Başağa, Trablus'a girişi için şartların olgunlaştığını düşünüyor

Dibeybe hükümeti, doğu Libya belediyeleri üzerindeki kontrolünün devam ettiği mesajı veriyor

Dibeybe, dün Trablus'ta doğu bölgesinin belediye başkanlarıyla bir araya geldi (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe, dün Trablus'ta doğu bölgesinin belediye başkanlarıyla bir araya geldi (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Başağa, Trablus'a girişi için şartların olgunlaştığını düşünüyor

Dibeybe, dün Trablus'ta doğu bölgesinin belediye başkanlarıyla bir araya geldi (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe, dün Trablus'ta doğu bölgesinin belediye başkanlarıyla bir araya geldi (Ulusal Birlik Hükümeti)

İstikrar Hükümeti Başbakanı Başağa, Libya'nın başkenti Trablus'a girmek için yeni bir hazırlık içinde.
Başağa başkanlığındaki İstikrar Hükümeti, iktidarı bırakmayı reddeden Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki geçici Ulusal Birlik Hükümeti’ne alternatif olmak üzere Trablus’a girmek için koşulların olgunlaştığını düşünüyor.
Sağlık Bakanı ve Başağa hükümeti sözcüsü Osman Abdulcelil, dün (Perşembe) basına yaptığı açıklamada, “Hükümetin başkent Trablus'a barışçıl bir şekilde girmesi ve işlerini yürütmesi için koşullar büyük ölçüde olgunlaştı” ifadelerini kullandı. Söz konusu girişin tarihi ve nasıl gerçekleşeceği ile ilgili ayrıntı vermeyen Abdulcelil, Başağa'nın hükümet başkanlığına atanmasından sonra alınan kararların, Dibeybe hükümeti tarafından verilen kararlara istinaden, devam etme veya iptal etme kararı vermek üzere bir hukuk komitesine sunuluncaya kadar dikkate alınmayacağını vurgulamakla yetindi.
Söz konusu açıklamalar, ‘Ulusal Hareketlilik Gücü’ temsilcilerinin dün akşam Başağa'ya verdiği destek gerekçesiyle Dibeybe tarafından görevden alınan eski Askeri İstihbarat Teşkilatı başkanı Tümgeneral Usame el-Cuveyli destekçileriyle düzenlediği toplantının yerel kaynaklar tarafından ortaya çıkarılmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti.
Geçtiğimiz Mart ayında Temsilciler Meclisi'nin güvenoyunu kazanan Başağa hükümetinin, Dibeybe tarafından kontrol edilen Trablus’a girmek için kalkıştığı girişimler başarısız oldu.

Dibeybe doğu bölgesindeki belediye başkanıyla görüştü
Öte yandan, Dibeybe hükümeti ülkenin doğusundaki belediyeler üzerindeki kontrolünün devam ettiği mesajı vermeye çalışıyor. Dibeybe, dün başkent Trablus'ta, Yerel Yönetimler Bakanı Bedreddin el-Tumi ile birlikte doğu bölgesindeki şehirlerden bir dizi belediye başkanıyla toplantı yaptı. Toplantı, belediyelerin Ulusal Birlik Hükümeti’nin Yerel Yönetimler Bakanlığına bağlı olduğu ve bakanlığın gözetiminde çalıştığına dair mesaj vermeyi amaçlıyor.
Vatandaşla doğrudan temas halinde olmaları nedeniyle belediyelere büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Dibeybe, Libya'da doğru çözümün ademi merkeziyetçiliği hâkim kılmak olduğuna inandığını ve hükümetinin bu konu üzerinde çalıştığını belirtti.

Menfi Zeninga görüşmesi
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, dün akşam BM Libya Misyonu Başkan Vekili Risdon Zeninga ile yaptığı görüşmede, Başkanlık Konseyi’nin, entegre bir yol haritasının oluşturulması ve seçim kazanımlarının elde edilmesine imkân sağlayacak anayasal bir zeminde anlaşmaya varılması için siyasi sürecin tüm taraflarıyla birlikte çalışmaya devam ettiğini dile getirdi. Menfi, ayrıca, BM Libya Misyonunun siyasi krizin çözülmesine yardımcı olmak için çalıştığına işaret etti.
Öte yandan, Libya'daki Uluslararası Kızılhaç Heyeti Başkanı, Menfi’nin yardımcısı Abdullah el-Lafi ile yaptığı görüşmede, Ulusal uzlaşma projesinin temel yapı taşlarından olan kayıp kişiler ve tutuklular dosyasına gösterilen ilgiden dolayı memnuniyetini dile getirdi. Toplantıda, ilgili yerel ve uluslararası makamlarla koordineli olarak, kayıp ve tutuklular dosyası da dâhil olmak üzere bir dizi dosya ile ilgili komitenin çalışmaları ve elde ettiği sonuçlar ele alındı. el-Lafi, misyonun çalışmalarından övgüyle bahsederek ortak dosyalarda ilerleme sağlanması için iş birliğinin sürdürülmesinin önemini vurguladı.

Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanlığı’ndan toplantı çağrısı
Temsilciler Meclisi Başkanlığı, üyelerini önümüzdeki Pazartesi günü Tobruk’ta bulunan merkezinde resmi bir toplantıya davet etti. Toplantını gündemine ilişkin herhangi bir bilgi verilmedi. Söz konusu toplantı, genel merkezin yakın zamanda gerçekleşen halk protestoları sırasında saldırıya uğramasının ardından yapılacak ilk oturum olacak.
Libya Temsilciler Meclisi Başkanvekili Fevzi El-Nuveyri, basına verdiği demeçte, oturumda siyasi tıkanıklığı çözme yollarını ve bu süreçte anayasal bir zeminde nasıl ilerlenebileceğinin ele alınacağını söyledi. Finans Komitesi Başkanı Ömer Tentuş ise, oturumda, ülkedeki siyasi duruma ek olarak, maaş skalasının birleştirilmesi ve yatırım portföyleri ile ilgili yasanın önündeki engellerin nasıl aşılacağının tartışılacağını belirtti.

Türkiye Bingazi başkonsolosluğunu yeniden açabilir
Diğer taraftan, Türkiye'nin Libya Büyükelçisi Kenan Yılmaz, bölgedeki koşulların uygun hale gelmesi halinde Bingazi kentindeki kapalı başkonsolosluğun yeniden hizmet verebileceğini duyurdu.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Büyükelçi Kenan Yılmaz, Türkiye ile Libya arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmesi için önemli fırsatların bulunduğunu ve iki tarafın ilişkilerin geliştirilmesi için çabalarını sürdürdüklerini belirtti. Ayrıca Ankara'nın iktidarda olan hükümetle işbirliği içinde, Trablus ile ticaret, ekonomi, yatırım, kültür, sağlık ve güvenlik gibi her alanda ilişkilerini geliştireceğini aktardı.
Büyükelçi Yılmaz, Temsilciler Meclisi Başkanı Akıle Salih'in geçtiğimiz yıl Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretin önemine değinerek, Türkiye'nin geçen yıl Libya'ya ihracatının yaklaşık 3 milyar dolar, ikili ticaret hacminin ise 4,5 milyar dolar olduğunu kaydetti.



Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.


Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
TT

Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)

Papa 14. Leo'nun uçağı Beyrut'tan ayrılır ayrılmaz İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) yeniden şehrin semalarında uçmaya başlaması, ziyarete eşlik eden sakinliğin hesaplanmış, geçici ve ziyaretle ilgili kaygılarla dayatılan bir durum olduğunu gösteriyor.

İsrail Yayın Kurumu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Lübnan'a yönelik İsrail tehditleri arasında, ABD elçisi Morgan Ortagus'la, Lübnan'ın başkenti Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldiğini bildirdi.

Ayrıca İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, "X" hesabından paylaştığı videoda, "Hizbullah"ın 121. Birimi'nin, 2020'deki Beyrut limanı patlamasıyla ilgili ipuçlarını ortaya çıkarmak üzere oldukları için Joseph Skaff, Munir Ebu Racili, Joe Bejjani ve Lokman Slim olmak üzere dört önemli Lübnanlı ismin öldürülmesinin arkasında olduğunu söyledi.

Papa Leo, liman patlamasının yaşandığı yeri ziyaret ederek, patlamada hayatını kaybedenlerin ruhları için sessizce dua etti ve kendisini gözyaşlarıyla karşılayan, ellerinde sevdiklerinin fotoğrafları olan çok sayıda vatandaşla tokalaştı.


İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
TT

İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)

İsrail, Lübnanlı Hizbullah örgütünü, 2020 yılında Beyrut limanında meydana gelen ölümcül patlamada örgütün rolünü ifşa edebilecekleri gerekçesiyle çok sayıda Lübnan vatandaşını öldürmekle suçladı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre dört kurban, patlamanın Hizbullah'ın yüksek patlayıcı amonyum nitrat depolamasından kaynaklandığını ortaya koymuş olabilir.

İsrail ordusu, ölen kişilerin Hizbullah ile patlama arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren gümrük memurları ve gazeteciler olduğunu iddia etti.

Bilgiler bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı. Hizbullah daha önce patlamanın sorumluluğunu reddetmişti.

Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamada 200'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin kişi yaralanmış ve mahalleler yerle bir olmuştu.

Patlamaya, güvenlik önlemleri alınmadan yıllarca depolanmış yüzlerce ton yüksek patlayıcı amonyum nitrat neden oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu, dünyanın en büyük nükleer olmayan patlamalarından biriydi.

Patlamadan bugüne kadar kimse sorumlu tutulmadı.

Soruşturma, öncelikle siyasi nüfuz, yargısal engeller ve yaygın yolsuzluk nedeniyle tıkandı.

Yetkililer soruşturmadan kaçıyor ve hâkimler engelleniyor.

Hükümet, yılın başında soruşturmayı yeniden başlatacağını duyurdu. Bu girişim, siyasi açıdan güçlü Hizbullah'ın İsrail'le savaş nedeniyle zayıflaması ve soruşturmaların yıllardır ilerlemesinin engellenmesiyle de desteklendi.