 Ağustos 2021’de DEAŞ’ın üstlendiği ve 100'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan bir saldırıya sahne oldu.
2 - ABD ordusu 30 Ağustos 2021’de Afganistan'dan tamamen çekildi. Böylece ülkedeki yirmi yıllık varlığı sona erdi.
3- Taliban 7-8 Eylül 2021’de Taliban’ın kurucusu Molla Ömer’e yakınlığıyla bilinen Molla Muhammed Hasan Ahund liderliğinde bakanlarını kendi saflarından atadığı bir hükümetin kurulduğunu duyurdu. Batılı ülkeler, ‘daha önce verilen sözlerin yerine getirilmediğini ve ülkedeki etnik ve dini çeşitliliği temsil etmediğini’ söyleyerek yeni hükümeti eleştirdiler. Ayrıca başta kadın hakları olmak üzere insan haklarına saygıyı, yardımların yeniden başlaması ve İslami çizgideki yeni rejimin tanınması konusundaki müzakerelerde bir ön koşul haline getirdi. Taliban ise kadınlara ciddi kısıtlamalar uyguladı.
4 - Taliban 23 Mart 2022 tarihinde kızlara yönelik eğitim kurumlarının yeniden açılmasından sadece birkaç saat sonra kapatıldığını duyurdu.
5- Taliban lideri, Mayıs ayı başlarında kadınların kamuya açık alanlarda yüzlerini tamamen kapatmalarını emretti. Ardından kadınlar devlet kurumlarındaki görevlerinden uzaklaştırıldı. Şehirlerinden dışarıya mahremsiz seyahat etmeleri engellendi.
6- Taliban yönetimi, 17 Mayıs 2022’de özellikle halka yönelik şiddet vakalarını izleyen bir organ olan İnsan Hakları Komisyonu'nun feshedildiğini duyurdu. Yüksek Seçim Komisyonu ve Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi de aynı kaderi paylaştı. Dini olmayan müziklerin çalınması, reklamlarda insan yüzlerinin kullanılması, başı açık kadınların yer aldığı filmlerin ya da dizilerin yayınlanması yasaklandı. Erkeklerin geleneksel kıyafetler giyip sakal bırakması  zorunlu hale getirildi. Bununlar gibi bir takım kısıtlamalar getiren bir dizi karar alındı.

Afganistan yardımlardan mahrum kaldı
Kendisi için hayati önem taşıyan uluslararası yardımlardan mahrum kalan Afganistan, hızla yükselen işsizlik oranıyla ciddi bir mali ve insani krize girdi. Birleşmiş Milletler'e (BM) verilerine göre ülke nüfusunun yarısından fazlası yani yaklaşık 24 milyon Afgan, gıda güvensizliği tehdidi altında.
7-BM 31 Mart’ta Afganistan’a bağış toplamak için uluslararası topluma en büyük çağrısını yaptıysa da ihtiyacı olan 4,4 milyar dolara ulaşamadı ve yalnızca 2,44 milyar dolar toplayabildi. Haziran ayı sonlarında ülkenin doğusunda meydana gelen, binden fazla kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yerinden edilmesine neden olan depremin ardından Washington ile Taliban arasında daha önce dondurulan fonların serbest bırakılmasıyla ilgili müzakereler yapıldı.
8-2021 yılının Ekim ayında Sünnilerin çoğunlukta olduğu ülkede uzun süredir zulüm gören Şiilere yönelik bir saldırı gerçekleşti. ABD güçlerinin geri çekilmesinden sonra en fazla ölüme yol açan terör saldırısında 60 kişi hayatını kaybetti. Saldırıyı Taliban'ın yıllardır mücadele ettiği DEAŞ/Horasan örgütü üstlendi.
9-2022 baharında, birçoğu DEAŞ/Horasan örgütü tarafından üstlenilen terör eylemlerinde onlarca insan hayatını kaybetti. Taliban, örgütü Afganistan'da mağlup ettiğini iddia etse de analistler radikal örgütün Afganistan’ın yeni yönetimi için başlıca güvenlik sorunu olmaya devam ettiğini düşünüyorlar.
10-ABD Başkanı Joe Biden, 1 Ağustos’ta ABD’nin El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'yi Kabil’de silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) öldürdüğünü duyurdu.

Kabil Havaalanı kaosun simgesi oldu
Kabil Havaalanı’nda durum, on binlerce Afganlı erkek, kadın ve çocuğun, 15 Ağustos 2021 tarihinde iktidarı ele geçiren Taliban Hareketi’nin ilerleyişinden kaçmak için bir umutla havaalanına akın etmesinden bir yıl sonra neredeyse normale döndü.
Büyük kalabalıklar günlerce, Taliban Hareketi, Afgan güçleri ve ABD Deniz Piyadeleri tarafından kurulan barikatları aşmaya çalıştı. Çoğu zaman püskürtülmeleri için üzerlerine ateş açıldı.
Ağustos ayının sonlarında Kabil Havaalanı’nın girişinde bir intihar bombacısının kendisini havaya uçurması sonucu 100'den fazla kişi hayatını kaybetti. Saldırının sorumluluğunu DEAŞ üstlendi. Bir yıl sonra, havaalanında bazı iç ve dış uçuşlar yapılmaya başlandı.
Ancak büyük yabancı havayollarının Kabil Havaalanı’na tam bir uçuş programı uygulamaları için büyük bir desteğe ihtiyaç var. Taliban yetkilileri, sahada bakım hizmetleri ve yolcular için güvenlik kontrolleri sağlamak üzere Abu Dabi merkezli bir şirketle anlaştı. Hava kontrolü ise Özbekistan ve Katar'dan uzmanlar tarafından eğitilmiş Afganlar tarafından sağlanıyor. Havaalanının tam olarak faaliyete geçmesi, ülke ekonomisinin canlanması için hayati bir önem taşıyor.



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı

Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı
TT

Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı

Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı

ABD, Ukrayna ve Avrupa’dan yetkililer pazar günü İsviçre’nin Cenevre kentinde bir araya gelerek, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya yönelik barış planını ele alacak. Kiev’de ise bu planın “zorunlu bir teslimiyet” anlamına gelebileceği endişesi hâkim. Washington ise önerinin nihai bir teklif olmadığını vurguluyor.

Trump, yaklaşık dört yıldır süren savaşın sona erdirilmesine yönelik planına Kiev’in 27 Kasım tarihine kadar onay vermesini istemişti. Ancak Ukrayna, taslakta Rusya lehine görülen bazı maddelerde değişiklik yapılmasını talep ediyor.

Rus vizyonu tartışması

ABD yönetimi, planın Amerikan resmi politikasını yansıttığını belirterek, Senato üyelerinin Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun planı “Rusya’nın dilek listesi” olarak nitelediği iddiasını reddetti.

xscd
ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi (Reuters)

28 maddelik taslak, Ukrayna’nın bazı topraklardan vazgeçmesini, ordusunun küçültülmesini ve ülkenin NATO’ya katılmama taahhüdünü içeriyor.

Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada planın “nihai teklif” olmadığını, amacının çatışmaları “bir şekilde” durdurmak olduğunu söyledi. ABD’nin Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg da metni “devam eden bir çalışma” olarak nitelendirdi.

Avrupalı müttefikler ise hazırlık sürecine dahil olmadıkları plana temkinli yaklaşıyor ve daha fazla geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. G20 zirvesi sırasında Kiev’in elini güçlendirecek karşı öneriler üzerinde çalışıldı.

ABD Heyeti Cenevre’de

Dışişleri Bakanı Marco Rubio bugün (Pazar)Cenevre’ye ulaştı. ABD’nin diplomatik temsilcilerinden Steve Whitkov’un da görüşmelere katılması bekleniyor. ABD Kara Kuvvetleri Sekreteri Daniel Driscoll ise Kiev’de Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştükten sonra Cenevre’ye geçiş yaptı.

Rubio sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, barış planının ABD tarafından hazırlandığını belirterek, “Bu, devam eden müzakereler için güçlü bir çerçeve sunuyor. Rusya’nın katkılarının yanı sıra Ukrayna’nın önceki ve mevcut önerilerini de içeriyor” dedi.

Rusya’nın katılımı belirsiz

Zelenskiy, başmüzakereci görevine Andriy Yermak’ın getirildiğini duyurdu. Kararnamede müzakerelere “Rusya Federasyonu temsilcilerinin” de katılmasının öngörüldüğü ifade edildi; ancak Moskova’dan bu konuda resmi bir açıklama gelmedi.

Zelenskiy, “Barışı sağlamak için atılması gereken adımlar konusunda ortaklarımızla istişarelerde bulunacağız” dedi. Ukrayna lideri, temsilcilerinin ülkenin ulusal çıkarlarını savunmayı bildiğini ve “Rusya’nın üçüncü kez saldırmasını engelleyecek” şekilde hareket edeceklerini vurguladı.

Avrupa’dan güvenlik vurgusu

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, üst düzey yetkililerin Cenevre’de “ilerleme kaydetmek” için bir araya geleceğini söyleyerek, Ukrayna’ya güçlü güvenlik garantileri verilmesinin önemini vurguladı. İngiltere’nin ulusal güvenlik danışmanı Jonathan Powell’ın da toplantıya katılacağı belirtildi.

cdfg
Trump ve Putin, geçen Ağustos ayında Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesini müzakere etmek için yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında el sıkışıyor (Reuters)

İtalya’nın güvenlik danışmanı Fabrizio Saggio’nun da Cenevre’ye gideceği bildirildi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise AB, Fransa ve Almanya’dan güvenlik yetkililerinin görüşmelere katılacağını açıkladı.

Johannesburg’daki G20 toplantısı sırasında Starmer, Macron ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Trump’ın planını ele almak üzere bir araya geldi. Görüşmeye Avustralya, Kanada ve Japonya’dan yetkililer de katıldı.

Liderler, yayımladıkları ortak açıklamada ABD planının “üzerinde çalışılması gereken bir temel” olduğunu kaydetti. Açıklamada ayrıca “sınırların güç yoluyla değiştirilemeyeceği” ve Ukrayna ordusuna getirilebilecek kısıtlamaların ülkeyi gelecekte risk altında bırakabileceği uyarısı yer aldı.

fgb
Rusya Savunma Bakanlığı'nın 18 Kasım'da yayımladığı bir videodan alınan bir karede, bir Rus askerinin Ukrayna'da açıklanmayan bir konumda bulunan Ukrayna ordusu mevzilerine top mermisi ateşlediği görülüyor. (EPA)

Macron, planın Ukrayna’nın NATO ilişkileri ve AB’de dondurulan Rus varlıkları gibi Avrupa’yı ilgilendiren kritik konular içerdiğini belirterek, “Hepimiz güçlü ve kalıcı bir barış istiyoruz. Bu barış tüm Avrupalıların güvenliğini gözetmelidir” dedi.

Kiev’de kritik günler

Zelenskiy, cuma günü yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Ukrayna’nın tarihinin en zor dönemlerinden birinden geçtiğini söyledi. Trump’ın planına alternatif öneriler sunacağını belirterek, ülkeye yönelik baskının “çok yoğun” olduğunu dile getirdi.

Ukrayna lideri, ülkesinin “onurunu kaybetmek ile en önemli müttefikini kaybetme riski arasında çok zor bir seçimle” karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise planın nihai barış için “temel oluşturabileceğini” söyledi ancak Ukrayna’nın masadan çekilmesi halinde daha fazla toprak alacağı tehdidinde bulundu.


İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyor

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
TT

İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyor

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün(Pazar) yaptığı açıklamada Batılı ülkelerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA/UAEA) çalışmalarına müdahale ettiğini savunarak, bu tutumun ajansın diğer ülkelerle ilişkilerini “ciddi şekilde zorlaştırdığını” söyledi.

Başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Bekayi, İran ile UAEA arasında herhangi bir arabuluculuğa ihtiyaç olmadığını vurgulayarak, Kahire’de taraflar arasında sağlanan son mutabakatın “geçerliliğini yitirdiğini” dile getirdi.

Washington’un nükleer müzakerelerde “ciddiyetten uzak davrandığını” öne süren Bekayi, ABD’nin diplomatik teamüllere uygun hareket etmediğini ifade etti. Sözcü, UAEA’nın da ABD ile İsrail’in “siyasi baskılarına boyun eğdiğini” iddia etti.

Bekayi, ABD’yi “dünyanın en büyük istikrarsızlık kaynağı” olarak tanımlarken, Sudan’daki çatışmalara ilişkin değerlendirmesinde de ülkedeki gelişmelerin “son derece kaygı verici” olduğunu belirtti. Sözcü, Sudan’daki gerilimin tırmanmasından “Washington’un sorumlu olduğunu” ileri sürdü.