Moderna: Koronavirüs aşıları ‘iPhone’ gibi gelişim gösterecek

Şırıngaların arkasından okunan Moderna (Reuters)
Şırıngaların arkasından okunan Moderna (Reuters)
TT

Moderna: Koronavirüs aşıları ‘iPhone’ gibi gelişim gösterecek

Şırıngaların arkasından okunan Moderna (Reuters)
Şırıngaların arkasından okunan Moderna (Reuters)

Moderna, önümüzdeki beş yıl içinde koronavirüs, grip ve başka bir yaygın solunum yolu virüsünü kapsayacak şekilde yıllık tek dozluk takviye dozu sunmayı umduğunu açıkladı.
CNN Business'e konuşan ABD'li ilaç ve biyoteknoloji devinin CEO'su Stéphane Bancel, koronavirüs mutasyona uğramaya devam ederken, Moderna'nın aşılarını güncellemeye devam etmesi gerekeceğini ve bunu tüketiciler için daha kullanışlı hale getirmeye çalışacağını söyledi.
Bancel, 3 ila 5 yıl içerisinde geliştirilecek aşı takvimi akıllı telefonların kaydettiği gelişmeyle kıyasladı.
Moderna CEO’su açıklamasında, “İlk kez iPhone satın aldığınızda kamera harika olmaz, her şey harika olmaz, ama birçok şey vardır. Pek çoğumuz her eylül yeni bir iPhone alır, yeni uygulamalar edinir, eski uygulamaları günceller. Burada da tamamen aynı fikir geçerli, koronavirüs, grip ve RSV [solunum sinsityal virüsü] aşısını tek bir doz içinde alacaksınız” şeklinde konuştu.
Bancel, Moderna'nın on milyarlarca dolar gelir elde etmesine ve dünya çapında 70’ten fazla pazarda iş yapmasına yardımcı olan Kovid-19 pandemisinin bu yıl içinde sona erebileceği tahmininde bulundu.
“Bence -bazı ülkelerde değilse bile- tüm araçların el altında olduğu ve herkesin risk toleransına göre kendi kararını verebileceği bir dünyaya doğru yavaş yavaş ilerliyoruz” diyen Bancel, daha çok insanın gripte olduğu gibi 'virüsle yaşamayı' tercih edeceğine inandığını dile getirdi.
Moderna CEO’su, bağışıklığı baskılanmış insanlar veya pandemiden önce bile maske takmanın yaygın olduğu Japonya gibi ülkeler örneklerinde olduğu gibi yaklaşımların farklılık göstermeye devam edeceğini kaydederek, “Çok fazla mutasyona sahip çok şiddetli hastalığa neden olan çok kötü bir varyantla karşı karşıya kalma olasılığımız her zaman yüzde 20'dir” dedi.



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism