Uzmanlar: Çin’deki son gerilim, Pekin’in askeri tatbikatları tekrarlama olasılığını artırdı

Çin’in Tayvan çevresindeki son tatbikatlarının ardından, Tayvanlı askerler ülkenin olası bir Çin işgaline karşı hazırlık olarak tatbikatlar düzenliyor (EPA)
Çin’in Tayvan çevresindeki son tatbikatlarının ardından, Tayvanlı askerler ülkenin olası bir Çin işgaline karşı hazırlık olarak tatbikatlar düzenliyor (EPA)
TT

Uzmanlar: Çin’deki son gerilim, Pekin’in askeri tatbikatları tekrarlama olasılığını artırdı

Çin’in Tayvan çevresindeki son tatbikatlarının ardından, Tayvanlı askerler ülkenin olası bir Çin işgaline karşı hazırlık olarak tatbikatlar düzenliyor (EPA)
Çin’in Tayvan çevresindeki son tatbikatlarının ardından, Tayvanlı askerler ülkenin olası bir Çin işgaline karşı hazırlık olarak tatbikatlar düzenliyor (EPA)

Çin, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı ziyarete yanıt olarak Tayvan çevresinde gerçekleştirilen 7 günlük geniş çaplı tatbikatların sona erdiğini ancak düzenli devriyeye devam edeceğini duyurdu.
Deutsche Welle gazetesi uzmanlara şu soruları sordu:
Çin’in gerilimi artırmasının sonuçları ne olur ve Tayvan kendisini nasıl savunabilir?
Uzmanlar, Çin’den gelen son askeri hamlelerin, demokratik özerk ada yakınlarında Çin askeri operasyonlarının tekrarlanma olasılığını artırdığına dikkat çekti.
Almanya merkezli Marshall Fonu’nun Asya Programı Direktörü Bonnie Glaser, Çin’in son askeri adımlarını şöyle yorumladı:
“Çinlilerin statükoyu değiştirmeye ve Tayvan Boğazı’nda yeni bir normal yaratmaya çalıştıklarına inanıyorum. Çin benzeri görülmemiş bir şey yapmak istediğine karar verdi ve askeri yeteneklerinin gelişimini ve kararlılığını göstermek istedi. Tayvan’a bir abluka uygulayabileceklerini açıkça göstermelerinden endişeliyim.”
Çin, geçtiğimiz Çarşamba günü Tayvan’daki ‘ayrılıkçı faaliyetlere’ sıfır tolerans gösterdiğini ifade etti.
Pekin, Tayvan ve Çin’in ‘barışçıl bir şekilde yeniden birleşmesini’ sağlama hedefinin altını çizerken, ‘güç kullanımından vazgeçmeyeceğini ve gerekli tüm önlemleri alma seçeneğini saklı tuttuğunu’ da vurguladı.
Çin ayrıca dış güçlerin müdahalesine veya ayrılıkçı unsurların radikal eylemlerine karşı güç kullanmakla tehdit etmeye devam etti.

Gerilimin artacağına dair endişeler
Kaliforniya’daki ABD Deniz Yüksek Lisans Okulu’nda güvenlik konusunda uzman olan Christopher Twomey, Çin ile ABD arasındaki gerilimin artması ve Pekin’in Tayvan yakınlarında ‘düzenli devriyeler’ yürütme taahhüdünün endişe verici ve tehlikeli bir gelişmeye işaret ettiğini söyledi.
Twomey konuya dair değerlendirmesine şu ifadelerle devam etti;
“Tayvan kuvvetlerinin devam eden operasyonunu ve ABD kuvvetlerinin uluslararası su yollarında ara sıra geçişlerini görebiliyoruz. Çin kuvvetleri orada rutin olarak ne kadar çok operasyon yaparsa, tehlike o kadar artar. Buradaki gerçek endişelerden biri, Çin’in yanıt vermesi gerektiğini düşündüğü bir sonraki siyasi veya diplomatik hamle olduğunda, Çinlilerin bir dahaki sefere daha fazlasını yapmak zorunda kalabileceğidir.”

Tayvan kendisini nasıl savunabilir?
Twomey, Çin’in son askeri tatbikatlarından görmeyi umduğu sonuçlardan birinin, Tayvan tarafından bazı stratejilerin daha ciddi bir şekilde benimsenmesi olduğunu söyledi.
Güvenlik uzmanı, “Tayvan’ın odak noktası, uçak veya büyük ölçekli açık deniz platformları gibi pahalı ekipmanlara daha az, rezervleri güçlendirmeye ve kıyı bölgelerinden fırlatılabilecek gemisavar seyir füzesi stokları oluşturmaya daha fazla odaklanmak olmalı” dedi.
Tayvan Ulusal Savunma ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü analistlerinden Tzu-yun Su ise, “Pekin’in zorladığı yeni statükoya daha iyi hazırlanmak için Taipei’nin güvenliği için diğer ülkelere güvenmeye çalışmadığını göstermesi gerek” diye konuştu.
Tzu-yun Su, “Tayvan, Almanya’nın Rusya-Ukrayna savaşının ardından bu yılın başlarında yaptığı savunma bütçesini de artırmalı. Ayrıca Tayvan, daha hızlı bir şekilde daha etkili bir savunma gücü oluşturan kara tabanlı hava savunma füzeleri veya kara tabanlı gemisavar füzeler için askeri yatırımlara öncelik vermelidir” ifadelerini de kullandı.



Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
TT

Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)

İçişleri Bakanı dün verdiği bir röportajda, Almanya'nın, suç işlemekten hüküm giymiş Afgan mültecilerin sınır dışı edilmesini kolaylaştırmak için Afganistan'da iktidardaki Taliban yetkilileriyle doğrudan müzakere etmeyi düşündüğünü söyledi.

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Alexander Dobrindt Alman “Focus” dergisine verdiği mülakatta şunları söyledi: “Mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Afganistan ile doğrudan anlaşmalar yapmaya çalışıyoruz.”

Muhafazakar bakan, Taliban ile iletişimin şu anda sadece aracı ülkeler üzerinden sağlandığını belirterek, “bu durumun kalıcı bir çözüm olamayacağını” vurguladı.

Sosyal Demokrat Olaf Scholz başkanlığındaki bir önceki hükümet, göç konusundaki sertliğini göstermek amacıyla, 30 Ağustos 2024 tarihinde, Taliban'ın Ağustos 2021'de iktidara dönmesinden bu yana benzeri görülmemiş bir şekilde, suç işlemekten hüküm giymiş 28 Afgan'dan oluşan bir grubu sınır dışı etti.

Berlin Taliban hükümetini tanımadığı için o dönemde Alman makamları Katar üzerinden dolaylı müzakereler yürütmüştü.

Ancak, farklı siyasi partilerden Alman yetkililerin, hükümetin Almanya'da suç işlemekten hüküm giymiş Afgan sığınmacıların sınır dışı edilmesini yoğunlaştırma niyetinde olduğunu teyit etmelerine rağmen bu süreç tekrarlanmadı.

Daha önce Suriye'yi sınır dışı edilebilecek güvenli olmayan ülkeler kategorisine alan ve eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimiyle diplomatik ilişkilerini kesen Almanya, Suriyeli mültecilere yönelik politikasını gözden geçirmeye çalışıyor.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz bu hafta yaptığı açıklamada, “Suriye'ye sınır dışı edilmenin artık mümkün olduğunu” söyledi.

Avusturya hükümeti dün, son yıllarda Avrupa Birliği içinde ilk olarak, bir suçtan hüküm giymiş bir Suriye vatandaşının ülkesine sınır dışı edildiğini duyurdu.

Bu arada Alman haber dergisi Focus, İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt'in dün Almanya'nın hüküm giymiş Afgan suçluların ülkelerine geri gönderilmesini kolaylaştırmak için Taliban ile doğrudan görüşmeler yapmak istediğini söylediğini aktardı. Dobrindt ayrıca, Suriye'ye sınır dışı edilmeleri de kolaylaştırmaya çalıştıklarını söyledi. Avusturya İçişleri Bakanlığı, 15 yıl sonra ilk kez Suriyeli bir göçmeni dün İstanbul üzerinden Şam'a giden ticari bir uçakla ülkesine sınır dışı ettiğini açıkladı.

Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner, nisan ayında o zamanki Alman mevkidaşı Nancy Wieser ile birlikte Şam'ı ziyaret ettiğini söyledi. Ziyaretin odak noktası tehlikeli suçluların ve İslamcı tehdit oluşturan kişilerin sınır dışı edilmesiydi.

Şarku’l Avsat’ın Focus dergisinden aktardığına göre Dobrindt, “Suriyeli suçluların ülkelerine geri gönderilmesine ilişkin bir anlaşma için Suriye ile temaslar var ama henüz bir sonuç alınamadı” ifadelerini kullandı.

Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP) Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP)

Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, Beşşar Esed rejiminin aralık ayında devrilmesinin ardından yaşanan kaos sırasında, Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili kararları askıya almıştı. Suriyeli sığınmacıların başvuruları mayıs ayında yeniden değerlendirmeye alındı.