Bilim insanları dev göktaşı çarpmalarının kıtaları şekillendirdiğini öne sürdü

Kadim göktaşlarını incelemeyi başaran araştırmacılar, gezegenimizin tarihindeki rollerini buldu

Araştırma, dev göktaşı çarpmalarının kıtaları oluşturduğuna dair kanıtlar buldu (NASA)
Araştırma, dev göktaşı çarpmalarının kıtaları oluşturduğuna dair kanıtlar buldu (NASA)
TT

Bilim insanları dev göktaşı çarpmalarının kıtaları şekillendirdiğini öne sürdü

Araştırma, dev göktaşı çarpmalarının kıtaları oluşturduğuna dair kanıtlar buldu (NASA)
Araştırma, dev göktaşı çarpmalarının kıtaları oluşturduğuna dair kanıtlar buldu (NASA)

The Independent'ın haberine göre bilim insanları, Dünya'ya çarpan devasa göktaşlarının kıtaların oluşmasına katkı sağladığını iddia etti.
Yeni bir araştırmaya göre, gezegenimiz ilk milyar yılında, kara parçalarının şeklinin oluşmasını sağlayan bir dizi uzay nesnesinin bombardımanına uğradı.
Araştırmacılar uzun zamandır bu tür çarpmaların kıtaların şekillenmesinde rol oynadığından şüpheleniyordu. Fakat şimdiye kadar çok az kanıt vardı.
Kadim göktaşlarını incelemeyi başaran araştırmacılar, gezegenimizin tarihindeki rollerini buldu.
Curtin Üniversitesi'nden Tim Johnson, "Dünya'nın en iyi korunmuş kadim kabuk kalıntısını temsil eden Batı Avustralya'daki Pilbara Kratonu'ndan gelen kayalardaki küçük zirkon minerali kristallerini inceleyerek, bu dev göktaşı çarpmalarının kanıtlarını bulduk" dedi.
Johnson, "Bu zirkon kristallerindeki oksijen izotoplarının bileşiminin incelenmesi, yüzeye yakın kayaların erimesiyle başlayan ve dev göktaşı çarpmalarının jeolojik etkisiyle uyumlu olarak daha derinlere doğru ilerleyen 'tepeden aşağıya' bir süreç ortaya çıkardı. Araştırmamız, nihayetinde kıtaları oluşturan süreçlerin, dinozorların yeryüzünden silinmesinden sorumlu olanlara benzer fakat milyarlarca yıl önce meydana gelen dev göktaşı çarpmalarıyla başladığına dair ilk somut kanıtı sunuyor" ifadelerini kulandı. 
Kıtaların oluşumu, gezegenimizin yapısını belirlemenin yanı sıra başka açılardan da kritik öneme sahip. Dünya'daki kara kütleleri, gezegendeki biyokütlenin, insanların ve önemli minerallerin neredeyse tamamına ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Dr. Johnson, "Kıtalar özellikle lityum, kalay ve nikel gibi çok önemli metaller barındırıyor; bunlar iklim değişikliğini azaltmaya yönelik yükümlülüğümüzü yerine getirmek adına ihtiyaç duyduğumuz yeni temiz teknolojiler için vazgeçilmez maddeler" dedi.
Bulguları açıklayan "Dev çarpmalar ve kıtaların kökeni ve evrimi" (Giant impacts and the origin and evolution of continents) başlıklı makale 10 Ağustos'ta Nature akademik dergisinde yayımlandı.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space