Tahran, Washington'a “gerçekçi ve pratik” bir vizyon çağrısında bulundu

Avrupa Birliği tarafından açıklanan nihai metin İran’da uzman düzeyinde inceleniyor

İran heyeti başkanı Ali Bakıri Kani, Viyana'daki son müzakere turundan ayrılırken (EPA)
İran heyeti başkanı Ali Bakıri Kani, Viyana'daki son müzakere turundan ayrılırken (EPA)
TT

Tahran, Washington'a “gerçekçi ve pratik” bir vizyon çağrısında bulundu

İran heyeti başkanı Ali Bakıri Kani, Viyana'daki son müzakere turundan ayrılırken (EPA)
İran heyeti başkanı Ali Bakıri Kani, Viyana'daki son müzakere turundan ayrılırken (EPA)

Viyana'daki nükleer müzakerelerin sona ermesinden ve İran müzakere heyetinin Tahran'a dönmesinden günler sonra Nour News haber sitesi, Avrupa Birliği (AB) tarafından açıklanan nihai metnin uzman düzeyinde incelendiğini aktardı.
Nour News, “İran nükleer müzakere heyetinin dönüşünden hemen sonra Avrupa Birliği Koordinatörlüğü’nün fikirlerinin gözden geçirilmesi süreci uzman düzeyinde başladı ve devam ediyor” dedi. Aynı zamanda Avrupa koordinatörünün fikirlerini gözden geçirmek için Tahran'da henüz üst düzey bir toplantı yapılmadığına değinen haber sitesi, “Olağan prosedüre göre, uzman incelemesinin bitiminden sonra, nihai karar için ön bulgular karar verme seviyelerine sunulacak” ifadelerini aktardı.
İran medyası, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın İran'ın Avrupalılar aracılığıyla ABD’yebir mesaj gönderdiğini söylediğini aktardı. Abdullahiyan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, “ABD tarafının gerçekçi ve pragmatik bir bakış açısıyla ve İran'ın haklı ve yasal taleplerini kabul ederek bir anlaşmaya zemin hazırlamasını umuyoruz” şeklinde konuştu.
İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Çavuşoğlu'nun, “Müzakerelerin İran halkının hakları ve tüm tarafların ortak çıkarları bağlamında bir an önce sona ermesi yönündeki umudunu dile getirdiği” belirtildi.
İran devlet televizyonu ise Rusya'nın Viyana'daki İran nükleer Başmüzakerecisi Mihail Ulyanov’un, İran nükleer sorununun er ya da geç çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Anlaşma metnini yeniden yazma olasılığı var” açıklamasını alıntıladı. AB tarafından açıklanan metnin "son ve nihai metin" olup olmadığını merak eden Ulyanov, müzakereler aksamadan geçtiğimiz Mart ayında taslakta meydana gelen değişikliklere işaret etti ve “Dolayısıyla mevcut metnin nihai metin olduğunu söyleyemem” dedi.
Moskova'nın müzakerelerde İran'ın tutumuna verdiği desteği yineleyen Ulyanov, ABD (azami baskı) politikasının kurbanı olan ve pozisyonlarını ifade etme hakkına sahip olan İran başta olmak üzere tüm tarafların nihai metinden memnun olması gerektiğine dikkati çekerek,  İran’ın metinde değişiklik yapmak istemesi halinde desteklerini sürdüreceklerini bildirdi.
İran medyası, iki gün önce Avupa tarafından Viyana müzakereleri sonucunda sunulan ‘nihai metin’ konusundaki tutuma yönelik sert eleştiriler sarfetti. İran dini lideri Ali Hamaney'in ofisine yakın olan Kayhan gazetesi, Avrupa Birliği'nin sunduğu nihai metni “felaket” ve “zararlı” olarak nitelendirirken, müzakerelerin İran’ın istediği sonuca henüz ulaşmadığını aktardı.
Nour News isimli haber sitesi ise, AB’nin tutumuna işaret ederek, AB'nin nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerinin koordinatörü olduğunu ve nihai bir metin olarak teklif sunamayacağını, müzakerelere ilişkin kararın "müzakere taraflarının elinde" olduğunu vurguladı.
İran Dış Politika ve Ulusal Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı İbrahim Azizi de İran parlamentosunda yaptığı konuşmada, “Nihai metin, ulusal çıkarlarımızı ve rejimin stratejik hedeflerini sağlamalı” ifadelerini kullandı.



Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
TT

Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)

Dürziler, dini ve sosyal gizliliğini korumaya çalışırken, Ortadoğu'da Lübnan, İsrail ve Suriye gibi yayıldığı ülkelerde siyasi roller oynayan bir azınlığı oluşturuyorlar.

Son birkaç gün boyunca, Güney Suriye'deki Suveyda şehrinde Dürzi milisler, Bedevi milislerle çatışmaya girdiler ve bunun sonucunda yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetti. Suriye hükümeti güçleri salı günü Suveyda şehrine girip ateşkes ilan ederken, İsrail Suriye güçlerini hedef alan hava saldırıları düzenlediğini duyurdu. Zira Tel Aviv daha önce azınlık Dürzi halkını korumaya ve Güney Suriye'de asker konuşlandırmayı önlemeye çalışacağına söz vermişti.

Peki Dürziler kimdir ve inançları, siyaset ve toplumdaki rolleri hakkında ne biliyoruz?

Dini inançları

Dürzilik, 11’inci yüzyılın başında, İmamiye’den (İsna Aşeriye) sonra Şiiliğin ikinci en büyük dalı olan İsmâiliyye mezhebinin bir fırkasıdır.

Kendilerine Muvahhidun diyen Dürziler, Lübnan'daki en yüksek dini otorite olan el-Akl Şeyhliğinin web sitesine göre, “Bir ve tek olan, yeri ve göğü yaratan Allah’a” meleklerine, peygamber ve resullerine, ahiret gününe inanırlar.

Mezhep mensupları ile sınırlı olan öğretilerinin gizliliğini açıklar şekilde, ritüellerine aşina olan ve adının açıklanmasını istemeyen birinin AFP’ye vurguladığı gibi, Dürziler inançlarında “zahiri mesaj ile batini mesaj”ı temel alırlar.

Bahsi geçen kişi, tek tanrılı dinlerin uzun bağlamlarına dayanan, dini kavramları felsefe ile karıştırma yoluyla Platon'un fikirlerinden etkilenen, “Allah’ın gerçek tevhidinde olgun bir aşamaya” dayanan öğretilerden bahsediyor.

Dürzilik, sözde doğruluk, iman kardeşlerini koruma ve karşılıklı yardım, İblis'i ve bütün şer güçleri tanımama gibi yedi temel tavsiyeyi (esası) benimser ve reenkarnasyonun “mezhebin bir parçası” olduğuna inanır.

Dini günler

Dini günleri, diğer mezhepler ile aynıdır. Ek olarak, kurban bayramından önceki on gün boyunca yapılan günlük toplantılar vardır. Bu toplantılarda dini okumalar, bazı ibadetler, bazı şiirler ve manevi okumalar yapılır. Bunlar Muvahhid birisinin yerine getirmesi halinde gerçek tevhidi uygulamış kabul edileceği yedi esası pekiştirmektedir.

Aynı şekilde, Hicri yeni yılı ihya ederler ve herkes gücü yettiğince zekat öder.

Şeyhleri iman kardeşlerini koruma ve iletişimi koruma ilkesini yerine getirmek için perşembe-cuma gecesi ritüelleri ve ibadetleri eda etmek, dini okumalar yapmak amacıyla toplanırlar.

Mezhebin öğretileri mensupları arasında gizli kalır ve bazı karma evliliklerin varlığına rağmen, genellikle Dürzilerin kendilerine mezhep mensuplarının dışında hayat arkadaşı seçmeleri hoş karşılanmaz.

Yayıldıkları bölgeler

Dindar erkeklerinin siyah kıyafetler giyinip başlarına beyaz sarık sardıkları, kadınlarının ise yine siyah kıyafetler giyip, başlarını ve yüzlerinin bir kısmını örten beyaz bir başörtü taktıkları Dürzilerin sayısının 1 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.  

Dürzi mezhebi mensupları çoğunlukla Lübnan, Suriye, Filistin toprakları ve Ürdün'deki dağlık bölgelerde yoğun bir şekilde yaşıyorlar.

Suriye'deki nüfuslarının 700 bin olduğu tahmin ediliyor ve çoğu kaleleri sayılan Suveyda şehrinin bulunduğu ülkenin güneyinde yaşıyor. Ayrıca Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya ilçeleri ile ülkenin kuzeybatısındaki Idlib'de sınırlı sayıda bulunuyorlar.

Lübnan'da sayılarının yaklaşık 200 bin olduğu tahmin ediliyor ve yoğun olarak ülkenin merkezindeki dağlarda, özellikle de Şuf, Aliya ve el-Metn el-Ala bölgelerinde, ayrıca Cebel el-Şeyh’in batı eteklerindeki Hasbaya ve Raşiya gibi bölgelerde yaşıyorlar.

İsrail'de ise Celile, Karmel Dağı ve işgal altındaki Golan Tepeleri'nde 20'den fazla köyde dağınık bir şekilde yaşıyorlar. Merkezi İstatistik Bölümü'ne göre, İsrail vatandaşlığına sahip olanların sayısı 153 bin. Ek olarak, Golan'da yaşayan yaklaşık 23 bin Dürzi’nin büyük çoğunluğu kalıcı İsrail ikametgah belgesine sahip.

İsrail'deki Dürzi Mirası Merkezi'ne göre, İsrail mezhebi “kendi mahkemeleri ve bağımsız manevi liderliği ile tek başına bir oluşum olarak” tanıyor.

Tarihçi Sami Nesib Makarem, “Dürzi İnancı” adlı kitabında, özellikle Lübnan ve Kuzey Suriye'deki bazı Dürzilerin “16. yüzyıldan itibaren Cebel-i Havran'a göç ettiğini” ve bölgenin “Cebel-i Dürzi” olarak anılmaya başladığını belirtiyor.

Buradan bazıları, özellikle kuzeyde yaklaşık 15 bin ila 20 bin Dürzi'nin yaşadığı Ürdün'e göç etti.

Az sayıda Dürzi de Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Avustralya gibi dünyanın çeşitli bölgelerine ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika'ya göç etti.

Sosyal ve politik rol

Dürziler, farklı ülkelere yayılmalarına rağmen yakın bağlarını sürdürmeye çalıştılar.

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden tarihçi Profesör Makram Rabah, Dürziler, Maruniler ve Lübnan Dağı'ndaki çatışmalar üzerine yazdığı bir diğer kitapta şu açıklamayı yapıyor: “Karma evlilikler ve Dürziler arasında ilişkiler var ve din adamları bu ilişkinin sürdürülmesinde önemli bir rol oynuyorlar. Sınırlar çizilmiş olsa da, Dürziler onları gerçekte tanımadılar.”

Makram'a göre, bir azınlık olmalarına rağmen, Ortadoğu'da Dürziler “bölgenin siyasi ve sosyal yaşamında, ekonomik ve sosyal meselelerinde önemli ve bazen öncü bir rol” oynadılar.

Bu durum genellikle, azınlığın rolünü, büyüklüğünün ötesinde şekillendirmede önemli bir etkiye sahip olan feodal liderlerden veya aile liderlerinden kaynaklanıyordu.

Örneğin Lübnan'da lider Kemal Canbolat, 1950'lerden iç savaşın başlangıcı (1975-1990) ve 1977'deki suikastına kadar önemli bir siyasi rol oynadı.

Suriye'de Fransız manda yönetimi, 1921'de Cebel el-Dürzi bölgesine idari bağımsızlık verdi ve bu statü 1937'ye kadar devam etti. Ancak bu dönemde, en önde gelen Dürzi liderlerinden biri olan Sultan Paşa el-Atraş, 1925'te Fransızlara karşı patlak veren büyük bir ayaklanmaya liderlik etti.

İsrail'e gelince, Makram Rabah, Dürzilerin “devlete tamamen entegre olduklarını ve orduda görev yaptıklarını, bunun da onlara devlet nezdinde daha fazla nüfuz sağladığını” açıklıyor.

Suriye'de çatışmanın patlak vermesinin ardından Dürziler, kendilerini çatışmadan ve sonuçlarından uzak tuttular. Birkaç istisna dışında, genellikle rejime karşı silahlanmadılar veya muhalefete katılmadılar. Bulundukları bölgelerde çeşitli silahlı grupların parçası olan Dürziler, Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra iktidara gelen yeni yetkililerle henüz bir anlaşmaya varamadılar.

Nisan ayı sonlarında Şam kırsalındaki iki bölgede patlak veren ve Suveyda'ya uzanan çatışmalar, Dürzi milisler ile güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu en az 119 kişinin ölümüne yol açtı. Bu kanlı çatışmaya İsrail hava saldırılarıyla müdahale etti ve Şam’ı, Dürzilere zarar verilmemesi konusunda uyardı.

Nadir görülen bir siyasi ayrışmayla, Dürziler arasında son olaylara ilişkin tutumlar farklılaştı. Kemal Canbolat’ın oğlu Lübnanlı lider Velid Canbolat, Dürzileri Müslümanlar ile “sonsuz bir savaşa” sürüklemek konusunda uyarıda bulunurken, dini otoriteler ve Suriyeli Dürzi askeri gruplar, Dürzilerin ülkenin “ayrılmaz bir parçası” olduğunu vurguladılar.Şarku'l Avsat'ın Independet Arabia'dan aktardığı analize göre buna karşılık, Suriyeli din adamları ve İsrail’deki Dürzilerin dini lideri Şeyh Muvaffak Tarif, İsrail'e Suriye Dürzilerini koruma çağrısında bulundular.

Rabah, bu tarafların “farklı ajandalara sahip olduğunu ve daha da önemlisi, üç ülkeye uzanan bir nüfuz mücadelesi olduğunu” belirtti.